Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 3. Daire 2009/1342 Esas 2010/525 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYüksekİdareMahkemesi
Dairesi: 3. Daire
Esas No: 2009/ 1342
Karar No: 2010 / 525
Karar Tarihi: 22.04.2010

(211 S. K. m. 76, 77, 79) (2803 S. K. m. 7) (Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Yönetmeliği m. 382) (Jandarma Teşkilatı Görev ve Yetkileri Yönetmeliği m. 45, 77, 79)

Davacı, 02.11.2009 tarihinde Denizli İdare Mahkemesinde, 09.11.2009 tarihinde AYİM'de kayda geçen dava dilekçesinde özetle; Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Yönetmeliğinin 382'nci maddesi (h) bendi gereği nöbet hizmetlerinden muaf olmasına rağmen, 2009 yılı il içi atamalarında atandığı Özel Tip Cezaevi Jandarma Bölük Komutanlığı emrinde 03 Eylül 2009 tarihinden itibaren nöbet hizmetine dâhil edildiğini ve bugüne kadar Devlet Hastanesi Mahkûm Koğuşunda nöbet tuttuğunu belirterek, mevzuata aykırı işlemin iptalini talep etmektedir.

Davacının yürütmenin durdurulmasına ilişkin talebi AYİM 3 'üncü Dairesinin 19.11.2009 tarih ve E.2009/1342 sayılı kararı ile reddedilmiştir.

Dava dosyasının incelenmesinden; Denizli İl Jandarma Komutanlığı Özel Tip Cezaevi Jandarma Bölük Komutanlığında Kd.Bçvş. rütbesinde görevli olan davacının, 29.09.2009 tarihli dilekçe ile idari müracaatta bulunarak Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Yönetmeliği 382'nci madde h bendi gereği nöbet hizmetinden sarfınazar edilmeyi talep ettiği, talebinin Denizli İl Jandarma Komutanlığının 13.10.2009 tarihli yazısı ile reddedilerek 14.10.2009 tarihinde davacıya tebliği üzerine 02.11.2009 tarihinde kayda giren dilekçe ile işbu davanın süresinde açıldığı anlaşılmaktadır.

Davacı ile davalı idare arasındaki uyuşmazlık; tedavi amacıyla hastaneye sevk edilen tutuklu ve hükümlülerin tedavi süresince cezaevinde mevcut rütbeli personel arasından belli bir sıra dâhilinde emniyetinin sağlanması görevinin nöbet hizmeti olup olmadığı noktasındadır.

211 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanununun 76'ncı maddesinde; Nöbet; askerlikteki müşterek hizmetlerin yapılmasını ve devamını sağlamak maksadı ile bu hizmetlerin belli bir sıra ve süre ile subay, askerî memur, astsubay, askerî öğrenci, erbaş ve erler ile Silâhlı Kuvvetler Teşkilâtı içinde vazifeli olan bilumum sivil şahıslar tarafından yapılmasıdır.

Nöbetçi: Nöbet hizmetinin yapılması için görevlendirilen şahıstır hükmü,

77'nci maddesinde; Kıtalarda, karargâhlarda ve askerî kurumlarda nöbet hizmetine tabi tutulacak personelin kimler olacağı, nöbet hizmetlerinin yapılış tarzı ile şekli ve nöbetçilere ait vazifeler talimatname ile tayin ve tesbit olunur hükmü,

Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Yönetmeliğinin 382'nci maddesinde ise; Kıtalar, Karargâhlar ve kurumlarda belirli bir sıra ve süre ile subay, askerî memur, astsubay, askerî öğrenci, erbaş ve erler ile Silâhlı Kuvvetler Teşkilâtı içinde vazifeli olan bilumum sivil şahıslar tarafından nöbet tutulur. Nöbetler Karargâh ve kurumlarda sabah saat 09.00'dan ertesi günü saat 09.00'a kadardır. Kıtalarda kıtanın özelliğine göre, komutanın münasip göreceği zamanda başlar ve nöbet 24 saati geçemez.

Nöbet hizmetine aşağıdaki rütbe ve makam sahipleri dâhil edilemezler.

a. Albay ve birinci sınıf askerî memurlar,

b. (Mülga: 15.3.1984)

c. (Değişik:20.4.2000-24026) Alay (Deniz ve Hava'da eşidi) komutan muavini ile kurum amiri muavinleri, (Askerlik dairesi ile aynı bina veya kışla içindeki askerlik şubesi başkanları ile bir kışla nizamında konuşlu bulunan kışla komutanı dışındaki askerlik şubesi başkanları hariç.)

d. Kurmay Başkanları veya vekilleri, askerî hâkimler, disiplin subayları ile kadrosunda emir subayı bulunan komutanlık emir subayları,

e. Birlik komutanı veya kurum amirlerince, görevleri ve sorumlulukları icabı nöbete dahil edilmemesine karar verilen mal saymanı ve mal sorumluları ile aynı şekilde ek görev olarak mal saymanlığı ve mal sorumluluğu yapanlar,

f. Aldığı görevin özelliği sebebiyle nöbet hizmetinden affedilenler,

g. (Değişik:26.8.2005-25918/1 md.) Uzman tabip raporuyla belgelemek koşulu ile hamileliğin tespit edilmesinden itibaren doğumun gerçekleşmesini müteakip çocuğun bir (12 ay) yaşını doldurmasına kadar geçen süre içinde bayan subaylar ile Türk Silâhlı Kuvvetlerinde 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa göre istihdam edilen bayan Devlet memurları.

h. (Ek:3.4.2003-25068) İki kademeli kıdemli başçavuşlar. hükmü yer almaktadır.

Diğer taraftan, 2803 sayılı Jandarma Teşkilatı Görev ve Yetkileri Kanunu'nun 7'nci maddesi; Jandarmanın sorumluluk alanlarında genel olarak görevleri şunlardır:

a) Mülki görevleri;

Emniyet ve asayiş ile kamu düzenini sağlamak, korumak ve kollamak, kaçakçılığı men, takip ve tahkik etmek, suç işlenmesini önlemek için gerekli tedbirleri almak ve uygulamak, ceza infaz kurumlan ve tutukevlerinin dış korunmalarını yapmak.

b) Adli görevleri;

İşlenmiş suçlarla ilgili olarak kanunlarda belirtilen işlemleri yapmak ve bunlara ilişkin adli hizmetleri yerine getirmek.

c) Askeri görevleri;

Askeri kanun ve nizamların gereği görevlerle Genelkurmay Başkanlığınca verilen görevleri yapmak.

d) Diğer görevleri;

Yukarıda belirtilen görevler dışında kalan ve diğer kanun ve nizam hükümlerinin icrası ile bunlara dayalı emir ve kararlarla Jandarmaya verilen görevleri yapmak. hükmü

2803 sayılı Kanuna dayanılarak çıkarılan, Jandarma Teşkilatı Görev ve Yetkileri Yönetmeliğinin; Jandarma Mülki Görevlerinin Esasları kapsamında 45'inci maddesi h bendinde; Ceza infaz kurumlarının ve tutukevlerinin dış korumalarını sağlayıcı önlemleri alır. Tutuklu ve hükümlülerin sevk ve nakilleriyle muhafazalarını sağlar hükmü,

Aynı Yönetmeliğin 77'nci maddesinde; Tutuklu ve hükümlülerden, hastalananların ceza infaz kurum ve tutukevlerinin kendi revirlerinde iyileştirilmeleri esastır. Zorunlu durumlarda diğer sağlık kurumlarına sevk edilenlerin, bu yerlerde muhafazası Jandarma tarafından sağlanır.

Sağlık kurumlarında önceden, Jandarmanın görüşü alınarak tutuklu ve hükümlülerin iyileştirilmeleri sırasında konabilecekleri özel yerleri ilgili kuruluşlarca hazırlanır ve her an hizmete hazır ve bakımlı bulundurulur. Sağlık kurumlarına sevk edilen mahkûm ve tutuklular kanun ve nizamlarda öngörülen esaslara uygun tarzlarda önlemler alınarak bu yerlere konur ve Jandarma tarafından muhafaza edilirler. hükmü,

Ayrıca 79'uncu maddesinde de; Ceza İnfaz Kurum ve Tutukevlerinin dış koruma görevi ve bu kurum yönetimi ile ilişkiler; sevk ve nakil konusuna ilişkin başlıca görevler, personel ve taşıt seçimi, sevk ve nakil sırasında alınacak önlemler ve diğer ayrıntılar çıkarılacak yönergede gösterilir. hükmü bulunmaktadır.

Buna göre; JGY: 456-3, (B) Ceza İnfaz Kurum ve Tutukevlerinin Dış Koruması ile Sevk ve Nakil Hizmetleri Yönergesi'nin Birinci Bölümünde Sevk: Bir tutuklu veya hükümlünün tedavi, duruşma, sınav vs. nedenlerle cezaevinden teslim alınıp işin bitiminde tekrar aynı cezaevine getirilip teslim edilmesidir. olarak tanımlanmıştır.

Aynı Yönergenin 5'inci bölüm 2'nci kısmında; sevk ve nakillerde görevlendirilecek devriyenin tertibine ait esaslar bölümünde; sevk ve nakledilecek hükümlü ve tutukluların firar etmeleri halinde kamuoyunda sansasyonel etki yaratma özellikleri dikkate alınarak maddi menfaatlere zaafı olmayan ve kötü alışkanlıkları bulunmayan, herhangi bir şekilde firara sebebiyet vermemiş güvenilir subay, astsubay ve uzman jandarmalardan seçileceği, Devriye komutanının subay, astsubay veya uzman jandarmalardan seçilmesi, yukarıda belirtilen kriterler dahilinde devriyede görevlendirilecek birlik komutanının inisiyatif ve sorumluluğunda olacağı, 6'ncı bölüm 1'inci kısımda; Sağlık kurumlarına sevk edilen hükümlü ve tutukluların bu yerlerde muhafazasının Jandarma tarafından sağlanacağı, devriye komutanının muayeneye götürülen tutuklu ve hükümlü ile birlikte bulunacağı, görevli devriye tarafından gerekli inzibati tedbirlerin alınacağı, özel hükümlü koğuşu bulunmayan hastanelerde yatarak tedavi gören hükümlü ve tutukluların muhafazalarında emniyet tedbirlerinin artırılacağı ve nöbetçilerin mahkumların bulunduğu odanın içerisinde ve kapı ve pencereleri kontrol edecek şekilde bulunacağı ayrıca, hastanelerin mahkum bölümlerinde oda içerisinde dışarısında ve pencere önlerinde nöbet ve devriye faaliyetleri düzenleneceği belirtilmiştir.

İfade edilen bu mevzuat hususları çerçevesinde; Nöbet kıta, karargâh ve kurumlarda hizmetin devamını sağlamak maksadıyla belli bir sıra ve süre dâhilinde uygun rütbe ve makam sahipleri tarafından yerine getirilen bir hizmettir. Bu hizmetin; Kıta, karargâh ve kurumda icra edilmesi, bir süre ve sıranın bulunması ayrıca, uygun personelin tefrik edilmesi nöbetin üç kriterini ortaya koymaktadır. Nitekim davacının görev yaptığı Özel Tip Cezaevi Jandarma Bölük Komutanlığında hizmetin devamını sağlamak maksadıyla nöbetçi subay ve nöbetçi astsubay olmak üzere iki ayrı kışla nöbetinin ihdas edildiği ve davacının bu nöbet hizmetine dâhil edilmediği anlaşılmaktadır.

Diğer taraftan, davacının nöbet hizmeti olarak görüp algıladığı görevin, esasen; bir sevk devriyesi ile tutuklu ve hükümlülerin cezaevinden çıkışından tedavisi dâhil cezaevine teslimine kadar geçen sürede yerine getirilen ve Jandarmaya, mevzuatı gereği verilen mülki bir görev olduğu açıktır. Dolayısıyla, bu görevin sadece hastanede tutuklu ve hükümlünün tedavisine nezaret etmek veya nöbet tutarak emniyetini almak şeklinde dar bir yorumla ifade edilemeyeceği görülmektedir.

Bu kapsamda; bu görevin zamanı ve süresi önceden bilinemeyen; kışla dışarısında hatta gerektiğinde il/ilçe dışında herhangi bir sağlık kuruluşunda da yapılacak bir tedaviye ait sevk ve muhafazayı gerektiren; sevk devriyesi komutanının emir komutasında yeteri kadar muhafız personelinden oluşan bir devriye kuvveti ile icra edilen, aynı zamanda hizmet kâğıdına da yazılmak suretiyle kayıt altına alınan bir görevlendirme olduğu anlaşılmaktadır.

Ayrıca hükümlü ve tutukluların hastaneye sevk ve tedavileri esnasında emniyet ve muhafaza görevinin yukarıda belirtildiği gibi, Ceza infaz kurumu ve tutukevlerinin dış koruması, tutuklu ve hükümlülerin sevk ve nakliyle muhafazasına ilişkin bir Yönergenin çıkarılmasını ve görevin ayrıntılarının bu yönergede belirtilmesinin, anılan yönetmeliğin 79'uncu maddesinde belirtilmiş olması da bu görevin kendisine ait usul ve esaslar olduğunu ve özel tedbirlerin alınması gerektiğini ortaya koymaktadır ki bu bakımdan da kışla hizmetlerinden ayrı mütalaayı gerektiren bir uygulama ve görev olduğunun diğer bir ifadesidir.

Bununla birlikte 19.09.2008 tarihli devamlı talimatın amaç ve kapsam olarak tutuklu ve hükümlülerin emniyet ve muhafaza görevine ait esasları izah ettiği anlaşılmaktadır.

Bu kapsamda sağlık kurumlarında yatarak tedavi gören tutuklu ve hükümlülerin tedavi gördüğü sağlık kurumundaki muhafazası cezaevi birliklerinin asli görevlerindendir.

Tutuklu ve hükümlülerin hastalanarak hastaneye yatırılması durumunda emniyetinin sağlanması görevinin bir nöbet hizmeti olarak vasıflandırılması mümkün değildir. Zira devamlılık arz etmediği gibi ne kadar süreceği de belli değildir. İdarenin böyle bir görev çıkacağını değerlendirerek bütün personeli sürekli göreve hazır bulundurması yerine, tedbir ve planlama amacıyla önceden, olabilecek görevin icrasına yönelik personelin çizelge ile tespit edilmesinin İç Hizmet Kanun ve Yönetmeliğinde tanımı yapılmış olan Nöbet hizmeti olarak nitelendirilmeyeceği ve tesis edilen görevlendirme işleminde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.

Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Yasal dayanaktan yoksun davanın REDDİNE,

22 Nisan 2010 tarihinde OYBİRLİĞİ ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy