Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 2. Daire 2009/86 Esas 2009/584 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYüksekİdareMahkemesi
Dairesi: 2. Daire
Esas No: 2009/ 86
Karar No: 2009 / 584
Karar Tarihi: 20.05.2009

(2709 S. K. m. 128) (657 S. K. m. 68, 72, 74)

Davacı vekili 14.01.2009 tarihinde AYİM kaydına geçen dava dilekçesi ile cevaba cevap dilekçesinde özetle; davacının Ankara Merkez Orduevi Müdürlüğünde garson olarak görevli bulunduğunu, çalışma şartları ve görev özellikleri itibariyle hamile olan eşine ve çocuğuna yeteri kadar zaman ayıramadığını, buna bağlı olarak da ruh sağlığının bozulduğunu, atama isteklerinin idare tarafından yerine atandırılacak personel bulunmadığı gerekçesi ile reddedildiğini, davacının en son 18.09.2008 tarihinde davalı idareye müracaatla Ankara içinde uygun bir kadroya atandırılma isteğinde bulunduğunu, bu isteğin de davalı idare tarafından yerine personel atanamaması nedeniyle reddedildiği, davacı ile aynı yerde çalışıp aynı durumda bulunan bazı personelin atama isteklerinin idare tarafından yerine atanacak personel şartı aranmaksızın kabul edildiği gibi, davacının yerine atama isteyen bir sivil memur bulunduğu halde davalı idarece tesis edilen bu işlemin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek atanma talebinin reddi işleminin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davacının yürütmenin durdurulması istemi, AYİM İkinci Dairesinin, 11.03.2009 gün ve E.2009/86 sayılı kararıyla reddedilmiştir.

Dava dosyasında mevcut bilgi ve belgelerin incelenmesi sonucunda; davacının ilk kez 15.07.2005 tarihinde açıktan atama yoluyla Ankara Merkez Orduevi Müdürlüğünde garson olarak memuriyete başladığı, akabinde Haziran 2007, Haziran 2008, Temmuz 2008 aylarında ilk amirine müracaat ederek Ankara içi atama talebinde bulunduğu, bu talepleri yerine atanacak personel bulunmaması nedeniyle reddedilen davacının, en son 18.09.2008 tarihinde dilekçe ile ilk amirine başvurup Ankara içinde uygun görülecek bir kadroya atandırılmasını talep ettiği, ancak bu talebinin de davalı idare tarafından 17.11.2008 tarihli işlem ile ve aynı gerekçe ile reddedildiği, bunun üzerine de davacı tarafından süresi içinde olmak üzere bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.

Konu ile ilgili mevzuat incelendiğinde; Anayasanın 128’inci maddesi memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işlerinin kanunla düzenleneceği belirtmektedir.

657 sayılı Devlet Memurları Kanunun 72/1’nci maddesi; Kurumlarda yer değiştirme suretiyle atanmalar; hizmetlerin gereklerine, özelliklerine, Türkiye'nin ekonomik, sosyal, kültürel ve ulaşım şartları yönünden benzerlik ve yakınlık gösteren iller gruplandırılarak tespit edilen bölgeler arasında adil ve dengeli bir sistem içinde yapılır. hükmüne, Aynı Kanunun 74/1’nci maddesi de; Memurların bu Kanuna tabi kurumlar arasında, kurumların muvafakati ile kazanılmış hak derece üzerinden veya 68’inci maddedeki esaslar çerçevesinde derece yükselmesi suretiyle, bulundukları sınıftan veya öğrenim durumları itibariyle girebilecekleri sınıftan, bir kadroya nakilleri mümkündür. Kazanılmış hak derecelerinin altındaki derecelere atanabilmeleri için ise atanacakları kadro derecesi ile kazanılmış hak dereceleri arasındaki farkın 3 dereceden çok olmaması ve memurların isteği de şarttır. hükmüne amir bulunmaktadır.

MSB. lığı, Gnkur. Bşk.lığı ve Kuv.K.lıklarında Görevli Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmeliğin Temel İlkeler başlıklı 4’ncü maddesinin; Yer değiştirme suretiyle atamalarda esas alınacak temel ilkeler şunlardır;

a) Bu Yönetmelik kapsamındaki Devlet memurlarının mahallinden temin edilmesi ve hizmet alanlarındaki görevin sürekliliği esastır.

b) Yer değiştirme sureti ile atamalarda, atanmak istenilen hizmet bölgesi ve alanındaki kadro imkanları öncelikle dikkate alınır.

c) Hizmet ihtiyacı nedeniyle yapılacak atamalarda, görevin özelliğine göre hizmet bölgeleri ve alanları arasında memurların adil ve dengeli dağılımının sağlanması esastır.

d) Atanacak memurun asaletinin onaylanmış olması gerekir.

e) Atanma isteklerinin değerlendirilmesinde birlik komutanı veya kurum amirlerinin görüşleri de dikkate alınır, hükmünü içermektedir.

Açıklanan mevzuat hükümleri dikkate alındığında, bir memurun kurum içi kadrolar arasında naklen atanabilmesi için, sadece bu yöndeki isteği yeterli olmayıp, hizmet ihtiyacının da bu talebe uygun olması ve nihayet memurun amirlerinin bu talebi olumlu karşılaması gerekmektedir. Ancak, atama talebinde bulunan bir memurun bu talebini değerlendiren idarenin ve özellikle taleple ilgili olarak takdir hakkı kullanacak olan amirlerin, gerek atama talebinin altında yatan etkenleri ve gerekse taleple ilgili olarak yapılacak işlemin sonuçlarını objektif ve adil bir şekilde değerlendirmeleri, kişi yararı ile kamu yararı arasındaki dengeyi gözetmeleri zorunludur.

İlgili mevzuat hükümleri ışığında davacının durumu incelendiğinde; davacının görev yapmakta olduğu Merkez Orduevi Müdürlüğü emrinde davacı ile aynı koşullarda görev yapan 85 garson sivil memurun daha bulunduğu, görev yaptığı saatlerin devlet memuru mesai süresine uygun olduğu, birçok meslek grubunda vardiyalı çalışma sisteminin bulunduğu, mesai saatleri denince sadece sabah 09:00 ile akşam 18:00 saatleri arasında görev yapma gereklilik ve zorunluluğunun anlaşılmaması gerektiği, davacının emsal olarak gösterdiği üç memurdan ikisinin idarenin hizmet ihtiyacı dikkate alınarak atamalarının yapıldığı, bir memurun ise rahatsızlığına binaen bir başka birime atamasının yapıldığı, görev yerinde huzurlu ve verimli çalışmama durumunun bir tayin gerekçesi olarak algılanması halinde, mesai saatlerini beğenmeme veya iş koşullarının daha rahat olduğu diğer görev yerlerine oranla, daha yoğun çalışma koşullarına sahip olmanın, tayin talebinde bulunmak için haklı gerekçe olarak kabul edilmesi gerekliliğini doğuracağı, bunun hukuken kabul edilebilir bir gerekçe olmadığı, davalı idarenin takdir yetkisini hizmet gerekleri ve kamu yararını gözeterek objektif bir şekilde kullanılmış olduğunun anlaşılması karşısında, davacının atanma talebinin reddine dair dava konusu işlemde mevzuata ve hukuka aykırı bir yön bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Davacı .............'nin, atama talebinin reddi işleminin iptali istemiyle açtığı yasal dayanaktan yoksun davanın REDDİNE, (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy