Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 3. Daire 2008/859 Esas 2009/650 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYüksekİdareMahkemesi
Dairesi: 3. Daire
Esas No: 2008/ 859
Karar No: 2009 / 650
Karar Tarihi: 11.06.2009

(5434 S. K. m. 39, 44, 50, 53, 82, 89) (1602 S. K. m. 56) (1086 S. K. m. 91, 92, 93, 94, 95)

Davacı vekili 01.09.2008 tarihinde AYİM kayıtlarına giren dava dilekçesinde özetle; müvekkili hakkında GATA Sağlık Kurulunun 27.06.2008/1028 sayılı raporu ile sınıfı görevini yapamaz kararı verildiğini ve bu raporun 10.07.2008 tarihinde onaylandığını, bu arada müvekkili hakkında disiplinsizlik nedeniyle ayırma işlemi tesis edildiğini, bu işlemin 22.07.2008 tarihinde onaylandığını ve 05.08.2008 tarihinde Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilişiğinin kesildiğini, müvekkilinin 11.08.2008 tarihinde adi malul olarak emekliliğine karar verilmesi ve aylık bağlanması talebiyle idareye müracaat ettiğini, davalı kurumun 20.08.2008 tarihli yazısı ile talebin reddedildiğini ve müvekkiline emekli ikramiyesi ödenmediğini, müvekkilinin emekli aylığı bağlanmasına esas hizmet süresinin 13 yıl 10 ay 5 gün olduğunu, bu nedenle adi maluliyeti nedeniyle aylık bağlanması ve emekli ikramiyesi ödenmesi gerektiğini, disiplinsizlik nedeniyle Türk Silahlı Kuvvetlerinden ilişiğinin kesilmesinin adi maluliyet nedeniyle doğmuş olan emeklilik haklarını ortadan kaldıramayacağını belirterek müvekkilinin adi maluliyet aylığı bağlanmaması ve emekli ikramiyesi ödenmemesi işlemlerinin iptali ile ödenmeyen aylıkları ile emekli ikramiyesinin yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmektedir.

AYİM 3 üncü Dairesinin 11.09.2008/2693-859 sayılı kararı ile yürütmenin durdurulması isteminin reddine karar verilmiştir.

Dava ve tahsis dosyasının incelenmesinden; davacının Hava Kuvvetleri Komutanlığında uçak bakım üsteğmen sınıf ve rütbesinde görev yapmakta iken, hakkında GATA Sağlık Kurulunun 27.06.2008/1028 sayılı raporu ile bronşiyal astım, lomber disk hernisi ameliyatlısı, geçirilmiş akciğer tüberkülozu, nevrotik kişilikte remisyonda anksiyete bozukluğu teşhisi ile Sınıfı görevini yapamaz. TSK SYY'nin 2 nolu sınıflandırma çizelgesinde (+) işaretli sınıflarda sınıflandırılması uygundur kararı verildiği ve söz konusu raporun 10.07.2008 tarihinde onaylanarak kesinleştirildiği, bilahare 22.07.2008 tarihli onay ile disiplinsizlik ve ahlaki durum sebebiyle TSK'nden ayrılmasına karar verildiği ve 05.08.2008 tarihi itibariyle fiilen ilişiğinin kesildiği, davacının ilişiğinin kesilmesinden sonra 11.08.2008 tarihli dilekçe ile davalı kuruma müracaat ederek malul kabul edilmesi ve adi maluliyet aylığı bağlanması talebinde bulunduğu, davalı kurumun 20.08.2008 tarihli cevabi yazısı ile talebinin reddi üzerine AYİM'de işbu davanın açıldığı, bilahare davalı kurum tarafından davacının 13 yıl 9 ay 23 gün hizmetine karşılık olarak 24.10.2008 tarihinde; 27.796,09 TL toptan ödeme, 12.935,33 TL emekli ikramiyesi ödendiği anlaşılmaktadır.

Davacı ile davalı kurum arasındaki uyuşmazlık; daha önce adi malul olarak emekliliğini talep etme hakkına sahip olan davacının görevine devam ettiği dönemde, normal şartlarda aylık bağlanması için gereken 25 yılı doldurmadan re'sen ayırma işlemine tabi tutulması durumunda adi maluliyet aylığı bağlanıp-bağlanmayacağı noktasındadır.

5434 sayılı Emekli Sandığı Kanununun 44 üncü maddesi; Her ne sebep ve suretle olursa olsun vücutlarında hasıl olan arızalar veya duçar oldukları tedavisi imkansız hastalıklar yüzünden vazifelerini yapamayacak duruma giren iştirakçilere (Malul) denir ve haklarında bu kanunun malullüğe ait hükümleri uygulanır.

Şu kadar ki, bunlar yazı ile istedikleri takdirde haklarında bu Kanun hükümleri uygulanmaksızın malullüklerinin mani olmadığı başka vazife ve sınıflara nakil suretiyle tayinleri yapılmak üzere istifa etmiş sayılırlar. Bunların, istifa etmiş sayıldıktan sonra dahi, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasını istemek hakları mahfuzdur. Ancak, kurumlarında başka vazife ve sınıflara nakli mümkün olanlardan özel kanunlarına göre yükümlülük süresine tabi olanlar, bu yükümlülüklerini tamamlamadıkça veya maluliyetlerinin yeni vazifelerine de mani olduğuna dair 50 nci madde uyarınca yeniden rapor almadıkça bu haklarını kullanamazlar.

Aynı Kanunun 53 üncü maddesi ise; Adi malullük aylığı, fiili hizmet müddetleri en az 10 yılı tamamlamış bulunan iştirakçilerin fiili ve itibari hizmet müddetleri toplamına göre ve malullük dolayısıyla vazifeden ayrıldıkları tarihteki keseneğe esas aylık veya ücretleri ve 15 inci maddenin (g) fıkrasında yazılı olanların tam aylık veya ücretleri tutarları üzerinden aşağıda gösterilen nispetlerde bağlanır... şeklinde düzenlenmiştir.

Türk Silahlı Kuvvetleri personeline hangi hallerde emekli maaşı bağlanacağı aynı Kanunun 39 uncu maddesinde hükme bağlanmış, maddenin (e) fıkrasında; subay ve askeri memurlarla, gedikli subay ve gedikli erbaşların ahlak noktasında hüküm ile veya yetersizlik veya disiplin sebeplerinden dolayı sicilleri üzerine veyahut askeri mahkemelerce verilecek kararlar üzerine kurumlarınca re'sen ayrılmaları halinde aylık bağlanacağı belirtilmiş ve bu kapsamda olanlara aylık bağlanabilmesi için 25 fiili hizmet yılını doldurmuş olmaları gerektiği öngörülmüştür. Öte yandan emekli aylığı bağlanmaksızın toptan ödeme ile Sosyal Güvenlik Kurumundan ilişiği kesilecek personele ilişkin düzenlemelere ise, Kanunun 82 nci maddesinde yer verilmiştir. Buna göre; 39/e maddesi kapsamında kurumlarından ilişiği kesilenlerden fiili hizmet müddetleri 25 yılını doldurmamış olanlar ile haklarında adi malullük hükümleri tatbik edilen iştirakçilerden fiili hizmet müddeti on yıldan az olanlara yalnız toptan ödeme yapılacağı, keza 89/1 maddesinde; emekli, adi malullük veya vazife malullüğü aylığı bağlananların yanı sıra toptan ödeme yapılan asker-sivil tüm iştirakçilere emekli ikramiyesi verileceği düzenlenmiştir.

Mevzuat hükümlerinin ışığında, haklarında sınıfı görevlerini yapamayacaklarına ilişkin kesinleşmiş sağlık raporu bulunan iştirakçilerin malul kabul edildiği anlaşılmaktadır.

Yapılan incelemede, bulunduğu sınıfın sağlık niteliklerini kaybederek sınıfı görevini yapamayacağı sağlık kurulu raporu ile tespit edilen davacının maluliyetini ve adi maluliyet aylığı bağlanmasını talep etme hakkı olduğu noktasında şüphe yoktur. Davacı evvelce adi maluliyet hakkını kazanmış olduğundan davacıya aylık bağlama ile ilgili hükümler, 25 yıllık hizmet süresini arayan normal aylık bağlanması ile ilgili 39 ncu ve 82 nci maddeler olmayıp Kanunun 44 ve malul aylığı ile ilgili tespitler içeren 53 ncü maddesidir. Buna göre malul olduğu tarihte 10 yılı aşkın fiili hizmeti bulunup kendisinden kesenek kesilmiş olan davacı artık bu hakkı elde etmiştir. Zira davacı her ne kadar re'sen ayırma işlemine tabi tutulmuş ise de; ayırma işleminden önce sınıfı görevini yapamayacağı tıbben tespit edilmiştir. Buna maluliyet hakkının bulunması nedeniyle, davacı hakkında sırf re'sen ayırma işlemine tabi tutulduğu gerekçesiyle 5434 sayılı Kanunun 39/e maddesindeki 25 yıllık hizmet süresinin aranması hukuken mümkün değildir. Kanunun 39/e maddesine göre 25 yıllık hizmet süresinin aranması koşulu, haklarında adi maluliyet kararı bulunmayanlar için getirilmiş bir düzenlemedir. Bu düzenlemeye ve 53 ncü maddeye paralel olarak da 82 nci maddede toptan ödemenin hangi hallerde yapılacağı düzenlenmiş; maddenin (c) bendi açıkça haklarında adi malullük hükümleri uygulananlardan hizmet süresi 10 yıldan az olanlara toptan ödeme yapılacağı hüküm altına alınmıştır. Davacının hizmet süresinin 10 yıldan fazla olması ve önceden maluliyetini talep etme hakkının bulunması nedeniyle davacıya adi maluliyet aylığı bağlanmaması işlemi sebep unsuru yönünden hukuka aykırıdır.

Davacıya adi maluliyet aylığı bağlanması gerekirken toptan ödeme tahakkuk ettirilmesi hukuka aykırı bulunduğundan, işlemin iptaline karar verilmiş, alım gücünde meydana gelen kayıpların telafisine yönelik olarak adi malul aylıklarına faiz uygulanması hüküm altına alınmıştır.

Dava açıldıktan sonra, davalı kurum tarafından 22.10.2008 tarihli işlem üzerine 24.10.2008 tarihinde banka havalesiyle (on-line) davacıya 12.905,03 TL tutarında emekli ikramiyesi ödenmiş olduğu, ancak faiz ödenmediği anlaşılmaktadır. Davacıya, dava açıldıktan sonra emekli ikramiyesi ödenmesi, bu istem yönünden davanın kısmen kabulü niteliğinde olduğu ve 1602 sayılı AYİM Kanununun 56 ncı maddesi atfıyla HUMK'nun 91-95 nci maddeleri gereğince taraflar arasındaki uyuşmazlığın konusunu ortadan kaldıran ve davanın esasına girilmesini önleyen kesin bir irade beyanı niteliğinde olup, kesin hükmün bütün hukuki sonuçlarını doğurduğundan kabul nedeniyle davacıya emekli ikramiyesi ödenmemesi işleminin iptaline ilişkin istemin esası hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, ancak davalı kurumca emekli ikramiyesinin haksız ve geç ödenmesinden kaynaklanan kayıpların telafisine yönelik olarak faiz ödenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Davacıya adi maluliyet aylığı bağlanmaması işleminin İPTALİNE 11 Haziran 2009 tarihinde Üye Topçu Kurmay Albay Dursun ÇAĞDAŞ ile Üye Jandarma Kurmay Albay Aytekin ŞAHİN'in karşı oyları ve OYÇOKLUĞU ile karar verildi.

KARŞI OY GEREKÇESİ

5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununun 39 ncu maddesinde; iştirakçilerin istek üzerine' (a, b, ç, d, g, j bentleri) yaş haddi nedeniyle (c bendi), asker kişiler yönünden ahlaken, disiplinsizlik, yetersizlik nedeniyle veya askeri mahkemelerce verilecek kararlar üzerine (e bendi), asker kişiler dışındaki iştirakçiler yönünden ahlak ve yetersizlik nedeniyle ayrılabilecekleri ve bunlardan (e) fıkrasında belirtilen halde ilgililerin fiili hizmet müddetlerinin 10 yılı, (e) ve (f) fıkralarında yazılı hallerde ise 25 yılı doldurmaları halinde kendilerine emekli aylığı bağlanabileceği hüküm altına alınmaktadır.

5434 Sayılı Kanunun 39/e maddesinde, disiplinsizlik nedeniyle re'sen ayırma işlemine tabi tutulan subay ve astsubaylardan 25 fiili hizmet yılını dolduranlara emekli aylığı bağlanacağı hususu açıkça yer almaktadır.

25 fiili hizmet yılını doldurmayan (13 yıl 9 ay 23 gün) davacının 5434 sayılı Kanunun 44 ncü maddesinde saklı olan malulen emeklilik hakkını re'sen ayırma işlemi tesisine kadar kullanmadığından ve disiplinsizlikten ayırma işlemi tesisinden sonra artık bu hakkın kullanılması hukuken mümkün olmadığından adi maluliyet aylığı bağlanmaması işleminin iptali yönünde oluşan sayın çoğunluk görüşüne katılamadık. 11.06.2009 (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy