Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 2. Daire 2009/427 Esas 2009/413 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYüksekİdareMahkemesi
Dairesi: 2. Daire
Esas No: 2009/ 427
Karar No: 2009 / 413
Karar Tarihi: 08.04.2009

(2709 S. K. m. 157) (1602 S. K. m. 20) (Türk Silahlı Kuvvetleri Sağlık Yeteneği Yönetmeliği m. 85)

Davacı 10 Mart 2009 tarihinde Şişli Asliye Hukuk Mahkemesi'nde 18 Mart 2009 tarihinde AYİM' de kayda geçen dava dilekçesinde özetle; Kara kuvvetleri Komutanlığı'nca açılan sivil memur sınavına girdiğini ve Kimya Mühendisi olarak Amasya 1. Yedek olarak sınavı kazandığını, daha sonra Kasımpaşa Asker Hastanesi'nden Askeri Kurumlarda sivil memur (Kimya Mühendisi) olur raporu aldığını, bu raporun 13 Ağustos 2008 tarihinde ilgili mercie verildiğini, uzunca bir süre ataması yapılmayınca 13 Ocak 2009 tarihinde Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na dilekçe ile başvurduğunu, Kara kuvvetleri Komutanlığı'nca bu başvurusuna verilen 19 Şubat 2009 tarihli cevabi yazıda sınava başvuru sırasında geçerli olan yönetmelikte sonradan değişiklik yapıldığı, bu değişiklik üzerine Kasımpaşa Asker Hastanesi'nde verilen Askeri Kurumlarda Sivil Memur (Kimya Mühendisi) olur heyet raporunun, Kasımpaşa Asker Hastanesi'ne gönderilerek Türk Silahlı kuvvetleri Sağlık Yeteneği Yönetmeliği değişikliği nedeniyle ye Boy kısalığı Nedeniyle TSK da Sivil Memur Olamaz şeklinde değiştirildiğini, bu nedenle atamasının yapılamayacağının bildirildiğini tarafına verilen yazılı yanıta göre, atamasının yapılmamasının nedeninin, sonradan yürürlüğe giren yönetmeliğe göre boyunun kısa olması olduğunu, oysa yönetmelikte, (m.85) bayan memurlar için boyun 1.50 cm. olarak belirlendiğini. Kendi boyunun ise, raporunda da görüldüğü gibi 1.62 cm olduğunu, 1.62 cm olan boyunun ilgili askeri idari birimin yayınladığı sınav öncesi standartlara da fazlası ile yeterli ve uygun olduğunu ilgili idari birim, sınava girdiği tarihte bu boy miktarını uygun görmüyor idi ise, bu hususu sınava almadan önce ilanlarında, broşürlerinde belirtmesi ve rapor isteklerinde de öncelikle bu hususun açıkça belirtilmesi gerektiğini, oysa ilgili idarenin sınav öncesi kendisi için engel teşkil edecek bir boy ölçüsü belirtmediğini ve askeri hastaneden verilen raporun da hem ilgili idarenin sınav öncesi standartlarına, hem de yönetmeliğe açık ve kesin olarak uygun olduğunu, bu sonuç karşısında idarenin hiçbir hukuki dayanağı olmayan red kararının, ne şekil yönünden ne amaç yönünden ve ne de nedensellik yönünden hukuka, adalete ve gerçeğe uygun olmadığını belirterek Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nda Kimya Mühendisliği olarak devlet memurluğuna atandırılmama işleminin iptaline ve yürütmenin durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Dava dosyası AYİM Genel Sekreterliğinin 20 Mart 2009 gün ve GENSEK:2009/967/İd.Ks. Sayılı yazısı ile dava konusunun AYİM' in görevine girmediğinden bahisle ve bu hususta bir karar verilmek üzere AYİM 2 nci Dairesine gönderilmiştir.

1602 sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanununa göre, davanın görevli yargı yerinde açılıp açılmadığı ilk inceleme sırasında davanın esasına girilmeden incelenecek hususlar arasında sayılmıştır. Zira görev kamu düzeni ile ilgili olup davanın her safhasında dikkate alınması hukuk alanında ihtilafsız kabul edilen bir keyfiyettir. Bu nedenle işin esasına girilmeden davanın görevli yargı yerinde açılıp açılmadığı hususu incelenmiştir.

Anayasanın, Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin görevleri, üyelerinin seçimi ve özlük hakları, kuruluşu, işleyişi ile yargılama usullerine ilişkin 157 nci maddesinde Askeri Yüksek İdare Mahkemesi, askeri olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile, asker kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların yargı denetimi yapan ilk ve son derece mahkemesidir. Ancak askerlik yükümlülüğünden doğan uyuşmazlıklarda ilgilinin asker kişi olması şartı aranmaz hükmü bulunmaktadır.

Askeri Yükse İdare Mahkemesinin görevlerini belirleyen, 1602 sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanununun 2508 sayılı Kanunla değişik 20 nci maddesinde, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Türk Milleti adına askeri olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile, asker kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların ilk ve son derece mahkemesi olarak yargı denetimini ve diğer kanunlarda gösterilen görevleri yapar. Ancak, askerlik yükümlülüğünden doğan uyuşmazlıklarda, ilgilinin asker kişi olması şartı aranmaz. Bu kanunun uygulanmasında asker kişiden maksat, Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli bulunan veya hizmetten ayrılmış olan subay, askeri memur, astsubay, askeri öğrenci, uzman çavuş, uzman jandarma çavuş, erbaş ve erler ile sivil memurlardır hükmü, aynı kanunun idari davalar ve yargı yetkisinin sınırı başlığı taşıyan 21 nci maddesinde de, 20 nci madde de belirtilen kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlemi ve eylemden dolayı açılacak iptal ve tam yargı davalarının doğrudan doğruya ve kesin olarak Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde çözümlenip karar bağlanacağı hükmü yer almaktadır.

Anayasanın ve 1602 sayılı Kanunun bu hükümleri karşısında bir davaya Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde bakılabilmesi için;

1. İdari işlemin bir asker kişi göz önünde tutularak tesis edilmesi veya idari eylemin bir asker kişiye yönelmiş olması, yahut uyuşmazlığın askerlik yükümlülüğünden doğmuş olması,

2. Dava konusu idari işlem ve eylemin askeri hizmete ilişkin bulunması şartlarının birlikte gerçekleşmiş olması gerekir.

Bu yasal mevzuat çerçevesinde davacı ...........'ün durumu incelendiğinde, davacının TSK' da sivil memur statüsüne girmediği sivil memur aday adayı sivil kişi iken iptali istenen işlemin tesis edildiği, dolayısıyla davacının Asker kişi sıfatının bulunmadığı, bu nedenle 1602 sayılı AYİM Kanununun 20 nci maddesine göre idari işlemin asker kişiyi ilgilendirme şartının gerçekleşmediği anlaşılmakla davanın görev ve çözüm yerinin mahkememiz olmayıp Genel İdari Yargı Yeri olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle;

DAVANIN GÖREV YÖNÜNDEN REDDİNE, (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy