Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 2. Daire 2008/384 Esas 2009/197 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYüksekİdareMahkemesi
Dairesi: 2. Daire
Esas No: 2008/ 384
Karar No: 2009 / 197
Karar Tarihi: 18.02.2009

(2709 S. K. m. 125) (1602 S. K. m. 71)

Davacılar vekili 07.03.2008 tarihinde AYİM kaydına geçen dava dilekçesi ile özetle; müvekkilleri .... ve ...'nın oğulları ve .....'nın kardeşi olan müteveffa .... 'nın Bursa İl Jandarma Komutanlığına bağlı Yıldırım İlçe Jandarma Komutanlığı emrinde Jandarma Er olarak görevli iken, 07 Ekim 2007 tarihinde nöbet dönüşü silahını teslim etmek için silahlığın önünde beklerken silahının birden ateş alması sonucu ağır yaralandığını ve 08 Ekim 2007 tarihinde yaşamını kaybettiğini, sonuç olarak ....'nın görevi başında iken bir kazaya kurban giderek şehit olduğunu, ölüm olayında davalı idarenin hizmet kusurunun mevcut olduğunu, J.Er .............'nın amirlerinin astlarını denetim ve gözetim görevini ihmal ettiğini ve ayrıca müvekkillerinin murisine yeterli eğitimin verilmediğini, dava konusu olayda idarenin hizmet kusuru olmasa dahi kusursuz sorumluluk ilkesi uyarınca davacıların zararının karşılanması gerektiğini öne sürerek anne ve baba.....ve.......'ya ayrı ayrı 10.000 YTL maddi, 10.000 YTL manevi, kardeş .......'ya 7.500 YTL manevi tazminatın yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Dava dosyasında mevcut bilgi ve belgelerin incelenmesi sonucunda; davacıların kanuni yakını J.Er ....'nın BURSA/Yıldırım İlçe Jandarma Komutanlığı emrinde görev yapmakta olduğu olay günü olan 07 Ekim 2007 tarihinde 18:00-21:00 saatleri arasındaki 2 numaralı arka nizamiye nöbetini teslim edip silahını doldur boşalt yapmak için saat 21:10 civarında silahlığın önünde beklemekte iken yemekhane girişine doğru gittiği, burada üzerine zimmetli olan 90352 seri numaralı MP-5 makinalı tabancanın kurma kolunu çekip bıraktığı, silahın 1 el ateş alması ve çıkan merminin J.Er.......'nın sol şakağından girip kafasının üst kısmından çıkması sonucunda ağır yaralandığı, kaldırıldığı Bursa Şevket Yılmaz Devlet Hastanesinde tedavi altına alındığı, burada yapılan bütün müdahalelere rağmen 08 Ekim 2007 tarihinde saat 04:00 civarında vefat ettiği; söz konusu ölüm olayı ile ilgili olarak Kocaeli Muharebe Hizmet Destek Eğitim K.lığı As.Sav.lığınca yapılan soruşturma sonucunda 04.02.2008 gün ve 2008/37-2 E-K sayılı kararı ile Savcılığımızca toplanan deliller üzerinden yapılan inceleme neticesinde: müteveffa J.Er .......'nm her ne kadar intihar etmesine sebep olabilecek bir neden tespit edilememiş ise de, olayın intihar olduğu, zira atışın bitişik atış olmasının ve yukarıda sayılan diğer delillerin bunu açıkça doğruladığı anlaşılmıştır. Müteveffa J.Er .......'nın, sorunlu bir personel olarak bilinmese de birlik komutanlığınca düzenlenen vak'a kanaat raporunda kışla içerisinde cep telefonu bulundurmaktan askeri mahkemeye verildiğinin ve genellikle müstakil hareket etme eğilimine sahip bir yapısı olduğunun belirtildiği görülmüş, zaten olay günü de ilgili emir ve talimatlara aykırı olarak doldur boşalt istasyonunda doldur boşalt yapmak için beklemediği gibi, ayrıca silahına da dolu şarjör taktığı ve silahı tam dolduruş yaptığı anlaşılmıştır. Yeminli tanık beyanlarından zaten kurma kolu sesinin akabinde hemen bir el silah sesi duyulduğu anlaşılmıştır. Dolayısıyla Savcılığımızca olayın oluş şekli ve toplanan deliller incelendiğinde, olayın kaza değil intihar olduğu açıkça tespit edilmiştir. Ayrıca müteveffa J.Er.....'nın intiharında dolaylı veya direkt etkili olan veya sorumluluğu olan herhangi bir kişi, kişiler veya nedenlerin olmadığı, şüpheli bir durumun olmadığı, dosyada yeminli tanık beyanları, ölü muayene ve otopsi tutanak ve raporları, Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Polis laboratuarları ve Jandarma Genel Komutanlığı Bursa Kriminal Laboratuar Amirliğinin ekspertiz raporları olay yeri fotoğraf ve krokileri video kayıtları ile dosyada mevcut diğer tüm delillerden anlaşılmakla gerekçeleriyle Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı verildiği; söz konusu ölüm olayı nedeniyle davacılar vekilinin 06.12.2007 tarihli dilekçe ile davalı idareye müracaat ederek maddi ve manevi tazminat ödenmesi isteminde bulunduğu, istemin J.Gn.K.lığının 07.01.2008 gün ve AD.MÜŞ:2007-560/5114 sayılı cevabi yazısı ile reddedilmesi üzerine AYİM'de bu davanın açılmış olduğu anlaşılmıştır.

Anayasanın 125 nci maddesine göre idare kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararları ödemekle yükümlüdür. Bu açıdan idarenin sorumluluğu Anayasa prensibi olarak kabul edilmiştir. Ancak Anayasada idarenin sorumluluğunun hangi esaslara göre belirleneceği belirtilmemiş olup bu sorunun çözümü öğreti ve yargı kararlarına bırakılmıştır. Genel kabule göre idarenin sorumluluğu hizmet kusuru ve kusursuz sorumluluk esaslarına dayandırılmaktadır. Hangi esas üzerinde temellendirilirse temellendirilsin genel olarak idarenin tazminle sorumlu tutulabilmesi için, bir zararın varlığı, zararı doğuran eylemin idareye yüklenebilir olması, zararlı sonuç ile eylem açısından doğrudan doğruya bir nedensellik bağının bulunması zorunludur.

Somut olayın, davacıların kanuni yakını J.Er .......'nın askerlik hizmetini yaparken, Askeri Savcılık Soruşturması neticesine göre, 07.10.2007 tarihindeki intiharı sonucu gerçekleştiğinde şüphe bulunmamaktadır.

İdarenin tazminle sorumlu tutulabilmesi için bir zararın varlığının, zarar doğuran eylemin idareye yüklenebilir olmasının ve zararlı sonucu ile eylem arasında doğrudan doğruya bir nedensellik bağının bulunmasının gerektiği açıktır. Bu şartlardan birinin bulunmaması idarenin sorumluluğunu kaldırır.

Dava konusu olayda müteveffanın nöbet hizmetini bitirerek doldur boşalt işlemi için gelmiş olduğu silahlığın önünde beklediği sırada kendisini nöbet silahı ile vurarak intihar etmesi eylemini idari nitelikte bir eylem veya böyle bir eylemin sonucu olarak kabul etmeye hukuken imkan bulunmamaktadır. İntihar olayının, ilgilinin kendisini bilerek, görev gereği kendisine teslim edilen silah ile vurması şeklinde meydana gelmesinin, zararlı sonuç ile eylem arasında idareye yüklenebilecek bir nedensellik bağını ortadan kaldırdığı ve eylemin idari eylem olarak nitelendirilmesini hukuken engellediği, intiharına neden olan bir hizmet kusurunun veya kusursuz sorumluluk kuram ve ilkelerinin uygulanmasını gerektirir bir idari eylemin bulunmadığı değerlendirildiğinden davalı idareye yüklenebilecek hukuki bir sorumluluk bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

Açıklanan nedenlerle;

1. Yasal dayanaktan yoksun DAVANIN REDDİNE,

2. 1602 sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanununun 71 nci maddesi gereğince yargılama giderlerinin (posta giderleri dahil) DAVACILAR ÜZERİNDE BIRAKILMASINA,

3. Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanunu hükümleri gereğince 21,40 TL. başvurma harcı ile 28,90 TL. esas maktu ilam harcı toplamı olan 50,30 TL (ELLİ TÜRK LİRASI, OTUZ KURUŞ) harcın davacılara YÜKLETİLMESİNE, bu miktarın davacılar tarafından peşin yatırılan 667,00 TL harçtan mahsubu ile kalan 616,70 TL.(ALTIYÜZONALTI TÜRK LİRASI, YETMİŞ KURUŞ) harcın aynı Kanunun 31 inci maddesi uyarınca istemi halinde davacılara İADESİNE, (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy