Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 2. Daire 2013/1902 Esas 2014/849 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYüksekİdareMahkemesi
Dairesi: 2. Daire
Esas No: 2013/ 1902
Karar No: 2014 / 849
Karar Tarihi: 04.06.2014

(1602 S. K. m. 43, 45)

Davacı vekili, 03.09.2013 tarihinde AYİM’de kayda geçen dava dilekçesinde ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; davacının meslek hayatı boyunca uzun süre terörle mücadele kapsamında görev yaptığını, görevi sırasında psikolojisini olumsuz yönde etkileyecek pek çok müessif olay yaşadığını, birçok silah arkadaşının ölümüne ve yaralanmasına şahit olduğunu, terör tehdidi altında görev yaptığını, söz konusu olumsuz şartlar nedeniyle psikolojisinin bozulduğunu, 2009 yılından beri psikolojik tedavi gördüğünü, GATA Hastanesinin 19.06.2013/7449 sayılı raporuyla, davacı hakkında “1- Kronik nitelik kazanmış travma sonrası stres bozukluğu. 2- Kronik nitelik kazanmış depresif bozukluk. TSK’da görev yapamaz. Hastanın rahatsızlığında; 1- Askerlik mesleğinin sebep ve tesiri vardır. 2- Bölücü terör örgütüne karşı katıldığı operasyonlardan ve girmiş olduğu çatışmalardan kaynaklanmıştır. 3- Fikren ve bedenen bir işi etkin bir şekilde sürdürmekten mahrum kalmıştır. 4- Vasi tayinine gerek yoktur.” kararı verildiğini, raporda belirtildiği üzere malul hale gelen davacının bundan dolayı uğradığı maddi ve manevi zararların karşılanması için davalı idareye yaptıkları müracaatın cevap verilmemek suretiyle reddedildiğini belirterek, davacıya 1.000-TL maddi ve 50.000-TL manevi tazminatın başvuru tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.

Dava dosyasında mevcut bilgi ve belgelerin incelenmesi sonucunda; Davacı E.P.Yb. ...'ın 1992 yılında KHO K.lığından mezun olmasına müteakip 1993 yılında P.Okl.K.lığındaki eğitimi başarı ile bitirerek komando birliğinde görev yapmak için idareye müracaat etmesi üzerine 05.07.1993 tarihinde Kayseri 1 inci Komd. Tug.K.lığına atandığı, 01.08.2000 tarihine kadar Kayseri garnizonunda görev yaptığı ve bu sürede peyderpey Garnizon Dışı Harekât Görevine gitmesi nedeniyle iç güvenlik bölgesinde operasyonel faaliyetlerin icrasında veya planlanmasında görev yaptığı, 02.08.2000- 16.07.2006 tarihleri arasında İzmir garnizonunda, 17.07.2006-14.08.2008 tarihleri arasında Hakkari Dağ ve Komd. Tug.K.lığında görev yaptığı, davacının atamasının Isparta Eğirdir Dağ ve Komd. Okulu'na çıkmasından sonra GATA'dan 3.09.2009 tarihinde depresif bozukluk tanısıyla 1 (bir) ay, 08.10.2009 ve 11.01.2010 tarihlerinde ankisiyete bozukluk tanısı ile 1 (bir) ay, 04.05.2010 depresif bozukluk tanısıyla 45 (kırkbeş) gün, 30.06.2010 tarihinde depresif bozukluk tanısıyla 3 (üç) ay (SMK), 01.12.2010 tarihinde depresif bozukluk tanısıyla 1 (bir) ay, 16.03.2011 tarihinde ankisiyete bozukluğu tanısıyla 1,5 (birbuçuk) ay (SMK) istirahat aldığı; Isparta Asker Hastanesi'nden 15.03.2012 tarihinde 3 (üç) ay hava değişimi aldığı, GATA Komutanlığından 21.12.2012 tarihinde yineleyen depresif bozukluk tanısıyla 3 (üç) ay, 21.03.2013 tarihinde ise travma sonrası stres bozukluğu tanısıyla 3 (üç) ay istirahat aldığı, nihayetinde GATA Sağlık Kurulu'nun 19.06.2013 tarihli raporu ile "kronik nitelik kazanmış travma sonrası stres bozukluğu ve kronik nitelik kazanmış depresif bozukluk" tanıları ile TSK'da Görev Yapamaz" kararı verildiği, davacı vekilinin 03.09.2013 tarihinde AYİM’de kayda geçen dava dilekçesi müvekkillerinin zararlarının karşılanması amacıyla işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.

Dava açma süresi, kamu düzeni ile ilgili olup hak düşürücü nitelikte olduğundan davanın her safhasında dikkate alınması hukuk alanında tartışmasız kabul edilen bir zorunluluktur. Bu nedenle Kurulumuzca davanın süresi içerisinde açılıp açılmadığı hususu incelenmiştir.

1602 sayılı AYİM Kanunu’nun “Doğrudan doğruya tam yargı davası açılması” başlığını taşıyan 43’üncü maddesi "İdari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde dava açmadan önce, bu eylemlerin yazılı bildirimi üzerine veya başka suretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her herhalde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde yetkili makama başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri lazımdır. Bu isteklerinin kısmen veya tamamen reddi halinde bu konudaki işlemin tebliği tarihinden ve altmış gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren altmış gün içinde tam yargı davası açabilirler.” hükmünü amirdir.

1602 sayılı AYİM Kanununun 45’inci maddesinin (A) bendinde ise, süresi dışında açılan davaların reddine karar verileceği belirtilmiştir.

Davacının hizmet safahatı incelendiğinde; 05.07.1993-01.08.2000 tarihleri arasında ilk atama yeri olan Kayseri'de, 02.08.2000-16.07.2006 tarihleri arasında İzmir'de, 17.07.2006-14.08.2008 tarihleri arasında Hakkari'de görev yaptığı, 15.08.2008 tarihinden sonra ayrıldığı tarihe kadar Isparta Eğirdir de görev yapan davacının 19.06.2013 tarihli raporla TSK'da görev yapamaz raporu aldığı anlaşılmış ise de; davacı vekilince davacının rahatsızlığına sebep olduğu ileri sürülen katıldığı olayların 1993-2000 yılları ve Hakkari'de görev yaptığı 2006-2008 yılları arasındaki zaman dilimlerine atfedildiği, bu zaman dilimlerinde ise, somut bir olaya, zaman ve yer gösterilerek bir eylem belirtilmediği, bu durumda 1602 sayılı AYİM Kanunu'nun 43 üncü maddesi uyarınca 1 ve 5 yıllık süreler geçtikten sonra 28.06.2013 tarihinde yapılan idari müracaatı müteakip açılan bu davada süre aşımı bulunduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle;

Davanın SÜRE AŞIMI YÖNÜNDEN REDDİNE,

04 HAZİRAN 2014 tarihinde OYÇOKLUĞU ile karar verildi.

KARŞI OY GEREKÇESİ

Davacı, 1993-2000 ve 2006-2008 yıllarında iç güvenlik bölgesinde gerek operasyonel faaliyetlerin icrasında ve gerekse de planlamasında fiilen görevli olan bir çok kez çatışmalara katılan amirleri tarafından operasyonlarda göstermiş olduğu üstün cesaret ve başarısı ile taktir edilmiş mümtaz bir Türk subayıdır.

Davacı, bölücü terör örgütü (BTÖ) mensupları ile girmiş olduğu silahlı çatışmaları akabinde "Travma Sonrası Stres Bozukluğu" (TSSB) tanısı ile tedavi başlamıştır. TSSB (post) travma yaratan bir olayın yaşanmasından sonra, o olayın düşlerde ve günlük yaşamda tekrar yaşanması, o olayı hatırlatan durumlardan kaçınmaya yol açan bir aşırı uyarılmışlık, kaygı ve kolayca irkilme içeren bir ankisiyete bozukluğudur. Savaş, kaza, doğal afet, terör gibi şiddet olaylarını bizzat yaşayan ve bunlara tanık olan kişilerde olaydan uzun zaman geçtikten sonra bile kalıcı travma yaşanmaktadır. Özellikle ABD askerlerinde Vietnam savaşı somasında sıklıkla yaşanmıştır. Bu hususta yapılan bilimsel çalışmalar ve “Türkiye Psikiyatri Derneğinin Resmi İnternet Sitesi”nden elde edilen tıbbi veriler ışığında; söz konusu rahatsızlığın davacının iç dünyasında olay anında hemen başlayacağı gibi, daha sonraki bir tarihte de başlaması, hatta aylar ve yıllar sonra dahi ortaya çıkması tıbben ihtimal dahilindedir.

Davacı, 2008 yılında bölgeden Isparta'ya ataması yapıldıktan sonra 03.09.2009 tarihinde GATA’da depresif bozukluk tanısıyla tedavi görmeye başlamıştır. 05.03.2012 tarihine kadar depresif ve ankisiyete bozukluğu tanısıyla tedavi görmüş ve bu süre zarfında hastanedeki tedavisi haricinde hava değişimi istirahatleri verilmiştir. Bu şekilde tedavilere devam eden davacıya ilk kez "Travma Sonrası Stres Bozukluğu" (TSSB) tanısı 15.03.2012 tarihinde Isparta Asker hastanesi’nde konmuş ve 3 ay hava değişim istirahati verilmiş, akabinde 29.06.2012 tarihinde GATA’da yine aynı tanı konmuş ve 2 ayda bir kontrole gelmesi uygun görülmüş, 21.12.2012 tarihinde depresif bozukluk tanısından sonra yine 21.03.2013 tarihinde de (TSSB) tanısı konularak 3 ay hava değişimi istirahati verilmiş ve nihayetinde TSSB rahatsızlığının kronik nitelik kazandığı GATA Sağlık Kurulu'nun 19.06.2013 tarihli raporu ile kabul edilerek, davacı hakkında “16/D/l TSK'da Görev Yapamaz, Hastanın rahatsızlığında; 1. Askerlik mesleğinin sebep ve tesiri vardır. 2. Bölücü terör Örgütüne karşı katıldığı operasyonlardan ve girmiş olduğu çatışmalardan kaynaklanmıştır...” kararı verilmiştir.

Sayın çoğunluk davanın süreaşımından reddi kararını vermesinde en önemli unsur davacının rahatsızlanmasına sebebiyet veren olayların 15.08.2008 tarihinden öncesine dayanan eylemler olması nedeniyle 1602 sayılı AYİM Kanunun 43’üncü maddesinde düzenlenen 1-5 yıllık dava açma süresinin geçirildiğini belirtmektedirler. Oysa davacının rahatsızlığı fiziksel bir rahatsızlık olmayıp, ruhsal bir rahatsızlıktır. Fiziksel yaralanmalarda süre aşımı hesaplanması yaralanma tarihi veya tedavi sonrası alman raporun onay /tebliğ tarihi olarak alınmakta iken, bir anksiyete bozukluğu olan post travma sonrası stres bozukluğu rahatsızlığı, travmaya sebep olan olaydan çok sonra da ortaya çıkabilmektedir. Davacının sağlık safahatı incelendiğinde; öncelikle 2009 yılında depresif ve anksiyete bozukluğu tanı ve tedavisinin başlandığı, 05.03.2012 ve 21.03.2013 tarihlerinde TSSB tanısının konulabildiği ve hastalığın kronik hale geldiğine karar verilerek 19.06.2013 tarihinde davacı hakkında "TSK'da Görev Yapamaz" sağlık raporu verildiği, başka bir deyişle davacının “askerlik mesleğinin sebep ve tesiri ve bölücü terör örgütüne karşı katıldığı operasyonlar ile girmiş olduğu çatışmalardan kaynaklan rahatsızlığının bu tarih itibariyle ortaya çıktığı anlaşılmıştır.

Bu safahat, hastalığın bilimsel tanımına ve gelişimine uygundur. “Travma Sonrası Stres Bozukluğu” rahatsızlığı, özelliği gereği, sebep olarak ileri sürülen eylemlerle aynı zamanda ortaya çıkmamakta, kimi durumlarda bu rahatsızlığın ortaya çıkması aylar, hatta yıllar almaktadır. Bunun yanında tanı koyma hususunda da zorluk olduğu, davacının 2009 yılından itibaren GATA psikiyatri kliniğinde tedavi görmesine (bir kez Isparta Asker hastanesi’ndeki tedavisi hariç) rağmen, kesin tanının yaklaşık 4 yıl sonra konulduğu dikkate alındığında, tanı koymadaki zorluğun da ortada olduğu görülmektedir. Bu halde iken, “TSK'da Görev Yapamaz” raporuna kadar TSK’daki çeşitli komando birliklerinde görev yapan ve bölücü terör örgütüne (BTÖ) karşı yapılan operasyonlara katılmış olan davacının, söz konusu rahatsızlığının gerek askerlik mesleğinin sebep ve tesiri ve gerekse de BT֒ye karşı katıldığı operasyonlar ve girmiş olduğu çatışmalardan kaynaklandığının 19.06.2013 tarihli raporla tespit edilmiş olduğu görülmüştür.

Bu durumda “Travma Sonrası Stres Bozukluğu” rahatsızlığa dolayısıyla “TSK'da Görev Yapamaz” kararı verilen davacının, söz konusu zararını anılan raporunun 13.08.2013 tarihinde Milli savunma Bakanlığı tarafından onaylanmasına müteakip kendisine tebliğ edildiği tarihte öğrendiğinin kabul edilmesi gerektiği, bu itibarla 03.09.2013 tarihinde açılan işbu davada süreaşımı bulunmadığı ve davanın esastan görülmesi gerektiği kanaatine olduğumuzdan, aksi yönde oluşan çoğunluk görüşüne iştirak edilmemiştir. 04.06.2014 (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy