Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 2. Daire 2009/267 Esas 2009/927 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYüksekİdareMahkemesi
Dairesi: 2. Daire
Esas No: 2009/ 267
Karar No: 2009 / 927
Karar Tarihi: 16.09.2009

(2709 S. K. m. 125) (1602 S. K. m. 71)

Davacılar vekili, 10.02.2009 tarihinde AYİM'de kayda geçen dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin eşi J.Astsb.Kd.Bçvş............'in Hakkari İl Jandarma Komutanlığı'na bağlı Yüksekova Kamışlı Jandarma Komutanı olarak görev yapmakta iken 17.05.2008 tarihinde kalp krizi sonucu vefat ettiğini, müvekkilinin eşinin görev yaptığı bölgenin terör olaylarının yaşandığı bir bölge olduğunu, iç güvenlik harekatının tüm ağırlığı ile yürütüldüğü hem de idari, adli ve askeri görevlerin yapılmasının zorunlu olduğu bir bölgede görev yapması nedeniyle yoğun baskı, stres ve yorgunluk yaşadığını, bunun sonucunda kalp krizi geçirdiğini, müteveffanın rahatsızlandığında acil müdahalede bulunacak ne bir doktor ne de bir sağlık personelinin karakolda bulunmadığını, 80 -90 kişi barındıran bir karakolda herhangi bir sağlık personelinin olmamasında idarenin hizmet kusuru olduğunu, karakolda ambulans dahi olmadığını, müteveffanın eşi ............, çocukları .......... ve ..........'a maddi ve manevi tazminat ödenmesi talebi ile davalı idareye 24.10.2008 tarihli dilekçe ile müracaat ettiklerini, davalı idarenin 02.12.2008 tarihli cevabi yazısı ile olumsuz cevap verildiğini, müvekkillerinin zararlarının idarece karşılanması gerektiğini belirterek eşi..........'a 30.000 TL. maddi, 10.000 TL. manevi, çocuklar ........ için 10.000 TL. maddi, 5.000 TL. manevi, .......... için 10.000 TL. maddi, 5.000 TL. manevi tazminat olmak üzere toplam 70.000 TL. tazminatın yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgelerin incelenmesinden; davacılar yakını J.Kd.Bçvş..........'in, HAKKARİ/Yüksekova İlçe Jandarma Komutanlığı Kamışlı Jandarma Karakol Komutanı olarak görev yaptığı esnada 17.05.2008 günü saat 04.00 sıralarında Kamışlı J.Krk.K.lığı misafirhanesinde istirahat halindeyken rahatsızlanması nedeniyle Yüksekova Devlet Hastanesine kaldırıldığı, kalp krizi tanısı ile tedavi altına alındığı, ancak tedavi altında iken saat: 05.00 sularında vefat ettiği, davacılar vekili tarafından 24.10.2008 tarihli dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istemi ile yapılan başvuruya davalı idarenin 02.12.2008 tarihli cevabi yazı ile olumsuz cevap verilmesi üzerine AYİM'de işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.

T.C. Anayasasının 125 nci maddesine göre, idare kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararları ödemekle yükümlüdür. Bu suretle idarenin sorumluluğu Anayasa prensibi olarak kabul edilmiştir. Ancak idarenin sorumluluğunun hangi esaslara göre belirleneceği Anayasa'da belirtilmemiş, bu meselenin halli doktrin ve yargı kararlarına bırakılmıştır. Bugün idarenin sorumluluğu hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkelerine dayandırılmaktadır. İster hizmet kusuru isterse kusursuz sorumluluk ilkelerine dayandırılsın, genel olarak idarenin tazmin borcunun doğabilmesi için bir zararın mevcudiyeti, zarara yol açan eylemin idareye yüklenebilir nitelikte olması ve zarar ile eylem arasında illiyet bağının bulunması zorunludur. Bu şartlardan birinin yokluğu idarenin sorumluluğunu ortadan kaldırır. Bu nedenle ortada bir zarar yoksa veya meydana gelen zararın idari eylem veya işlemle ilgisi bulunmuyorsa, idari faaliyet zararın gerçek nedenini, illiyetini teşkil etmiyorsa, arada illiyet bağı mevcut değilse idarenin sorumluluğu ortadan kalkmaktadır.

Dava konusu incelendiğinde müteveffa J.Kd.Bçvş..............'ın 17.05.2008 tarihinde Kamışlı Jandarma Karakol Komutanlığında görevli iken saat 04.00 sıralarında istirahat halinde iken rahatsızlandığım hissetmesi üzerine kendi kullandığı araçla Yüksekova Devlet Hastanesine saat 04.25'te başvurduğu, hazır bulanan doktor tarafından yapılan müdahaleye rağmen kalp krizi sonucu ölümün meydana geldiği, açıklanan duruma göre davacılar yakınının ölümünde davalı idarenin kusurlu veya kusursuz sorumluluğunu gerektirir bir olgu bulunmadığı kanaatine varılmıştır.

Davacılar vekilince tıbbi müdahalenin uygun bir şekilde ve zamanında yapılmayarak hizmet kusuru olduğu, Başsavcılık düşüncesinde ise müteveffanın hastaneye şevkinde, teşhis ve tedavisinde herhangi bir gecikme, hata olup olmadığı yönünde bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekeceği belirtilmiş ise de, müteveffanın ölümünün olayla ilgili tutanak ve raporlarda kalp krizi neticesinde yapılan tıbbi müdahaleye rağmen gerçekleşen ölüm şeklinde, cereyan ettiği, olayla ilgili herhangi bir adli soruşturmanın söz konusu olmadığı, ileri sürüldüğü şekilde tedavide gecikme veya hata mevcut ise bu yönde yapılmış bir şikayet, takibat ve devam eden bir soruşturma bulunmadığına göre davacı vekilince ileri sürülen soyut iddialar ve Başsavcılık düşüncesinde belirtilen bilirkişi incelemesi yaptırılması yönündeki talebe itibar edilememiştir.

Açıklanan nedenlerle;

1. Yasal dayanaktan yoksun DAVANIN REDDİNE,

2. 1602 sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanununun 71 nci maddesi uyarınca yargılama giderlerinin DAVACI ÜZERİNDE BIRAKILMASINA,

3. Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanunu hükümleri uyarınca 23,90 TL. (YİRMİÜÇ TÜRK LİRASI DOKSAN KURUŞ) başvurma harcı ile 32,30 TL. (OTUZİKİ TÜRK LİRASI OTUZ KURUŞ) esas ilam harcı toplamı olan 56,20 TL. (ELLİALTI TÜRK LİRASI YİRMİ KURUŞ) harcın DAVACILAR ÜZERİNDE BIRAKILMASINA, bu miktarın davacılar tarafından peşin yatırılan 972,00 TL. harçtan mahsubu ile kalan 915,80 TL. (DOKUZYUZONBEŞ TÜRK LİRASI SEKSEN KURUŞ) harcın istemleri halinde davacılara İADESİNE, (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy