Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 2. Daire 2008/446 Esas 2008/1058 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYüksekİdareMahkemesi
Dairesi: 2. Daire
Esas No: 2008/ 446
Karar No: 2008 / 1058
Karar Tarihi: 15.10.2008

(2709 S. K. m. 125) (Türk Silahlı Kuvvetleri Sağlık Yeteneği Yönetmeliği m. 63)

Davacı vekilinin 15.04.2008 tarihinde kayda geçen dilekçesinde ve savunmaya karşı cevap dilekçesinde özetle; davacının askerlik görevini bando eri olarak yaptığı, 22.01.2007 tarihinde görev yaptığı birlik içerisinde arkadaşlarının bulunduğu bölgeye gitmekte iken satıhtaki gizli buzlanma nedeniyle kayarak etrafı çevrili olmayan ve kot farkından dolayı 1.5 metre kadar aşağısında kaya parçaları bulunan alana düşerek ayak ve bel bölgesinden ağır yaralandığı, hemen tedavi altına alınmasına karşın sakatlık ve işgücünde önemli kaybın ortaya çıktığı ve D/63 F-7 Barışta ve seferde askerliğe elverişli değildir kararlı sağlık raporu ile terhis edildiği, bunun üzerine Milli Savunma Bakanlığına idari müracaatta bulunarak tazminat istenmesine karşın söz konusu talebin zımnen reddedildiği belirtilerek, 100.000,00 YTL maddi, 20.000,00 YTL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine hükmedilmesini, adli yardım talepli olarak, talep ve dava etmiştir.

Davacının adli yardım talebi, AYİM 2. Dairesinin 22.04.2008 tarih ve Gensek No:2008/1224, E.2008/446 sayılı kararıyla reddedilmiştir.

Dosyada mevcut bilgi ve belgelerden; davacının, Tunceli Hozat 51 nci Mot. P.Tug. Loj. Ds. Boru Trampet Takım Komutanlığı emrinde askerlik hizmetini yerine getirmekte iken 22 Ocak 2007 günü saat 13.00 civarında Tugay Mehmetçik Gazinosu'nun bulunduğu bölgede dengesini kaybetmesi sonucunda düştüğü, çevrede bulunan arkadaşlarının yardımı ile 30 Yataklı İaşeli Revire götürüldüğü, yapılan ilk muayene ve çekilen röntgen filmi neticesinde omurgada (belinde) kırık ve sağ ayağında çıkık tespit edildiği, görülen lüzum üzerine derhal Elazığ Asker Hastanesi Beyin Cerrahi Polikliniği ve Ortopedi Kliniği'ne sevk edilerek ameliyata alındığı, davacının Elazığ Asker Hastanesi Acil Servisi'nde nöbetçi doktor tarafından yapılan ilk muayenesinin ardından beyin cerrahi uzmanınca görüldüğü ve L4 Travmatik Burst Fraktürü tanısı konularak aynı gün 05 protokol numarası ile beyin cerrahi kliniğine yatırıldığı, 22.01.2007 tarihinde 06 protokol numarası ile L4 dekompresyon ameliyatı uygulandığı, ayrıca hastanın ortopedi uzmanınca muayenesi sonucunda sağ ayağında korpometakarpal kırıklı çıkık tespit edildiği, ayağının atele alınarak tedavisinin düzenlendiği, 04.02.2007 tarihinde 08 protokol numarası ile 2-3-4-r5 transpediküler vida ile fiksasyonf 'ameliyatı yapıldığı, takibinde patoloji saptanmayan hastanın 09.02.2007 tarihinde sağlık kurulunun 08.02.2007 tarihli ve 188 sayılı raporu ile C/59,C/63 3(üç) ay hava değişimi SMK kararı ile taburcu edildiği, davacının SMK kararı olduğundan 15.05.2007 tarihinde Elazığ Asker Hastanesi'ne tekrar müracaat ettiği, L4 Burst Fraktürü Eski Ameliyatlısı tanısı ve 56 protokol numarası ile beyin cerrahi kliniğine yatırıldığı, davacıya hastanenin imkan ve kabiliyetlerine göre iki kez büyük ameliyat yapıldığı, bunların haricinde tedavisinde ilave herhangi bir müdahaleye ihtiyaç olmayacak şekilde yapıldığı, tedavisinin tamamlanması sonucunda TSK Sağlık Yeteneği Yönetmeliği'nin 63'üncü maddesi D dilimi 7 nci fıkrası Tüberküloz hariç olmak üzere herhangi bir nedenle meydana gelen, tedavi amacıyla yapılmış 3'ten fazla vertebrayı içine alan artrodez hükmüne istinaden sağlık kuruluna çıkarıldığı ve kurulun 29.05.2007 tarihli ve 751 sayılı raporu ile D/63 F-7 Barışta ve Seferde Askerliğe Elverişli Değildir kararı verildiği, hastanın 30.05.2007 tarihinde taburcu edildiği, davacının maddi ve manevi zararlarının karşılanması talebi ile davacı vekilince 17.12.2007 tarihli dilekçe ile davalı idareye yapılan müracaata olumlu veya olumsuz bir cevap verilmemesi üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.

İdare Hukuku ilkelerine ve Anayasasının 125 nci maddesine göre, idare kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararları ödemekle yükümlüdür. Bu suretle idarenin sorumluluğu Anayasa prensibi olarak kabul edilmiştir. Ancak, Anayasada idarenin sorumluluğunun hangi esaslara göre belirleneceği belirtilmemiş, bu meselenin halli doktrin ve yargı kararlarına bırakılmıştır. Bugün idarenin sorumluluğu hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkelerine dayandırılmaktadır. İster hizmet kusuru ister kusursuz sorumluluk ilkelerine dayandırılsın, idarenin hukuki sorumluluğu için bir zararın varlığı, zarara yol açan eylemin idareye yüklenebilir nitelikte olması, zarar ile eylem arasında illiyet bağının bulunması, zarara yol açan işlem ve eylemin bir hizmet kusuru teşkil etmesi veya kusursuz sorumluluk ilkelerinin uygulanmasına elverir nitelikte olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi zorunludur. Maddi olguda bu koşullardan birinin yokluğu idarenin tazmin sorumluluğunu kaldırır. Ortada bir zarar yoksa veya meydana gelen zarar idari eylem yada işlemden doğmamış ise yahut zararla eylem yada işlem arasında nedensellik bağı kurulamıyorsa idarenin tazmin sorumluluğundan söz edilemez.

Davacının 22.01.2007 tarihinde saat 13:00 sularında arkadaşları ile birlikte çay içmek üzere kantin arkasında bulunan dinlenme bölgesine gider iken buzlanma sonucu ayağının kayması ile düşmesinden kaynaklanan yaralanma olayının idari bir eylemin sonucu olarak meydana geldiğini kabul etmenin mümkün olmadığı, zarar doğuran eylem idareye bağlanamayacağı gibi, idarenin de zararın faili ve sorumlusu olarak tutulmasının mümkün olmadığı, tamamen davacının kişisel kusurundan doğan olayda idarenin kusursuz sorumluluk kuram ve ilkesi uyarınca da meydana gelen zarardan sorumlu tutulamayacağı kanaatine varılmıştır.

Davacının yaralanması olayının hizmetle ilgili olmadığı anlaşıldığından, yapılan tedavi ve bakım hizmetlerinde idareye yüklenebilecek herhangi bir ihmal ve hata olmadığı, idarenin hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluğunu gerektirecek bir durumun bulunmadığı, dolayısıyla tazmin yükümlülüğünün olmadığı, bu nedenle davacının maddi ve manevi tazminat istemlerinin reddine karar verilmesinin gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

Açıklanan nedenlerle;

Davacı ……….’ın, maddi ve manevi tazminat istemiyle açtığı yasal dayanaktan yoksun DAVANIN REDDİNE, (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy