Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 3. Daire 2009/1276 Esas 2009/1134 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYüksekİdareMahkemesi
Dairesi: 3. Daire
Esas No: 2009/ 1276
Karar No: 2009 / 1134
Karar Tarihi: 05.11.2009

(5434 S. K. Geç. m. 205) (2709 S. K. m. 157) (1602 S. K. m. 20)

Davacı vekili 27.10.2009 tarihinde AYİM kayıtlarına geçen dava dilekçesinde özetle; astsubay statüsünde görev yapan davacının 16.03.2009 tarihinde emekli olduğunu, Jandarma Genel Komutanlığı tarafından istifa işlemine tabi tutulduğunu, davacıya emekli ikramiyesi ödenmesi, kendisinin ve bakmakla yükümlü olduğu aile fertlerinin sağlık güvencesine alınması için yapılan başvurunun davalı kurum tarafından red edildiğini, davacının emeklilik statüsünü kazandığı ve halen herhangi bir işde de çalışmadığı göz önünde bulundurulduğunda sağlık güvencesinden yararlandırılmamasının hukuka aykırı olduğunu belirterek olumsuz işlemin iptaline, yürütmenin durdurulmasına, emekli ikramiyesine başvuru tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmesini talep etmiştir.

AYİM Genel Sekreterliğinin 02.11.2009 gün ve Gensek:2009/3547/İd.Ks. sayılı yazısı ile dava konusunun AYİM'in görevine girmemesi nedeniyle davanın görev yönünden reddine karar verilmesi için dosya AYİM 3 ncü Daire Başkanlığına gönderilmiştir.

Dava dilekçesi ve eklerinin incelenmesinden; davacının yirmi beş yıllık hizmet süresini tamamlayarak 4759 sayılı kanunla değişik 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun Geçici 205 nci maddesi uyarınca kanunda belirtilen yaş haddini doldurduğunda emekli aylığı bağlanmak üzere Türk Silahlı Kuvvetlerinden 16.03.2009 tarihinde ayrıldığı, davacı vekilinin davacıya emekli ikramiyesi ödenmesini, kendisi ve bakmakla yükümlü olduğu aile bireylerinin sağlık güvencesi kapsamına alınmasını talep ettiği, davalı kurum tarafından davacının 47 yaşını doldurduğu 08.03.2012 tarihinden önce emekliye ayrılmasının mümkün olmadığı, bu tarihten sonra talepte bulunması halinde emekli ikramiyesinin ödeneceğinin, kendisi ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sağlık hizmetlerinden faydalanabileceğinin bildirildiği, bu işlemin iptali için dava açıldığı anlaşılmıştır.

Anayasanın 157 nci maddesinde, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nin askeri olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile, asker kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların yargı denetimini yapan ilk ve son derece mahkemesi olduğu; ancak askerlik yükümlülüğünden doğan uyuşmazlıklarda ilgilinin asker kişi olması şartının aranmayacağı belirtilmiş; 1602 sayılı Kanunun 20 nci maddesinde de aynı hüküm yer almıştır. Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nin bir davaya bakabilmesi için dava konusu idari işlemin asker kişiyi ilgilendirmesi ve askeri hizmete ilişkin bulunması koşullarının birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.

1602 sayılı Kanunun değişik 20 nci maddesinde, Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli bulunan veya hizmetten ayrılmış olan, subay, askeri memur, astsubay, askeri öğrenci uzman çavuş, uzman jandarma çavuş, erbaş ve erler ile sivil memurlar asker kişi olarak sayılmaktadır.

İdari işlemin, görevli yargı yerinin tespiti yönünden askeri hizmete ilişkin olup olmadığının saptanabilmesi için işlemin konusuna bakılması gerekmektedir. Eğer idari işlem askeri gereklere, askeri usul ve yönteme ve askeri hizmete göre tesis edilmiş ise bu işlemin askeri hizmete ilişkin olduğu kabul edilmelidir. Daha açık bir ifadeyle, askeri hizmete ilişkin idari işlemler: İdarenin bir asker kişinin askeri yeterlik ve yeteneklerinin, tutum ve davranışlarının askeri geçmişinin, asker kişi olmaktan kaynaklanan hak ve ödevlerinin; askerlik hizmetinin amacı, askeri görev yerlerinin özellikleri, askeri kural ve gerekler göz önünde tutularak değerlendirilmesi sonucunda tesis edilen işlemlerdir. İşlem, askeri olmayan bir makam tarafından tesis edilmiş olsa bile durum değişmemekte menfaati ihlal edilen asker kişinin açtığı davanın Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nde görülmesi gerekmektedir.

5434 sayılı kanunun Geçici 205 nci maddesinde belirtilen yaş haddini sağladığında emekli aylığı bağlanmak üzere davacının Türk Silahlı Kuvvetlerinden ayrıldığı hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Dava konusu uyuşmazlık davacıya emekli aylığı bağlanmadan emekli ikramiyesi ödenip ödenmeyeceği ile kanunda belirtilen yaş haddini doldurmadan davacı ve bakmakla yükümlü olduğu aile fertlerinin Sosyal Güvenlik Kurumunun sağlık hizmetlerinden yararlandırılıp yararlandırılmayacağına ilişkindir. Bu hususun değerlendirilmesinde askeri kişinin yeterlilik ve yetenekleri, asker kişi olmaktan kaynaklanan hak ve ödevleri, askerlik hizmetinin amacı, askeri görev yerlerinin özellikleri, askeri kural ve gerekler yönünden bir değerlendirilme yapılması gerekmediğinden dava konusu işlemin askeri hizmete ilişkin bir yanı bulunmamaktadır. Yaş şartını sağlamaması nedeniyle emekli aylığı bağlanmadan görevinden ayrılan Emekli Sandığına tabi olan bütün kamu görevlileri de aynı hükümlere tabidir. Dava konusu uyuşmazlıkta askeri hizmete ilişkinlik şartı gerçekleşmediğinden davanın görüm ve çözümünün genel idari yargı yeri olduğu, Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin görevli olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. AYİM 3 ncü Dairesi’nin 14.12.2006 tarih 2006/748-1610 E.K., 25.10.2009 tarih 2009/811-889 E.K. sayılı kararları da aynı doğrultudadır.

Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Davanın görev yönünden REDDİNE, (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy