Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 2. Daire 2011/1021 Esas 2011/1250 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYüksekİdareMahkemesi
Dairesi: 2. Daire
Esas No: 2011/ 1021
Karar No: 2011 / 1250
Karar Tarihi: 12.10.2011

(647 S. K. m. 6) (1076 S. K. m. 3, 8) (1632 S. K. m. 30, 31) (926 S. K. m. 50) (2709 S. K. m. 72) (1111 S. K. m. 5)

Davacı vekili, 02.06.2011 tarihinde Van Bölge İdare Mahkemesi'nde, 10.06.2011 tarihinde AYİM'de kayıt altına alınan dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 4 yıllık fakülte mezunu olduğunu, bu nedenle yedeksubay aday adayı olarak askerlik kararı alındığını, ancak Ankara 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesinin bir karan ile sahtecilik suçundan 1 yıldan fazla hapis cezasına mahkum edildiğini ve 647 sayılı Kanunun 6'ncı maddesi gereğince cezanın ertelenmesine karar verildiğini, bu kararın kesinleşmesini müteakip daha önce davalı idare tarafından yedeksubay aday adayı olarak askerlik kararı alınmış iken davalı idarenin bu hükmü dikkate alarak 07.03.2011 tarihli bir işlem ile müvekkili hakkındaki askerlik kararını tadil ederek 15 aylık er statüsünde askere şevkine karar aldığını, bu kararın kendilerine tebliğ edilmediğini, yapılan bu tadil işleminin hukuka aykırı olduğunu belirterek iptalini talep ve dava etmiştir.

Dava dosyasının incelenmesinden; yedek subay aday adayı olarak askerliğine karar alınan davacının Ankara 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesinin 27.01.2009 gün. 2008/381 E. - 2009/21 K. sayılı kararı ile evrakta sahtecilik suçundan 765 sayılı TCK mucibince 1 yıl 11 ay 10 gün hapis cezasına mahkum edildiği ve 647 sayılı Kanunun 6'ncı maddesi gereğince cezanın ertelenmesine karar verildiği ve bu kararın 22.02.2010 tarihinde kesinleştiği, davalı idare tarafından yaptırılan arşiv araştırması ile davacı hakkındaki bu mahkumiyet kararı tespit edildiğinden 07.03.2011 tarihli işlem ile davacı hakkındaki askerlik kararının tadil edildiği ve davacının 15 aylık er statüsüne geçirilmesi üzerine işbu davanın açılmış olduğu anlaşılmaktadır.

T.C. Anayasasının 72'nci maddesinde, askerlik hizmetinin her Türk'ün hakkı ve ödevi olduğu, bu hizmetin Silahlı Kuvvetlerde veya kamu kesiminde ne şekilde yerine getirileceği veya getirilmiş sayılacağının kanunla düzenleneceği öngörülmüştür.

Anayasanın bu hükmüne uygun olarak askerlik hizmeti, 1111 Sayılı Askerlik Kanunu ve 1076 sayılı Yedek Subay ve Yedek Askeri Memurlar Kanununda düzenlenmiştir.

1076 sayılı Kanunun 3'üncü maddesinde, dört yıl ve daha fazla süreli fakülte, akademi, yüksekokul ve enstitüler ile Milli Eğitim Bakanlığınca bunların dengi olduğu kabul edilen yurtdışı öğrenim kurumu mezunu olup ta, Türk Silahlı Kuvvetleri Sağlık Yeteneği Yönetmeliğine göre askerliğe elverişli olanlar yedek subay olabilecekleri, ancak yükümlülerin Silahlı Kuvvetlerin ihtiyaç duyduğu yedek subay miktarından fazla olması halinde isteklilerin, yükümlülüklerini erbaş-er olarak yerine getirebilecekleri, isteklilerin ayrılmasından sonra kalan yükümlüler ihtiyaçtan fazla ise Silahlı Kuvvetlerin ihtiyacının bunların arasından seçilerek saptanacağı, yedek subayların hizmet sürelerinin 18 ay olduğu, hizmet sürelerinin barışta Genelkurmay Başkanlığının teklifi ve Bakanlar Kurulu kararı ile oniki aya kadar indirilebileceği belirtilmiştir.

1111 sayılı Askerlik Kanununun 5'inci maddesi de, 1076 sayılı Kanun hükmüne tabi yükümlülerden; bu yükümlülüklerini istekleriyle veya seçim sonucu yedek subay adayı olmadıkları için erbaş veya er olarak yerine getireceklerin hizmet süresinin, aynı celbe tabi olup yedek subay adayı olarak ayrılanların hizmet süresinin yarısı kadar olduğu hükmüne yer verilmiştir.

Bakanlar Kurulunun 23 Haziran 2003 tarih ve 2003/5795 sayılı kararı ile, 15 Temmuz 2003 tarihinden geçerli olmak üzere ve silah altındaki yükümlüleri de kapsayacak şekilde, askerlik hizmetinin erbaş ve erler için 18 aydan 15 aya, yedek subaylar için 16 aydan 12 aya indirilmesine karar verildiğinden bugün için yedek subay adayı olarak ayrılanların hizmet süresi 12 ay olarak belirlenmiş olup, yedek subay olabilme imkanı ve hakkı mevcutken yedek subay adayı olamadıkları için yükümlülüklerini erbaş ve er olarak yerine getirecek olanların hizmet süresi belirtilen 12 aylık sürenin yarısı olan 6 aydır. Bu kapsamda 6 aylık hizmete tabi tutulacak yükümlülerde öncelikle yedek subay adayı olabilme şartı aranacaktır. Yedek subay adayı ve dolayısıyla yedek subay olabilme şartlarını taşımayan kişiler ise 1111 sayılı Askerlik Kanunu gereğince, er statüsünde asker edilecekler ve bunların muvazzaflık hizmet süreleri aynı Kanunun 5'inci maddesi gereğince 15 ay olacaktır.

1076 sayılı Yedek Subay ve Yedek Askeri Memurlar Kanununun 8'inci maddesinde Yedek subay adayı olarak askere şevkten evvel veya yedek subay yetiştirilmekte iken aşağıda engel hali olduğu anlaşılanlar askerlik hizmetlerini durumlarına göre er veya erbaş olarak tamamlarlar.

a) 1. Türk Silahlı Kuvvetlerinde subaylıktan çıkarmayı gerektiren bir suçtan mahkum olanlar,

2. Kamu hizmetlerinden müebbeden yasaklı olanlar,

3. Hileli müflis olduğu ilan edilenler,

b) Yönetmelikte belirlenecek usul ve esaslar çerçevesinde;

1. Disiplinsizlik ve ahlaki durumları sebebiyle yedek subay çıkarılması uygun görülmeyenler,

2. Türk Silahlı Kuvvetlerinin manevi şahsiyetine gölge düşüren veya askerliğin şeref ve haysiyetiyle bağdaşmayacak eylemlerde bulunanlar ile tutum ve davranışlarıyla yasa dışı siyasi, yıkıcı, bölücü ideolojik görüşü benimsemiş olduğu anlaşılanlar,

Okul disiplin kurallarının vereceği subay olamaz kararı üzerine er olurlar.

c) Yedek subay öğreniminde başarı gösteremeyenler, erbaş olurlar,

Bunların yerine getirecekleri hizmet süresi 1111 sayılı Kanunun 5'inci maddesinin 1 'inci fıkrasında belirtilen süre kadardır. hükmüne yer verilmiştir.

Buna göre; Türk Silahlı Kuvvetlerinde subaylıktan çıkarmayı gerektiren bir suçtan mahkum olanların yedek subaylık statüsünü kazanamayacakları dolayısıyla yedek subay veya bu statüde erbaş ve er olamayacakları, açıkça belirtilmiştir.

1632 sayılı Askeri Ceza Kanununun 30'uncu maddesinde; Aşağıda yazılı hallerde subay, astsubay, uzman jandarmalar ve özel kanunlarında bu cezanın uygulanacağı belirtilen asker kişiler hakkında, askeri mahkemeler veya adliye mahkemelerince asıl ceza ile birlikte, Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarma cezası da verilir. Bu husus mahkeme hükmünde bel irilmemiş olsa dahi, Silahlı Kuvvetlerden çıkarmayı gerektirir.

A) Taksirli suçlardan verilen cezalar hariç olmak üzere ölüm, ağır hapis, bir seneden fazla hapis cezası ile hükümlülük halinde,

B) Devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlarla basit ve nitelikli zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı veya şeref ve haysiyeti kırıcı suçtan veya istimal ve istihlak kaçakçılığı hariç kaçakçılık, resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarını açığa vurma suçlarından biriyle hükümlülük halinde

Taksirli suçlardan verilen cezalar hariç olmak üzere, askeri mahkemelerce üç aydan fazla hapis cezası ile birlikte Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarma cezası da verilebilir.

Aynı Kanunun 31 'inci maddesinde Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarma cezasının niteliği, hükümlünün Silahlı Kuvvetlerden ilişiğinin kesilmesidir. Bu ceza, ayrıca bir hükme gerek kalmaksızın;

A) Askeri rütbe ve memuriyetlerin kaybedilmesi,

B) Subay, astsubay, uzman jandarma ve Devlet memuru olarak tekrar Türk Silahlı Kuvvetlerine kabul edilmeme, sonuçlarını doğurur. hükümleri yer almaktadır.

926 sayılı TSK. leri Personel Kanununun 50/d maddesi ile de Aşağıda belirtilen suçlardan hükümlü olma nedeniyle ayırma: Ertelenmiş, para cezasına veya tedbire çevrilmiş, affa uğramış olsalar bile, Devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlarla, 1632 sayılı Askeri Ceza Kanununun 131 'inci maddesinin birinci fıkrasının az vahim hali hariç basit ve nitelikli zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas, iftira gibi yüz kızartıcı veya şeref ve haysiyet kırıcı nitelikteki suçlardan veya istimal ve istihlak kaçakçılığı hariç kaçakçılık, resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma suçlarından hükümlü olan subaylar hakkında, hizmet sürelerine bakılmaksızın Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu hükümleri uygulanır. hükmü getirilmiştir.

Davacının Ankara 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesinin 27.01.2009 gün, 2008/381 E. - 2009/21 K. sayılı karan ile evrakta sahtecilik suçundan 765 sayılı TCK mucibince 1 yıl 11 ay 10 gün hapis cezasına mahkum edildiği ve 647 sayılı Kanunun 6'ncı maddesi gereğince cezanın ertelenmesine karar verildiği ve bu kararın 22.02.2010 tarihinde kesinleştiği, hususunda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmamaktadır.

Dava dosyasındaki bilgiler, yukarıda belirtilen açıklamalar ve mevzuat hükümlerine göre, davacının Ankara 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesinin 27.01.2009 gün, 2008/381 E. - 2009/21 K. sayılı kararı ile evrakta sahtecilik suçundan 765 sayılı TCK mucibince 1 yıl 11 ay 10 gün hapis cezasına mahkum edildiği ve 647 sayılı Kanunun 6'ncı maddesi gereğince cezanın ertelenmesine karar verildiği ve bu kararın 22.02.2010 tarihinde kesinleştiği, söz konusu mahkumiyet kararının 1076 sayılı Kanununun 8'inci ve 1632 sayılı Askeri Ceza Kanununun 4551 sayılı Kanunla değişik 30/A-B ve 926 sayılı TSK Personel Kanunun 50/d maddeleri gereğince TSK'da subaylıktan çıkarılmayı gerektirdiği, davacının işlemiş olduğu suçun vasfı ve almış olduğu cezanın miktarı itibariyle, idarenin, davacının yedek subay aday adayı statüsünden çıkarılması yönünde işlem tesis etme konusunda bağlı yetki sinin bulunduğu, bu durumun davacının yedek subay ve yedek subaylık hakkına sahip yükümlülerin yararlandığı altı aylık kısa dönem er olarak askerlik hizmetini yapmasına engel teşkil ettiği, 1111 sayılı Askerlik Kanununun 5/1'inci maddesinde belirtilen süre kadar askerlik hizmeti yapmak üzere daha önce yedek subay aday adayı olarak alınan askerlik kararının er olarak tadil edilme işleminin tüm unsurları ile hukuka ve mevzuata uygun olduğu, davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle;

Yasal dayanaktan yoksun DAVANIN REDDİNE,

12 EKİM 2011 tarihinde OYBİRLİĞİ ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy