Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 2. Daire 2008/1166 Esas 2009/1030 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYüksekİdareMahkemesi
Dairesi: 2. Daire
Esas No: 2008/ 1166
Karar No: 2009 / 1030
Karar Tarihi: 07.10.2009

(2709 S. K. m. 125)

Davacılar vekili, 31.10.2008 tarihinde Antalya Nöbetçi İdare Mahkemesi ve 07.11.2008 tarihinde AYİM kayıtlarına giren dava dilekçesinde ve 26.01.2009 tarihinde Antalya Nöbetçi İdare Mahkemesi, 29.01.2009 tarihinde AYİM kayıtlarına giren cevaba cevap dilekçesinde özetle; müvekkillerinin yakını ..........'in askerlik görevini yaptığı sırada 19.04.2007 tarihinde meydana gelen ateşli silahla vurulma olayı sonucu vefat ettiğini, yapılan soruşturma neticesinde intihar sonucu öldüğü yönünde sonuca varılarak Kovuşturmaya Yer Olmadığına karar verildiğini, olayın intihar olmadığını, bilinmeyen bir nedenle öldürüldüğünü, bu hali ile Bakanlığın ölümden dolayı tazminat yükümlülüğü bulunduğunu, olayın intihar olarak değerlendirilmesinin tıbben mümkün olmadığını belirterek davacılardan babaya 11.000 TL maddi ve 40.000 TL manevi, anneye 17.000 TL maddi ve 40.000 TL manevi, kardeşlerin her birine 35.000 TL manevi tazminatın yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.

Dava dosyasının incelenmesinden, davacıların yakını müteveffa P.Er..........'in askerlik görevini yaptığı sırada saat 13.00-18.00 arasında Bayrak Tepe Nöbetçisi olarak bulunduğu nöbet yerinden yaklaşık 300 metre uzaklaşmasını müteakip, nöbet hizmeti nedeniyle teslim edilen 323216 seri numaralı G-3 piyade tüfeğini tam dolduruş konumuna getirdiği, yaşamına son vermek kastıyla silahın namlusunu ilk olarak karın bölgesine dayamak suretiyle ateşlediği, müteakiben silahın namlusunu kafa bölgesine dayamak suretiyle silahı ikinci kez ateşlediği, ölümün bu eylemden kaynaklandığı, müteveffanın bu eylemini gerçekleştirmesinin öncesinde veya sırasında, bu karara katkıda bulunan ve illiyet bağı kurulabilecek hiçbir davranış ile kişilerin sorumluluğunu gerektiren bir eylemin bulunmadığı gerekçesiyle K.K.K.lığı Askeri Savcılığının 21.04.2008 tarih ve 2008/29 Esas, 2008/23 Karar sayı ile kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, karara yapılan itirazın J.Gn.K.lığı Askeri Mahkemesinin 13.05.2008 tarih ve 2008/382-İd. 2008/147-Müt. Sayılı kararı ile reddedildiği, davacıların vekili aracılığı ile 17.07.2008 tarihli dilekçe ile idareye maddi ve manevi tazminat istemiyle yaptıkları başvuruya idarece süresi içinde olumlu ya da olumsuz bir yanıt verilmemek suretiyle talebin zımnen reddi üzerine AYİM'de iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.

İdare Hukuku ilkelerine ve T.C. Anayasanın 125 nci maddesine göre, idare kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararları ödemekle yükümlüdür. Bu suretle idarenin sorumluluğu Anayasa prensibi olarak kabul edilmiştir, idarenin sorumluluğunun hangi esaslara göre belirleneceği Anayasada belirtilmemiş olup bu meselenin halli doktrin ve yargı kararlarına bırakılmıştır. Bugün idarenin sorumluluğu hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkelerine dayandırılmaktadır. İster hizmet kusuru, ister kusursuz sorumluluk ilkelerine dayandırılsın idarenin tazminle sorumlu tutulabilmesi için bir zararın varlığı, zararı doğuran eylemin idareye yüklenebilir nitelikte olması, zararlı sonuçla eylem arasında doğrudan bir illiyet bağının bulunması zorunludur.

Somut olayın, davacılar yakını P.Er ..............'m askerlik hizmetini yaparken 19.04.2007 tarihindeki intiharı sonucu gerçekleştiğinde şüphe bulunmamaktadır. İdarenin tazminle sorumlu tutulabilmesi için bir zararın varlığının, zarar doğuran eylemin idareye yüklenebilir olmasının ve zararlı sonucu ile eylem arasında doğrudan doğruya bir nedensellik bağının bulunmasının gerektiği açıktır. Bu şartlardan birinin bulunmaması idarenin sorumluluğunu kaldırır. Dava konusu olayda müteveffanın nöbet sırasında kendisini nöbet silahı ile vurarak intihar etmesi eylemini idari nitelikte bir eylem veya böyle bir eylemin sonucu olarak kabul etmeye hukuken imkan bulunmamakla birlikte, müteveffanın sporda başarısız olması nedeniyle, yapılacak denetlemelerde yeterli bedeni kabiliyet seviyesine ulaşması için çalıştırılırken hakarete ve küfre maruz kalmasının kendisinde yarattığı etki sonrasında intiharın gerçekleştiği göz önüne alındığında, meydana gelen olayda idarenin onur kırıcı davranışları engellememesinin intihar olayında katkıda bulunan bir neden olduğu, ancak intihar olayının, ilgilinin kendisini bilerek, görev gereği kendisine teslim edilen silah ile vurması şeklinde meydana gelmesinin, müteveffanın müterafik kusurunu oluşturduğu, tüm bu sebeplerle davacının zararının müteveffanın ağır müterafik kusuru da dikkate alınarak davalı idarece, hizmet kusuru ilkesi gereğince karşılanması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

Mahkememizin yerleşmiş içtihatları uyarınca T.C. Emekli Sandığı iştirakçisi olmayan kimselerin kamu hizmetinin ifası sırasındaki zararları halinde T.C. Emekli Sandığı Genel Müdürlüğünce bağlanan aylıklar ve ödenen tütün ikramiyeleri yarar kabul edilerek maddi zararlardan düşülmekte, diğer taraftan 2629 sayılı Kanun kapsamında ödenen tazminat, maddi ve manevi zararlar karşılığı ödendiğinden bunlar da yarar kabul edilerek maddi zararlardan düşüldüğünden bu hususlar araştırılmıştır.

Maddi tazminat isteminde bulunan davacı anne ve babanın maddi zararlarının tespiti amacıyla bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, resen seçilen bilirkişi tarafından düzenlenerek Mahkememize ibraz edilen 03.07.2009 tarihli bilirkişi raporunda; davacı annenin maddi tazminat hak edişinin 24.333,00 TL. olduğu, davacı baba...........'in maddi tazminat hak edişinin 16.664,00 TL. olduğu belirtilmiştir.

Taraflara tebliğ edilen bilirkişi raporuna taraflarca itiraz edilmemiş, bilirkişi hesaplama yöntemi Mahkememizce kabul edilen kıstaslara, ilmi verilere ve yerleşmiş içtihatlara uygun olduğundan bilirkişi raporu doğrultusunda, müteveffanın müterafik kusuru da dikkate alınarak, uygulama yapılmıştır.

Davacılara duydukları ve ömür boyu duyacakları acı ve ıstıraplarını kısmen de olsa karşılayabilmek amacıyla olayın meydana geliş şekli, tarihi, davacının askerlik statüsü, davacının sosyal durumu, paranın alım gücü ve müteveffanın müterafik kusuru da dikkate alınarak uygun miktarlarda ve olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte manevi tazminat verilmesi de kabul edilmiştir.

Açıklanan nedenlerle;

1. Davacı anne .........'a bilirkişi raporu uyarınca müteveffanın müterafik kusuru da dikkate alınarak, 12.000,00 TL. (ONİKİBİN TÜRK LİRASI) MADDİ TAZMİNAT VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,

2. Davacı baba .........'a bilirkişi raporu uyarınca müteveffanın müterafik kusuru da dikkate alınarak, 8.000,00 TL. (SEKİZBİN TÜRK LİRASI) MADDİ TAZMİNAT VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,

3. Davacı anne ..........'a ve baba ..........'a, takdiren, müteveffanın müterafik kusuru da dikkate alınarak, ayrı ayrı 6.000,00'er TL.(ALTIBİNER TÜRK LİRASI) MANEVİ TAZMİNAT VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin istemlerinin REDDİNE,

4. Davacı kardeşler ......... ve ..........'a takdiren, müteveffanın müterafik kusuru da dikkate alınarak, ayrı ayrı 2.000,00'er TL.(İKİBİNER TÜRK LİRASI) MANEVİ TAZMİNAT VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin istemlerinin REDDİNE,

5. Hükmedilen maddi tazminat miktarına müteveffanın yeniden gelir elde edebileceği farz edilen muhtemel terhis tarihinden iki ay sonraki 09.06.2008 tarihinden itibaren ödeme tarihine kadar yıllık %9 (YÜZDE DOKUZ) yasal faiz YÜRÜTÜLMESİNE,

6. Hükmedilen manevi tazminat miktarlarına olay tarihi olan 19.04.2007 tarihinden ödeme tarihine kadar yıllık %9 (YÜZDE DOKUZ) yasal faiz YÜRÜTÜLMESİNE,

7. 1602 sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanununun 71 nci maddesi gereğince yargılama giderlerinin DAVALI İDAREYE YÜKLETİLMESİNE, ancak 492 sayılı Harçlar Kanununun 13/j maddesi gereğince muaf tutulan idare aleyhine HARCA HÜKMEDİLME SİNE YER OLMADIĞINA,

8. Davacı tarafından peşin yatırılan ve sarf edilen 150,00 TL. (YÜZELLİ TÜRK LİRASI) bilirkişi ücretinin davadaki haklılık oranına göre 119,66 TL.( YÜZONDOKUZ TÜRK LİRASI ALTMIŞALTI KURUŞ)'nın DAVACILAR ÜZERİNDE BIRAKILMASINA, 30,34 TL (OTUZ TÜRK LİRASI OTUZDÖRT KURUŞ)nın DAVALI İDAREDEN ALINARAK DAVACILARA VERİLMESİNE,

9. Davacılar tarafından peşin yatırılan 2.426,70 TL. (İKİBİNDÖRTYÜZYİRMİALTI TÜRK LİRASI YETMİŞ KURUŞ) harcın istemi halinde DAVACILARA İADESİNE,

10. Davacılar tarafından peşin yatırılan ve sarf edilen 27,50 TL. (YİRMİYEDİ TÜRK LİRASI ELLİ KURUŞ) posta ücretinin DAVALI İDAREDEN ALINARAK, DAVACILARA VERİLMESİNE,

11. Hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davada hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarları üzerinden ayrı ayrı nisbi olarak hesabedilen 4.320,00 TL.(DÖRTBİNÜÇYÜZYİRMİ TÜRK LİRASI) avukatlık ücretinin davalı idareden alınarak, DAVACILARA VERİLMESİNE,

12. Dava duruşmalı görüldüğünden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen maddi ve manevi tazminat miktarları üzerinden, Tarifenin 10 ncu maddesi dikkate alınarak nispi olarak hesabedilen 2.880,00 TL. (İKİBİNSEKİZYÜZSEKSEN TÜRK LİRASI) avukatlık ücretinin davacılardan alınarak, DAVALI İDAREYE VERİLMESİNE, (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy