Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 3. Daire 2007/237 Esas 2008/617 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYüksekİdareMahkemesi
Dairesi: 3. Daire
Esas No: 2007/ 237
Karar No: 2008 / 617
Karar Tarihi: 10.04.2008

(211 S. K. m. 66, 69, 70) (657 S. K. m. 209) (178 S. KHK. m. 2, 10, 39)

Davacı 08.02.2007 tarihinde AYİM’de kayda geçen dava dilekçesinde özetle; eşinin İzmir Asker Hastanesi'nde görev yaptığını, 12.11.2006 tarihinde erken doğum yapacak olması nedeniyle bu hastaneye başvurduklarını, ancak doğumun kuvöz gerektirmesi ve imkanların yeterli olmamasından dolayı söz konusu hastanede gerekli müdahalenin yapılamadığını, bu durum karşısında İzmir Garnizonu'ndaki tüm kamu hastanelerinin araştırıldığını, kamuya ait hiçbir hastanede gerekli teçhizatın bulunmadığını, bu hususlar göz önüne alınarak eşinin Özel Kent Hastanesi'ne sevk edildiğini, 12.11.2006 tarihinde gerçekleşen doğumla dünyaya gelen ikiz bebeklerin kuvöze alınarak 12.11.2006 - 19.11.2006 tarihleri arasında kuvözde tutulduklarını, eşinin ve bebeklerin taburcu olmaları sırasında Özel Kent Hastanesi tarafından 8.463,95-YTL tutarında fatura düzenlendiğini ve bu tutarın kendileri tarafından karşılandığını, 08.12.2006 tarihinde idari başvuruda bulunularak fatura tutarının ödenmesinin talep edildiğini, ancak bu istemin idarece reddedildiğini belirterek, tedavi giderlerinin ödenmemesi işleminin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmektedir.

Dava dosyasının incelenmesinden; 12.11.2006 tarihinde İzmir Asker Hastanesi Baştabipliği'ne müracaat eden ve prematüre ikiz doğum tehdidi bulunan davacının eşinin, doğacak bebekler için üniversite ve devlet hastanelerinde boş kuvöz bulunmadığından İzmir Özel Kent Hastanesi'ne İzmir Asker Hastanesi Baştabipliğinin 13.11.2006 tarihli yazısı ile sevk edildiği, Özel Kent Hastanesi'nin resmi hasta kabul etmek üzere T.C.Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı ve Maliye Bakanlığı arasında sözleşmesinin bulunduğu, hasta kabulü esnasında 2006 Mali Yılı Tedavi Yardımına İlişkin Uygulama Tebliğinde (Sıra No:6) tespit edilen ücretlendirmeleri aşan kısmın hastanın kendisinden alınacağına dair taahhüt alındığı ve anılan hastane tarafından verilen hizmetler adı geçen Tebliğ'de yer alan ücretler üzerinden fiyatlandırıldığı, tanıya dayalı paket fiyatın üzerindeki fark bedelin davacıdan alındığı, davacının eşinin 07.12.2006 tarihli dilekçe ile idari müracaatta bulunduğu, talebinin TSK Sağ.K.lığının 19.01.2007 tarihli yazısı ile reddedildiği, hangi tarihte tebliğ edildiği tespit edilmemekle birlikte işlemin iptali istemiyle 08.02.2007 tarihinde kayda giren dilekçe ile işbu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Davalı idarenin, davanın öncelikle ehliyet yönünden reddine karar verilmesi gerektiği yönündeki savunması nedeniyle bu konu incelendiğinde; 211 Sayılı TSK İç Hizmet Kanununun 69 ncu maddesinde, subay, askeri memur ve astsubayların ailelerinin bu Kanunun 59, 63, 66 ncı maddesinin a ve b fıkraları hükümlerinden istifade edecekleri düzenlenmiştir. Aynı maddede aile tabirinin içinde çocukların da bulunduğu belirtilmiştir. Tedavi giderlerinin yalnızca davacının eşini değil ikiz çocuklarını da kapsaması, tedavinin eş ve çocuklara yönelik olduğunun görülmesi ve ayırt edilebilmesinin de mümkün olmaması, babanın da çocuklara bakmakla yükümlü bulunması nedeniyle davalı idarenin ehliyet yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiği yönündeki savunmasına itibar edilmemiş ve davanın esastan incelenmesine karar verilmiştir.

Davacının Astsubay olması nedeniyle, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ve Devlet Memurlarının Tedavi Yardımı ve Cenaze Giderleri Yönetmeliği hükümlerine değil, İç Hizmet Kanunu ve İç Hizmet Yönetmeliği hükümlerine tabi olduğunda kuşku bulunmamaktadır. Dolayısıyla davacının eşi ve ikiz çocukları için yapılan tedavi giderlerinin hangi usul ve esaslar çerçevesinde ödeneceği İç Hizmet Kanunu ve İç Hizmet Yönetmeliği hükümleri çerçevesinde belirlenecektir.

211 Sayılı İç Hizmet Kanununun 69 ncu maddesinde, subay, askeri memur ve astsubayların ailelerinin bu Kanunun 59, 63, 66 ncı maddesinin a ve b fıkraları hükümlerinden istifade edecekleri belirtilmiş; aynı Kanunun 66/a maddesi, Subay, askeri memur ve astsubayları askeri tabip ve mütehassıslar kıta, kurum, hastahane ve meskenlerinde her zaman ücretsiz olarak muayene ve tedaviye mecburdurlar. Bunların askeri hastahanelerde yatırılarak tedavileri halinde hiçbir suret ve maksatla ilaç, iaşe ve malzeme bedeli alınmaz.

Hastahanelere yatırılmayıp ayakta veya meskende muayene ve tedavi edilenlerin, sağlık karnesine sahip aile fertleri dahil, tedavi için gerekli malzeme ve reçete muhteviyatı kıt’a, askeri kurum veya hastahanece aynen verilir. Malzeme ve reçete muhteviyatının mevcut olmaması halinde bedeli, Milli Savunma Bakanlığı veya Jandarma Genel Komutanlığı veyahut da Sahil Güvenlik komutanlığı bütçesinden nakden ödenir. Her iki halde de kullanılacak ilaç bedelinin %20'si sağlık karnesi sahibi tarafından karşılanır. Ancak, 70 nci madde kapsamında kalan hak sahipleri bakımından bu oran %10 olarak uygulanır.

Bu hüküm tatbikat ve manevralarda askeri personele, savaş halinde ise tüm askeri personele ve sağlık karnesi hakkına sahip olan aile mensuplarına uygulanmaz. Ayrıca, resmi sağlık kurulu raporu ile belirlenen; tüberküloz, kanser, kronik böbrek, akıl hastalıkları, organ nakli ve benzeri uzun süreli tedaviye ihtiyaç gösteren hastalıkların ayakta veya meskende tedavileri sırasında kullanılmasına lüzum gösteren ilaçlardan, hayati önemi haiz oldukları Milli Savunma Bakanlığınca tespit edilecek olanların bedellerinin tamamı kurumlarınca karşılanır.

Her türlü tedavi halinde ihtiyaç görülecek gözlük, işitme cihazı, protez, suni aza, korse ve sair malzemeler ile görevli personelden, görevin icrası sırasında veya görevin icrasından dolayı bir uzvunu veya duyusunu tamamen veya kısmen kaybedenlerin rehabilitasyonu ile bu bu uzuv ve duyularla ilgili ihtiyaçlarını karşılayacak her türlü cihaz ve sistemler, Milli Savunma Bakanlığı, Jandarma Genel Kumandanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı tarafından aynen temin edilir veya bedelleri , anılan Bakanlık ya da Komutanlık bütçelerinden ödenir. şeklinde düzenlenmiştir.

657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 209 ncu maddesine 21 Eylül 2004 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 5234 sayılı Kanunla eklenen son fıkrasında, tedavi ücretleri ile sağlık kurumlarınca verilen raporlar üzerine kullanılması gerekli görülen ortez, protez ve diğer iyileştirme araç bedellerinin kurumlarınca ödenerek kısmi ve buna ilişkin esas ve usullerin Sağlık Bakanlığının görüşü alınarak Maliye Bakanlığınca tespit edileceği hüküm altına alınmıştır.

178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin, Maliye Bakanlığı Bütçe ve Kontrol Genel Müdürlüğünün görevlerini düzenleyen 10 ncu maddesinin (f) bendinde; Kamu harcamalarında tasarruf sağlanması, tutarlı dengeli ve etkili bütçe politikasının yürütülmesi amacıyla kamu istihdamı politikası ve giderlerle ilgili kanun, tüzük, kararname ve yönetmeliklerin uygulanmasını düzenlemek, standartları tespit etmek ve sınırlamalar koymak; bu hususlarda tüm kamu kurum ve kuruluşları için uyulması zorunlu düzenlemeleri yapmak ve tedbirleri almak, (i) bendinde, Yürürlükte bulunan mevzuatın mali hükümlerinin uygulamasını yönlendirmek, bu konuda ortaya çıkacak her türlü meseleyi çözmek, tereddütleri gidermek, bu maddeye 5234 sayılı Kanunla eklenen (p) bendinde; Devlet memurları ve diğer kamu görevlileri ile bunların emekli, dul ve yetimlerin (bakmakla yükümlü oldukları aile fertleri dahil) tedavi kurum ve kuruluşlarında yapılan tedavilerine (diş tedavileri dahil) ilişkin ücretlerle sağlık kurumlarınca verilen raporlar üzerine kullanılması gerekli görülen ortez, protez ve diğer iyileştirme araç bedellerinin kurumlarınca ödenecek kısmını ve bu konuya ilişkin esas ve usulleri Sağlık Bakanlığının görüşünü almak suretiyle tespit etmek, yine 5234 sayılı Kanunla eklenen (r) bendinde; Devlet memurları ve diğer kamu görevlileri ile bunların emekli, dul ve yetimlerinin (bakmakla yükümlü oldukları aile fertleri dahil) ayakta tedavileriyle ilgili ilaç kullanımında, gerektiğinde tespit edilecek her türlü referans fiyatlar üzerinde bedellerinin ödenmesini sağlamak ve bu hususlara ilişkin esas ve usulleri Sağlık Bakanlığının görüşünü almak suretiyle tespit etmek hükümlerine yer verilmiştir.

Söz konusu Kanun Hükmünde Kararnamenin 39 ncu maddesi de; Bakanlık, Kanunla yerine getirmekle yükümlü olduğu hükümleri, tüzük, yönetmelik, tebliğ, genelge ve diğer idari metinlerle düzenlemekle görevli ve yetkilidir hükmü yer almaktadır.

Türk Silahlı İç Hizmet Kanununun 66 ncı maddesinde subay ve astsubayların eş ve çocuklarının 69 ncu madde hükümlerinden istifade edeceği belirtilmiş, aynı Kanunun 66 ncı maddesinde her türlü tedavi halinde ihtiyaç görülecek protez, korse, suni aza ve sair malzemelerin kurum tarafından aynen temin edileceği, malzeme muhteviyatının mevcut olmaması halinde bedellerinin kurum bütçesinden ödeneceği hüküm altına alınmıştır. Bu düzenlemeden tedavi için gerekli görülecek malzemelerin kurum tarafından aynen temin edileceği veya bedellerinin tamamının ödeneceği, herhangi bir kısıtlamaya gidilmeyeceği açıkça anlaşılmaktadır. 5234 sayılı Kanununla 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun tedavi giderleri başlıklı 209 ncu maddesine yapılan ekleme ile kullanılması gerekli görülen iyileştirme araç bedellerinin kurumlarınca ödenecek kısmının belirlenmesi hususunda Sağlık Bakanlığının görüşü alınarak Maliye Bakanlığı yetkili kılınmıştır. 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda tedavi giderlerinin bir kısmının ödenmesi hususunda düzenleme yapılmasına rağmen 211 sayılı İç Hizmet Kanunu tedavi giderleri başlıklı 66 ncı maddesinde yeni bir düzenleme yapılmamış, Kanun koyucu burada suskun kalmıştır.

178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve görevleri hakkındaki Kanun Hükmünde Kararnamenin 2 nci maddesinde Maliye Bakanlığının yetki ve görevleri tek tek sayılmış, Maliye Bakanlığı Bütçe ve Kontrol Genel Müdürlüğünün görevleri başlığını taşıyan 10 ncu maddesine 5234 sayılı Kanunla eklenen (p) fıkrasında Devlet Memurları ile diğer kamu görevlileri ile bakmakla yükümlü oldukları fertlerin tedavilerinde gerekli görülen araç bedellerinin kurumlarınca ödenecek kısmını tespit görevi Bütçe ve Kontrol Genel Müdürlüğüne verilmiştir. Bu durum karşısında, 178 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye eklenen bu maddenin İç Hizmet Kanunu 66 ncı maddesini kaldırıp kaldırmadığının veya bu maddeye tedavi giderlerinin kısmen ödenmesi yönünde bir kısıtlama getirip getirmediğinin irdelenmesi gerekmektedir.

Bilindiği gibi Kanunlar aksi belirtilmedikçe Resmi Gazetede yayınlandığı tarihte yürürlüğe girerler. Kanunların yürürlükten kalkması çeşitli biçimlerde ortaya çıkabilir. Kanun koyucu bir kanunun yürürlükte kalacağı süreyi açıkça belirtebilir, bu halde belirlenen tarihte herhangi bir işleme gerek kalmadan bu kanun yürürlükten kalkar. Sonradan yürürlüğe giren kanun açıkça kendisinden önce çıkarılmış olan bir kanunu veya belli maddelerini yürürlükten kaldırabilir. Bu durum sonraki kanunda yapılan düzenlemede belirtilir, hangi kanunun veya hangi maddenin kaldırıldığı sonraki kanunda gösterilir. Bir kanun sonra yürürlüğe giren bir kanun ile örtülü olarak da kaldırılabilir. Örtülü kaldırmanın (zımnen ilganın) gerçekleşmesi için her iki kanunun konularının kesinkes özdeş (aynı) olması, hüküm içeriklerinin birbirleriyle örtüşmesi halinde sonraki hükmün önceki hükmü dışlaması gerekir. Ayrıca zımni ılga kısmi değil, tam ve açık olmalıdır.

Tedavide gerekli görülen malzeme bedelinin tamamı yerine bir kısmının ödenmesi 657 sayılı Kanunun 209 ncu maddesine yapılan bir ekleme ile gerçekleştirilmiş, bu düzenlemeye göre tedavi giderleri 657 sayılı Kanuna göre ödenen bu kanuna tabi personelin tedavisinde kullanılan malzemenin ödenecek kısmını belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkili kılınmıştır. 178 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 10 ncu maddesine eklenen fıkra ile Maliye Bakanlığı Bütçe ve Kontrol Genel Müdürlüğünün görevleri arasına devlet memurları ve diğer kamu görevlilerinin tedavi giderleri esnasında kullanılan malzemelerin kurumca ödenecek kısmını tespit etmek yetkisi verilmiştir. Bütçe Kontrol Genel Müdürlüğü, 657 sayılı Kanunun 209 ncu maddesi uyarınca kendisine verilen yetkiyi kullanmak durumundadır. Bu yetki Kanunu ile İç Hizmet Kanununun 66 ncı maddesi özdeş (aynı) değildir. 178 sayılı Kanunun 10 ncu maddesine eklenen (p) fıkrası, İç Hizmet Kanununun 66 ncı maddesini yürürlükten kaldırmamıştır, kısmen kaldırıldığının kabulü de mümkün değildir. Esasen, 657 sayılı Kanunun 209/son maddesi hükmünü aynen tekrarlayan 178 sayılı KHK’nın 10 ncu maddesinin (p) fıkrası hükmünün, tüm memur ve kamu görevlilerini kapsaması ve statü kanunlarıyla tanınan hakkın icrası konusunda idarenin iş bölümüne ve yetkilendirilmesine matuf bir düzenleme olması hasebiyle genel nitelikte olduğu dikkate alındığında, maksat, işlev ve sınırları itibariyle İç Hizmet Kanunundaki hükümle ayniyet arz etmediği sonucu çıkmaktadır.

Maliye Bakanlığına, İç Hizmet Kanunu 66 ncı maddesinin uygulanmaması veya kısmen uygulanması yönünde bir yetki de verilmemiştir. 5234 sayılı Kanunla 657 sayılı Kanunun 209 ncu maddesine Kanun koyucu tarafından düzenleme yapılıp İç Hizmet Kanunu 66 ncı maddesinde suskun kalması her iki hükmün bir arada yürürlükte olduğu sonucunu doğurmaktadır.

İç Hizmet Kanununun 66 ncı maddesinde yer alan her türlü tedavi halinde gerekli görülen malzemelerin bedelinin kurum tarafından aynen temin edileceği veya bedelinin kurum tarafından ödeneceği hüküm altına alınmıştır.

Açıklanan mevzuat karşısında dava konusu uyuşmazlık incelendiğinde; davacının eşinin erken ikiz doğum tehdidi nedeniyle doğacak bebekler için Asker Hastahanesinde ve diğer üniversite/devlet hastanelerinde boş kuvöz bulunmaması karşısında sevk edildiği İzmir Özel Kent Hastahanesinde doğum yaptığı ve ikiz çocuklarının 12-19 Kasım 2006 tarihleri arasında kuvözde tutulmaları sonucu ortaya çıkan tedavi giderlerinin zorunlu olup olmadığı, kullanılan tıbbi malzemelerin fiyatlarının tespiti konularında Mahkememizce bilirkişi dinlenmesine karar verilmiş, konularında ehil oldukları anlaşılan GATA Yenidoğan Ünitesinde görevli Tabip Tğm……., Mly. Bnb….. ve Ecz. Yzb. …… tarafından davacının eşi ve çocukları ile ilgili tüm tedavi kayıtları ve dava dosyasının incelenmesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda, Özel Kent hastanesince düzenlenmiş olan toplam 8.463,95 YTL. tutarındaki faturaların 944,33 YTL. tutarındaki kısmının zorunlu olamayan hizmetler olduğu, geriye kalan 7.519,62 YTL. tutarındaki tedavi giderinin zorunlu olduğunun değerlendirildiği yönünde görüş bildirmişlerdir.

Açıklanan mevzuat ve bilirkişi raporu karşısında davacının, eşi ve ikiz çocuklarının tedavi gideri olarak ödenmiş olduğu 7.519,62 YTL’lik miktarın zorunlu tedavi kapsamında bulunduğunun anlaşılması karşısında bu miktarın dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Yukarıda açıklanan sebeplerle;

Davacının ödemiş olduğu 7.519,62 YTL’lik tedavi giderinin ödenmemesi işleminin İPTALİNE, Bu miktarın dava tarihinden işletilecek yasal faizi ile birlikte davacıya ÖDENMESİNE, (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy