Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 2. Daire 2010/340 Esas 2011/874 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYüksekİdareMahkemesi
Dairesi: 2. Daire
Esas No: 2010/ 340
Karar No: 2011 / 874
Karar Tarihi: 15.06.2011

(2709 S. K. m. 125)

Davacı vekili, 18.09.2009 tarihinde İzmir Nöbetçi İdare Mahkemesi'nde 28.09.2009 tarihinde AYİM'de kayda geçen dava dilekçesinin AYİM 2'nci Dairesinin 20.01.2010 gün ve 2009/1049 - 2010/83 E. - K. sayılı kararı ile reddedilmesinden sonra, 01.03.2010 tarihinde İzmir Nöbetçi İdare Mahkemesi'nde, 04.03.2010 tarihinde AYİM'de kayda geçen yenilenen dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Hatay 39'uncu Mekanize Piyade Tugay Lojistik ve Destek Karargah Komutanlığı emrinde askerlik hizmetini yaptığı sırada, 26.05.2008 tarihinde geçirilmiş akciğer tüberkülozu hastalığı nedeniyle sakat kaldığını, müvekkilinin tedavisindeki ihmal ve gecikmeler ile tedavisi devam ederken hafif hizmetlerde görevlendirilmemesi nedenleriyle hastalandığını ve bu nedenle olayda idarenin hizmet kusuru içerisinde bulunduğunu, ayrıca müvekkilinin fakirlik belgesinin bulunduğunu, 15.06.2009 tarihinde zararlarının karşılanması için davalı kuruma yaptıkları müracaatın, dava açma süresi içerisinde cevap verilmemek suretiyle reddedildiğini belirtmek suretiyle müvekkilinin zararlarına karşılık olarak 30.000 TL. maddi, 30.000 TL. manevi tazminatın yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini adli yardımlı olarak talep ve dava etmiştir.

Davacı vekilinin adli yardım talebi AYİM 27nci Dairesinin 07.10.2009 gün ve Gensek No.2009/3260, Esas No.2009/1049 sayılı kararıyla reddedilmiştir.

Dava dosyasındaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; davacının, 39'uncu Mekanize P. Tug. Loj. Ds. K.lığı emrinde askerlik hizmetini ifa ettiği sırada, akciğer tüberkülozu rahatsızlığı nedeniyle 08.10.2007 tarihinde GATA hastanesinde yatarak tedavi görmeye başladığı, 23.11.2007 tarihinde üç ay hava değişimi kararı ile taburcu edilen davacıya, 22.02.2008 tarihinde yeniden üç ay hava değişimi verildiği, son kez aldığı hava değişimi süresinin bitimini müteakip, Ankara Asker Hastanesinin 26.05.2008 gün ve 2464 Sayılı Sağlık Kurulu Raporu ile Geçirilmiş akciğer tüberkülozu teşhisiyle, hakkında Askerliğe elverişli değildir kararı verildiği, iş bu raporun 28.10.2008 tarihinde onaylandığı, hakkındaki askerliğe elverişsizlik kararına binaen terhis edilen davacının, maddi ve manevi tazminat talebiyle 15.06.2009 tarihinde yaptığı başvurunun, davalı idarece dava açma süresi içerisinde cevap verilmemek suretiyle reddedilmesi üzerine maddi ve manevi tazminat istemiyle AYİM'de iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.

İdare Hukuku İlkelerine ve T.C. Anayasası’nın 125'inci maddesine göre; idare kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararları ödemekle yükümlüdür. Bu suretle idarenin sorumluluğu Anayasa prensibi olarak kabul edilmiştir. İdarenin sorumluluğunun hangi esaslara göre belirleneceği Anayasada belirtilmemiş olup bu meselenin halli doktrin ve yargı kararlarına bırakılmıştır. Bugün idarenin sorumluluğu hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkelerine dayandırılmaktadır. İster hizmet kusuru ister kusursuz sorumluluk ilkelerine dayandırılsın idarenin tazminle sorumlu tutulabilmesi için bir zararın varlığı, zararı doğuran eylemin idareye yüklenebilir nitelikte olması, zararlı sonuçla eylem arasında doğrudan doğruya bir illiyet bağının bulunması, zarara yol açan eylemin bir hizmet kusuru teşkil etmesi veya kusursuzu sorumluluk kuram ve ilkelerinin uygulanmasına elverir nitelikte olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi zorunludur. Maddi olguda bu koşullardan birinin yokluğu, idarenin tazmin sorumluluğunu kaldırır. Ortada bir zarar yoksa veya meydana gelen zarar idari eylem ya da işlemden doğmamış ise yahut zararla idari eylem veya işlem arasında nedensellik bağı kurulamıyorsa idarenin tazmin sorumluluğundan söz edilemez.

Davacı vekili müvekkilinin idarenin sağlığım koruma yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle hastalandığını, bu hastalığının bilinmesine rağmen tedavisinde geç kalındığını, tedavisi devam ederken daha hafif hizmetlerde görevlendirilmemesi nedeniyle hastalığının arttığını ileri sürmüş, davalı idare ise, dava konusu olayda GATA K.lığının 06.07.2009 tarihli yazısından da anlaşılacağı üzere tüberküloz mikrobunun büyük olasılıkla yıllar önce vücuduna girdiğini ve askerlik çağında reaktivasyon ile oluştuğunu, tüberküloz hastalığının Türk toplumunda yaygın olarak bulunduğunu, söz konusu rahatsızlığın ortaya çıkmasında idarenin herhangi bir kusuru ve ihmalinin bulunmadığını, davacının tedavilerinde hatalı teşhis ve tedavisinin söz konusu olmadığını, hastalığının ortaya çıkmasının askerlik görevinin ifası ile bir ilişkisinin bulunmadığını belirtmiştir.

Dava dilekçesinde belirtilen hususların doğruluğunun tespiti ve dava konusu olayın aydınlatılabilmesi bu hususta uzman bilirkişi görüşüne başvurulmasını gerektirdiğinden AYİM 2'inci Dairesinin 14.07.2010 gün ve 2010/340 Esas sayılı ara kararıyla tıbbi bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, davacıya ait dava dosyası ve davacının tedavisiyle ilgili tıbbi kayıtlar bilirkişilere (Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesinde görevli Prof. Dr. Numan Nadir EKİM, Prof. Dr. Oğuz KÖKTÜRK ve Doç. Dr. Tansu ULUKAVAK ÇİFTÇİ) teslim edilmek suretiyle;

"1. Davacıda teşhis edilen Tüberküloz rahatsızlığının davacıda mevcut bünyesel bir durum ve hastalıktan mı, yoksa başka sebeplerden mi kaynaklandığı,

2. Bünyesel değil de dış etkenlerden kaynaklanmışsa, bu rahatsızlığın oluşumunda askerliğin sebep ve tesirinin bulunup bulunmadığı,

3. Şayet rahatsızlık davacıda mevcut bünyesel bir durum ve hastalıktan kaynaklanmış ise bu durumun ortaya çıkmasında ve artmasında askerliğin sebep ve tesirinin bulunup bulunmadığı,

4. Davacının rahatsızlığı hususunda idari mercilerin ve sağlık hizmeti veren birimlerin teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinde herhangi bir hata, gecikme ve eksiklik bulunup bulunmadığı, hususlarında bilirkişi sıfatıyla rapor düzenlenmesi istenmiştir.

Bilirkişi heyeti tarafından hazırlanarak Mahkememize teslim edilen 20.04.2011 tarihli bilirkişi raporunda özetle;

1) Davacıda tüberküloz hastalığı, daha önceden vücudunda var olan tüberküloz basillerinin reaktivasyonu ile mi yoksa yeni bulaşan basillerle mi olduğu bilinemez. Dolayısıyla bünyesel mi yoksa dış etkenlerden mi kaynaklandığı konusunda yargıya varılması zordur.

2) Gerek tüberkülozlu hastalarda gerekse davacının hastalığının ne şekilde ortaya çıktığı Türkiye'de ve dünyada günümüz koşullarında ayırt edilememektedir. Yani davacı bu tüberküloz basilini çok önceki yıllarda, örneğin çocukluğunda almış da olabilir, tüberküloz hastası olan bir koğuşundan da almış olabilir, kesinlikle ayırt edilemez. Mevcut dosya bilgilerine göre askerliği sırasında temasta olduğu bir tüberküloz hastası bulunmamaktadır, yani bu hastalığın oluşumunda bir dış etken olarak askerlik sorumlu tutulmamalıdır.

3) Davacının diğer askerlerle aynı koşullarda askerlik yaptığı da bilindiğine göre, tüberküloz hastalığından askerlik hizmeti sorumlu tutulmamalıdır.

4) Davacıya uygun zamanda uygun yöntemlerle tanı konmuş ve uygun ilaçlarla uygun doz, süre ve takiple tedavisi başarıyla verilmiştir,

şeklinde rapor tanzim edildiği anlaşılmıştır. Söz konusu bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davalı idare tarafından itiraz süresi içerisinde itiraz edilmemiş, davacılar vekili tarafından itiraz edilmiş ise de; söz konusu bilirkişi raporu, Mahkememizce kabul edilen kıstaslara, ilmi verilere ve yerleşmiş içtihatlara uygun bulunduğundan bilirkişi raporu doğrultusunda işlem yapılmıştır.

Dava dosyasındaki bilgi ve belgeler ile tıbbi bilirkişilerin yukarıda özet olarak açıklanan tıbbi kanaat raporu birlikte değerlendirildiğinde; davacıda mevcut tüberküloz rahatsızlığının oluşumunda, gelişiminde ve tetiklenmesinde askerlik görevinin neden ve etkisinin olmadığı, davacıya uygulanan tıbbi teşhis ve tedavilerde herhangi bir hata, ihmal ve gecikme bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin iddia ve itirazlarına itibar olunmayarak davacının askerliğe elverişsiz hale gelmesinden davalı idarenin sorumlu tutulamayacağı, bu nedenle davcının maddi ve manevi tazminat istemlerinin reddinin gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle;

Davacı....'in MADDİ ve MANEVİ tazminat istemlerinin REDDİNE,

15 HAZİRAN 2011 tarihinde OYBİRLİĞİ ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy