Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 3. Daire 2009/617 Esas 2009/1084 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYüksekİdareMahkemesi
Dairesi: 3. Daire
Esas No: 2009/ 617
Karar No: 2009 / 1084
Karar Tarihi: 22.10.2009

(5510 S. K. m. 14, Geç. m. 14) (3713 S. K. m. 21)

Davacının, dilekçesinde özetle; 1995 yılında Hatay Yayladağı bölgesinde bir karakola takviye olarak giderken teröristlerce tuzaklanan mayının patlaması üzerine derhal içinde bulunduğu araçtan inmek zorunda kaldığını ve bu esnada dizini taşa çarparak yaralandığını, bununla ilgili olarak bir süre tedavi olup daha sonra ameliyat geçirdiğini ve hakkında sınıfı görevini yapamaz ancak Sınıflandırma Yönetmeliğinde rahatsızlığı ile ilgili (+) işaretli sınıflarda sınıflandırılması uygundur. şeklinde sağlık kurulu raporu düzenlendiğini, daha sonra sınıf değiştirip göreve devam ettiğini, hakkında adi malul kararı alınması üzerine bu karara itiraz ettiğini, ancak değişmemesi üzerine açtığı dava sonucunda vazife malulü sayıldığını, en son 5510 sayılı kanunun 14'ncü maddesi uyarınca 3713 Sayılı Kanun kapsamında olanlara görev aylıkları ile birlikte emekli aylığının da verileceği şeklindeki hükme istinaden ilgili kuruma istemde bulunduğunu, buna olumsuz yanıt verilmesi üzerine ise işlemin iptali istemiyle bu davayı açtığı görülmektedir.

Dava dosyası ve Kurumun tahsis dosyasın incelenmesinden aşağıdaki hususlar tespit edilmiştir.

Davacı teğmen rütbesi ile görev yaptığı esnada, 24 Kasım 1995 tarihinde bir başka karakola yardım için giden bir konvoydaki ZPT aracında iken teröristlerce ileride bir mayın tuzaklaması sonucu oluşan patlama nedeniyle aracı tahliye ettiği esnada düşerek dizini incittiğini beyan etmiştir.

Davacının böyle bir olay nedeniyle dizini yaralandığına dair tutanak vs. tutulmamıştır. Ancak tanık P. Yzb ...........; davacının ZPT'nden tahliye esnasında bacağını zedelediğini diğer personelden duydum şeklinde beyanı mevcuttur.

Davacı bundan sonra çeşitli aralıklarla dizinden şikâyeti nedeniyle revire çıkmış ve en son hakkında 600 Yataklı Hv. Hastanesinin 26 Ağustos 1998 günlü Sağ diz ön çapraz bağ ameliyatlısı ve dizde laksite B/58 F-2 sınıfı görevini yapamaz yeniden sınıflandırılması uygundur. TSK II no'lu çizelgede (+) işaretli sınıflarda görev yapar. şeklinde rapor düzenlenmiştir. Davacı bunun üzerine personel sınıfına tefrik edilmiş olup halen Türk Silahlı Kuvvetlerinde binbaşı rütbesi ile görev yapmaktadır.

Davacı hakkında bilahare adi malul kararı alınmış, bu karara karşı açılan dava sonucunda Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 1 nci Dairesi E.2000/959 K.2003/332 sayılı kararı ile Her ne kadar davacının iddia ettiği olay ile ilgili birliği tarafından herhangi bir olay tutanağı tutulmamış ve davalı kurumca olay tarihi olan 24 Kasım 1995 tarihi ile davacının İskenderun Dz.Hastanesine müracaat ettiği 29 Ocak 1996 tarihleri arasında birlik revirine viziteye çıktığı hususunun belgelendirilmediği ileri sürülmüş ise de; Tahsis dosyası 22 dizide yer alan İskenderun 39'uncu Mknz.P.Tug.K.lığının 25 Kasım 1998 tarihli yazısında Olayda yer alan P.Ütğm............... değil, P.Ütğm............'dur denildikten sonra söz konusu olayda birlik tarafından herhangi bir kayıt tutulmadığı belirtilerek, davacının Bölük Komutanı P.Yzb.'nın konu ile ilgili ifadesinin Ek'te sunulduğu, bu ifade de davacının dava dilekçesinde belirttiği şekilde olayın olduğuna yönelik anlatımların yer aldığı, keza; benzer anlatımlara diğer bir deyişle olayın olduğuna ilişkin bir erin ifadesinin bulunduğu, yine davacının dava dilekçesinde 27 Kasım 1995 tarihinde 7 gün istirahat aldığını belirtmesine rağmen, bununla ilgili belge sunulamamış ise de; takip eden tedavi, ameliyat ve istirahat raporlarının davacının anlatımlarını tamamladığı, genç bir subay olan davacının başlangıçta basit bir yaralanma olarak kabullendiği sakatlığına ilişkin olarak hemen viziteye çıkamamasının da askerlik sanatının olağan yapısından kaynaklandığı ve Komutanları tarafından çatışma bölgesinden kaçıyor izlenimine kapılmaması için davacı tarafından ihmal edilmiş olmasının mümkün bulunduğu, belirtilen nedenlerle davacının anlatımları, tanık beyanları ve birbirini tamamlayan sağlık raporları dikkate alındığında, yaralanmanın vazifenin ifası (çatışma) sırasında vazifenin sebep ve tesiri ile meydana geldiği vicdani kanaatine ulaşılmıştır. şeklindeki gerekçe ile işlemi iptal etmiştir.

Davacı bu kez 5510 sayılı Kanunun çıkması üzerine bu Kanunun Geçici 14'ncü maddesi uyarınca kendisine görevde iken (görev aylığı ile beraber) 3710 sayılı Kanun uyarınca da vazife malulü aylığı bağlanması isteminde bulunmuş, bu istemine olumsuz yanıt verilmesi üzerine işlemin iptali istemiyle dava açmıştır.

Başsavcılık düşüncesinde her ne kadar, taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacının aylığının 3713 sayılı Kanun uyarınca arttırılmaması olduğu belirtilmiş ise de uyuşmazlık bu olmayıp uyuşmazlık; evvelce vazife malullüğüne karar verilen bir kimsenin 5510 sayılı kanunun 14 (d) maddesi uyarınca 3713 sayılı kanun kapsamında sayılarak kendisine görev aylığına ilaveten vazife malulü emekli aylığı ödenip ödenmeyeceği hususundadır.

5510 sayılı Kanunun 14 (d) madde ve bendinde ...................3713 sayılı Kanuna göre vazife malûllüğü aylığı almakta olanlar, sınıf veya görev değiştirerek çalışmaya devam eden iştirakçiler ile aynı Kanun kapsamına giren olaylar sebebiyle vazife malûllüğü aylığı alan ve bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında çalışan veya daha sonra çalışmaya başlayan er ve erbaşların, bu Kanunun yürürlük tarihinden sonra müracaat tarihlerini takip eden aybaşından itibaren bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre görevlerinden ayrılmasına gerek kalmaksızın alınacak emekliye sevk onayına istinaden vazife malûllüğü aylıkları bağlanarak ödenir. Bu kapsamda olup da görevlerinden emekliye ayrılanlar hakkında, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılır. şeklinde hüküm mevcuttur. Buradan da anlaşılacağı üzere sorun davacının 3713 sayılı Kanun kapsamında olup olmadığındadır. Davacı hakkında AYİM 1 nci Dairesi yukarıda zikredilen gerekçesi ile vazife malulü kararı vermiştir. Ancak kararda özellikle 3713 sayılı Kanun kapsamında olduğu hususuna girilmemiş ve bu konuda bir saptama yapılmamıştır.

3713 Sayılı kanunun 21'nci maddesinde Kamu görevlilerinden yurtiçinde ve yurtdışında görevlerini ifa ederlerken veya sıfatları kalkmış olsa bile bu görevlerini yapmalarından dolayı terör eylemlerine muhatap olarak yaralanan, sakatlanan, ölen veya öldürülenler hakkında 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun hükümleri uygulanır. şeklinde hüküm mevcuttur. Davacının ZPT aracından hızlı bir şekilde, telaşla inerken dizinden yaralandığı hususu sabittir. Bu yaralanma vazife nedeniyle olsa da yukarıda zikredilen kanun kapsamında, bu kanunda arandığı şekliyle görevin yapıldığı esnada direkt olarak terör eyleminden kaynaklanan bir hal olmayıp tehevvürle araçtan inerken taşa çarpma neticesi oluştuğundan davacının 3713 sayılı kapsamında olmadığı ve bu nedenle de hakkında 5510 Sayılı Kanunun Geçici 14 (d) maddesinin uygulanamayacağı, buna göre oluşturulan işlemde herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Yasal dayanaktan yoksun DAVANIN REDDİNE, (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy