Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 3. Daire 2009/40 Esas 2009/69 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYüksekİdareMahkemesi
Dairesi: 3. Daire
Esas No: 2009/ 40
Karar No: 2009 / 69
Karar Tarihi: 15.01.2009

(ILO 29 Nolu Sözleşme - Cebri Veya Mecburi Çalıştırmaya İlişkin Sözleşme m. 1) (AİHS. m. 4) (2709 S. K. m. 10, 18, 48, 128) (4678 S. K. m. 3, 10, 12, 13) (926 S. K. m. 68) (Sözleşmeli Subay ve Astsubay Yönetmeliği m. 12, 15)

Davacı vekili 28.07.2008 tarihinde AYİM kaydına geçen dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 28.01.2007 tarihinde sözleşmeli astsubay adayı olarak Hv.K.K.lığına katıldığı, eğitimini tamamlamayı müteakip 9 yıl süreli sözleşme imzalayarak 30.08.2007 tarihinde sözleşmeli astsubay olarak göreve başladığını, ancak müvekkilinin göreve başladığı andan itibaren bu mesleğin kendisine uygun olmadığı kanaatine vardığını, 03.06.2008 tarihinde TSK’lerinden ayrılmak için istifa dilekçesi verdiğini, fakat talebinin reddedildiğini, müvekkillin detaylı bilgilendirilmeden tek taraflı olarak hazırlanmış bir sözleşme ile 9 yıl gibi uzun bir süre çalışma yükümlülüğü altına sokulduğunu, müvekkiline sözleşmeyi fesh etme hakkının hiçbir şartta tanınmadığını, 4678 sayılı kanunun sözleşmeli subay veya astsubayların tek taraflı olarak sözleşmeyi fesh edemeyeceğine ilişkin 12/3ncü maddesinin sözleşme hürriyeti ilkesine, uluslararası sözleşmelere ve Anayasaya aykırı olduğunu belirterek 4678 sayılı Kanunun 12’nci maddesinin 3’ncü fıkrasının iptali için Anayasa Mahkemesine götürülmesini istifa dilekçesinin reddi işleminin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Dava dosyasında mevcut bilgi ve belgelerin incelenmesi neticesinde; Davacının sözleşmeli astsubaylık sınavlarını geçerek ön sözleşme yaptığı ve 28.02.2007 tarihinde sözleşmeli astsubay adayı olarak Hv. K. K.lığına katıldığı, eğitimini tamamlamayı müteakip 4678 sayılı Türk Silahlı Kuvvetlerinde İstihdam Edilecek Sözleşmeli Subaylar ve Astsubaylar Hakkında Kanun kapsamında 9 yıl süreli sözleşme imzalayarak Uçak Bakım Sınıfında Astsb. Çvş. rütbesi ile sözleşmeli astsubay statüsünde göreve başladığı, davacının şahsına münhasır sebepleri ileri sürerek 03.06.2008 tarihli dilekçe ile istifasının kabul edilmesi talebinde bulunduğu, davacının talebinin reddedilerek bu hususun 16.06.2008 tarihinde davacıya tebliği üzerine davacının 4678 sayılı kanunun 12/3’ncü maddesinin Anayasaya aykırı olduğu iddiasıyla iptali için Anayasa Mahkemesine götürülmesi ve istifa dilekçesinin reddi işleminin iptaline karar verilmesi talebi ile bu davayı açtığı anlaşılmıştır. Dava konusu uyuşmazlık sözleşmeli astsubay statüsünde olan davacının tek taraflı istemi üzerine sözleşmesinin fesh edilmemesinin hukuka aykırı olup olmadığı noktasındadır.

4678 sayılı Türk Silahlı Kuvvetlerinde İstihdam Edilecek Sözleşmeli Subay ve Astsubaylar Hakkında Kanunun tanımlar başlıklı 3’ncü maddesi; Bu kanunda geçen;

a) Ön sözleşme: Türk Silahlı Kuvvetleri birlik, karargah, kurum ve kuruluşları ile sözleşmeli subay veya astsubay adayları arasında; askeri eğitime alınmaları konusunda yapılan ve sadece askeri eğitim dönemi için geçerli olan sözleşmeyi,

b) Sözleşme: Türk Silahlı Kuvvetleri birlik, karargah, kurum ve kuruluşları ile sözleşmeli subay ve astsubay adaylarından askeri eğitimi başarıyla tamamlayanlar arasında yapılan ve üç yıldan az, dokuz yıldan fazla olmamak üzere hizmet yükümlülüğü getiren, örneğine göre hazırlanmış olan yazılı bir belgeyi,

c) Sözleşmeli subay adayı: Sözleşmeli subay yetiştirilmek amacıyla ön sözleşme yapılarak askeri eğitime alınanları,

d) Sözleşmeli astsubay adayı: Sözleşmeli astsubay yetiştirilmek amacıyla ön sözleşme yapılarak askeri eğitime alınanları ……. ifade eder. şeklindedir.

4678 sayılı kanunun sözleşme süreleri başlıklı 10/1 nci maddesi; Sözleşmeli astsubay adayları, ön sözleşme yapılarak askeri eğitime alınırlar. Bu eğitimi başarı ile tamamlayanlardan yönetmelikte belirtilen şartları taşıyanlarla sözleşme yapılır ve bu kişiler astsubay çavuş rütbesine nasbedilirler. Sözleşme süreleri; üç yıldan az ve dokuz yıldan fazla olmamak şartıyla, hizmet gerekleri ve yetiştirme maliyetlerine bağlı olarak kuvvet, sınıf ve branşlara göre yönetmelikte belirlenir. Yönetmelikte belirlenen şartları taşıyanların talepleri halinde sözleşmeleri yenilenebilir. Ancak sözleşmeli astsubaylardan rütbe yaş haddini dolduranlar hakkında 08/06/1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanun hükümleri uygulanır. hükmünü amirdir.

Sözleşmeli Subay ve Astsubay Yönetmeliğinin 12 nci maddesinde de benzer bir düzenlemeye yer verilerek Kuvvet Komutanlıklarının sözleşme sürelerini azami ve asgari sözleşme sınırlarını aşmamak kaydıyla her sınıf ve branşa göre çıkaracakları yönergelerde ayrıca belirleyebilecekleri belirtilmiştir.

Söz konusu yasanın 12’nci maddesinin 3’ncü fıkrasında da Sözleşmeli subay ve astsubaylar, sözleşme süreleri sona ermeden sözleşmelerini tak taraflı fesh edemezler. hükmüne yer verilmiştir Sözleşmeli Subay ve Astsubay Yönetmeliğinin 15 nci maddesinde de yine aynı düzenlemeye yer verilmiştir.

Davacı, 4678 sayılı yasanın 12/3’ncü maddesinin hiç kimsenin zorla çalıştırılamayacağına ilişkin Anayasanın 18/1, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesinin 4 ncü maddesine, Uluslar arası Çalışma Örgütü (İLO) 29 numaralı sözleşmesine, Anayasanın sözleşme hürriyetine ilişkin 48/1 nci maddesine aykırı olduğunu, ayrıca 926 sayılı Kanunun 68 nci maddesinde muvazzaf astsubaylığa geçişte 1 yıllık deneme süresi tanınmasına rağmen sözleşmeli personel için adaylık süresi tanınmamasının Anayasanın eşitlik ilkesine aykırı olduğunu ileri sürmüş ise de;

Davacı sözleşmeli astsubay statüsünde kamu hizmetinin yürütülmesine katılmayı kabul ederek önceden kanun ve yönetmelikle belirlenmiş olan hukuksal duruma kendi serbest idaresi ile girmiş bulunmaktadır. Davacının girdiği hukuksal durumun zorla çalıştırma yasağına ilişkin Anayasa hükmü ve uluslar arası sözleşmelerle bir ilgisi bulunmamaktadır. Sözleşme hürriyetinin kısıtlanması da söz konusu değildir

Anayasanın 10 ncu maddesinde öngörülen eşitlik ilkesi ile eylemli değil hukuksal eşitlik öngörülmüştür. Yasa önünde eşitlik, herkesin her yönden aynı kurallara bağlı tutulacağı anlamına gelmez. Durumlarındaki özellikler kimi kişiler ya da topluluklar için değişik kuralları ve uygulamaları gerektirebilir. Aynı hukuksal durumlar aynı, ayrı hukuksal durumlar farklı kurallara bağlı tutulursa Anayasa’da öngörülen eşitlik ilkesi zedelenmez.

Davacının bulunduğu sözleşmeli astsubay statüsü 4678 sayılı kanunda, muvazzaf astsubaylık statüsü ise 926 sayılı kanunda düzenlenmiştir. Davacı ile muvazzaf astsubaylar aynı statü ve hukuksal durumda bulunmamaktadır. Dolayısıyla farklı statüde bulunanların farklı hizmet koşullarına tabi tutularak muvazzaf astsubaylar için 1 yıllık deneme süresi öngörülerek bu süre için de istifa hakkı tanınmasına karşılık, sözleşmeli astsubay statüsündeki personel için deneme süresi tanınmamasının Anayasada belirtilen eşitlik ilkesine aykırı bir yönü bulunmamaktadır. Bu nedenlerle davacının 4678 sayılı kanunun söz konusu süresi dolmadan sözleşmenin tek taraflı olarak fesh edilemeyeceğine ilişkin 12/3 ncü maddesinin Anayasaya aykırı olduğu iddiası ciddi görülmemiştir.

T.C. Anayasasının 128 nci maddesinde asli ve sürekli görevlerin sadece memurlar eliyle değil, diğer kamu görevlileri eliyle de gördürülebileceği açıkça belirtilmiştir. Davacı da diğer kamu görevlileri kapsamında 4678 sayılı Kanun uyarınca akdi bir statüye tabidir. Sözleşmeli kamu görevlilerinin hukuki durumuna ilişkin özel anlaşmalar, özel düzenlemeler yapılabilir. Davacı ile davalı idare arasındaki Sözleşmeli Astsubay lığa ilişkin sözleşmenin akdedilmesiyle davacı dokuz yıl süreli hizmet yükümlülüğünü yerine getirme, davalı idare de 4678 sayılı kanunun 13 ncü maddesinde belirtilen haller dışında sözleşmeyi fesh etmeme yükümlülüğü altına girmiştir. Statüsel bir kamu görevi icra eden kamu görevlisine istifa hususunda verilecek kayıtsız ve şartsız bir yetki, personelin yerine başkasının yetiştirilmesindeki zorluk ikamesinin zaman ve maddi imkân gerektirdiği dikkate alındığında kamu hizmetinin kesintiye uğramasına sebebiyet verebilir. Statüler, şartları önceden tespit edilmek suretiyle belirgin hale getirilmişlerdir. Bu statülere giren kimselerin önceden belirlenmiş olan şartları kabul ettiği farz olunur. Sözleşmeli astsubay statüsü kanun, yönetmelik ve yönerge hükümleri ile önceden düzenlenmiştir. Statüye girmek isteyen kimselerin ilgili mevzuatı inceleyip kendisi için uygun bulduğu takdirde statüye girmesi gerekmektedir.

Dava konusu olaya dönüldüğünde; Davacı kendi serbest iradesi ile 9 yıl süreli sözleşme imzalayarak 30.08.2007 tarihinde sözleşmeli astsubay statüsüne girmiş, 03.06.2008 tarihinde TSK’den ayrılmak için istifasının kabul edilmesi talebinde bulunmuştur. 4678 sayılı Kanunun 10 ncu ve Sözleşmeli Subay ve Astsubay Yönetmeliğinin 12 nci maddesinde sözleşme süresinin en az 3, en fazla 9 yıl olduğu belirtilmiş, 4678 sayılı Kanunun 12/3 ncü maddesinde de sözleşmeli subay ve astsubayların sözleşme süreleri sona ermeden sözleşmelerini fesh edemeyecekleri hükmüne yer verilmiştir.

Yukarıdaki açıklamalar ile söz konusu hükümler birlikte değerlendirildiğinde davacının sözleşme süresi dolmadan istifa hakkının bulunmadığı, bu nedenle istifa talebinin kabul edilmemesi yönünde tesis edilen işlemin hukuka uygun olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Yasal dayanaktan yoksun DAVANIN REDDİNE, (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy