Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 2. Daire 2008/457 Esas 2009/313 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYüksekİdareMahkemesi
Dairesi: 2. Daire
Esas No: 2008/ 457
Karar No: 2009 / 313
Karar Tarihi: 18.03.2009

(2709 S. K. m. 125)

Davacı vekili, 16.04.2008 tarihinde AYİM'de kayda geçen dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Şırnak/İdil İlçe Jandarma Komutanlığı emrinde askerlik hizmetini ifa ettiği esnada 14.05.2007 tarihinde karakol binası bahçesinde kuzey nöbetçi kulübesinde nöbet tutarken saat 19.00 sularında aynı karakolda görevli J. Astsb.Çvş ..............'in saçma atan havalı bir tüfek alarak karakol bahçesindeki ağaçlarda bulunan kuşlara atış yaptığını, arkasından bahçede çamaşır asan J.Er ...............'e nişan aldığını, erin yapmayın komutanım demesi üzerine vazgeçip davacının bulunduğu nöbet mahalline yaklaştığını, bu defa da davacıya ateş etmek istediğini, davacının da yapmayın komutanım demesi üzerine vazgeçer gibi olduğunu, ancak gezinerek nöbet tutan davacı arkasını dönünce havalı tüfek ile ateş edip, davacıyı sol baldırının arka kısmından vurduğunu, davacının vücudundaki saçma derinde olduğu için çıkarılmasının sakıncalı bulunduğu belirtilerek çıkartılmadığını, bu şekilde sakat kaldığını, bacağındaki saçmanın aksak yürümesine, devamlı ağrılara, erken yorulmasına, sıcak-soğuk hassasiyetine sebebiyet verdiğini, olayın; idarenin istihdam ettiği bir astsubayın kıt'a içinde, mesai saatinde kusurlu ve kasti hareketi ile meydana geldiğinden idarenin, ajanını nezaret, kontrol ve eğitimde ihmali nedeniyle hizmet kusuru bulunduğunu, davacıya izafe edilebilecek bir kusur bulunmadığını, meslek lisesi mezunu olan davacının yaralanıp sakat kalmakla askerlik görevi sonrasında elde edeceği muhtemel gelirlerinden de kısmen mahrum kaldığını, maddi-manevi tazminat istemi ile idareye başvurduklarını, ancak davalı idarenin 31.03.2008 tarihli cevabı yazısı ile bu istemlere olumsuz cevap verildiğini belirterek davacıya 40.000,00 TL maddi 10.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 50.000,00 TL tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine adli yardımlı olarak karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davacının Adli Yardım talebi Askeri Yüksek İdare Mahkemesi İkinci Dairesinin 22.04.2008 tarih ve GENSEK No.:2008/1237, Esas No.:2008/457 sayılı kararıyla kabul edilmiştir.

Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgelerin incelenmesinden; davacının, Şırnak-İdil-Özbek J. Krk. K.lığı emrinde askerlik görevini yaptığı sırada, 14.05.2007 günü 18.00-21.00 saatleri arasında (3) Nolu mevzide nöbet tutmakta olduğu, bu esnada elindeki havalı tüfekle ağaçlara, kuşlara saçma atan, tüfeği bahçedeki erlere doğrultan aynı karakolda görevli J. Astsb. Çvş ...........'in elindeki havalı tüfeği davacıya doğrulttuğu ve tetiğe bastığı, havalı tüfekten çıkan saçmanın davacının sol baldırına isabet ettiği, yaralanan davacının sol baldırında saçmanın kaldığı, J. Astsb. Çvş .............'in olayla ilgili komutanlarına bilgi vermeden davacıyı Ovalı Köyü Sağlık Ocağına götürdüğü, muayene ettirdiği, ancak tedaviyi kayıtlara geçirttirmediği, olayın gizli kalması için davacıya telkinde bulunduğu, karakol komutanına olayı sivilce kanaması şeklinde aktardığı, 25.07.2007 tarihinde davacının yarasının babası tarafından fark edildiği, davacının babasının 27.07.2007 tarihindeki şikayet dilekçesi ile olayın öğrenildiği, 06.10.2007 tarihli Şırnak Askeri Hastanesi tarafından düzenlenen kat'i sağlık raporunda davacının sol inguinal bölgede eskiye ait skar dokusu görüldüğü, çekilen grafide cilt altında bir adet saçma tespit edildiği, yaralanmasının basit tıbbi müdahale ile giderilebileceği nin tespit edildiği, olayla ilgili olarak Diyarbakır 2 nci Hava Kuvveti Komutanlığı Askeri Savcılığının 06.11.2007 gün ve 2007/1561-1015 E.K. sayılı iddianamesi ile J. Astsb.Çvş. .............. hakkında Ast'a Müessir Fiil ve Görevi Kötüye Kullanmak suçlarından kamu davası açıldığı, yargılamanın halen devam etmekte olduğu, davacının, vekili aracılığı ile maddi-manevi tazminat istemi ile davalı idareye müracaat ettiği, davalı idarenin 31.03.2008 tarihli cevabı yazısı ile bu müracaatına olumsuz cevap verilmesi üzerine maddi ve manevi tazminat istemli davanın açıldığı anlaşılmıştır.

İdare Hukuku İlkelerine ve T.C. Anayasasının 125 nci maddesine göre; idare kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararları ödemekle yükümlüdür. Bu suretle idarenin sorumluluğu Anayasa prensibi olarak kabul edilmiştir. İdarenin sorumluluğunun hangi esaslara göre belirleneceği Anayasada belirtilmemiş olup bu meselenin halli doktrin ve yargı kararlarına bırakılmıştır. Bugün idarenin sorumluluğu hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkelerine dayandırılmaktadır. İster hizmet kusuru ister kusursuz sorumluluk ilkelerine dayandırılsın idarenin tazminle sorumlu tutulabilmesi için bir zararın varlığı, zararı doğuran eylemin idareye yüklenebilir nitelikte olması, zararlı sonuçla eylem arasında doğrudan doğruya bir illiyet bağının bulunması, zarara yol açan eylemin bir hizmet kusuru teşkil etmesi veya kusursuz sorumluluk kuram ve ilkelerinin uygulanmasına elverir nitelikte olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi zorunludur. Maddi olguda bu koşullardan birinin yokluğu, idarenin tazmin sorumluluğunu kaldırır. Ortada bir zarar yoksa veya meydana gelen zarar idari eylem ya da işlemden doğmamış ise yahut zararla idari eylem veya işlem arasında nedensellik bağı kurulamıyorsa idarenin tazmin sorumluluğundan söz edilemez.

Davacının, bir kamu hizmeti olan askerlik hizmetini ifa ederken, idarenin ajanı olan J. Astsb. Çvş................tarafından havalı tüfek ile suç teşkil eden davacıya ateş etmesi şeklindeki eylemi sonucu yaralandığı, davacının olayda bir kusurunun da bulunmadığı, meydana gelen olayda idareye affedilecek bir hizmet kusuru bulunmamakla birlikte, zarar doğuran eylemin, davacı ve diğer personelin eğitim, güvenlik ve sağlığını koruma gibi hizmete ait sorumlulukları bulunan rütbeli bir personelin kasti eyleminden kaynaklandığı, başka bir deyişle, idarenin rütbeli bir ajanının eyleminin idareye atfedilebileceğinin yerleşik kararlarımızla kabul edildiği, zararlı sonuçla eylem arasında illiyet bağı bulunduğu anlaşılmakla davacının zararlarının hizmet kusuru ilkesi gereğince idarece karşılanması gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak, davacı vekilinden davacının GATA Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığına müracaatının sağlanması hususu talep edilmiş ve davacının SSK Sağlık İşlemleri Tüzüğü hükümleri gereği sakatlığının bulunup bulunmadığının, bulunuyorsa sakatlık oranının ne kadar olduğunun tespit edilerek, buna ait tıbbi raporun gönderilmesi GATA Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığından istenmiş, GATA Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığının 21.11.2008 tarih ve 9100-1597-08/1564-1597 sayılı raporunda; davacının SSK Sağlık İşlemleri Tüzüğüne göre, genel vücut çalışma gücü kayıp oranının tespitine mahal arızasının olmadığı nın tespit edildiğinin bildirildiği anlaşılmıştır.

Maddi tazminat isteminde bulunan davacının vücut çalışma gücü kayıp oranının tespitine mahal arızasının olmadığının anlaşılması karşısında maddi zararının olmadığı sonucuna varıldığından maddi tazminat isteminin reddi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Davacının, olay nedeniyle duyduğu acı ve ıstırabının kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olayın meydana geliş şekli, tarihi, davacının statüsü, sosyal durumu, paranın alım gücü, işletilecek yasal faiz dikkate alınarak uygun miktarda manevi tazminat verilmesi kabul edilmiştir.

Açıklanan nedenlerle;

1. Maddi zararı bulunmadığı anlaşılan davacının MADDİ TAZMİNAT İSTEMİNİN REDDİNE,

2. Takdiren davacıya 4.000,00 TL (DÖRTBİN TÜRK LİRASI) MANEVİ TAZMİNAT VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin isteminin REDDİNE,

3. Hükmedilen manevi tazminat miktarına olay tarihi olan 14.05.2007 Tarihinden ödeme tarihine kadar yıllık %9 (YÜZDE DOKUZ) yasal faiz YÜRÜTÜLMESİNE,

4. 1602 sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanununun 71 nci maddesi gereğince yargılama giderlerinin DAVALI İDAREYE YÜKLETİLMESİNE, ancak 492 sayılı Harçlar Kanununun 13/j maddesi gereğince muaf tutulan davalı idare aleyhine harca hükmedilmesine YER OLMADIĞINA,

5. Hükmedilen manevi tazminat miktarı üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tarifenin 12 nci maddesi dikkate alınarak maktu olarak tespit edilen 575,00 TL (BEŞYÜZYETMİŞBEŞ TÜRK LİRASI) avukatlık ücretinin davalı idareden alınarak, DAVACIYA VERİLMESİNE,

6. Dava adli yardımlı olarak görüldüğünden resmi posta pulu kullanılmak suretiyle sarf edilen posta giderinin DAVALI İDARE ÜZERİNDE BIRAKILMASINA, (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy