Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 3. Daire 2009/1521 Esas 2010/286 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYüksekİdareMahkemesi
Dairesi: 3. Daire
Esas No: 2009/ 1521
Karar No: 2010 / 286
Karar Tarihi: 04.03.2010

(5434 S. K. m. 44, 45)

Davacı vekili 23.03.2008 tarihinde AYİM kayıtlarına geçen dava dilekçesinde özetle; davacının 22.09.1998 tarihinde Tuzla Jeep aracının baskı-balatasını değiştirirken motorun indirilmesi esnasında calaskal zincirinin yapmış olduğu esneme ile sol bileğine çarpması sonucu yaralandığını, revire daha sonra GATA Komutanlığına sevk edildiğini, istirahat sonunda görevine devam ettiğini, 29.05.2005 tarihinde Man aracının stepnesini kontrol ederken vinç hareketinin boşaltılması esnasında sol el bileğinden yaralandığını, askeri hastaneye sevk edildiği, ameliyat olduğunu, tedavi sonrasında Türk Silahlı Kuvvetlerinde görev yapamaz raporu verildiğini, vazife malullüğü hükümlerinin uygulanması için 13.01.2009 tarihinde yapılan başvuruya olumlu cevap verilmediğini belirterek vazife malulü kabul edilmeme işleminin iptaline, bu nedenle eksik ödenen ikramiye ve aylıklarının ilişik kesme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte ödenmesine, yargılamanın duruşmalı olarak yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

Dava dosyasında yer alan bilgi ve belgelerin incelenmesinden; davacının Çankırı 9’ncu Zırhlı Tugay Komutanlığı emrinde görev yaparken 30.09.1998 tarihinde GATA ortopedi kliniğine sevk edildiği, GATA Komutanlığının 05.10.1998 tarih 6151 sayılı raporu ile sol el bileği naviküler kırık teşhisi ile iki ay istirahat verildiği, istirahat sonunda görevine devam ettiği, Nisan 2006 tarihinde sol el bileğinden ameliyat olduğu, GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Sağlık Kurulunun 14.12.2007 tarih 1220 sayılı raporu ile Astiğmatizma, Atrodez durumu teşhisi ile Türk Silahlı Kuvvetlerinde görev yapamaz raporu verildiği, davacının adi malul kabul edildiği, davacının 13.03.2008 tarihli dilekçesi ile vazife malulü kabul edilmesini istediği, davalı kurum tarafından davacının olay tutanaklarını takiben revire sevk edildiğine dair raporların bulunmaması, rapor hikayelerinde olay tarihlerinin çelişkili olması nedeniyle vazife malullüğünün kabul edilmediği, 15.01.2009 tarihinden itibaren adi malul aylığı bağlandığı anlaşılmıştır.

5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu'nun 44’ncü maddesinde; her ne sebep ve suretle olursa olsun vücutlarında hasıl olan arızalar ve duçar oldukları tedavisi imkansız rahatsızlıklar yüzünden vazifelerini yapamayacak duruma giren iştirakçilere malul denileceği ve haklarında bu kanunun malullüğe ait hükümlerinin uygulanacağı, 5434 sayılı Kanunun 45’nci maddesinde bir kimsenin vazife malulü sayılabilmesi için maluliyetin görevin ifası sırasında ve görevin sebep ve etkisiyle oluşmasının gerektiği, belirtilmiştir.

Davacının vazife malulü kabul edilmesi vazifenin ifası sırasında vazifeden dolayı malul hale gelmesine bağlıdır. Davacı hakkında Türk Silahlı Kuvvetlerinde görev yapamaz raporu düzenlenmiş olduğundan malul olduğunda bir kuşku bulunmamaktadır. Maluliyetin görev esnasında, görevin sebep ve tesiri ile meydana gelip gelmediğinin irdelenmesi gerekmektedir.

Davacı 22.09.1998 tarihinde askeri aracın bakımı esnasında calaskal zincirinin sol eline çarpması sonucu yaralandığını beyan etmiş, 22.09.1998 tarihinde düzenlenen tutanakta davacının beyanı şeklinde yaralanarak revire sevk edildiği belirtilmiştir. Yaralanma sonunda revire, buradan da GATA Komutanlığına sevk edildiği 9’ncu Zırhlı Tugay Komutanlığının 30.09.1998 tarihli sevk belgesinden anlaşılmaktadır. GATA Komutanlığı tarafından düzenlenen 05.10.1998 tarih 6151 sayılı raporda sol el bileği kırığı nedeniyle davacının iki ay istirahatı uygun görülmüştür. Bu raporun hikayesi bölümünde bir hafta önce düşme sonucu yaralandığı kayıtlıdır. Sağlık kurulu raporlarının onaydan sonra ilgili yerlere gönderilmesi, davacının bu kaydı sonradan görmesi mümkündür. Olay tutanağı ile bu kayıt çelişkili ise de olay tutanağı ve raporun teşhisi uyumludur. Tutanakta imzası bulunan Astsb. ... 13.05.2009 tarihinde tespit edilen ifadesinde olayın tutanakta geçen şekilde cereyan ettiği ifade edilmiştir.

Davacı 29.11.2005 tarihinde Araç Bakım Kısmında Man askeri aracının denetlemeye hazırlık safhasında araç stepnesini kontrol ederken vinç hareketinin boşaltılması esnasında sol el bileğine çarpma sonucu aynı elinden yaralandığı beyan etmiş, 29.11.2005 tarihli tutanakta aynı hususlar tekrar edilmiştir. Davalı kurum tarafından yapılan araştırma sonucu tahsis dosyasında yer alan birlik Komutanlığı tarafından düzenlenen 27.06.2008 tarihli tutanakta davacının olay tarihinde atanmış olduğu görevde çalıştığı, yaptığı görevin kadro görevine uygun branşı olduğu, ilk müdahale raporunun ve olayla ilgili idari ve adli tahkikatın bulunmadığı bildirilmiştir. Davacının bu tarihte revir ve hastaneye sevk edildiğine dair evrak bulunamamış ise de; GATA Komutanlığının 10.04.2006 tarih ve 4443 sayılı raporunda sol elinden el bileği kırığı nedeniyle alçı yapıldığı, tedaviden sonra tekrar şikayetlerinin başladığı belirtilerek iki ay istirahatı uygun görülmüştür. Olay tutanağı, bu rapor ve daha sonra tanzim edilen hava değişimine ilişkin raporların teşhisleri davacının beyanını doğrular niteliktedir. Türk Silahlı Kuvvetlerinde görev yapmayacağına ilişkin 14.12.2007 tarih ve 1220 sayılı raporda sol el bileğindeki artrodez nedeniyle Türk Silahlı Kuvvetlerinde görev yapamaz hale geldiği belirtilmiştir. Davacının tazminat istemli AYİM 2’nci Dairesinin 2009/22 Esas ve Gensek No:2008/3710 da kayıtlı bulunan dosyasında İstanbul GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesinin 24.10.2008 tarih PER:9140-1822-08 sayılı yazısı ekinde gönderilen F. Ç.'na ait tıbbi kanaat raporunda özetle; el bileğindeki naviküler kemik kırığı, kemiğin özelliği nedeniyle kaynaması mümkün olmayabilir. Naviküler kemik kırığının kaynamaması sonucu el bileğinde atroza sebep olabilir. Atroza bağlı geçmeyen ağrılar nedeni ile atrodezi uygulanmıştır. görüşüne yer verilmiştir. Bu tıbbi görüş ile davacının malul hale gelmesine neden olan atroz rahatsızlığının kırılma sonucu oluşabileceği anlaşılmaktadır. Aradan geçen uzun zaman nedeniyle anlatımlara bağlı olarak düzenlenen raporlardaki hikayesi bölümlerinde farklılıklar olması maddi vakanın tespitinde her zaman aleyhe alınarak değerlendirilmesi oluşa uygun düşmeyebilir. Olay tarihinde düzenlenen tutanaklarda davacının araç bakımı esnasında yaralanmaya maruz kaldığının belirtilmesi, bu tutanaklar ile rapor teşhis ve tıbbi görüşün uyumlu olması nedeniyle davacının hizmet esnasında meydana gelen yaralanma sonucu malul hale geldiği kabul edilmiştir. Araç bakımı askeri hizmete ilişkin bir görevdir. Davacının görevin sebebi ile malul hale gelmiş olduğundan hakkında vazife malullüğü hükümleri uygulanmaması hukuka uygun düşmemektedir. Davacının özlük hakları farkına geç kavuşması nedeniyle alım gücünden meydana gelen kayıpların telafisine yönelik olarak aylık ve ikramiye farkına yasal faiz uygulanmış, ilişik kesme tarihinden itibaren aylık farklarının ödenmesi talep edilmiş ise de; 5434 sayılı kanun 91’nci maddesi uyarınca vazife malullüğü aylığı hizmet aylığının kesildiği tarihi takip eden aydan itibaren bağlanabileceğinden adi malul aylığı bağlandığı tarihten itibaren farklara yasal faiz verilmesi hüküm altına alınmıştır.

Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Vazife malulü kabul edilmeme işleminin İPTALİNE,

Davacının emekli ikramiye farkına hak ediş tarihinden ödeme tarihine kadar, aylık farklarına adi malul aylığı bağlandığı tarihten ödeme tarihlerine kadar (hak ediş tarihleri itibariyle) YASAL FAİZ UYGULANMASINA,

04 Mart 2010 tarihinde Üye Hakim Albay Mehmet AKBULUT'un karşı oyu ve OYÇOKLUĞU ile, karar verildi.

KARŞI OY

Davacının Nisan 2006 tarihinde sol el bileğinden ameliyat olduğu, GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Sağlık Kurulu'nun 14.12.2007 tarih ve 1220 numaralı raporu ile Astiğmatizma, Atrodez durumu teşhisiyle Türk Silahlı Kuvvetlerinde görev yapamaz kararı verildiği, davacının adi malul kabul edildiği, 15.01.2009 tarihinden itibaren adi malul aylığı bağlandığı, davacının vazife malulü kabul edilmeme işleminin iptali istemiyle bu davayı açtığı anlaşılmaktadır.

Davacının vazife malulü kabul edilebilmesi için 5434 sayılı Kanunun 44 ve 45'inci maddeleri gereği, davacının maluliyetine neden olan sol el bileğindeki kırık sonucu meydana gelen sakatlığın vazife esnasında ve vazifenin sebep ve tesiri ile meydana gelmesi gerekmektedir.

Davacı ilk olarak 22.09.1998 tarihinde Tuzla Jeep aracının baskı balatasını değiştirirken motorun indirilmesi esnasında calaskal zincirinin sol el bileğine çarpması sonucu sol el bileğinden yaralandığını, yine 29.11.2005 tarihinde kapalı man aracının yedek lastiğini kontrol ederken vinç hareketinin boşaltılması esnasında sol el bileğine darbe alarak yaralandığını, maluliyetinin bu olaylardan kaynaklandığını düzenlenen 22.09.1998 ve 29.11.2005 tarihli tutanaklara dayanarak iddia etmektedir.

Dosyada mevcut Çankırı 9'uncu Zırhlı Tugay Komutanlığı'nın 30.09.1998 tarihli yazısında davacının birlik tabibince muayenesinin yapılarak GATA ortopedi polikliniğine sevk edildiği, GATA Asker Hastanesi tarafından düzenlenen 05.10.1998 tarihli raporda da davacının anlatımına göre düşme sonucu sol el bileğinde ağrı şikayeti olan hastanın yapılan muayenesinde sol el bileğinde kırık saptandığı belirtilmiştir.

Dosyada mevcut Çorlu Asker Hastanesi tarafından düzenlenen 02.03.2005 tarih ve 371 numaralı rapor ve 31.05.2005 tarihli raporda davacının sol el bileği naviküler eski kırığı yanında, ayak bileği malleol kırığı bulunduğu tespitine yer verilmiştir. Yine dosyada mevcut GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesinin 22.08.2007 tarih ve 5817 numaralı raporunda ifadesine göre 1998 yılında sol el bileği travması meydana gelen hastaya başvurduğu hastanede sol el bileği karpal naviküler kırığı teşhisi konularak alçı tespit uygulanmış yaklaşık 4 ay tedaviye devam eden hasta tedavi bitiminden kısa süre sonra tekrar sol el bileği travması geçirmiş yine sol el bileği naviküler kemikte kırık tespit edilerek konservatif tedavi uygulanmış ibarelerine yer verilmiş bu raporda önceki 10.04.2006 tarihli raporda da ilk defa 1997 yılında el bileği kırığı nedeniyle alçı tespit yapıldığı, 4 ay sonra sonlandırılan tedaviden 15 gün geçtikten sonra tekrar kırıldığı belirtilmiştir. Kırklareli 55'inci Mekanize Piyade Tabur Komutanlığının 01.05.2009 tarihli yazısında davacının 29.11.2005 tarihli tutanakta meydana geldiğini iddia ettiği sol el bileğindeki incinme olayı ile ilgili olarak sağlık kuruluşlarına yazılmış herhangi bir belge veya bu hususta herhangi bir bilgi bulunmadığı bildirilmiş, davacının daha fazla maddi kazanç sağlamak maksadıyla bu tür girişimlerde bulunduğu değerlendirmesine yer verilmiştir.

Davacının 29.11.2005 tarihinde meydana geldiğini iddia ettiği sol el bileğindeki incinme olayından sonra birlik revirinde muayene olduğuna dair ne şahsi dosyasında ne de başka bir yerde hiçbir belge mevcut değildir. Davacının birliği tarafından gönderilen Sb. Astsb. vizite defteri kayıtlarına göre sol bileğindeki kırık nedeniyle 29.11.2005 tarihinden sonraki ilk viziteye çıkış tarihi 02.03.2006 tarihidir. 22.09.1998 tarihli tutanakta imzası bulunan ..... davacının elinin ne zaman nasıl kırıldığını hatırlamadığını beyan etmiştir.

Yukarıda belirtilen deliller kapsamında dava konusu olay değerlendirildiğinde; 22.09.1998 ve 29.11.2005 tarihli tutanakların her ikisinde de görevi sebebiyle sol elinde incinme meydana geldiği ve müteakiben revire sevk edildiği belirtilmiş ise de; 22.09.1998 tarihinde ve bu tarihi takip eden ilk günlerde birlik tabipliğinde muayenesine ilişkin herhangi bir bilgi ve belge olmadığı, ilk muayene kaydının 30.09.1998 tarihi olduğu ve 05.10.1998 tarihinde GATA Asker Hastanesi Polikliniğince düzenlenen raporda davacının düşme sonucu sol el bileğinde ağrı olduğunu beyan ettiği kaydının yer aldığı, davacının bu olaydan kısa bir süre sonra (4 Ay 15 gün) geçirdiği travmaya bağlı olarak sol elinde yeniden kırık meydana geldiği, bu kırığın ne zaman ve nasıl meydana geldiğine ilişkin olarak herhangi bir bilgi ve belgenin olmadığı, 29.11.2005 tarihinden önce davacının ayağında da bir kırık tespit edilmiş olduğu, 29.11.2005 tarihini takip eden günlerde muayenesi ve tedavisine ilişkin hiçbir bilgi ve belgenin mevcut olmadığı, bu tarihten sonraki ilk muayene kaydının 02.03.2006 tarihi olduğu, davacının sol elindeki kırığın meydana geliş şekline ilişkin olarak ibraz ettiği tutanakları teyit eden hiçbir bilgi ve belgeye ne şahsi dosyasında ne de başka bir yerde rastlanmadığı hususları ile yukarıdaki açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde davacının ibraz ettiği tutanakların inandırılıcılıktan son derece uzak olduğu, davacının sol el bileğindeki yaralanmanın vazifenin sebep ve tesiri ile meydana geldiğini ortaya koyacak bilgi ve belge bulunmadığı, dolayısıyla davacının vazife malulü kabul edilmemesinde hukuka aykırılık bulunmadığı, davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluk kararına katılmadım. 04.03.2010 (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy