Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 2. Daire 2014/85 Esas 2014/539 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYüksekİdareMahkemesi
Dairesi: 2. Daire
Esas No: 2014/ 85
Karar No: 2014 / 539
Karar Tarihi: 09.04.2014

(1602 S. K. m. 64)

Davacılar vekili, yargılamanın iadesine ilişkin dilekçesinde özetle; davacıların kanuni yakını olan müteveffa P.Onb ’ın 10.10.2007 tarihinde Şırnak İli Namaz Dağı Ana Üs bölgesinde ikmal yapılırken helikoptere malzeme taşıdığı sırada rahatsızlanarak vefat ettiğini, bu olayla ilgili olarak davacılar tarafından AYİM’de açılan davada, AYİM 2.Dairesinin 09.09.2009 gün ve 2008/1167-2009/884 E.K. sayılı kararıyla, olayda davalı idarenin objektif sorumluluk ilkeleri çerçevesinde sorumluluğunun bulunduğu ve bu çerçevede uğranılan zararın karşılanması gerektiği kanaatine varılarak kısmi maddi ve manevi tazminata hükmedildiğini, bu karardan sonra Adli Tıp Genel Kurulunun 26.07.2012/676 sayılı raporuyla ……'ın ölümünün kalp hastalığı sonucu meydana geldiğinin belirlendiğini, mezkur rapor ile olayda davalı idarenin hizmet kusurunun bulunduğunun anlaşıldığını ve bu nedenle yargılamanın yeniden yapılarak hizmet kusuruna dayalı sorumluluk çerçevesinde tazminat hesaplamasının yeniden yapılması gerektiğini ileri sürerek, yargılamanın iadesi isteminde bulunmuştur.

Dava dosyasının incelenmesinden; davacıların yakını müteveffa P.Onb …….:’ın Şırnak 34’üncü Mot.P.Tug. 2’nci Mot.P.Tb. 4’üncü Mot.P.Bölüğü emrinde askerlik görevini yaptığı esnada 11.10.2007 tarihinde Namazdağı Ana Üs Bölgesinden D Tepe Geçici Üs Bölgesine helikopterle ikmal malzemesinin taşınması için helikoptere malzeme taşıma işi ile görevlendirildiği, P.Onb ……’ın bu görevi gereği elinde bir çuval ile ilerlerken fenalaşarak bir anda yere yığıldığı, olay yerinde yapılan müdahaleyi müteakip sevk edildiği Şırnak Asker Hastanesinde yapılan tüm müdahalelere rağmen hayata döndürülemediği, davacıların davalı idareye tazminat istemiyle yaptıkları başvurunun zımnen reddi üzerine AYİM’de maddi ve manevi tazminat istemli tam yargı davası açıldığı yapılan yargılama sonucunda AYİM 2.D.nin 09 Eylül 2009 gün ve 2008/1167 E., 2009/884 K. sayılı kararıyla özetle; davacı hakkında düzenlenmiş adli ve tıbbi belgelerde bulunan veriler değerlendirildiğinde, eldeki kriterlerle kişinin ölüm nedeni ve mekanizmasının belirlenemediği yönünde tıbbi kanaate ulaşıldığı, bu şekilde davacıların yakınının kesin ölüm nedeni belli olmamakla birlikte, ölümünün, askerlik görevini yaparken, ikmal malzemelerin helikopterle taşınması sırasında kendisine verilen malzeme taşıma görevini ifa ettiği esnada rahatsızlanması sonucu meydana geldiğinin sabit olduğu, zararlı sonucun, kişinin bünyesel rahatsızlığından meydana gelip gelmediği, ya da hizmet kusuru sonucu oluşup oluşmadığı belli olmayan hallerde, zararın tek tarafın üzerinde bırakılmasının adalet ve hakkaniyet ilkeleriyle bağdaşmayacağı ölüm nedeni kuşkulu olsa ve davalı idarenin hizmet kusuru kanıtlanmasa da, kamu hizmetinin ifası sırasında meydana gelen ölüm olayı nedeniyle davacıların uğradığı zarardan, objektif sorumluluk ilkesi uyarınca idarenin sorumlu sayılması gerektiği, gerekçesiyle davacı anne ve babaya bir miktar maddi ve manevi davacı kardeşlere ise bir miktar manevi tazminat ödenmesine karar verildiği, Adli Tıp Genel Kurulunun 26.07.2012 tarihli raporuyla davacılar yakınının ölümünün kalp hastalığı sonucu meydana geldiğinin bildirilmesi üzerine davacılar vekilinin 25.07.2013 tarihli dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istemiyle davalı Milli Savunma Bakanlığına müracaat ettiği bu talebin Milli Savunma Bakanlığının 30.07.2013 tarihli yazısı ile reddedilmesi üzerine, bu konuda bu 30.09.2013 tarihinde AYİM’de dava açıldığı, AYİM 2.Dairesinin 09.10.2013 gün ve 2013/1330-2013/1213 E.K. sayılı kararıyla mezkur davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verildiği, bunun üzerine davacılar vekilinin, yukarıda zikredilen nedenleri ileri sürerek yargılamanın iadesi isteminde bulunduğu anlaşılmıştır.

1602 sayılı AYİM Kanununun 64. maddesi;

“a) Yargılamanın iadesi:

Madde 64 - Daireler ile Daireler Kurulundan verilen kararlar hakkında, aşağıda yazılı sebepler dolayısıyle yargılamanın iadesi istenebilir.

a) Zorlayıcı sebepler dolayısiyle veya lehine karar verilen tarafın eyleminden doğan bir sebeple elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması;

b) Karara esas olarak alınan belgenin sahteliğine hükmedilmiş veya sahte olduğu, mahkeme veya resmi bir makam huzurunda ikrar olunmuş veya sahtelik hakkındaki hüküm karardan evvel verilmiş olup da yargılamanın iadesini isteyen kimsenin, karar zamanında bundan haberi bulunmamış olması;

c) Karara esas olarak alman bir ilam hükmünün kesin hükiim halini alan bir kararla bozularak ortadan kalkması;

d) Bilirkişinin kasıtla gerçeğe aykırı beyan ve ihbarda bulunduğunun, hükümle tahakkuk etmesi;

e) Lehine karar verilen tarafın, karara etkisi olan bir hile kullanmış olması;

f) Vekil veya kanuni temsilci olmayan kimseler huzuru ile davanın görülüp karara bağlanmış bulunması;

g) Çekilmeye mecbur olan Başkan veya üyenin katılması ile karar verilmiş olması;

h) Tarafları ve sebebi aynı olan bir dava hakkında verilen karara aykırı yeni bir karar verilmesine sebep olabilecek bir madde yokken, aynı Daire veya diğer Daireler yahut Daireler Kurulu tarafından evvelki ilamın hükmime aykırı bir karar verilmiş bulunması.

ı) (Ek bent: 11.4.2013-6459/2 md.) Kararın, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlali suretiyle verildiğinin ve hükmim bu aykırılığa dayandığının, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması.

(Ek ikinci fıkra: 11.4.2013-6459/2 md.) Birinci fıkranın (ı) bendi kapsamına giren kararlar hakkında yargılamanın iadesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl içinde istenebilir. ” hükmünü amir olup; bu maddede belirtilen nedenlerden birine dayanmayan yargılamanın iadesi istemlerinin kabulü mümkün değildir.

Dava konusu olayda davacıların dava konusu olay nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemli olarak açtıkları davanın AYİM 2.Dairesinde yapılan yargılaması sonunda, yukarıda ayrıntısı zikredilen kararla, olayda davalı idarenin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu kabul edilerek, davacılara bir miktar maddi ve manevi tazminat ödenmesine karar verilmiştir. Olayın mahiyeti ve yargılamanın iadesi istemine konu kararın içeriği dikkate alındığında; olayda davalı idarenin hizmet kusurundan kaynaklanan sorumluluğunun bulunduğu kabul edilse bile, bu durumun davacılar lehine hükmedilecek tazminat miktarlarını değiştirmeyeceği; zira, yargılamanın iadesi istemine konu kararla, davacıların dava konusu ölüm olayı nedeniyle uğradıkları kabul edilen zararların tamamının tazminine hükmedildiği; olayda davalı idarenin hizmet kusurunun varlığının sabit görülmemesinden dolayı tazminat miktarlarında indirim yapılmasının söz konusu olmadığı, bu haliyle davacılar vekilinin iddia edilen Adli Tıp Kurumu raporunun dava sonucuna herhangi bir etkisi olmaması nedeniyle zorlayıcı sebepler dolayısıyla veya lehine karar verilen tarafın eyleminden doğan bir sebeple elde edilmeyen bir belgenin kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş bir belge niteliğinde olmadığı, dolayısıyla daha önce verilen kararda değişiklik yapılmasını gerektirebilecek mahiyette bir yargılamanın iadesi nedeninin mevcut olmadığı değerlendirildiğinden; davacılar vekilinin yargılamanın iadesi isteminin reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle;

Davacılar vekilinin Yargılamanın Yenilenmesi Talebinin REDDİNE,

09 NİSAN 2014 tarihinde OYBİRLİĞİ ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy