Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 2. Daire 2012/628 Esas 2013/328 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYüksekİdareMahkemesi
Dairesi: 2. Daire
Esas No: 2012/ 628
Karar No: 2013 / 328
Karar Tarihi: 13.03.2013

(2709 S. K. m. 125) (657 S. K. m. 17, 72, 76)

Davacı vekili 05.07.2012 tarihinde AYİM'de kayda geçen dava dilekçesi ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; davacının Hv.Eğt.K.lığı Harekat Eğt.Bşk.lığı, Uçuş Eğt.Şb.Müd.lüğünde 09.03.1998 tarihinden bu yana Veri Hazırlama Kontrol İşletmeni olarak çalıştığını, davacıya Hv.Eğt.K.lığının 22.06.2012 tarihli yazısıyla Kayseri 2'nci HİBM.K. Tekno ve Urt.Kİd.Ks VHKİ kadrosuna atandığının bildirildiğini, davacının yer değiştirme isteğinde bulunmadığını, hakkında adli, idari hiçbir tahkikat bulunmadığını, olumsuz sicilinin bulunmadığı gibi başaralı bir personel olduğunu, zira idari teşkilatlanmadaki değişikliklere bağlı olarak kadroların iptali durumunun da bulunmadığını, yine yönetmelikte belirtilen öncelikle aynı il içerisindeki benzer bir kadroya atanması durumunun değerlendirilmediğini, yönetmeliğin 9. maddesinde belirtilen hizmet gereği atamanın şartları oluşmadığından atama işleminin hukuka aykırı olduğunu, hizmet gerekleri ve ihtiyaç durumunun dava konusu atama işleminde bulunmadığı açıkça ortada olduğundan atama işleminin konu ve amaç yönünden kamu yararına tesis edilmemiş olup, hukuka aykırı olduğunu, ayrıca Hava Eğt.K.lığı emrinde görevli davacıyla birlikte 5 VHKİ memurun atamasının toplu olarak yapılmasından atamanın hizmet gerekleri ile yapılmadığı, sübjektif nedenlerle yapıldığının anlaşıldığını, davalı idarenin cevabından davacının atamasının hizmet ihtiyacına dayanmadığı, tamamen soyut ve davacının özel hayatına müdahale niteliği taşıyan nedenlerle atamanın yapıldığını, davacı hakkındaki iddiaların tamamen sübjektif değerlendirmeler olup kabul etmenin mümkün olmadığını, bu iddialarla ilgili idari soruşturma açılarak yüksek disiplin kuruluna intikal ettiğini, sabit olmayan iddialarla ilgili atama işlemi gerçekleştirilmesinin atama işlemini mesnetsiz kıldığı gibi işlemi gerçekleştiren yetkililerin mevzuatların kendilerine verdiği yetki sınırını aşarak hukuka aykırı işlemlerine devam etmesi anlamına geldiğini, Anayasada, "Herkesin özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahip olduğu, özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulmayacağı"belirtilmek suretiyle özel hayatın gizliliğinin güvence altına alındığını, davacının kadın olması nedeniyle dışlanması, horlanması ve hak etmediği muameleye tabi tutulması, son olarak cezalandırma amacıyla atama işlemi gerçekleştirilmesinin, işlemi hukuka aykırı hale getirdiğini, isnat edilen fiil kabul edilse dahi (kabul etmemekle birlikte) Atama Yönetmeliğinin 10. maddesini kapsamadığını, bu maddeyle amaçlananın rüşvet, irtikap, hırsızlık gibi suçlarda idari soruşturmanın sağlıklı yürütülmesi olduğunu gerek idari, gerekse ceza anlamında ortada suç teşkil edecek fiil olmadığını, bu fiil nedeniyle idari soruşturma açılmasının dahi hukuka aykırı olduğu dikkate alındığında "idari soruşturma sonucuna göre o yerde kalmasında sakınca görüldüğü" gerekçesinin tamamen hukuka aykırı olduğunu, davacıyla birlikte davacının anne ve babasının da cezalandırıldığını, eğer davacı sorunları olan personel ise sorunlarını çözmesine yardımcı olarak topluma kazandırmak yerine hakarete varan itham ve iftiralarla mobbing uygulanmak suretiyle gerçekleştirilen atama işleminin ne kamu yararı ne de kişi yararına uygun olmadığını belirterek, dava konusu atama işleminin iptaline öncelikle yürütmenin durdurulmasına yargılamanın duruşmalı yapılmasına ve davalı idarenin cevap dilekçesine ekli evrakların kendilerine tebliğ edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Yürütmenin durdurulmasına dair talepler, AYİM Nöb.D.nin 29.08.2012 gün ve 2012/501 E sayılı kararı ile AYİM 2'nci D.nin 31.10.2012 gün ve 2012/628 E. sayılı kararıyla reddedilmiştir.

Dava dosyasında mevcut bilgi ve belgelerin incelenmesi sonucunda; Güzelyalı-İzmir Hv.Eğt.K.lığıKur.Bşk.lığıHrk.Eğt.Bşk.lığı Uçuş Eğt.Ş.Md.lüğünde VHKİ olarak görevli davacının, Kayseri 2 nciHv.İk.Bak.Mrk.K.lığı Tek.ve Ürt.K.lığı İdari Kısmına atandırılması üzerine bu davanın açılmış olduğu anlaşılmıştır.

Davacı vekilinin talebi üzerine, AYİM 2'nci Dairesinin 30.01.2013 gün ve Gensek No.:2012/2344, Esas No.:2012/628 sayılı kararıyla davalı idarece gönderilen bilgi ve belgelerin davacı vekiline incelettirilmesine karar verilerek, anılan bilgi ve belgeler 11.03.2013 tarihinde davacı vekiline incelettirilmiştir. Yine davacı vekilinin talebi üzerine duruşma gizli olarak yapılmıştır.

Her ne kadar davacı vekili duruşma esnasında Başsavcılığın davanın reddine karar verilmesine ilişkin düşüncesine katıldıklarını beyan etmiş ise de; açıkça davadan feragat ettiklerine dair bir talepte bulunmadıklarından bu beyan davadan feragat olarak kabul edilmeyerek davanın esastan görüşülmesine geçilmiştir.

Konu ile ilgili mevzuat incelendiğinde; Anayasanın 128 inci maddesi memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işlerinin kanunla düzenleneceğini belirtmektedir.

Anayasanın belirtilen kuralı gereğince yürürlüğe konulan 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun, "Yer Değiştirme Suretiyle Atanma" başlıklı 72nci maddesinin 1 inci fıkrası; "Kurumlarda yer değiştirme suretiyle atanmalar; hizmetlerin gereklerine, özelliklerine, Türkiye'nin ekonomik, sosyal, kültürel ve ulaşım şartları yönünden benzerlik ve yakınlık gösteren iller gruplandırılarak tespit edilen bölgeler arasında adil ve dengeli bir sistem içinde yapılır." hükmünü amirdir.

657 sayılı Devlet Memurları Kanununun, memurların kurumlarınca görevlerinin ve yerlerinin değiştirilmesini düzenleyen 76 ncı maddesi ise; "Kurumlar, görev ve unvan eşitliği gözetmeden kazanılmış hak aylık dereceleriyle memurları bulundukları kadro derecelerine eşit 68 inci maddedeki esaslar çerçevesinde daha üst kurum içinde aynı veya başka yerlerdeki diğer kadrolara naklen atayabilirler. Memurlar istekleri ile kurumlarında kazanılmış hak derecelerinin en çok üç derece altında aynı ve başka yerlerdeki kadrolara atanabilirler." hükmünü öngörmektedir.

Aynı Kanunun 17 nci maddesi uyarınca da devlet memurları bu Kanuna göre yürürlükte bulunan hükümlerin kendileri hakkında aynen uygulanmasını istemek hakkına sahiptirler.

Milli Savunma Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı ve Kuvvet Komutanlıklarında Görevli Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına ilişkin Yönetmeliğin 10 uncu maddesi; "Haklarında yapılan adli ve idari soruşturma sonucuna göre o yerde kalmalarında sakınca görülenlerin, hizmet bölgelerindeki zorunlu çalışma sürelerine bakılmaksızın, hizmetin gereği olarak yer değiştirme suretiyle atamaları yapılır." hükmüne amirdir.

Yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri uyarınca, davalı idarenin atama konusunda takdir yetkisi bulunmaktadır. Dava konusu uyuşmazlığın çözümünde, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 76 ncı maddesinden kaynaklanan takdir yetkisinin objektif şekilde kullanılıp kullanılmadığı önem taşımaktadır. Kamu hizmetinin verimliliği, etkinliği ve kamu yararı ile kişi yararı arasında bir denge kurulması zorunluluğu, bu hak ve yetkinin sınırını oluşturmaktadır. Takdir hakkı ve yetkisinin, idarece takip edilen amaca uygun olarak, keyfilikten, kişisel ve duygusal, sübjektif değerlendirmelerden uzak şekilde kullanılması suretiyle işlem tesis edildiği, bir diğer ifadeyle objektif kıstaslara bağlı kullanıldığı sürece yargı denetimi dışında tutulması gerektiği kuşkusuzdur.

Anayasanın 125 inci maddesinin 3 üncü fıkrasında düzenlenmiş bulunan "İdarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı verilemez." tarzındaki hükmün; idarenin sınırsız ve mutlak takdir hakkına sahip olduğu ve böylece takdir hakkının idari yargı denetimine tabi olmadığı şeklinde yorumlanması ve uygulanması, yine Anayasa ile öngörülen "Hukuk Devleti" ilkesi ile bağdaşmamaktadır. Takdir yetkisinin sınırlarının yargı yerlerince çizilebileceği ve bu konuda hiçbir yasal sınırlamanın kabul görmeyeceği konusunda öğretide ve içtihatlarda ittifak bulunmaktadır.

Bu açıklamalar ışığında dava konusu atama işlemi incelendiğinde; atama işleminin davacıyla ilgili olarak yürütülen idari soruşturma sonucunda davacının görev yaptığı yerde kalmasında sakınca görülmesi üzerine hizmet gereği olarak tesis edildiği, tesis edilen atama işleminde davalı idarenin taktir yetkisini keyfi, kişisel, duygusal ve sübjektif sebeplerle değil kamu hizmetinin verimliliği etkinliği ve kamu yararı ile kişi yakarı dengesini gözeterek kullandığı, bunedenlerle dava konusu işlemde hukuka aykırı bir yön bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle;

Yasal dayanaktan yoksun olan DAVANIN REDDİNE,

Davalı idare tarafından "Gizli" gizlilik derecesiyle gönderilen belgelerin geldiği şekliyle İADESİNE,

13 MART 2013 tarihinde OYBİRLİĞİ ile karar verilmiştir. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy