Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 3. Daire 2007/1374 Esas 2008/729 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYüksekİdareMahkemesi
Dairesi: 3. Daire
Esas No: 2007/ 1374
Karar No: 2008 / 729
Karar Tarihi: 08.05.2008

(211 S. K. m. 34, 87, 88, 89, 90) (6136 S. K. m. 7) (Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Yönetmelik m. 11, 16, 17)

Davacı vekili 27.11.2007 tarihinde AYİM kaydına geçen dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Temmuz 2007 tarihinde Türk Silahlı Kuvvetlerinden emekli olmak için müracaat ettiğini, ilişik kesme işlemlerinin yapılması sırasında en son görev yaptığı birlik Komutanlığınca tabancasının ruhsatının iptal edildiğinin bildirildiğini ve silahını kendilerine teslim etmesinin istendiğini, tesis edilen işlemin Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Yönetmelik Hükümlerine açıkça aykırı olduğunu belirterek tabanca ruhsatının iptali ve silahın başkasına devri işlemlerinin iptaline öncelikle yürütmenin durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Dava dosyasında mevcut bilgi ve belgelerin incelenmesinden; davacının 01.11.2007 tarihinde Türk Silahlı Kuvvetlerinden emekli olduğu, emekli olması sebebiyle Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkındaki Yönetmelik Hükümleri uyarınca silah ruhsatı işlemlerinin yapılması sırasında davacının üç ayrı suçtan mahkumiyeti bulunduğu ve durumunun silah ruhsatı verilmesini engelleyen aynı Yönetmeliğin 16/1-e maddesine uyduğu gerekçesiyle, Kara Kuvvetleri Komutanlığının 08.11.2007 tarih ve LOJ:6470-2184-07/Loj. Hiz. D. Şah. Slh. Kyt. ve Ruh. Ş. (Ks. 3) (464394) sayılı emri gereği davacının 7,65 mm.lik 70260 seri nolu Kırıkkale marka tabancasını birliğine teslim etmesinin ve altı ay içerisinde silah ruhsatı almaya yetkili bir şahsa devretmesi gerektiğinin, aksi halde silahının adli makamlara intikal ettirileceğinin 16.11.2007 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, davacının 04.05.1987 tarihinde işlediği asta müessir fiil suçundan Ege Ordu Komutanlığı Askeri Mahkemesinin 09.12.1987 tarih ve 1987/1044-1292 E.K. sayılı kararı ile ağır para cezası ile mahkumiyetine karar verilerek cezasının ertelendiği, ayrıca 12.09.1988 tarihinde işlediği emre itaatsizlikte ısrar ve amire fiilen taarruz suçlarından 5 gün ve 1 ay 20 gün hapis cezası olmak üzere 7 nci Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesinin 29.11.1988 gün ve 1988/1975-1033 E.K. sayılı kararı ile ayrı ayrı mahkumiyetine karar verildiği, davacının silah ruhsatının iptali ve silah devri işlemlerinin iptali istemiyle süresinde dava açtığı anlaşılmıştır.

Davacının yürütmenin durdurulmasına ilişkin talebi, idari işlemin uygulanması ile telafisi güç veya imkansız zararların doğması ve idari işlemin açık biçimde hukuka aykırı görülmesi şartlarının birlikte gerçekleşmemesi sebebiyle AYİM 3 ncü Dairesinin 06.12.2007 tarih ve Gensek No:2007/3494, Esas No:2007/1374 sayılı kararı ile reddedilmiştir.

6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun hükümleri uyarınca çıkarılan ve Bakanlar Kurulunun 21.03.1991 tarih ve 91/1779 sayılı kararı ile 01.06.1991 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Yönetmeliğin 16 ncı maddesi ….aşağıda belirtilen hallerden birine giren kimselere hiçbir şekilde ateşli silah ve mermilerini taşıma ya da bulundurma izni verilmez. Verilmiş ruhsatlar iptal edilir…

e) (Değişik bend:01/05/2002-2002/41585.Yön./4.md.) Taksirle veya basın yoluyla işlenenler hariç değişik zamanlarda işlediği aynı veya farklı türden ikiden fazla suçtan dolayı hapis veya ağır hapis ve/veya ağır para cezasına mahkum olanlar… hükmünü amirdir.

Aynı maddenin (ö) bendinde de mahkumiyetler affa uğramış veya bütün neticeleri ile birlikte ortadan kalmış ya da mahkemelerce verilen karar üzerine adli sicilden silinmiş olsa bile hiçbir surette silah taşıma ve bulundurma ruhsatı verilmeyeceği ancak 765 sayılı T.C.K.’un 2 nci maddesine göre suç olmaktan çıkan bir fiil nedeniyle hüküm giymiş bulunanların bu kapsamda sayılmayacağı belirtilmiştir.

Söz konusu Yönetmeliğin 17 nci maddesinde de taşıma ve bulundurma ruhsatı verilen kişilerden sonradan 16 ncı maddede belirtilen hallerden birine girmesi nedeniyle silah taşıma ve bulundurma şartlarını kaybedenlerin silah ruhsatları iptal edilerek, silahlarının zaptedileceği, zaptedildiği tarihten itibaren altı ay içinde silahın sahibinin isteği dikkate alınarak silahın silah satın almaya hak kazanmış kişilere devrinin sağlanacağı belirtilmiştir.

Yukarıda da belirtildiği üzere davacı üç ayrı suçtan mahkum edilmiştir. Her ne kadar davacı vekili üç ayrı suçun değişik tarihlerde işlenmiş olması halinde silah ruhsatının iptal edileceğini, oysa müvekkilinin eylem sayısının üç değil iki olduğunu, iki mahkumiyet kararının bulunduğunun iddia etmiş ise de; söz konusu Yönetmeliğin 16/1-e maddesinde değişik tarihlerde değil değişik zamanlarda ibaresine yer verilmiş olup, suçların sayısının belirlenmesinde değişik tarihlerde işlemesi değil, değişik zamanlarda işlenip işlenmediği esastır. Davacının asta müessir fiil ve amire fiilen taarruz suçundan mahkumiyetine ilişkin karar incelendiğinde bu suçların aynı tarihte olmakla birlikte değişik zamanlarda işlendiği değerlendirilmiştir.

Davacı hakkındaki bu kararlara rağmen İç Hizmet Kanununun 34/c, 87-90 ncı maddeleri ile 6136 sayılı Kanunun 7/2 nci maddesi hükümlerine göre özel kanuna göre silah taşıma yetkisine sahip bulunduğu için silahını Astsubaylık görevi boyunca taşımıştır. Ancak davacı emekli olmakla artık bu hükümlerin konusunu oluşturmamakta ve kendisine uygulanacak normlar 6136 sayılı Kanunun 7/4 ncü Yönetmeliğin 11/1 nci ve 16 ncı maddesi olmaktadır.

6136 sayılı Kanunun 7/4 ve Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Yönetmeliğin 11/1 nci maddesinde Emekli Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarına silah ruhsatı verilmesi düzenlendikten sonra, Yönetmeliğin 16 ncı maddesinde silah taşıyıp bulundurma izni verilmeyecek ve verilmiş ruhsatların iptal edileceği haller düzenlenmiştir. Zira 16 ncı madde de yazılı, silah taşıyıp bulundurma izni verilmeyecek ve verilmiş ruhsatın iptalini gerektiren durum davacı açısından emekli olması nedeniyle artık mevcuttur. Bu nedenle Yönetmeliğin 16/1-e maddesinde belirtilen şekilde değişik zamanlarda ikiden fazla (üç suçtan) mahkumiyeti bulunan davacı hakkında tesis edilen işlemde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Yasal dayanaktan yoksun DAVANIN REDDİNE,


KARŞI OY GEREKÇESİ

Davacının 01.11.2007 tarihinde Türk Silahlı Kuvvetlerinden emekli olduğu, Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Yönetmeliğin 11/1 nci maddesi uyarınca, emekli Türk Silahlı Kuvvetleri Personeli için verilmesi gereken silah taşıma ve bulundurma izninin davacının üç ayrı suçtan mahkumiyeti bulunduğu, durumunun yönetmeliğin silah ruhsatı verilmesini düzenleyen 16/1-e maddesine uyduğu gerekçesiyle verilmediği, davacının bu işlemin iptali istemiyle dava açtığı anlaşılmıştır.

Ateşli silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Yönetmeliğin 16 ncı maddesi Kanunun 7 nci maddesinin (1) numaralı bendinde sayılanlar hariç aşağıda belirtilen hallerden birine giren kimselere hiçbir şekilde ateşli silah ve mermilerini taşıma ya da bulundurma izni verilmez, verilmiş ruhsatlar iptal edilir.

e) (Değişik bend:01/05/2002-2002/41585.Yön./4.md.) Taksirle veya basın yoluyla işlenenler hariç değişik zamanlarda işlediği aynı veya farklı türden ikiden fazla suçtan dolayı hapis veya ağır hapis ve/veya ağır para cezasına mahkum olanlar… biçimindedir.

Davacının 04.05.1987 tarihinde işlediği asta müessir fiil suçundan Ege Ordu Komutanlığı Askeri Mahkemesinin 09.12.1987 tarih ve 1987/1044-1292 E.K. sayılı kararı ve 12.09.1988 tarihinde işlediği emre itaatsizlikte ısrar ve Amire fiilen taarruz suçlarından 7 nci Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesinin 29.11.1988 tarih ve 1988/1975-1033 E.K. sayılı kararı ile ayrı ayrı mahkumiyetine karar verildiği konusunda tereddüt bulunmamaktadır.

Uyuşmazlık 7 nci Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesinin davacı hakkındaki mahkumiyet kararına konu emre itaatsizlikte ısrar ve amire fiilen taarruz suçlarının değişik zamanlarda işlenip işlenmediği noktasında düğümlenmektedir.

7 nci Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesinin gerekçeli kararı incelendiğinde; davacının amirinin, birliğe yeni atanan bir subayın çalışma odasına mefruşat teminine yönelik olarak davacıdan masasını boşaltarak bir başka astsubaya vermesini istediği, davacının masayı vermeyeceğini söyleyerek masayı vermemesi sonucu bu olayın hemen devamında çıkan tartışmada davacının amirine yumruk vurduğu bu nedenle davacının emre itaatsizlikte ısrar ve amire fiilen taarruz suçlarından mahkumiyetine karar verildiği anlaşılmaktadır.

Dava konusu işleme dayanak oluşturan kararın gerekçesindeki olayın cereyan tarzı dikkate alındığında davacının aynı olay nedeniyle aynı zamanda işlediği emre itaatsizlikte ısrar ve amire fiilen taarruz suçlarından cezalandırılması söz konusudur. Dolayısıyla işlenen suçlar Yönetmeliğin 16/1-e maddesinde belirtildiği şekilde değişik zamanlarda işlenen suç niteliğinde bulunmamaktadır. Nitekim benzer bir olayda Danıştay’da bir kararında Kaymakamlıkça verilmiş olan bir kararın infazı sırasında anlaşmazlık halinde olduğu kişiyle aralarında çıkan tartışmada görevli memura karşı tehdit ve hakaret suçlarından cezalandırılan kişinin işlediği suçların muhtelif (değişik) zamanlarda işlenmiş suç niteliğinde bulunmadığına karar vermiştir. (Danıştay 10.D.,29.04.1999T., E.1996/9399;K.1999/2124)

Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının işlediği emre itaatsizlikte ısrar ve amire fiilen taarruz suçlarının değişik zamanlarda işlenen suç olarak kabulü ile davacının ikiden fazla suçtan mahkumiyeti bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu, dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi gerektiği düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluk kararına katılamadım. 08.05.08 (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy