Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 3. Daire 2009/363 Esas 2009/296 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYüksekİdareMahkemesi
Dairesi: 3. Daire
Esas No: 2009/ 363
Karar No: 2009 / 296
Karar Tarihi: 19.03.2009

(4353 S. K. m. 19) (178 S. KHK. m. 1)

Davacı 31.07.2008 tarihinde AYİM kaydına geçen dava dilekçesinde özetle; 2007 yılı genel atamaları ile Konya Askerlik Dairesi Meram Askerlik Şubesi Başkanlığına atandığını, Meram ve Karatay Askerlik Şube Başkanlıklarının aynı bina içinde olduğunu, askerlik dairesine ait 12 konuttan birinin Karatay Askerlik Şube Başkanına görev tahsisli olarak verildiğini, bir ay sonra da Akıncılar Apt. 3 numaralı dairenin kendisine tahsis edildiğini, TSK Konut Yönergesinin 7 nci Bölüm 1 nci maddesine göre 2 dairenin askerlik dairesine, 1 dairenin ise Askerlik Şube Başkanına görev tahsisli olduğunu, 2008 yılı genel atamaları ile Konya 5 nci Mühimmat Depo Komutanlığına atandığını, konutta sıra tahsisli oturmasına rağmen lojman puan kartına görev tahsisli oturduğunun yazıldığını, bu nedenle Konya Garnizon Komutanlığınca konuttan konuta nakil işleminin yapılmayarak 5 yıl oturma süresinin tamamlattırılmadığını belirterek konutta sıra tahsisli oturduğunun kabul edilmeyerek yasal oturma süresinin tamamlattırılması için nakil işlemine tabi tutulmayarak konut tahsis edilmemesi işleminin iptaline ve öncelikle yürütmenin durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davacının yürütmenin durdurulması isteminin AYİM 3 ncü Dairesinin 13.08.2008 tarih ve Gensek No: 2008/2400, Esas No: 2008/121 sayılı kararı ile reddine karar verilmiştir.

Dava dosyasında mevcut bilgi ve belgelerin incelenmesi neticesinde; Davacının 2007 yılı genel atamaları ile Konya/Meram Askerlik Şube Başkanı olarak atandığı, Meram Askerlik Şubesinin Karatay Askerlik Şubesi ve Konya Askerlik Daire Başkanlığı ile aynı kışla güvenlik sınırları içinde yer aldığı, Konya Askerlik Dairesi Başkanlığı tahsis yetkisinde bulunan kışla güvenlik sınırları içindeki 12 konuttan A Blok 3 numaralı dairenin 14.09.2007 tarihinde davacıya tahsis edildiği, 2008 yılı genel atamalarında davacının Konya K.K. Loj. K.lığı Müht. K.lığı 5 nci Mühimmat Dep. K.lığı Per. Sb. lığına atandığı, birliğinden ilişiğini kesmesini müteakip düzenlenen konut puan kartında davacının konutta görev tahsisli olarak oturduğunun belirtildiği, davacının konutta sıra tahsisli olarak oturduğunun kabulü ile konutta kalan oturma süresinin tamamlattırılması için 15.07.2008 tarihinde idari müracaatta bulunduğu, Konya Hava Savunma Okulu ve Eğt. Mrk. K.lığının 30.07.2008 tarihli yazısı ile davacının talebinin reddedilmesi üzerine tesis edilen işlemin iptali istemi bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.

TSK Konut Yönergesinin Üçüncü Bölüm 7 nci maddesinde sıra tahsisten kalan yasal oturma süresi bulunan ve aynı garnizonda intibak ataması gören personelden, kışla güvenlik sınırları içindeki konutlarda oturanların konuttan konuta nakil işlemine tabi tutulacağı, kışla güvenlik sınırları içinde olmayan konutlarda oturanlardan ise yeni tahsis makamında sıra tahsisli bir görev yerine atanan veya aynı tahsis makamın sorumluluğunda bulunan farklı konut grubundan istifade edecek şekilde atama gören personelin istekli olması halinde beş yıllık yasal oturma süresini tamamlayıncaya kadar aynı konutta oturmaya devam edeceği düzenlenmiştir.

Davacının kışla güvenlik sınırları içinde bulunan bir konutta oturmakta iken aynı garnizonda yeni tahsis makamında sıra tahsisli bir görev yerine intibak ataması gördüğü hususunda tereddüt bulunmamaktadır.

Açıklanan bu hüküm kapsamında davacıya konuttan konuta nakil suretiyle yeni tahsis makamında konut tahsis edilebilmesi için öncelikle davacının oturduğu konutta sıra tahsisli olarak oturuyor olması gerekmektedir.

Dava konusu uyuşmazlık davacının halen oturduğu konutta sıra tahsisli olarak oturup oturmadığı ve bu bağlamda kalan oturma süresinin tamamlattırılması için yeni tahsis makamında konut tahsisi yapılmasının gerekip gerekmediği noktasında odaklanmaktadır. Bu nedenle davacının halen oturduğu konutta sıra tahsisli olarak oturup oturmadığı irdelenmelidir.

TSK Konut Yönergesinin Askerlik Şubesi Konutları başlıklı 7 nci Bölüm 1 nci maddesinde Özel tip projesine göre inşa edilen askerlik şubesi binalarında veya şube binası çevre duman içerisine kalan konutlardan biri askerlik şubesi başkanına görev tahsisli olarak tahsis edilir.

Askerlik Dairesi Başkanlığı ile aynı bina veya aynı kışla güvenlik sınırı içerisinde konuşlu bulunan Askerlik Şubesi Başkanlıkları için; Askerlik Daire Başkanlığına ait ikiden fazla konut varsa, üçüncü konut Askerlik Şubesi Başkanına görev tahsisli konut olarak tahsis edilir. hükmüne yer verilmiştir.

Davacı bu hükme göre 2 dairenin Askerlik Daire Başkanlığına 1 Dairenin ise Askerlik Şubesi Başkanına görev tahsisli olduğunu, lojmandan istifade eden diğer personele ise lojmanların sıra tahsisli olarak verildiğini ileri sürmüş ve 1 konutun diğer Askerlik Şube Başkanına tahsis edildiği anlaşılmış ise de;

TSK Konut Yönergesinin 7 nci Bölüm 1 nci maddesinin ikinci fıkrasında Askerlik Daire Başkanlığı ile aynı bina veya aynı kışla sınırı içinde konuşlu bulunan askerlik şube başkanlıkları için görev tahsisli konut tahsis edileceği açıklanmıştır. Eğer aynı bina veya aynı kışla sınırları içinde konuşlu askerlik şube başkanlıklarından sadece birine konut tahsis edilmesi öngörülmüş olsaydı madde metnindeki Askerlik Şube Başkanlıkları ibaresi yerine Askerlik Şube Başkanlığı ibaresine yer verilmesi gerekirdi. Bu madde hükmünü Askerlik Daire Başkanlığı ile aynı bina veya kışla güvenlik sınırı içerisinde konuşlu bulunan askerlik şubelerinin başkanlarının hepsine yeterli konut bulunduğu sürece görev tahsisli olarak konut tahsis edileceği şeklinde anlamak gerekir. Dolayısıyla davacının sadece bir askerlik şube başkanına görev tahsisli konut verilebileceğinden kendisine görev tahsisli konut verilmesinin mümkün olmadığı yönündeki iddialarına itibar edilmesi mümkün değildir.

TSK Konut Yönergesinin Görev ve Hizmet Tahsislilerle İlgili Esaslar başlıklı Üçüncü Bölüm 5 nci maddesinde Bu Yönergede görev ve hizmet tahsisli olarak belirlenen makamlara atanan personele, konut tahsis etmeye yetkili makamlar tarafından tespit edilen konutlardan görev/hizmet tahsisli olarak konut tahsis edilir.

Görev veya hizmet tahsisli makama atanan personel, bu hakkını kullanmak istemediğini öneri tarihinden önce dilekçe ile bildirmesi halinde puanına göre sıra tahsisli konuta gireceklerle beraber işleme tabi tutulur....

Bu hükme göre asıl olan görev tahsisli olarak belirlenen makamlara atanan personele görev tahsisli olarak konut tahsis edilmesidir. Personel bu hakkını kullanmak istemediği takdirde bu hususu tahsis makamına dilekçe ile bildirmesi gerekmektedir.

Davacı TSK Konut Yönergesinin 7 nci Bölüm 1 nci maddesine göre görev tahsisli konut hakkı tanınan Askerlik Şubesi Başkanlığına atanmıştır. Davacıya konut tahsis edilmesinden önce davacının görev tahsisli konut olarak konut alma hakkını kullanmak istemediğine ilişkin dilekçe ile müracaatta bulunduğu hususunda herhangi bir bilgi ve belge bulunmamaktadır.

Askerlik Dairesi Başkanlığı tahsis yetkisinde yeterli sayıda (12 adet) konut bulunduğu, davacı adına düzenlenen konut puan kartında da Meram Askerlik Şube Başkanı olarak görev yaptığı 14.09.2007 -15.07.2008 tarihleri arasında görev tahsisli olarak konut tahsis edildiğinin belirtilmiş olduğu hususu ile yukarıda açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde davacının Askerlik Şube Başkanı olarak görev yaptığı sürede konutta görev tahsisli olarak oturduğu anlaşılmıştır. Bir başka ifade ile davacının konutta sıra tahsisli olarak oturduğunun kabulü mümkün değildir.

Bu halde sıra tahsisten kalan yasal oturma süresi bulunan personelden aynı garnizonda intibak ataması gören personele konuttan konuta nakil suretiyle konut tahsis edilerek yasal oturma süresinin tamamlattırılmasına imkan tanıyan TSK Konut Yönergesinin Üçüncü Bölüm 7 nci maddesinin davacı hakkında uygulama yeri yoktur.

Tüm bu nedenlerle davacının konutta sıra tahsisli olarak oturduğunun kabul edilmeyerek yasal oturma süresinin tamamlattırılması için nakil suretiyle konut tahsis edilmemesi işleminde hukuka aykırılık bulunmadığı sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır.

Davalı idare cevap lahiyasında lehine avukatlık ücretine hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiş ise de; haksız çıkan tarafa yüklenen avukatlık ücretinin, esas itibariyle diğer tarafın vekalet/avukatlık sözleşmesi ile temsil olunmasından doğan masrafının karşılığı olduğu ve yasal temsilciler bakımından ancak kanunun açıkça öngördüğü takdirde hükmedileceği dikkate alındığında, 178 sayılı KHK ve 4353 sayılı Kanun hükümleri ile temsil/tevkil tekeli öngören gerekçesi karşısında genel bütçeli idareleri avukat sıfatıyla temsil yetkisinin münhasıran hazine avukatlığı teşkilatına ait olduğu, bakanlıklarda çalışan memur avukatların idari temsilden öte avukatlık ücretini hak eden bir tevkil görev ve yetkisinin bulunmadığı sonucuna varıldığından davalı idare lehine avukatlık ücretine hükmedilmemiştir.

Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Yasal dayanaktan yoksun DAVANIN REDDİNE, (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy