Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 2. Daire 2013/1622 Esas 2014/1051 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYüksekİdareMahkemesi
Dairesi: 2. Daire
Esas No: 2013/ 1622
Karar No: 2014 / 1051
Karar Tarihi: 02.07.2014

(1602 S. K. m. 43, 45)

Davacı vekili, 06.11.2013 tarihinde İstanbul Anadolu Yakası Hukuk Mahkemesinde, 11.11.2013 tarihinde AYİM’de kayda giren dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Şırnak/Beytüşşebab 5.J.Komd.Tb.K.lığı emrinde askerlik hizmetini yerine getirmekte iken 21.05.2008 tarihinde BTÖ mensupları ile girilen silahlı çatışmada sol gözünden yaralandığını, bu yaralanma nedeniyle uzun süre tedavi görmesine rağmen tam iyileşemediğini, gözünde kalıcı görme kaybı oluştuğunu, keza askerlik hizmeti sırasında yaşadığı terör olayları nedeniyle ruhsal sağlığının da bozulduğunu, söz konusu rahatsızlıklardan dolayı çalışma gücünü kısmen kaybettiğini ve hakkında askerliğe elverişsizlik kararı verildiğini, müvekkilinin bu suretle uğradığı maddi ve manevi zararların tazmin edilmesine dair müracaatlarının davalı idarece cevap verilmemek suretiyle reddedildiğini ileri sürerek, müvekkiline olay tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte 10.000-TL maddi, 100.000-TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesini adli yardım istemli olarak talep ve dava etmiştir.

Davacının adli yardım istemi AYİM 2’nci Dairesinin 04.12.2013 tarih ve 2013/1622 Esas sayılı kararıyla reddedilmiştir.

Dava dosyasında mevcut bilgi ve belgelerin incelenmesi sonucunda; davacı J.Kom.Onb ……..’ın Beytüşşebap Tak.J.Kom.Alay Komutanlığı emrinde askerlik hizmetini yaptığı esnada 21.05.2008 tarihinde Yıldıztepe bölgesinde bölücü terör örgütü mensuplarına yönelik operasyon sırasında terör örgütü mensuplarınca düzenlenen saldırıda sol gözünden yaralandığı, Diyarbakır Asker Hastanesinde yapılan ilk muayenenin ardından sevk edildiği GATA’da 23.05.2008-10.06.2008 tarihleri arasında yatırılarak yapılan muayene ve tedavisi 10.06.2008 gün ve 338 sayılı sağlık kurulu raporu ile sol göz penetran yaralanma + primer sütürasyon + lens aspirasyonu + giz implantasyonu + PPV+YC çıkarımı + propan gaz injeksiyonu ameliyatlısı tanısıyla SMK 1 ay hava değiminin uygun görüldüğü, hava değişimi süresi sonunda aynı tanılarla, aynı Hastane sağlık kurulunun 08.07.2008 gün ve 412 sayılı raporuyla SMK 1,5 ay, 25.08.2008 gün ve 487 sayılı raporuyla SMK 1,5 ay hava değişiminin ardından GATA sağlık kurulunun 15.10.2008 gün ve 4352 sayılı raporuyla, sol göz perforan yaralanma sekeli + vitrektomi + lensoktomi + giz implantasyonu eski ameliyatlısı tanısıyla askerliğe elverişli olduğuna, komando olamayacağına, Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkındaki Yönetmeliğe göre 4 ay iş ve gücüne engel teşkil edecek arıza niteliğinde olduğuna karar verildiği, davacının 28.12.2008 tarihinde askerlik süresini tamamlayarak terhis edildiği, davacının 16.10.2008 ve 07.11.2008 tarihli dilekçeler ile tedavi sürecinin sonlandığını belirterek nakdi tazminat ödenmesi talebi üzerine 31.01.2009 tarihinde davacıya 10.105,00 TL nakdi tazminat ödendiği, Kağıthane Askerlik Şubesi Başkanlığının 17.10.2010 tarihli yazısı ile sevk edilmesi üzerine İstanbul Kasımpaşa Asker Hastanesi sağlık kurulunun
24.12.2010 gün 6931 sayılı raporu ile “sol göz perforan yaralanma eski ameliyatlısı, afaki” tanısıyla SMK 1 yıl sevk geciktirmesi kararı verildiği, Halıcıoğlu Askerlik Şubesi Başkanlığının 02.04.2013 tarihli yazısı ile sevk edilmesi üzerine İstanbul Kasımpaşa Asker Hastanesi sağlık kurulunun 08.04.2013 gün 2510 sayılı raporu ile “afaki, sol göz afaki, göziçi lens desantralizasyonu” tanısıyla “1.Hastanın hali hazır durumu ile askerliğe elverişlilik durumuna karar verilememiştir. Bu kararın verilebilmesi için intravitreal konumda olan göz içi lensin çıkarılıp sekonder operason olması gerekmektedir. 2. Hastalık ve arızanın askerlik hizmetinin sebep ve tesiriyle meydana gelip gelmediğine karar verilememiştir.” kararının verildiği, Beyoğlu Askerlik Şubesi Başkanlığının 26.04.2013 tarihli yazısı ile sevk edilmesi üzerine GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi sağlık kurulunun 15.05.2013 gün 5511 sayılı raporu ile “afaki, sol göz afaki, kornea skar ve opasiteleri, diğer” tanısıyla “Askerliğe elverişli değildir. Mevcut şikayeti askerliğin sebep ve tesiriyle meydana gelmiştir.” kararının verildiği, davacı vekilinin 29.07.2013 tarihinde davalı idareye müracaat ederek tazminat isteminde bulunduğu, ancak bu istemin cevapsız bırakılarak zımnen reddedildiği, davacının 13.09.2013 tarihinde müracaat etmesi üzerine İstanbul Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesince düzenlenen 16.09.2013 tarihli Engelli Sağlık Kurulu raporunda, davacının gözündeki rahatsızlık nedeniyle %15, psikiyatrik rahatsızlık nedeniyle %30 olmak üzere % 41 oranında özürlü olduğunun belirtildiği, 06.11.2013 tarihinde İstanbul Anadolu Yakası Hukuk Mahkemesinde, 11.11.2013 tarihinde AYİM’de kayda giren davacı vekilinin dilekçesiyle ile iş bu davanın açılmış olduğu, davacı vekilinin 02.12.2013 tarihli dilekçe ile müracaat etmesi üzerine SGK tarafından davacıya 01.04.2014 tarihinden geçerli olmak üzere 1.807,73 TL vazife maluliyeti aylığı bağlandığı anlaşılmıştır.

Dava açma süresi kamu düzeni ile ilgili olup davanın her safhasında dikkate alınması hukuk alanında tartışmasız kabul edilen bir zorunluluktur. Bu nedenle Kurulumuzca davanın süresi içerisinde açılıp açılmadığı hususu incelenmiştir.

1602 Sayılı AYİM Kanunu’nun “Doğrudan doğruya tam yargı davası açılması” başlığını taşıyan 43/1 nci maddesi “İdari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde dava açmadan önce, bu eylemlerin yazılı bildirimi üzerine veya başka suretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde yetkili makama başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri lazımdır. Bu isteklerin kısmen veya tamamen reddi halinde bu konudaki işlemin tebliği tarihinden ve altmış gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren altmış gün içinde tam yargı davası açabilirler” hükmünü amirdir.

1602 Sayılı AYİM Kanununun 45 nci maddesinin (A) bendinde ise, süresi dışında açılan davaların reddine karar verileceği belirtilmiştir.

Davacının askerlik hizmetini yerine getirdiği dönemde 21.05.2008 tarihinde terör örgütü mensuplarınca düzenlenen saldırıda yaralandığı, Diyarbakır Asker Hastanesinde yapılan ilk muayenenin ardından sevk edildiği GATA’da 23.05.2008-10.06.2008 tarihleri arasında yatırılarak yapılan muayene ve tedavisi 10.06.2008 gün ve 338 sayılı sağlık kurulu raporu ile sol göz penetran yaralanma + primer sütürasyon + lens aspirasyonu + giz implantasyonu + PPV+YC çıkarımı + propan gaz injeksiyonu ameliyatlısı tanısıyla SMK 1 ay hava değiminin uygun görüldüğü, hava değişimi süresi sonunda aynı tanılarla, aynı Hastane sağlık kurulunun 08.07.2008 gün ve 412 sayılı raporuyla SMK 1,5 ay, 25.08.2008 gün ve 487 sayılı raporuyla SMK 1,5 ay hava değişiminin ardından GATA sağlık kurulunun 15.10.2008 gün ve 4352 sayılı raporuyla, sol göz perforan yaralanma sekeli + vitrektomi + lensoktomi + giz implantasyonu eski ameliyatlısı tanısıyla askerliğe elverişli olduğuna, komando olamayacağına, Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkındaki Yönetmeliğe göre 4 ay iş ve gücüne engel teşkil edecek arıza niteliğinde olduğuna karar verildiği, davacının 28.12.2008 tarihinde askerlik süresini tamamlayarak terhis edildiği, bu durumda davacının zarara neden olan eylemleri ve zararı içerisinde rahatsızlığın nedenlerine ve sonuçlarına ilişkin yeterli açıklamalar bulunan 15.10.2008 tarihli rapor tarihinde veya lehine kabulle terhis tarihi olan 28.12.2008 tarihinde öğrenmesi nedeniyle bu tarihten itibaren bir yıl içinde içerisinde davalı idareye müracaatla haklarının yerine getirilmesini istemesi gerekirken, bir yıllık süreyi geçirdikten sonra ilk olarak 29.07.2013 tarihinde davalı idareye müracaatı müteakip, sonrasında 06.11.2013 tarihinde açılan davada süre aşımı bulunduğu, Kasımpaşa Asker Hastanesi sağlık kurulunun 24.12.2010 gün 6931 sayılı, 08.04.2013 gün 2510 sayılı, GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi sağlık kurulunun 15.05.2013 gün 5511 sayılı raporları ile Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesince düzenlenen 16.09.2013 tarihli Engelli Sağlık Kurulu raporunki tanı ve gözdeki bozulmanın derecesi, terhis tarihinden sonra müracaat edilmesi halinde de düzenlenecek olması da dikkate alınarak maddi ve manevi tazminat istemli bir tam yargı davası açılması bakımından zararın öğrenilmesine ve dava açma süresine bir etkisinin bulunmadığı, anılan raporun davacının vazife malulü olarak kabul edilip edilmemesinin değerlendirilmesinde etkisinin olabileceği sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır.

Açıklanan nedenlerle;

Davanın SÜRE AŞIMI YÖNÜNDEN REDDİNE,

02 TEMMUZ 2014 tarihinde OYÇOKLUĞU ile karar verildi.

KARŞI OY GEREKÇESİ

Davacı terhisli Onb ….. hakkında GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi sağlık kurulunun 15.05.2013 gün 5511 sayılı raporu ile “afaki, sol göz afaki, kornea skar ve opasiteleri, diğer” tanısıyla “Askerliğe elverişli değildir. Mevcut şikayeti askerliğin sebep ve tesiriyle meydana gelmiştir.” kararı verilmiştir. Davacının aynı rahatsızlık nedeniyle 10.06.2008, 08.07.2008, 25.08.2008 tarihlerinde toplam 4 ay hava değişimi aldığı, 15.10.2008 tarihinde bu rahatsızlık nedeniyle askerliğe elverişli olduğuna, komando olamayacağına, Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkındaki Yönetmeliğe göre 4 ay iş ve gücüne engel teşkil edecek arıza niteliğinde olduğuna karar verildiği, terhis olduktan sonra da İstanbul Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesince düzenlenen 16.09.2013 tarihli Engelli Sağlık Kurulu raporunda, davacının gözündeki rahatsızlık nedeniyle %15, psikiyatrik rahatsızlık nedeniyle %30 olmak üzere % 41 oranında özürlü olduğunun belirtildiği anlaşılmaktadır. GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi sağlık kurulunun 15.05.2013 gün 5511 sayılı raporu ile “afaki, sol göz afaki, kornea skar ve opasiteleri, diğer” tanısıyla “Askerliğe elverişli değildir. Mevcut şikayeti askerliğin sebep ve tesiriyle meydana gelmiştir.” kararı verilen davacının, terhis tarihinden önceki ve sonraki rapor tarihleri döneminde meslekte kazanma gücü kayıp oranının tespit edilerek o tarihteki meslekte kazanma gücü kayıp oram ile sonradan tespit edilen meslekte kazanma gücü kayıp oranının farklı olup olmadığının, dolayısıyla zararın devam edip etmediğinin, zararın sonradan artıp artmadığının tespit edilerek, zararın tümü veya artan bölüm için davada süre aşımı olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği görüşünde olduğumuzdan sayın çoğunluk görüşüne katılamadık. 02.07.2014 (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy