Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 2. Daire 2012/727 Esas 2013/287 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYüksekİdareMahkemesi
Dairesi: 2. Daire
Esas No: 2012/ 727
Karar No: 2013 / 287
Karar Tarihi: 06.03.2013

(2709 S. K. m. 10, 18, 128) (657 S. K. m. 68, 86, 152, 175) (353 S. K. m. 2, 7) (1602 S. K. m. 35, 40, 42) (ANY. MAH. 05.07.2012 T. 2012/11 E. 2012/104 K.)

Davacı, 21.06,2012 tarihinde Üsküdar Asliye Hukuk Mahkemesinde, 28.06.2012 tarihinde AYİM'de kayda geçen dava dilekçesinde ve 08.11.2012 tarihinde AYİM'de kayda geçen cevaba cevap dilekçesinde, özetle; 2005 yılından itibaren 1'inci Or. K.lığı Askeri Savcılığında zabıt katibi olarak görev yaptığını; 30.03.2011 tarihinde yazı işleri müdürünün emekli olması sebebiyle 25.02.2011 tarihinde bu görevi vekaleten yürütmek üzere görevlendirildiğini; Yazı işleri müdürlüğü için asilde aranan tüm şartları haiz olduğunu; 657 sayılı Kanunun 175/2'nci maddesi uyarınca kendisine vekalet ücreti ödenmesi gerektiğini belirterek dava konusu işlemin iptaline ve 21.04.2012 tarihinden itibaren hesaplanacak vekalet ücretinin tarafına ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Dava dosyasının incelenmesinden; davacının 14.12.1998 tarihinde Svl. Memur olarak TSK'da göreve başladığı Eylül 2000 tarihinde 1'nci Ordu K.lığı Askeri Savcılığında geçici olarak görevlendirildiği, 2005 yılında Askeri Savcılık Zabıt Katipliği görevine atandığı, 09 Ekim 2007 tarihinde Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesinden mezun olduğu, 30 Mart 2011 tarihinde Askeri Savcılık Yazı İşleri Müdürünün emekli olması nedeniyle Askeri Savcılık Yazı İşleri Müdürlüğü görevini vekaleten yürütmeye başladığı, 21 Haziran 2012 tarihinde Üsküdar Asliye Hukuk Mahkemesinde kayda geçen dilekçesi ile 21.04.2012 tarihinden itibaren hesaplanacak vekalet ücretinin ödenmemesi işleminin iptali istemiyle iş bu davayı açtığı anlaşılmıştır.

Dava konusu ihtilaf; davacının amirinin yazılı görevlendirmesi sonucu yazı işleri müdürlüğü görevine vekaleti dolayısıyla kendisine vekalet ücreti ödenip ödenmeyeceğine ilişkindir.

Vekalet, kamusal hizmetlerin sürekliliği ilkesi çerçevesinde Devlet faaliyetlerinin aksamasının önüne geçilmesi için sürekli ya da geçici olarak boşalan kadrolara üçüncü kişilerin vekil olarak atanması seklinde tanımlanabilir.

Uyuşmazlığa ilişkin mevzuat incelendiğinde;

T.C. Anayasasının 128'inci maddesinin 2'nci fıkrası "Memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, haklan ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri kanunla düzenlenir." Hükmünü,

18'inci Maddesinde "Hiç kimse zorla çalıştırılamaz. Angarya yasaktır" Hükmünü amirdir.

657 sayılı DMK'nun "Vekalet görevi ve aylık verilmesinin şartları" başlıklı 86'ncı maddesi; "Memurların kanuni izin, geçici görev, disiplin cezası uygulaması veya görevden uzaklaştırma nedenleriyle işlerinden geçici olarak ayrılmaları halinde yerlerine kurum içinden veya diğer kurumlardan veya açıktan vekil atanabilir.

Bir görevin memurlar eliyle vekaleten yürütülmesi halinde aylıksız vekalet asıldır.

Ancak, ilkokul öğretmenliği (Yaz tatili hariç), tabiplik, diş tabipliği, eczacılık, köy ve beldelerdeki ebelik ve hemşirelik, mühendis ve mimarlık, veterinerlik, köy ve kasaba imamlığına ait boş kadrolara Maliye Bakanlığının izni (mahalli idarelerde izin şartı aranmaz) ile, açıktan vekil atanabilir.

Aynı kurumdan birinci fıkrada sayılan ("birinci fıkrada sayılan" ibaresi Anayasa Mahkemesinin 05.07.2012 gün ve 2012/11 Esas, 2012/104 Karar sayılı kararıyla iptal edilmiştir.) ayrılmalar dolayısıyla atanan vekil memurlara vekalet görevinin 3 aydan fazla devam eden süresi için, kurum dışından veya açıktan atananlarla kurum içinden ilkokul öğretmenliğine atanan öğretmenler ile veznedarlık görevine atananlara göreve başladıkları tarihten itibaren vekalet aylığı ödenir.

Bu Kanuna tabi kurumlarda çalışan veteriner hekim veya hayvan sağlık memurları, veteriner hekim veya hayvan sağlık memuru bulunmayan belediyelerin veterinerlik veya hayvan sağlık memurluğu hizmetlerini ifa etmek üzere bu hizmetlerle ilgili kadrolara vekalet aylığı verilmek suretiyle atanabilirler.

Yukarıda sayılan haller dışında, boş kadrolara ait görevler lüzum görüldüğü takdirde memurlara ücretsiz olarak vekaleten gördürülebilir.

Bu Kanuna tabi kurumlarda, mali, nakdi ve ayni sorumluluğu bulunan saymanlık kadrolarının boşalması halinde bu kadrolara işe başladıkları tarihten itibaren vekalet aylığı verilmek suretiyle memurlar arasından atama yapılabilir." hükmüne,

"Vekalet görevinin fiilen yapılması şartı" başlıklı 174'üncü maddesi "Vekalet aylıklarının ödenebilmesi için görevin fiilen yapılması şarttır." hükmüne,

"Vekalet ikinci görev aylık ve ücretleri ile diğer ödemeler" başlıklı 175'inci maddesinin 2'nci fıkrası da; "Ancak, kurum içinden veya diğer kurumlardan vekalet edenlere vekalet aylığı ödenebilmesi için, vekilin asilde aranan şartları taşıması zorunludur." hükmüne amir bulunmaktadır.

657 sayılı Devlet Memurları Kanununun "Zam ve Tazminatlar" başlıklı 152'nci maddesi uyarınca yürürlüğe konulan 17 Nisan 2006 tarihli ve 2006/10344 sayılı Bakanlar Kurulunun "Devlet Memurlarına Ödenecek Zam ve Tazminatlara İlişkin kararın" (03 Ocak 2011 tarihli ve 2011/1241 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile söz konusu kararın 2011 yılında da uygulanmasına karar verildiği) 9'uncu maddesinde;

(1) 657 sayılı Kanunun 86 ncı maddesi uyarınca;

a) 1) Kurumlarınca bir göreve kurum içinden veya diğer kurumlardan vekalet ettirilenlere;

aa) Vekaletin, 657 sayılı Kanunun 86 ncı maddesine binaen yapılması ve bu hususun onayda belirtilmiş olması,

bb) Vekaletin, Bakanlar Kurulu kararı veya müşterek karar ile atama yapılması gereken kadro veya görevler için ilgili Bakan, diğer kadro veya görevler için asili atamaya yetkili amir tarafından verilmesi,

cc) Vekillerin, genel ve ilgili özel mevzuatı uyarınca asaleten atanmada aranan tüm şartları (asaleten atanmada sınav şartı aranılan kadro veya görevler için bu sınavlara girebilme hakkının elde edilmiş olması dahil) bir arada taşımaları, kaydıyla; vekalet ettikleri kadro veya görevler için bu Karar uyarınca öngörülen zam ve tazminatların toplam net tutarının, asli kadro veya görevleri karşılığında fiilen aldıkları zam ve tazminatların toplam net tutarından fazla olması halinde, aradaki fark; 657 sayılı Kanunun 175 inci maddesindeki oranlar dikkate alınmaksızın, vekalet görevine başlanıldığı tarihten itibaren ve vekalet görevinin fiilen yapıldığı sürece ödenir.

2) aa) Esas ve usule ilişkin olarak yukarıda belirtilen şartları bir arada taşımayanlara,

bb) Mehil müddeti, yıllık izin, mazeret izni, hastalık izni, geçici görev, vekalet, görevden uzaklaştırma, tutuklanma, gözaltına alınma, hizmetiçi eğitim, kurs veya seminer nedeniyle görevlerinden ayrılanlara vekalet edenlere,

cc) Vekaletleri esnasında yıllık izin, mazeret izni, hastalık izni, vekalet görevine ilişkin olmayan geçici görev, görevden uzaklaştırma, tutuklanma, gözaltına alınma, hizmetiçi eğitim, kurs, seminer ve benzeri nedenlerle vekalet görevine ara verenlere (ara verdikleri günler için),

çç) Diğer personel kanunlarına tabi olanlardan bu Kararname uyarınca zam ve tazminat ödenmesi öngörülen kadro veya görevlere vekalet edenlere,

dd) Kurumların 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye ekli cetvellerinde kadrosu bulunmayan okul müdürlüğü, okul müdür başyardımcılığı ve okul müdür yardımcılığı görevlerini yürütenlere,

ee) Bu Kararname uyarınca zam ve tazminat ödenmesi öngörülen kadro veya görevlere vekalet eden her statüdeki sözleşmeli personele (6/2/1997 tarihli ve 97/9021 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı kapsamındaki kadro karşılığı sözleşmeli personel hariç), vekalet nedeniyle öngörülen zam ve tazminatlar ödenmez.

b) Bir göreve açıktan vekalet edenlere, bu göreve ait zam ve tazminatlar, 657 sayılı Kanunun 175 inci maddesindeki oranlar dikkate alınmaksızın vekalet aylığıyla birlikte ödenir." hükmüne yer verilmiştir.

Ayrıca bir göreve vekil olarak atanacaklarda aranılacak şartların saptanması amacıyla Maliye Bakanlığı Bütçe ve Kontrol Genel Müdürlüğünce 19.10.1978 tarihinde (52) Seri No'lu Devlet Memurları Kanunu Genel Tebliği ve daha sonra da 17.05.1987 tarihinde (99) Seri No'lu Devlet Memurları Kanunu Genel Tebliği hazırlanarak yürürlüğe konmuştur. Söz konusu tebliğler, bir kadro veya göreve vekaleten atanacaklarda aranılacak şartların standardize edilerek uygulama birliğinin sağlanması amacını taşımaktadırlar. Söz konusu tebliğlerden 19.10.1978 tarihli ve (52) Seri No'lu Devlet Memurları Kanunu Genel Tebliği'ne göre bir memurun bir göreve vekaleten atanabilmesi için, memurun eğitim durumu ve hizmet süresi yönünden vekaleten atanacağı derecenin zorunlu kıldığı koşullara sahip olması gerekmektedir. Söz konusu hükme göre memurlar, öğrenim durumları ve hizmet sürelerine göre atanabilecekleri kadronun üstünde bir kadroya vekalet ettirilemezler. 17.05.1987 tarihli ve (99) Seri No'lu Devlet Memurları Kanunu Genel Tebliği'nde ise bir görevin vekaleten yürütülmesi halinde görevin gerekleri ve nitelikleri değişmeyeceğinden bu görevi vekaleten yürütecek olanların asil memurda aranan şartlara sahip olmaları gerektiği belirtilmektedir. Buna göre, 1-4 üncü dereceli kadrolara vekalet edeceklerin 657 sayılı Kanunun 68'inci maddesinde belirtilen şartları haiz olmaları, 5-15 inci dereceli kadrolara vekalet ettirileceklerin öğrenim durumları itibariyle tespit olunan yükselinebilecek dereceyi asmamak kaydıyla vekalet ettirilecekleri kadronun derecesinin, kazanılmış hak aylık derecesinin üç üst derecesinden fazla olmaması gerekmektedir.

Öte yandan Askeri Mahkemeler, Askeri Savcılıklar Kalem Teşkilatı Ve Personelin Görev Ve Sorumlulukları Hakkında Yönetmeliğin "Amaç" başlıklı 1'inci maddesinde; "Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü hakkındaki 353 sayılı Kanunun 7'nci maddesi hükmüne göre kurulan askeri mahkemeler ve askeri savcılıklar kalem teşkilatı ile kalem personelinin görev ve sorumluluklarını tesbit etmek üzere sözü edilen madde hükmünce bu Yönetmelik çıkarılmıştır." hükmünü, "Kapsam" başlıklı 2'nci maddesinde " Askeri mahkemeler ve askeri savcılıklar kalem teşkilatı ile kalem personelinin görev ve sorumlulukları bu Yönetmelikle gösterilir. " hükmünü,

Aynı Yönetmeliğin "Askeri Savcılık başkatipleri (yazı işleri müdürleri)" başlıklı 6'ncı maddesinde;" Askeri savcılık kalem teşkilatının amiri ve düzenleyicisi olan başkatipler aşağıda gösterilen işleri yapmakla görevlidirler:

a) Genel olarak kalem işlerinin düzgün yürütülmesi, kalemin devamlı surette denetlenmesi, b) Askeri savcılık esas defteri, istinabe defteri, zaptolunan eşya defteri, ilamat defteri, evrak kayıt defteri ve zimmet defterinin hatasız ve temiz olarak tutulması ve saklanması, bu defterlerden esas defteri bizzat başkatip tarafından, diğerleri askeri savcının tensibi ve kalem personelinin mevcuduna göre ya bizzat başkatip veya onun gözetimi altında bir katip yahut kalemin başka bir personeli tarafından tutulur, c) Adli ve idari işlem karar ve emirlerle ilgili kartonların tutulması, tanzim edilmesi ve saklanması, d) Davet, tebliğ kağıtlarının zamanında düzenlenip gönderilmesi, tebliğ işlemlerinin yapılması, e) Kanunla askeri savcı tarafından tasdik edilmesi gerekli olmayan hüküm, karar ve diğer kağıt suretlerinin asıllarına uygun olup olmadığının tetkik ve tasdik edilmesi, f) Kalem personelinin yetiştirilmesi, g) Zaptolunan eşyanın saklanması, müsadere edilen eşyanın ilgili yerlere verilmesi, Özel memuru varsa bu iş o memur tarafından yapılır, h) Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanunu ile diğer kanunlarda yazılı görevlerin yapılması ve bu yönetmelikte gösterilmiş olsun veya olmasın kaleme ait diğer işlemlerin yürütülmesi," hükmünü, 9'uncu maddesi ise ; " Askeri mahkeme ve askeri savcılık başkatiplerinin yokluğunda bunlara ait görevler en kıdemli katip tarafından yapılır." hükmü düzenlemiştir.

Her ne kadar 657 sayılı Kanunun 86 ncı maddesinin işlem tesis edildiği tarihte yürürlükte olan şeklinde ancak memurların kanuni izin, geçici görev disiplin cezası uygulaması veya görevden uzaklaştırma nedenleriyle işlerinden geçici olarak ayrılmaları halinde yerlerine kurum içinden veya diğer kurumlardan vekil atanabileceği ve aynı kurumdan anılan sebeplerle ayrılmalar dolayısıyla atanan vekil memurlara vekalet ücreti ödeneceği düzenlenmiş ise de mahkememizce başka bir dava dosyası ile ilgili olarak yapılan başvuru üzerine Anayasa Mahkemesinin 05.07.2012 tarih ve 2012/11 Esas, 2012/104 Karar sayılı kararıyla 657 sayılı Kanunun 86 ncı maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan "... birinci fıkrada sayılan..." ibaresinin Anayasanın eşitlik ilkesini düzenleyen 10 ncu maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir. Böylece memurların kanuni izin, geçici görev, disiplin cezası uygulaması veya görevden uzaklaştırma nedenleri dışında bir sebeple işlerinden ayrılmaları halinde yerlerine atanan vekil memurlara da vekalet ücreti ödenmesi yolu açılmıştır.

Açıklanan mevzuat hükümleri incelendiğinde; 657 sayılı Kanunun 86'ncı maddesinin 2'nci fıkrasına göre bir görevin memurlar eliyle vekaleten yürütülmesi halinde aylıksız vekaletin asıl olduğu, aynı maddenin müteakip fıkralarında istisnai olarak kimlere hangi hallerde vekalet aylığı verileceğinin düzenlenmiş olduğu, 6'ncı fıkrasında da vekalet aylığı ödeneceğine ilişkin sayılan haller dışındaki boş kadrolara ait görevlerin memurlara ücretsiz olarak gördürülebileceği hüküm altına alınmıştır. Tüm bunların dışında, aynı Kanunun 175'inci maddesinin 2'nci fıkrasıyla da "vekalet edenlere vekalet ücretinin ödenebilmesi için vekilinin asilde aranan şartları taşıması" zorunluluğu getirilmiş bulunulmaktadır.

Dava konusu olayda davacının, 1998 yılından itibaren TSK'de sivil memur olarak 2005 yılından itibaren de 1. Or. K.lığı As. Savcılığında Zabıt Katibi olarak görev yaptığı, Yazı İşleri Müdürlüğü Kadrosunun boşalması üzerine 1. Or. K.lığı As. Savcısının yazılı emri ile 25.02.2011 tarihinden itibaren Askeri savcılık Yazı İşleri Müdürlüğüne vekaleten görevlendirildiği, bu görevlendirmenin MSB Askeri adalet İşleri Başkanlığına bildirildiği, 09.10.2007 tarihinde Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesini tamamlayarak mezun olduğu, böylece işlem tarihi itibarıyla asilde aranan tüm şartları taşıdığı anlaşıldığından davacıya vekalet ücretinin ödenmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.

Davalı idare savunmasında; Milli Savunma Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı ve Kuvvet Komutanlıklarında Görevli Devlet Memurlarının Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliğinin 1121b maddesinde yer alan "yazı işleri müdürlüğü kadrosuna atanabilmesi için asgari 12 yıl kamu hizmeti olması..." ibaresinin AYİM kararı ile iptal edildiğini, bu nedenle 657 sayılı Kanunun anılan Yönetmeliğe uyumlu hale getirilmesi amacıyla çalışmalar devam ettiğinden davacının asaleten atanmalarında aranan tüm şartları sağlayıp sağlamadığının tespit edilemediği belirtilmiştir. Ancak, anılan Yönetmelikte 21.03.2012 tarihinde yapılan değişiklikle Yazı İşleri Müdürlüğü için aranan hizmet süresi 8 yıl olarak değiştirildiğinden davacı bu yönüyle de asilde aranan şartları taşımaktadır.

Davalı idare ayrıca, davacının vekalet görevlendirilmesinin/atamasının 657 sayılı Kanun, ilgili Bakanlar Kurulu Kararı ve KKY 52-2 (A) Kara Kuvvetleri Sivil Memur Yönergesindeki düzenlemelere göre, asili atamaya yetkili amir tarafından verilmemesinden dolayı vekalete ilişkin aylık, zam ve tazminatların ödenmesinin mümkün olmadığını belirtmiştir.

TC. Anayasasının 18'inci maddesinde hiç kimsenin zorla çalıştırılamayacağı, angaryanın yasak olduğu düzenlenmiştir. Bir göreve vekalet edenlere ancak atamaya yetkili amir tarafından görevlendirilmeleri halinde vekalet ücreti ödeneceğine ilişkin düzenlenme herhangi bir Kanun'a değil, 17 Nisan 2006 tarihli ve 2006/10344 sayılı Bakanlar Kurulu kararma ekli karara dayanmaktadır. 657 sayılı Kanunda bu yönde bir düzenleme mevcut değildir. Yasada belirtilmeyen bir sınırlamanın Bakanlar Kurulu kararıyla düzenlenmesi hukuka aykırıdır. Kaldı ki, 1. Or. K.lığı As. Savcısının yazılı emri ile 25.02.2011 tarihinden itibaren Yazı İşleri Müdürlüğüne vekalet ettiği, dava sürecinde de bu vekaletinin devam ettiği, Askeri Savcının bu durumu görevlendirme yazısı ile birlikte MSB Askeri Adalet İşleri Başkanlığına bildirdiği, buna karşın davalı idarenin vekalete ilişkin olarak süreci başlatması gerekirken başlatmadığı, adeta bu görevi vekaleten yürütmesini zımnen onayladığı, bu halde iken davacının 1,5 yılı aşan bir süre anılan görevi vekaleten yürüttüğü, bu süreçte zabıt katipliği yanında mevzuatta Yazı İşleri Müdürüne verilen görevleri de yerine getirdiği, hatta Askeri Mahkemeler, Askeri Savcılıklar Kalem Teşkilatı Ve Personelin Görev Ve Sorumlulukları Hakkında Yönetmeliğinin amir hükmü gereği esas defterini bizzat tuttuğu ve bu hususta yazı işleri müdürü sıfatıyla hukuken de sorumlu tutulduğu, Anayasanın 18'inci maddesinde düzenlenen ve angaryayı yasaklayan hüküm uyarınca davacının 5 yılı aşan bir süre fiilen yürüttüğü görev karşılığında bazı maddi olanaklara hak kazanması gerektiği, böylece kamudaki hizmet süresi, zabıt katipliği görev süresi ve öğrenim durumu itibariyle de asilde aranan şartları taşıdığı ve bu görevi fiilen devam ettirdiği anlaşıldığından, davalı idarenin bu savunmasına da itibar edilmemiş ve bu suretle hukuka aykırı olduğu değerlendirilen işlemin iptal edilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.

1602 sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanununun 2566 sayılı Kanunla değişik 42 nci maddesi; "İlgililer, haklarını ihlal eden bir idari işlem dolayısıyla Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde doğrudan doğruya tam yargı davası veya iptal ve tam yargı davaları ile birlikte açabilecekleri gibi ilk önce iptal davası açarak bu davanın karara bağlanması üzerine bu husustaki kararın veya kanun yollarına başvurulması halinde verilecek kararın tebliği veya bir işlemin icrası sebebiyle doğan zararlardan dolayı, icra tarihinden itibaren altmış gün içinde tam yargı davası açabilirler. Bu halde de ilgililerin 35'inci madde uyarınca idareye başvurma hakları saklıdır." hükmüne amirdir. Anılan Kanunun 40'inci maddesine göre; Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde dava açma süresi, her çeşit işlemlerde yazılı bildirim tarihinden itibaren 60 gün olup, 35/a maddesi uyarınca da; kesin işlem yapmaya yetkili makamlarca tesis edilen idari işlemlerin geri alınması, kaldırılması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması, üst makamdan yoksa işlemi yapmış olan makamdan idari dava açmak için belli olan süre içinde (yani 60 gün içinde) istenebilir. Bu müracaatın yapılması işlemeye başlamış olan dava açma süresini durdurur. 60 gün içinde idarece cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır. İsteğin reddi üzerine dava açma süresi başlar ve müracaat tarihine kadar geçmiş olan süre de hesaba katılır.

Belirtilen hükümler çerçevesinde davacının durumu değerlendirildiğinde; davacının ilk kez davalı idareye başvurmaksızın 21.06.2012 tarihinde kayıt altına alınan dilekçe ile dava açtığı, Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin yerleşik içtihatları uyarınca davacının zararının ödenmesi istemiyle doğrudan dava açması durumunda dava açma tarihinden geriye doğru altmış günlük tazminatlarım, idareye müracaat halinde bu müracaattan geriye doğru altmış günlük haklarım dava edebileceği kabul edildiğinden, 21.06.2012 tarihinden altmış gün geriye gidildiğinde davacıya 21.04.2012 tarihinden itibaren yazı işleri müdürlüğüne vekalet ücretinin yasal faizi birlikte ödenmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle;

1. Davacı Svl.Me.F....'e 21.04.2012 tarihinden itibaren bu görevi yürüttüğü sürece Askeri Savcılık Yazı İşleri Müdürlüğüne vekalet ücretinin ödenmemesi İŞLEMİNİN İPTALİNE,

2. 21.04.2012 tarihinden itibaren tahakkuk edecek vekalet ücretine hak ediş tarihlerinden ödeme tarihine kadar yıllık %9 (YÜZDE DOKUZ) yasal faiz ÖDENMESİNE, 06 MART 2013 tarihinde OYÇOKLUĞU ile karar verildi.

KARŞI OY GEREKÇEKSİ

Vekalet görevlendirmesinin; 657 sayılı Kanun ve 2006/10344 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı'nda belirtilen esaslara uygun olmaması, ayrıca geçici görevlendirmenin KKY 52-2 (A) KK Sivil Memur Yönergesinin "geçici görevlendirme" başlıklı 15'inci maddesine uygun biçimde yapılmaması, bunların yanı sıra vekalet görevinin "asili atamaya yetkili amir" tarafından verilmemiş olması nedenleriyle vekalet ücreti ödenmemesi şeklinde tesis edilen işlemin hukuka uygun olduğu, yasal mevzuata göre ödemenin mümkün olmadığı, vekalet görevinin uzun sürmüş olmasının da ödeme yapılmasına etkisi olmadığını değerlendirdiğimden çoğunluk görüşüne katılmadım. 06.03.2013 (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy