Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 2. Daire 2012/211 Esas 2012/1112 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYüksekİdareMahkemesi
Dairesi: 2. Daire
Esas No: 2012/ 211
Karar No: 2012 / 1112
Karar Tarihi: 21.11.2012

(2709 S. K. m. 129) (657 S. K. m. 125, 128, 129, 130, 135) (1602 S. K. m. 52) (6283 S. K. m. 4) (Hemşirelik Yönetmeliği m. 6)

Davacı, 09.02.2012 tarihinde AYİM'de kayda geçen dava dilekçesi ile 25.05.2012 tarihinde yine AYİM'de kayda geçen cevaba cevap dilekçesinde özetle, TSK Ankara Özel Bakım Merkezi Başkanlığında hemşire olarak görev yaptığını, 08.09.2011 tarihinde saat 09.00 da 1'inci kat hizmetlisinin, görev yaptığı tam bakım ünitesine gelip, 1'inci katta tedavi gören bir hastaya dozunu söylemeden 'risperdal' isimli ilacın verilmesinin Dr. Yb. S. A. tarafından söylendiğinin iletiliğini, bunun üzerine Doktor S. A.'u arayarak takibi gereken hastalar olduğunu ve görevinin yoğun olduğunu söylediğini, doktor tarafından kendisine bağırıldığını ve kendisinin tehdit edildiğini, 6283 Sayılı Hemşirelik Kanunu'nun 4'üncü maddesi uyarınca, hemşirelerin görevleri arasında 'tabip tarafından acil haller dışında yazılı olarak verilen tedavileri uygulamak' görevi düzenlendiğini, doktorun tedavi için yazılı belge düzenlemesi gerekirken bu belgeyi düzenlemediğini, söz konusu hasta için yapılması gereken ilaç tedavisinin aciliyet arz etmediğini, görev yerinin talimatlar marifetiyle tam bakım ünitesi ve revir olarak belirlendiğini, bu olay sonrası idari bir soruşturmacı tayin edilmeksizin hakkında disiplin cezası verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, Danıştay içtihatlarının da bu yönde olduğunu, yasal mevzuata titizlikle riayet ettiğini, daima görevinin gereklerini yerine getirdiğini, sicil notlarının daima iyi derecede olduğunu, bulunduğu görev yerinde hep özverili bir biçimde çalıştığını, somut olayda geçmiş hizmetlerinin, sicil durumunun ve başarı belgelerinin dikkate alınmadığını, bu sebeplerle 1/20 oranında maaş katı cezasıyla cezalandırılmasının hukuka aykırı olduğunu, belirtmek suretiyle dava konusu disiplin cezasının iptalini talep ve dava etmiştir.

Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgelerin incelenmesi neticesinde; davacının TSK Özel Bakım Merkezi Başkanlığı tam bakım ünitesinde sivil memur hemşire olarak görev yaptığı, 08.09.2011 tarihinde saat 09.00 sularında Tbp. Yb. S.A. tarafından, delirium atağı geçiren Z.S. isimli hak sahibine, bir başka hak sahibinin kullandığı risperdal adlı ilacın verilmesi konusunda kendisine verilen emrin hasta bakıcılar vasıtasıyla iletildiği, davacının verilen emri yerine getirmemesi üzerine 09.09.2011 tarihinde konuyla ilgili Tbp. Yb. S. A. tarafından olayı bildiren bir dilekçe verilmesi sonrasında 23.09.2011 tarihli yazı ile davacının 30.09.2011 tarihine kadar savunmasını sunmasının istendiği, 26.09.2011 tarihinde savunmasını sunması üzerine 03.10.2011 tarihinde 1/20 oranında maaş katı disiplin cezasıyla cezalandırılan davacının, bu cezaya 17.10.2011 tarihli dilekçeyle itiraz ettiği, bu itirazının Genelkurmay Başkanlığı Disiplin Kurulunun 02.12.2011 tarihli kararıyla reddedildiği, bunun üzerine davacı tarafından bu cezanın iptali istemiyle AYİM'de süresinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.

Anayasa'nın 129'uncu maddesi: Memurlar ve diğer kamu görevlileri Anayasa ve kanunlara sadık kalarak faaliyette bulunmakla yükümlüdürler.

Memurlar ve diğer kamu görevlileri ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve bunların üst kuruluşları mensuplarına savunma hakkı tanınmadıkça disiplin cezası verilemez.

(Değişik üçüncü fıkra:7.5.2010-5982/13 md.) Disiplin kararları yargı denetimi dışında bırakılamaz.

Silahlı Kuvvetler mensupları ile hâkimler ve savcılar hakkındaki hükümler saklıdır. Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve kanunun gösterdiği şekil ve şartlara uygun olarak, ancak idare aleyhine açılabilir.

Memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında işledikleri iddia edilen suçlardan ötürü ceza kovuşturması açılması, kanunla belirlenen istisnalar dışında, kanunun gösterdiği idari merciin iznine bağlıdır. hükmünü;

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125'inci maddesi: Devlet memurlarına verilecek disiplin cezaları ile her bir disiplin cezasını gerektiren fiil ve haller şunlardır:

Aylıktan kesme: Memurun, brüt aylığından 1/30 - 1/8 arasında kesinti yapılmasıdır.

Aylıktan kesme cezasını gerektiren fiil ve haller şunlardır:

a) Kasıtlı olarak; verilen emir ve görevleri tam ve zamanında yapmamak, görev mahallinde kurumlarca belirlenen usul ve esasları yerine getirmemek, görevle ilgili resmi belge, araç ve gereçleri korumamak, bakımını yapmamak, hor kullanmak,

b) Özürsüz olarak bir veya iki gün göreve gelmemek,

c) Devlete ait resmi belge, araç, gereç ve benzerlerini özel menfaat sağlamak için kullanmak,

d) Görevle ilgili konularda yükümlü olduğu kişilere yalan ve yanlış beyanda bulunmak,

e) Görev sırasında amirine sözle saygısızlık etmek,

f) Görev yeri sınırları içerisinde her hangi bir yerin toplantı, tören ve benzeri amaçlarla izinsiz olarak kullanılmasına yardımcı olmak,

g) (Mülga bent: 13/02/2011-6111 S.K 111. mad.) h) (Mülga bent: 13/02/2011-6111 S.K 111. mad.)

ı) Hizmet içinde Devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunmak,

j) (Mülga bent: 13/02/2011-6111 S.K 111. mad.)' hükmünü;

Kanun'un Zamanaşımı başlıklı 127'nci maddesi: Bu Kanunun 125'inci maddesinde sayılan fiil ve halleri işleyenler hakkında, bu fiil ve hallerin işlendiğinin öğrenildiği tarihten itibaren;

a) Uyarma, kınama, aylıktan kesme ve kademe ilerlemesinin durdurulması cezalarında bir ay içinde disiplin soruşturmasına,

b) Memurluktan çıkarma cezasında altı ay içinde disiplin kovuşturmasına, Başlanmadığı takdirde disiplin cezası verme yetkisi zamanaşımına uğrar.

Disiplin cezasını gerektiren fiil ve hallerin işlendiği tarihten itibaren nihayet iki yıl içinde disiplin cezası verilmediği takdirde ceza verme yetkisi zamanaşımına uğrar. hükmünü;

Kanunun Karar Süresi başlıklı 128'inci maddesi: Disiplin amirleri uyarma, kınama ve aylıktan kesme cezalarını soruşturmanın tamamlandığı günden itibaren 15 gün içinde vermek zorundadırlar.

Kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını gerektiren hallerde soruşturma dosyası, kararını bildirmek üzere yetkili disiplin kuruluna 15 gün içinde tevdi edilir. Disiplin kurulu, dosyayı aldığı tarihten itibaren 30 gün içinde soruşturma evrakına göre kararını bildirir.

Memurluktan çıkarma cezası için disiplin amirleri tarafından yaptırılan soruşturmaya ait dosya, memurun bağlı bulunduğu kurumun yüksek disiplin kuruluna tevdiinden itibaren azami altı ay içinde bu kurulca, karara bağlanır.

Yüksek disiplin kurullarının karar usulü, memurun hakkı: başlıklı 129'uncu maddesi: Yüksek disiplin kurulları kendilerine intikal eden dosyaların incelenmesinde, gerekli gördükleri takdirde, ilgilinin özlük dosyasını ve her nevi evrakı incelemeye, ilgili kurumlardan bilgi almaya, yeminli tanık ve bilirkişi dinlemeye veya niyabeten dinletmeye, mahallen keşif yapmaya veya yaptırmaya yetkilidirler.

Hakkında memurluktan çıkarma cezası istenen memur, (...) soruşturma evrakını incelemeye, tanık dinletmeye, disiplin kurulunda sözlü veya yazılı olarak kendisi veya vekili vasıtasıyla savunma yapma hakkına sahiptir. hükmünü;

Savunma hakkı başlıklı 130'uncu maddesi: Devlet memuru hakkında savunması alınmadan disiplin cezası verilemez.

Soruşturmayı yapanın veya yetkili disiplin kurulunun 7 günden az olmamak üzere verdiği süre içinde veya belirtilen bir tarihte savunmasını yapmayan memur, savunma hakkından vazgeçmiş sayılır. hükmünü;

Cezai kovuşturma ile disiplin kovuşturmasının bir arada yürütülmesi:' başlıklı 131'inci maddesi: 'Aynı olaydan dolayı memur hakkında ceza mahkemesinde kovuşturmaya başlanmış olması, disiplin kovuşturmasını geciktiremez.

Memurun ceza kanununa göre mahkûm olması veya olmaması halleri, ayrıca disiplin cezasının uygulanmasına engel olamaz.

(Ek fıkra: 06/10/1983 - 2910/1 md.) 160 sayılı Devlet Personel Dairesi Kurulması Hakkında Kanunun 4'üncü maddesinde sayılan kuruluşlarda çalışan personel hakkında; görevden doğan veya görevi sırasında işledikleri suçlarla kişisel suçları sebebiyle Cumhuriyet savcıları veya askeri savcılar veya sorgu hakimlikleri veya Memurun Muhakematı hakkında Kanun uyarınca yetkili kurullarca yapılan soruşturma sonunda düzenlenen takipsizlik, meni muhakeme, iddianame, talepname veya lüzumu muhakeme karar suretleri ile ilgili mahkemelerce verilen kesinleşmiş karar suretleri bu personelin bağlı olduğu bakanlık veya kurum veya kuruluşa gönderilir. hükmünü;

İtiraz başlıklı 135'inci maddesi: (Değişik madde: 13/02/2011-6111 S.K113. mad.)

Disiplin amirleri tarafından verilen uyarma, kınama ve aylıktan kesme cezalarına karşı disiplin kuruluna, kademe ilerlemesinin durdurulması cezasına karşı yüksek disiplin kuruluna itiraz edilebilir.

İtirazda süre, kararın ilgiliye tebliği tarihinden itibaren yedi gündür. Süresi içinde itiraz edilmeyen disiplin cezaları kesinleşir.

İtiraz mercileri, itiraz dilekçesi ile karar ve eklerinin kendilerine intikalinden itibaren otuz gün içinde kararlarını vermek zorundadır.

İtirazın kabulü hâlinde, disiplin amirleri kararı gözden geçirerek verilen cezayı hafifletebilir veya tamamen kaldırabilirler.

Disiplin cezalarına karşı idari yargı yoluna başvurulabilir. hükmünü içermektedir.

Davacı dava dilekçesinde ve tüm savunmalarında; 08.03.2010 tarih ve 27515 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Hemşirelik Yönetmeliğinin 6'ncı maddesi 1'inci fıkrasının (c) bendinde, 'Tıbbi tanı ve tedavi planının uygulanmasında, hekim tarafından acil durumlar dışında yazılı olarak verilen tedavileri uygular, hastada beklenmeyen veya ani gelişen durumlar ile acil uygulanması gereken tanı ve tedavileri planlarında müdavi hekimin şifahi tıbbi istemini kabul eder, bu süreçte hasta ve çalışan güvenliği açısından gerekli tedbirleri alır, aynı maddenin (ç) bendinde, hastaya lüzumu halinde uygulanmak üzere hekim tarafından reçete edilen tıbbi talepleri bilimsel esaslara göre belirlenen sağlık bakım, tanı ve tedavi protokolleri doğrultusunda yerine getirir, (d) bendinde ise, tıbbi tanı ve tedavi işlemlerinin hizmetten faydalanana zarar vereceğini öngördüğü durumlarda, müdavi hekim ile durumu görüşür, hekim işlemin uygulanmasında ısrar ederse durumu kayıt altına alarak hekimin yazılı talebi üzerine söz konusu işlemi uygular hükümlerinin yer aldığını, 04.01.2007 tarihli Askeri Hastaneler Yönetim Yönergesinin, Servis hemşiresinin görev ve yetkileri bölümünün (c) bendinde, Hemşire tabibin yazılı ve imzalı istemini (acil durumlarda sözlü) alarak hastanın bakım planını hazırlar hükmünün bulunduğunu, bu yasal düzenlemeler ışığında Dr.Yb.S.A. tarafından olaya ilişkin yazılı ve sözlü hiçbir talimat veyahut emir almadığını, olayın geçtiği gün ve devamında ne hastaya acil müdahale yapıldığını, ne de hastanın aciliyetinden dolayı diğer hastanelere sevk edildiğini, gerek hasta gerekse yakınları tarafından hastanın mağdur edildiğine dair herhangi bir şikayet, belge ve kanıt bulunmadığını ileri sürmüş ise de; dosyada mevcut bilgi ve belgelerden hak sahibinin Deliryum Atağı geçirdiğinin tespit edilmesi üzerine Dr.S.A.'un ilaç verme (Risperdal) talimatının bakıcı Svl.Me.G.K. tarafından sözlü olarak davacıya iletildiği ve hak sahibinin davacının bulunduğu odaya getirildiği, bunun üzerine davacının Dr.S. A'u aradığı, doktorla görüşmesi sırasında doktorun kendisinden tedaviyi uygulamasını ısrarla talep ettiği, buna rağmen davacının gerekli tedaviyi uygulamadığı halde uygulamış gibi işlem yaptığı ve hastanın sağlığını tehlikeye attığı, hastanın durumunu en iyi bilen ve tedaviden sorumlu olan doktorun verdiği tedaviyi uygulaması gerekirken uygulamadığı, tedavi talimatının illa ki yazılı verilmesine gerek bulunmadığı, acil durumlarda sözlü olarak da bu talimatın verilebileceği, tedaviyi yürüten doktorun acil durum değerlendirmesiyle talimatını sözlü olarak vermiş olabileceği, bu durumda hemşirenin görevinin verilen bu talimatı uygulamak olduğu, talimatın uygulanmasıyla ortaya çıkabilecek olumsuz durumdan talimatı veren doktorun sorumlu olacağı anlaşılmakla davacının bu yöndeki itirazlarına itibar edilmemiştir.

Yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri itibariyle dava dosyasında mevcut bilgi ve belgeler kapsamında dava konusu olay değerlendirildiğinde; dava konusu disiplin cezası davacıya usulüne uygun bir biçimde savunma hakkı tanınmak suretiyle verildiği, disiplin cezası verilirken mevzuatta yazılı sürelere riayet edildiği, belirtilen tespitlere nazaran, davacının disiplin cezasıyla cezalandırılmasının hukuka aykırı ya da yok hükmünde sayılmasını gerektiren bir sebep bulunmadığı, öte yandan, davacı tarafından olaya ilişkin idari soruşturmacı tayin edilmeksizin cezalandırılmasının hukuka aykırı olduğu iddia edilmekte ise de; 1602 sayılı Kanunun 52/son maddesi uyarınca sunulan belgeler çerçevesinde yeterli soruşturmanın yapıldığının anlaşıldığı, idari tahkikat sonucu elde edilen deliller çerçevesinde edinilen kanaate göre, davacının disiplin cezasını gerektiren eylemi gerçekleştirdiği konusunda tereddüt bulunmadığı, ayrıntısı ile açıklanan süreçte davacının eylemi, eyleme ilişkin yapılan soruşturma usulü, savunma hakkının tanınması, mevzuatta belirtilen zamanaşımı sürelerine riayet, ceza takdirinde, itiraz üzerine Genelkurmay Başkanlığı Disiplin Kuruluna sevk, bu kurulun oluşumu, kurulun eylemi kabulü ve itirazın reddedilmesinde hukuka aykırı herhangi bir husus tespit edilmediği, dava konusu disiplin cezasının iptali isteminin reddine karar verilmesinin gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle;

Yasal dayanaktan yoksun DAVANIN REDDİNE,

21 KASIM 2012 tarihinde OYBİRLİĞİ ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy