Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 2. Daire 2013/41 Esas 2013/65 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYüksekİdareMahkemesi
Dairesi: 2. Daire
Esas No: 2013/ 41
Karar No: 2013 / 65
Karar Tarihi: 23.01.2013

(2709 S. K. m. 157) (1602 S. K. m. 20, 21) (UYM. MAH. 09.04.2012 T. 2012/100 E. 2012/91 K.)

Davacı vekili, 23.07.2012 tarihinde Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nde (AYİM)'de kayda giren dava dilekçesi ve 17.10.2012 tarihinde yine AYİM'de kayıtlara giren yenileme dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Açık Öğretim Fakültesi Laborant ve Veterinerlik Sağlık programından 06.09.2010 tarihinde mezun olduğunu, 12.06.2012 tarihinde söz konusu mezuniyetinin üst öğrenim sayılması ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu kaynaklı özel hizmet tazminatı, ek ve yan ödemelerin kendisine ödenmesini talep ettiğini, ancak davalı idarenin derece ve kademe ilerlemesini yaptırmasına rağmen, aynı sınıf bir öğrenim olmaması gerekçesiyle zam ve tazminatları ödemediğini ve bu hususun 02.07.2012 tarihli işlem ile müvekkiline bildirdiğini belirterek söz konusu işlemin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Dava dosyasının AYİM 3'üncü Dairesinin 20.12.2012 tarih ve 2012-1831-2424 E.K. sayılı kararı ile Dairemize tevdiine müteakip AYİM Genel Sekreterliğinin 04.01.2013 gün ve GENSEK.:2012/4204/İda.İşl.Md. sayılı yazısı ile dilekçenin gerçek hasma tebliğine karar verilmek üzere dava dosyası Dairemize gönderilmiştir.

1602 sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanununa göre, davanın görevli yargı yerinde açılıp açılmadığı ilk inceleme sırasında davanın esasına girilmeden incelenecek hususlar arasında sayılmıştır. Zira görev kamu düzeni ile ilgili olup davanın her safhasında dikkate alınması hukuk alanında ihtilafsız kabul edilen bir keyfiyettir. Bu nedenle işin esasına girilmeden davanın görevli yargı yerinde açılıp açılmadığı hususu incelenmiştir.

Anayasanın, Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin görevleri, üyelerinin seçimi ve özlük hakları, kuruluşu, işleyişi ile yargılama usullerine ilişkin 157'nci maddesinde "Askeri Yüksek İdare Mahkemesi, askeri olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile, asker kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların yargı denetimi yapan ilk ve son derece mahkemesidir. Ancak askerlik yükümlülüğünden doğan uyuşmazlıklarda ilgilinin asker kişi olması şartı aranmaz" hükmü bulunmaktadır.

Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin görevlerini belirleyen, 1602 sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanununun 20'nci maddesinde, "Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Türk Milleti adına askeri olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile, asker kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların ilk ve son derece mahkemesi olarak yargı denetimini ve diğer kanunlarda gösterilen görevleri yapar. Ancak, askerlik yükümlülüğünden doğan uyuşmazlıklarda, ilgilinin asker kişi olması şartı aranmaz. Bu Kanunun uygulanmasında asker kişiden maksat; Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli bulunan veya hizmetten ayrılmış olan subay, askeri memur, astsubay, askeri öğrenci, uzman jandarma, uzman erbaş, sözleşmeli erbaş ve er, çavuş, erbaş ve erler ile sivil memurlardır." hükmü, aynı kanunun idari davalar ve yargı yetkisinin sınırı başlığı taşıyan 21'inci maddesinde de, 20'nci madde de belirtilen kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlemi ve eylemden dolayı açılacak iptal ve tam yargı davalarının doğrudan doğruya ve kesin olarak Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde çözümlenip karar bağlanacağı hükmü yer almaktadır.

Anayasanın ve 1602 sayılı Kanunun bu hükümleri karşısında bir davaya Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde bakılabilmesi için;

1. İdari işlemin bir asker kişi göz önünde tutularak tesis edilmesi veya idari eylemin bir asker kişiye yönelmiş olması, yahut uyuşmazlığın askerlik yükümlülüğünden doğmuş olması,

2. Dava konusu idari işlem ve eylemin askeri hizmete ilişkin bulunması şartlarının birlikte gerçekleşmiş olması gerekir.

Genelkurmay ATAŞE Bşk.lığı Belge Onarım laboratuarında kimya teknisyeni sivil memur olarak görev yapan davacının asker kişi olduğu hususunda herhangi bir tereddüt yoktur. Burada açıklığa kavuşturulması gereken husus dava konusu işlemin Askeri hizmete ilişkin olup olmadığıdır.

Öğretide ve Uyuşmazlık Mahkemesi ile AYİM içtihatlarında genel kabul gören görüşe göre; idari işlemin görevli yargı yerinin tespiti yönünden "askeri hizmete ilişkin" olup olmadığının saptanabilmesi için işlemin konusuna bakılması gerekmektedir. Eğer idari işlem askeri gereklere, askeri usul ve yönteme ve askeri hizmete göre tesis edilmiş ise, bu işlemin askeri hizmete ilişkin bulunduğu kabul edilmelidir. Daha açık bir ifadeyle, askeri hizmete ilişkin idari işlemler; idarece bir asker kişinin askeri yeterlik ve yetenekleri, tutum ve davranışları, askeri geçmişi, asker kişi olmaktan kaynaklanan hak ve ödevleri, askerlik hizmetinin amacı, askeri görev yerlerinin özellikleri, askeri kural gerek ve gelenekler göz önünde tutularak değerlendirilmesi sonucunda tesis edilen işlemlerdir.

Davaya konu uyuşmazlık, davacının 2010 yılında bitirdiği Açıköğretim Fakültesi laborant ve veterinerlik sağlık programındaki ön lisans eğitiminin, mesleki bir üst öğrenimi olarak kabul edilip edilmeyeceği ve buna bağlı olarak davacının intibakının yapılarak bunun özlük haklarına yansıtılıp yansıtılmayacağım (özel hizmet tazminatı, ek ve yan ödemelerin ödenip ödenmeyeceği) hususuna ilişkindir.

Bu yönüyle sorun sadece TSK.da görevli ve durumları davacı gibi olan personelle sınırlı olmayıp Kanunda 657 sayılı Kanun kapsamında görev yapan ve davacıyla aynı durumda olan personelin tamamını ilgilendirmektedir.

Davanın çözümünde ne davacının 1602 sayılı Kanunun 20'nci maddesi uyarınca asker kişi sayılmasının, ne de görev ve hizmet yerinin TSK kadrolarında yer almasının en ufak bir etki ve önemi yoktur. Kamu'da 657 sayılı Kanun kapsamında görev yapan ve davacıyla aynı konumda olan personelin üst öğreniminin kabulü ile üst öğrenim nedeniyle intibak işlemleri hangi esas, usul ve mülahazalara göre takdir ve tespit edilmiş ise, davacı ve davaya konu ettiği uyuşmazlık da aynı esas, usul ve mülahazalara göre takdir ve tespit edilecektir. Bir diğer deyişle uyuşmazlıkla ilgili uygulanacak kuralın öngörülmesinde, askeri hizmetin gereklilikleri hiç mi hiç gözetilmeyecektir.

Bu açıklamalara göre dava konusu işlem incelendiğinde; Genelkurmay ATAŞE Bşk.lığı Belge Onarım laboratuarında kimya teknisyeni sivil memur olarak görev yapan davacının asker kişi olduğu, ancak davacının yüksek öğreniminden dolayı derece- kademe intibakının yapılmaması (veya bu intibak dolayısıyla hak edilebilecek özel hizmet tazminatı, ek ve yan ödemelerin ödenmesi) işleminin, bir kamu kurum veya kuruluşunda görev yapan ve yüksek öğreniminden dolayı derece- kademe intibakının yapılmaması işleminden herhangi bir farkı bulunmadığı, işlemin yargısal denetimde askerlik mesleğinin gereklerini yakından bilmenin önem taşımadığı, davacı hakkında tesis edilen işlem ve onun çözümünde varılacak sonuç ile, aynı durumdaki sivil kişi hakkında aynı işlemden doğan dava ve onun çözümünde varılacak sonucun farklı olmadığı, dolayısıyla tesis edilen işlemin Askeri hizmete ilişkin olmadığı, Anayasanın 157 ve 1602 sayılı Kanunun 20'nci maddeleri uyarınca 'asker kişiyi ilgilendirme' ve "askeri hizmete ilişkin bulunma" koşullarının birlikte gerçekleşmediği, (Uyuşmazlık Mahkemesinin 09.04.2012 gün ve 2012/100 Esas ve 2012/91 Karar sayılı kararı da bu yöndedir) bu nedenle davanın görüm ve çözüm yerinin AYİM değil Genel İdari Yargı yeri olduğu kanaat ve sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle;

DAVANIN GÖREV YÖNÜNDEN REDDİNE,

23 OCAK 2013 tarihinde OYBİRLİĞİ ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy