Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 2. Daire 2009/273 Esas 2009/944 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYüksekİdareMahkemesi
Dairesi: 2. Daire
Esas No: 2009/ 273
Karar No: 2009 / 944
Karar Tarihi: 16.09.2009

(1111 S. K. m. 1, 2, 72, 86)

Davacı, 26.02.2009 tarihinde AYİM' de kayda geçen dava dilekçesinde özetle; Bulgaristan Halk Cumhuriyeti vatandaşı iken 24.11.1976 tarihinde serbest göçmen olarak Türkiye'ye geldiğini, yanında askerlik yaptığına dair belgesi bulunduğu için 1111 sayılı Kanunun 2'nci maddesi gereğince askerlik hizmetinden muaf tutularak yedeğe geçirildiğini, aradan 30 yıl geçtikten sonra hakkında yeniden askere sevk işlemi başlatıldığını, bu işlemin kanuna aykırı olduğunu ifade ederek, söz konusu idari işlemle ilgili yürütmenin durdurulması ve işlemin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

AYİM 2. D. nin 11.03.2009 tarih ve E:2009/273 sayılı kararı ile yürütmenin durdurulmasına karar verilmiş, davalı idarenin yürütmenin durdurulması kararın kaldırılması istemi ise AYİM 2. D. nin 27.05.2009 tarih ve E.2009/273 sayılı kararı ile reddedilmiştir.

Dava dosyasının incelenmesinden; 24 Mayıs 1959 doğumlu olan davacının, 24 Kasım 1976 tarihinde anne baba ve kardeşleriyle Bulgaristan'dan Türkiye'ye giriş yaptığı, Türkiye'ye giriş yaptığı tarih itibariyle 17 yıl 6 aylık olduğu, Bakanlar Kurulunun 16 Ağustos 1977 tarihli, 7/13737 sayılı kararı ile 2510 sayılı İskan Kanunu gereğince GÖÇMEN statüsünde Türk vatandaşlığına alındığı, Nüfus Müdürlüğü tarafından 06 Eylül 2007 tarihli Nüfus Kayıt Örneği ile Askerlik şubesine bildirildiği, 24 Eylül 2007 tarihinde şubesince yoklama kaçağı takibine alındığı, 21 Mart 2008 tarihinde son yoklamasını yaptırmak üzere müracaat ettiği ve müracaatı esnasında, 16 Kasım 1976 tarihli belge ile Bulgaristan'da askerlik hizmetini yaptığını beyan ettiği, 02 Nisan 2008 tarihinde Karacabey Sağlık Ocağında son yoklamasını yaptırdığı ve hakkında 1111 sayılı Kanunun 86' ncı maddesi gereğince tebligatsız olarak askerlik kararı alındığı 09 Şubat 2009 tarihli yazı ile askerlik şubesine davet edildiği ancak müracaat etmediğinden 13 Mart 2009 tarihi itibarıyla bakaya takibine alındığı, 21.02.2009 tarihinde işlemin davacıya tebliği üzerine 26.02.2009 tarihinde kayda giren dilekçe ile işbu davanın süresinde açıldığı anlaşılmaktadır.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın Vatan hizmeti başlıklı 72'nci maddesi aynen Vatan hizmeti her Türk'ün hakkı ve ödevidir. Bu hizmetin Silahlı Kuvvetlerde veya kamu kesiminde ne şekilde yerine getirileceği veya getirilmiş sayılacağı Kanunla düzenlenir. şeklindedir.

1111 Sayılı Askerlik Kanununun 1'inci maddesi ise; Türkiye Cumhuriyeti tebaası olan her erkek, iş bu Kanun mucibince askerlik yapmaya mecburdur. hükmünü amirdir.

Davacı; muhacir olan Türk vatandaşlarının yabancı ülkede askerlik yapmaları halinde askerlikten muaf tutulmalarını düzenleyen 1111 sayılı Kanununun 2'nci maddesi hükmüne dayandırmıştır.

1111 sayılı Kanununun 2'nci maddesi; Askerlik çağı her erkeğin esas nüfus kütüğünde yazılı olan yaşına göredir ve yirmi yaşına girdiği sene Ocak ayının birinci gününden başlayarak 41 yaşma girdiği sene Ocak ayının birinci gününde bitmek üzere en çok yirmi bir sene sürer. Bu süre, Genelkurmay Başkanlığının göstereceği lüzum, Milli Savunma Bakanlığının teklifi ve Bakanlar Kurulu Kararıyla 5 yıla kadar uzatılabilir veya kısaltılabilir. Yerli nüfus kütüklerinin birinde yazılı olmayan kimselerin yabancı kütükleri yerli kütükleri gibi sayılır.

Muhacirlerin askerlik çağlarının başlangıcı, geldikleri yılda nüfus kütüklerine geçen yaşlarına ve bu esasa göre hesap olunur. Nüfus doğum kağıtlarında doğumlarının ay ve günü yazılı olmayanların doğum günleri yılın temmuzunun birinci günü sayılır.

Geldikleri yıl ikinci kanun birinde 22 yaşını bitirmiş olanlar muvazzaf hizmete tabi tutulmayıp yaşıtları erbaş ve er arasına yedeğe geçirilirler. Bu gibilerin her ne sebeple olursa olsun nüfus kütüğüne yazılmalarının gecikmiş olması, geldikleri zaman yaşlarına göre başlayacak olan askerlik çağlarını geciktirmez. Bunlar nüfus kütüğüne yazıldıkları tarihten başlayarak iki yıl geçmedikçe talim, manevra ve başka iş için silah altına çağırılmazlar.

Hükümetçe iskan edilmeyenler veya Hükümetin gösterdiği yerde yurt tutmak istemeyenler yalnız iki yıllık geciktirme hakkından istifade ederler.

Memleketlerinde tahsilleri yedek subay yetişecek derecede olup ta, geldikleri tarihte 22 yaşını bitirmiş olanlarla memleketlerinde askerlik yapmış ve fakat 22 yaşını bitirmemiş bulunanlardan yedek subay olmak isteyenler ve geldikleri tarihte, 22 yaşını bitirmemiş ve memleketlerinde askerlik etmemiş olanlar iki yıl geciktirme müddetinden sonra 1076 sayılı kanun hükümlerine tabi tutulurlar.

Muhacirler arasında önce tabi oldukları Hükümet ordusunda yedek veya muvazzaf subay olanlardan lazım olan evsafı taşıyanlar staja tabi tutularak, yedek subaylığa geçirilirler.

Umumi seferberlikte muafiyet yoktur.

Ancak nüfus kütüğüne kayıt olundukları tarihten başlayarak üç ay geçmemiş olanların silah altına alınmaları üç ayın sonuna bırakılır. Bir yıl içinde nüfus kütüğüne kayıtlarını yaptırmayanlar yukarıdaki muafiyetten istifade edemezler.

Eski memleketlerinde askerlik ettiklerini veya bunun yerine bedel verdiklerini tevsik edenler tekrar muvazzaf hizmete tabi tutulmayıp yaşıtları yerli erbaş ve er ile yedeğe geçirilirler. Türkiye içinde bir iskan mıntıkasından diğer bir iskan mıntıkasına Hükümetçe naklolunarak yerleştirilen vatandaşlardan muvazzaf hizmete tabi olup ta bunu henüz yapmamış olanların bu hizmetleri, yerleşecekleri yere vardıkları tarihten başlayarak iki yıl geciktirilir. Kanunen muhacir tanınmayan mülteciler ve ecnebilerden Türk vatandaşlığına girenler vatandaşlığa alındıkları tarihte hangi yaşta iseler o yaştaki yerli erbaş ve er gibi askerliklerini yaparlar.

Türk vatandaşlarından, Kıbrıs Türk Federe Devletinde askerlik yaptıklarını tevsik edenler tekrar muvazzaf hizmete tabi tutulmazlar.

Bakanlar Kurulu Kararıyla belirlenecek esaslara göre; yurt dışında doğan ve ikamet edenler ile kanuni rüşt yaşma kadar yabancı bir ülkeye gitmiş olanlardan bulundukları ülke vatandaşlığını da kazanan Türk vatandaşları, talepleri halinde, durumlarına uyan ve Kanunun öngördüğü askerlik statülerinden biri içerisinde askerlik mükellefiyetlerini 38 yaşını tamamladıkları yılın sonuna kadar yerine getirebilirler veya tabiiyetinde bulundukları diğer ülkede askerlik yapmış olduklarını belgelemek kaydıyla mükellefiyetlerini yerine getirmiş sayılırlar. Bunların 38 yaş sonuna kadar askerlikleri ertelenmiş kabul edilir. hükmünü içermektedir.

Davacının dava dilekçesine eklediği belgelere göre işbu tastikname Prosenik köyünden 24/05/1959 doğumlu ........... adına verilmiş olup, kendisi muvazzaf askerlik hizmetini kanunların emrettiği gibi şekilde ve tam olarak Bulgaristan Halk Cumhuriyetinde yapmıştır kaydı bulunduğu, söz konusu belgenin Türkiye'ye gelmeden önce 16.11.1976 tarihinde Bulgar makamlarınca (Askerlik Şubesi) resmi mühür ve imza atmak suretiyle tanzim edildiği, anılan mühür ve imzanın Bulgar Makamlarına ait olduğu T.C.Burgaz Başkonsolosluğu tarafından 22.11.1976 tarihinde tasdik edildiği, yine söz konusu belgenin 18.10.1978 tarihinde Bursa 2nci Noterliğinin 32956 yevmiye numarası ile tercümesinin tanzim ve tasdik edildiği, belgede geçen ............' un davacı ........... olduğu ve yine davacının iddiasına göre söz konusu belgeyi aynı tarihte 18.10.1978 tarihinde resmi makamlara verdiği, davacının Türkiye'ye girişinden ve Türk vatandaşlığını kazanmasından itibaren yaklaşık 30 yıl geçtikten sonra ilk kez Nüfus Müdürlüğü tarafından 06 Eylül 2007 tarihli Nüfus Kayıt Örneği ile Askerlik şubesine bildirilmesi üzerine askerlik hizmeti bakımından aranmaya başladığı, davacının sunduğu belgelerin idarece aksi ortaya konulamadığından Bulgaristan vatandaşı statüsünde askerlik hizmetini yerine getirdiği ve terhis edildiği hususu ile davacının eski memleketinde askerliğini yerine getirdiğinin kabulünde zorunluluk bulunduğu, diğer taraftan, idarenin bir bütün olduğu dikkate alındığında yurda giriş tarihi ve Türk vatandaşlığına alındığı tarihler idare tarafından bilinmesine rağmen ve davacının nüfus kayıtlarında askerlik yükümlülüğü bakımından saklı olmadığı ortada iken ve durumuna uygun askerlik işlemleri başlatılması gerekirken, 30 yıl geçtikten sonra askerlik işlemlerinin başlatılmasının ve Bulgaristan'da yapılan askerlik hizmetine itibar edilmeyerek davacının askere sevk edilme işleminin idari istikrar ilkesine aykırı olduğu, davacının idareyi aldatmaya yönelik herhangi bir hata ve hilesinin de bulunmadığı, bu arada 50 yaşma gelen davacıyı 30 yıl geçtikten sonra askere alma işleminde kamu yararı da bulunmadığı dolayısıyla işlemin amaç unsuru yönünden hukuka aykırı olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle;

Davacı .............' ün askere sevk edilmesi İŞLEMİNİN İPTALİNE, (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy