Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 2. Daire 2011/285 Esas 2011/1257 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYüksekİdareMahkemesi
Dairesi: 2. Daire
Esas No: 2011/ 285
Karar No: 2011 / 1257
Karar Tarihi: 21.09.2011

(657 S. K. m. 113, 115, 121) (Devlet Memurları Sicil Yönetmeliği m. 17)

Davacı, 31.01.2011 tarihinde AYİM'de kayda geçen dava dilekçesinde özetle; 2010 yılında yapılacak uzmanlık sınavı için başvuruda bulunması sonrasında son üç yıllık sicil notu ortalamasının 90'ın altında olduğunu öğrendiğini; söz konu sicil notlarının tebliğini talep emesi üzerine bu notların 22.12.2010 tarihinde kendisine tebliğ edildiğini; yapılan tebligat neticesinde 2006 ve 2008 yıllarına ait sicil notlarının haksız yere düşük verildiğini öğrendiğini; dava konusu sicil notlarının safahatı ile bağdaşmayacak şekilde düşük verildiğini; kendisi hakkında olumlu kanaatlere yer verilmiş olmasına rağmen düşük sicil notuna layık görülmesinin hukuka aykırı olduğunu belirtmek suretiyle 2006 ve 2008 yıllarına ilişkin sicil işlemlerinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

15.08.1991 tarihinde devlet memurluğuna atan davacının, 2010 yılında yapılacak uzmanlık sınavı için başvuruda bulunması sonrasında son üç yıllık sicil notu ortalamasının 90'ın altında olması nedeniyle başvurusunun reddedildiği; söz konu sicil notlarının tebliğini talep emesi üzerine bu notlar kendisine 22.12.2010 tarihinde kendisine tebliğ edilen davacı tarafından, dava konusu 2006 ve 2008 yıllarına ilişkin sicillerin iptali istemiyle AYİM'de, süresinde iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.

657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 113'üncü maddesi; Sicil amirleri, belli zamanlarda düzenleyecekleri sicil raporlarında, memurların liyakat derecesini not esasına göre kıymetlendirerek tespit ederler. 115nci maddesinde; Sicil amirleri maiyetlerindeki memurların sicil raporları ile birlikte, bunların genel durum ve davranışları bakımından da olumlu ve olumsuz nitelikleri, kusur ve eksiklikleri hakkında mütalaalarını bildirirler. Hükmünü;

657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 121 'inci maddesi; Devlet memurunun mesleki ehliyetinin tespiti amacı ile sicilinde bulunacak bilgiler, ayrılış sicilinin verileceği haller, sicil raporlarının şekli, taşıyacağı sorular, düzenleme zamanı, uygulanacak not usulü ve bunların derecelendirilmesi, muhafaza ile görevli makamlara dair esaslar ile itiraz ve bunu inceleyecek merciler; Vali ve Kaymakamların hangi memurların birinci, ikinci ve üçüncü sicil amirleri olduğu, hangi memurlar hakkında da ek sicil raporu verecekleri ve diğer hususlar genel yönetmelikle düzenlenir. hükmünü içermektedir.

Devlet Memurları Sicil Yönetmeliğinin 17'inci maddesi; Sicil amirleri sicil raporunu doldurdukları her memuru;

a) Dış görünüşü (Kılık, kıyafet),

b) Zeka derecesi ve kavrayış kabiliyeti,

c) Azim ve sebatkarlık, dürüstlük, sır saklamada güvenirlilik ve beşeri münasebetlerdeki başarısı,

d) Alkol, kumar, vb. alışkanlıkları memuriyetle bağdaşmayacak ölçüde sürdürme gibi halleri,

e) Güvenilir olmama, şahsi menfaatlerini aşırı ölçüde düşünme, yalan söyleme, dedikodu yapma, kıskançlık, kin tutma gibi kötü huy ve davranışları, bakımından genel bir değerlendirmeye tabi tutarlar. Sicil döneminde edinilen bilgi ve müşahedelerden yararlanılarak yapılacak değerlendirme sonuçlarına göre memurların olumlu ve olumsuz yönleri, kusur ve noksanları hakkındaki düşünceler sicil raporunun şahsiyet değerlendirilmesine ait bölümüne ayrı, ayrı açık ve gereğine göre kısa veya teferruatlı olarak yazılır. Sicil amirlerinin memurların genel durum ve davranışları hakkındaki düşünceleri not takdirlerinde dikkate alınır. Hükmünü;

Aynı Yönetmeliğin, Sicil raporu doldurmak için gereken süre başlıklı 13'üncü maddesi: Haklarında sicil raporu düzenlenecek memurların, değerlendirilmelerini yapacak sicil amirlerinin yanında en az altı ay çalışmış olmaları şarttır.

Üç sicil amiri bulunan memurlar hakkında sicil verecek amirlerden bir veya ikisinin bulunmaması halinde mevcut amirlerin raporuna itibar edilir.

İki sicil amiri bulunan memurlar hakkında da yukarıdaki fıkrada belirtilen durumda birinci veya ikinci sicil amirinin dolduracağı sicil raporu o yıl için geçerli sayılır.

Bir sicil amiri bulunan memurlar hakkında o sicil amirinin değerlendirmesine göre işlem yapılır.

Sicil amirlerinin hiçbirinin bulunmaması veya sicil verecek süre görevde kalmamaları halinde sicil raporları sonradan göreve atananlar veya vekilleri tarafından üç aylık bir sürenin sonunda derhal doldurulur. Bu uygulama sonunda da memura o yıl için sicil raporu verme imkanı bulunmazsa sicil raporu, düzenleme döneminde üç aydan az olmamak üzere memurla en fazla çalışan sicil amiri tarafından doldurulur.

Sicil amirinin yanında çalışırken alınan mazeret izinleri ile yıllık izinler ve doktor veya sağlık kurulu raporuna dayanan hastalık izinleri, hizmet içi eğitimde geçen süreler, sicil raporu düzenlenmesi için gereken 6 aylık süreye dahildir. Şu kadar ki amirin yanında 3 ay fiilen çalışmış olmak şarttır. Hizmet içi eğitimin veya hastalığın sicil raporu doldurmak için gerekli sürenin geçmesine imkan vermeyecek kadar uzun sürmesi ve dolayısıyla memur hakkında sicil raporu doldurma imkanının bulunmaması halinde, bir defaya mahsus olmak üzere geriye doğru en çok üç yılın sicil notlarının ortalaması esas alınır.. Hükmünü;

Sicil amirinin sorumlulukları başlıklı 11'inci maddesi: Sicil amirleri sicil raporlarını itinalı, doğru ve tarafsız bir şekilde düzenlerken; Devlete sadakat ve bağlılığı, memuriyet sıfatının gerektirdiği şeref ve itibar ile hizmetlerin süratli ve ekonomik bir şekilde yürütülmesini; güvenilir ve yetenekli memurların yükselmelerini, diğerlerinin ise kamu hizmetlerinden uzaklaştırılmaları gerektiğini esas alır.

Sicil amirlerinin maiyetlerinde çalışan memurları değerlendirmedeki başarıları üst sicil amirleri tarafından kendisinin değerlendirilmesinde de dikkate alınır.

Garez veya özel amaçla sicil raporlarını gerçeğe aykırı doldurdukları anlaşılan sicil amirlerinin cezai sorumlulukları saklıdır. Hükmünü içermektedir.

Yukarıda belirtilen ölçütler ile dava konusu edilen 2006 ve 2008 yıllarına ait sicil işlemleri değerlendirildiğinde; davacının, mesleğe başladığı 1992 tarihinden itibaren 1996 yılı dahil iyi seviyesinde, 1997 yılından itibaren 2006 ve 2008 yılları hariç olmak üzere çok iyi seviyesinde siciller ile değerlendirilmiş olmasının yanı sıra, sicil amirleri tarafından da hakkındaki kanaat hanelerine hep olumlu kanaatler yazılmış olduğu görülmüştür. Dava konusu olan 2006 ve 2008 yıllarına ait sicillerde davacı, 1'inci sicil amirleri ve 2006 yılı 2'nci sicil amiri tarafından iyi seviyesinde, 2008 yılı 2'nci sicil amiri tarafından ise orta seviyesinde sicil notu ile değerlendirilmiştir. Her iki yılı içinde sicil amirlerince davacı hakkındaki düşünce hanesine olumlu kanaatler yazılmıştır.

2007 yılında davacı, 1'inci ve 2'nci sicil amirleri tarafından çok iyi seviyesinde sicil notu ile takdir edilmiş ve düşünce hanesine olumlu kanaatler yazılmıştır. 2008 yılında ise, 2007 yılında çok iyi seviyesinde sicil notu veren 2'nci sicil amiri tarafından bu kez orta seviyesinde sicil notu verilmiş ve her iki sicil amirince de olumlu düşünceler kanaat hanesine yazılmıştır.

Davacının, mesleki safahatı itibariyle çoğunlukla çok iyi seviyesinde sicil notları ile değerlendirilmesine ve hakkında, dava konusu çokiyi ve iyi seviyesinde sicillerin verildiği yıllar da dahil olmak üzere hep olumlu kanaatlerin şerh düşülmesine rağmen, dava konusu yıllardan 2008 yılında 2'nci sicil amirince orta seviyesinde sicil ile değerlendirilmesinin mesleki safahatıyla bağdaşmadığı; dava dosyasında, belirtilen ani ve bariz bir düşüşü gerektiren bir ceza tutanağı ya da görev performansı düşüklüğünü haklı kılan bir somut vakıa ya da bilge ve belgenin de bulunmadığı tespit edilmiştir.

2007 yılında çok iyi seviyesinde sicil notu veren 2'nci sicil amiri tarafından, 2008 yılında bu kez orta seviyesinde sicil notu verilmiş olması 2008 yılı sicil notu verme işlemlerinde 2'nci sicil amirinin sübjektif saiklerle değerlendirme yaptığının bir göstergesidir. Bu duruma ek olarak, söz konusu sicil notu, davacının, hakkında aynı yıl şerh düşülen olumlu kanaatler ile de uyuşmamakta ve sicil işlemi kendi içinde çelişkili bir görünüm arz etmektedir. Tüm bu nedenlerle, söz konusu 2008 yılına ait 2'nci sicil amirinin sicil notunun hukuka aykırı olduğu sonucuna varılmıştır.

Davacı tarafından iptali talep edilen 2006 yılı sicil notlarının ve davacının performansına ilişkin olarak sicil üstünce yapılan değerlendirmelerin, mevzuata ve hukuka aykırı olduğuna veya işlemin yetki, şekil, sebep, konu ve maksat unsurları itibariyle sakat olduğuna dair bilgi, belge, delil ya da emareye rastlanılmamıştır. Ayrıca, bu dönemde, her iki sicil amirince davacı hakkında herhangi bir menfi kanaate işaretleme yapılmadığı tespit edilmiştir. Davacı soyut bir biçimde kendisine objektif sicil verilmemiş olduğunu iddia etmesine rağmen, mesleki safahatı ile uyumlu olacak şekilde tesis edilen sicil işlemlerine ilişkin olarak; bu iddiasını somut vakıalarla desteklemiş, kanıtlayabilmiş ve hukuki zemine oturtabilmiş değildir. Esasen, davacının dava konusu 2006 yılı sicillerine ilişkin sicil amirlerinin takdir yetkisini keyfi biçimde kullandığına dair bilgi, belge, emare veya delile de ulaşılamadığından; davacının 2006 yılı sicil işlemlerinin hukuka aykırı olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1. Davacının, 2008 yılı 2'nci sicil üstü sicil notunun İPTALİNE,

2. 2006 yılı 1 ve 2 nci sicil notlarının ve 2008 yılı 1 nci sicil üstü sicil notunun iptali isteminin REDDİNE,

21 EYLÜL 2011 tarihinde OYBİRLİĞİ ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy