Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 3. Daire 2008/674 Esas 2008/1398 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYüksekİdareMahkemesi
Dairesi: 3. Daire
Esas No: 2008/ 674
Karar No: 2008 / 1398
Karar Tarihi: 25.12.2008

(5434 S. K. m. 44, 45, 72) (2330 S. K. m. 1, 4) (2566 S. K. m. 1)

Davacılar vekili, 30.05.2008 tarihinde AYİM kayıtlarına gelen dava dilekçesinde özetle; davacıların oğlu Tnk.Astsb. Çvş. ….’nın Özel Kuvvetler Komutanlığı emrinde görev yapmakta iken 13.05.2004 günü Eğirdir Dağ Komando Okulu ve Eğitim Merkez Komutanlığında yapılan tatbikat esnasında boğularak vefat ettiğini, AYİM 2 nci Dairesinin kararı ile kusursuz sorumluluk ilkelerine göre tazminata hükmedildiğini, davalı kurum tarafından aylık bağlanma talebinin muhtaçlık olmadığı gerekçesi ile red edildiğini, halbuki 2330 ve 2566 sayılı kanun kapsamında mütalaa edilen görevler nedeniyle vefat edenlerin hak sahibi yakınlarına muhtaçlık aranmaksızın aylık bağlanması gerektiğini belirterek davalı kurum işleminin iptali ile davacılara müracaat tarihi itibarı ile aylık bağlanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Dava dosyasında yer alan bilgi ve belgelerin incelenmesinden; davacıların oğlu Tnk.Astsb.Çvş. ….’nın Isparta Eğirdir Dağ Komando Okulu ve Merkez Komutanlığında 13.05.2004 tarihinde yapılan tatbikatta görevlendirildiği, Kayar Tel eğitimi tesisinde göle atladığı, yüzerek kıyıya beş metre kala göle batması sonucu boğularak vefat ettiği, davacıların aylık bağlanmasını talep ettikleri, davalı kurum tarafından vefat olayının vazife malullüğü kapsamında kabul edildiği, muhtaçlık şartı olmadığından ….’ya, evlilik bağının devam etmesi nedeniyle ….’ya aylık bağlanmasının mümkün olmadığı, vefat olayının 2330 sayılı kanun kapsamında bulunmadığından muhtaçlık şartı aranmaksızın aylık bağlanma talebinin red edildiği, bu işlemin iptali içi dava açıldığı anlaşılmıştır.

5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunun 44 ncü maddesinde her ne olursa olsun vücutlarında hasıl olan arızalar veya duçar oldukları tedavisi imkansız hastalıklar yüzünden vazifelerini yapamayacak duruma gelenlere malul denileceği, 45 nci maddesinde malullüğün vazifelerini yaptıkları sırada vazifesinden doğmuş olursa buna vazife malullüğü, bunlara uğrayanlara da vazife malulü denileceği, aynı kanunun 72’nci maddesinde ölen iştirakçilerin iştirakçi bulunmayan dul ve muhtaç anaları ile iştirakçi olmayan ve ölüm tarihinde muhtaç ve (65) yaşını doldurmuş babalarına aylık bağlanacağı belirtilmiştir. 5434 Sayılı kanunun 72/son maddesinde 2330 sayılı Kanun kapsamında mütalaa edilen görevler nedeniyle hayatlarını kaybetmiş bulunan iştirakçilerle bunlardan aylık almakta iken ölenlerin baba ve analarına aylık bağlanacağı hüküm altına alınmıştır. 2330 sayılı Nakdi tazminat ve aylık bağlanması hakkındaki kanunun 4 ncü maddesinde bu kanun kapsamına girenlerden sakatlanarak bağlı oldukları sosyal güvenlik mevzuatına göre emekliye sevk edilenlere görev malullüğü aylığı bağlanacağı, ölenlerin kendilerine bağlanması gereken görev malullüğü aylığının dul ve yetimlerine intikal ettirileceği, bu madde gereğince ilgili sosyal güvenlik kurumlarınca kendi mevzuatına göre bağlanan aylıkların %25 artırılarak bağlanacağı belirtilmiştir. Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri uyarınca yapılan görevin niteliğine göre ilgiliye veya yakınlarına aylık bağlanması için farklı şartların öngördüğü görülmektedir. Bu ayırım kanuni düzenlemelerle yapılmıştır. İlgililere farklı sosyal haklar verilmesinin nedeninin hizmetin mahiyetinden ve görevinden kaynaklandığı ortadadır. Kanun koyucu hizmetin konusu ve niteliğine göre aylık bağlanması için farklı şartlar öngören düzenlemeler yapılmasını takdir etmiştir.

Tnk. Astsb. Çvş …………… hakkında 5434 sayılı kanun uyarınca vazife malullüğü hükümlerinin uygulanmasına karar verilmiş, vefat olayının 2330 sayılı kanun kapsamında olmadığı değerlendirilerek muhtaçlık şartı aranmaksızın aylık bağlanma istemi red edilmiş, uyuşmazlıkta bu nokta oluşmuştur.

2330 sayılı Nakdi Tazminat Ödenmesi ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanunun 1 nci maddesinde kanunun amacı barışta güven ve asayişi korumak, kaçakçılığı men, takip ve tahkikle görevli olanların, bu görevlerinden dolayı ya da görevleri sona ermiş olsa bile, yaptıkları hizmet nedeniyle derhal veya bu yüzden maruz kaldıkları yaralanma veya hastalık sonucu ölmeleri veya sakat kalmaları halinde ödenecek nakdi tazminat ile birlikte bağlanacak aylığın ve bu yüzden yaralanmaları halinde ödenecek nakdi tazminatın esas ve yöntemlerinin düzenlenmesi olarak belirtilmiştir.

2566 sayılı bazı kamu görevlilerine nakdi tazminat verilmesi ve aylık bağlanması hakkında kanunun 1 nci maddesinde güven ve asayişi ihlal eden eylemler nedeniyle yakalanan göz altına alınan, tutuklanan ve hükümlü bulunanların muayene ve tedavilerinde görevlendirilen sağlık personelinin bu görevlerinden dolayı öldürülen, sakatlanan ve yaralananlar ile kaçakçılığın men, takip ve tahkiki maksadı ile mayınlanmış sahaların temizlenmesinde görev alanlar ile bu görev esnasında ölen, sakatlanan ve yaralananlar hakkında 2330 sayılı kanun hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.

2330 sayılı kanun uyarınca aylık bağlanabilmesi için iç güvenlik ve asayişin korunması, kaçakçılığı men, takip ve tahkiki konularında görevli personelin bu görevlerinden dolayı malul hale gelmesi gerekmektedir. Kanunun amacının barışta güven ve asayişi korumak, kaçakçılığı men, takibinde görevli personelin karşılaşacağı risk ve tehlikeli görev şartları nedeniyle bu işle görevlendirilen personel ve yakınlarının koruma altına alınması olduğu kanunun 1 nci maddesinden açıkça anlaşılmaktadır. Ülke genelinde askerlik hizmeti ile ilgili bütün görevlerin bu kanun kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir. Askerlik hizmetinin mutad faaliyetlerinin 2330 sayılı kanun kapsamında değerlendirilmek suretiyle uygulamanın genişletilmesi kanunun amacına uygun düşmemektedir. Davacıların oğlunun tatbikat esnasında vefat ettiği dosyadaki belgelerden anlaşılmaktadır. Vefat olayının 2330 sayılı kanunda tek tek sayılan görevler kapsamında değerlendirilmesi mümkün olmadığından davacı hakkında tesis edilen işlemde hukuka aykırılık görülmemiştir. Davacıların oğlunun vefatının 2566 sayılı kanun ile bir ilgisi bulunmamaktadır.

Yukarıda açıklanan sebeplerle;

Yasal dayanaktan yoksun bulunan DAVANIN REDDİNE, (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy