Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 2. Daire 2007/866 Esas 2008/960 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYüksekİdareMahkemesi
Dairesi: 2. Daire
Esas No: 2007/ 866
Karar No: 2008 / 960
Karar Tarihi: 08.10.2008

(2709 S. K. m. 125) (1602 S. K. m. 42) (Astsubay Meslek Yüksek Okulları Yönetmeliği m. 62)

Davacı vekili, 27.08.2007 tarihinde AYİM’de kayda geçen dava dilekçesinde özetle; davacının doğuştan bir böbreğinin olmadığı gerekçesiyle Jandarma Astsubay Meslek Yüksekokulundan çıkarıldığını, bu işleme karşı açmış oldukları iptal davasının reddedildiğini, askeri öğrenciliğe alınırken tespit edilmesi gereken bir hususun 23 ay sonra tespit edilmesi nedeni ile tesis edilen işlem nedeniyle elde edeceği kazançtan mahrum kaldığı, maddi ve manevi kayıplarının olduğunu belirterek yasal faizi ile birlikte maddi ve manevi tazminat ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Dava dosyasındaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; 2004 yılında Astsubay Meslek Yüksekokulunu kazanan davacının 13.08.2004 tarihli Balıkesir Askeri Hastanesinin Sağlık Kurulu raporu ile Askeri öğrenci olur şeklinde karar verilerek Jandarma Astsubay Meslek Yüksekokulunda öğrenime başladığı, Ankara Jandarma Beytepe Askeri Hastane Sağlık Kurulunun 18.04.2006 tarih ve 1409 numaralı sağlık kurulu ön raporu ile Miyop Astigmat, Sağ Soliter Böbrek, Hiperlipidemi, Hiperbiluribinemi teşhisi konularak, Askeri öğrenci olamaz, Astsubay olamaz. A41/F4, A45/F10/A7/F2, D53/F5 kararı verildiği, raporun, Milli Savunma Bakanlığı Sağlık Dairesi Başkanlığınca 29.08.2006 tarihinde onaylanarak kesinleştiği, davacının 29.08.2006 tarihinde idareye verdiği dilekçesi ile kendisine tebliğ edilen kesin sağlık raporuna karşı bir itirazının bulunmadığını beyan ettiği, Astsubay Meslek Yüksek Okulları Yönetmeliği'nin 62 nci maddesinin (b) fıkrası ile Astsubay Meslek Yüksek Okulları Yönergesi (JGY:180-8)'nin 8 nci Bölüm, 16/b maddesi uyarınca, Jandarma Astsubay Meslek Yüksek Okulu Kurulu'nun 03.10.2006 gün ve 15 numaralı kararı ile davacının sağlık nedeni ile Jandarma Astsubay Meslek Yüksek Okulu Komutanlığından ilişiğinin kesilmesine karar verildiği, söz konusu işlemin iptali için açılan davanın AYİM 2 nci Dairesinin 13.06.2007 gün ve 2006/1243 Esas, 2007/544 Karar sayılı kararı ile reddine karar verildiği, 05.07.2007 tarihinde kayda giren dilekçe ile iş bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Davalı idare tarafından, davacı hakkındaki raporun 200 Yataklı Balıkesir As. Hastanesine ait olduğunu, bu hastanenin de Milli Savunma Bakanlığına bağlı bulunduğunu, İçişleri Bakanlığının husumet mevkiinden çıkartılması gerektiğini ve Başsavcılıkça, işlemi tesis eden Balıkesir 200 Yataklı Askeri Hastanesinin raporu nedeniyle husumetin Milli Savunma Bakanlığına yöneltilmesi gerektiği, bu nedenle İçişleri Bakanlığının yanı sıra Milli Savunma Bakanlığının da husumet mevkiine dahil edilmesi gerektiği iddialarında bulunulmuştur.

Dava konusu raporun, öğrencinin davalı idarece MSB’na bağlı hastaneye sevki üzerine verildiği, İçişleri Bakanlığı tarafından alınan bu hizmetin davalı idarenin sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı, nihai işlem makamının davalı idare olduğu, bu hizmetin gereğini hangi şekilde yerine getirdiğinin, davacıya olumsuz olarak yansıyan nihai işlemin hangi aşamasında hatanın yapıldığının ve hizmet alan ve veren idare arasındaki ilişki sonucunda meydana gelen zararlı sonucun, idarenin bütünlüğü ve birliği dikkate alındığında husumet mevkiinde sadece İçişleri Bakanlığının bulunmasının gerekeceği sonucuna ulaşılmıştır.

Başsavcılıkça, davacının okuldan çıkarılma işleminin tesis edildiği tarihten itibaren 60 gün içinde dava açması gerektiği, ancak bu süre aşıldıktan sonra davanın açılmış olduğu, bu nedenle davada süre aşımı bulunduğu iddiasında bulunulmuştur.

1602 sayılı Kanunun 42 nci maddesi İlgililer, haklarını ihlal eden bir idari işlem dolayısıyla Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde doğrudan doğruya tam yargı davası veya iptal ve tam yargı davaları ile birlikte açabilecekleri gibi ilk önce iptal davası açarak bu davanın karara bağlanması üzerine bu husustaki kararın veya kanun yollarına başvurulması halinde verilecek kararın tebliği veya bir işlemin icrası sebebiyle doğan zararlardan dolayı, icra tarihinden itibaren altmış gün içinde tam yargı davası açabilirler. Bu halde de ilgililerin 35 inci madde uyarınca idareye başvurma hakları saklıdır. hükmüne amirdir. Davacı, işlem tesisinden sonra, okuldan çıkarılma işleminin iptali talebi ile dava açmıştır. Söz konusu, işlemin iptali için açılan davanın AYİM 2 nci Dairesinin 13.06.2007 gün ve 2006/1243 Esas, 2007/544 Karar sayılı kararı ile reddine karar verildiği, 05.07.2007 tarihinde kayda giren dilekçe ile iş bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır. İşlemin kesinleştiği tarih olarak iptal kararının tebliğ edildiği tarihin kabul edilmesi gerektiği, bu sebeple; davanın süresi içerisinde açıldığı, davada süre aşımı bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

İdare Hukuku ilkelerine ve T.C. Anayasanın 125 nci maddesine göre idare kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararları ödemekle yükümlüdür. Bu suretle idarenin sorumluluğu Anayasa prensibi olarak kabul edilmiştir. Ancak Anayasada idarenin sorumluluğunun hangi esaslara göre belirleneceği belirtilmemiş, bu meselenin halli doktrin ve yargı kararlarına bırakılmıştır. Bugün idarenin sorumluluğu hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkelerine dayandırılmaktadır. İster hizmet kusuru, ister kusursuz sorumluluk ilkelerine dayandırılsın idarenin tazmin borcunun doğabilmesi için bir zararın mevcudiyeti, zarara yol açan eylemin idareye yüklenebilir nitelikte olması, zarar ile eylem arasında illiyet bağının bulunması zorunludur.

Bu hüküm idarenin hem kusura dayanan sorumluluğunu, hem de kusursuz sorumluluğunu öngörmekle beraber, idari işlemlerden dolayı idarenin sorumlu tutulabilmesi için kural olarak hizmet kusurunun mevcudiyeti, istisnai bazı haller için de kusursuz sorumluluk halleri aranmaktadır.

Davacının askeri öğrenciliğe elverişsiz olduğuna dair doğuştan bir böbreğinin bulunmaması rahatsızlığının, ilk rapor tarihinde tespiti gerekmekte iken bunun tespit edilemeyerek askeri öğrenci olabileceğine ilişkin sağlık kurulu raporu verilmesi işleminde, meydana gelen zararın hizmet kusuru ilkesi gereği davalı idare tarafından karşılanması gerekmektedir. Davacının, askeri öğrencilikte geçirdiği süredeki maddi zararlarının ortaya konabilmesi amacıyla bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, resen seçilen bilirkişi tarafından düzenlenerek Mahkememize ibraz edilen 01 Temmuz 2008 tarihli bilirkişi raporunda; davacının 9.899.00 YTL. maddi tazminat hak edişinin olduğu bildirilmiştir.

Taraflara tebliğ edilen ve itiraz edilmeyen bilirkişi raporu, Mahkememizce kabul edilen kıstaslara ve ilmi verilere uygun bulunduğundan bilirkişi raporu doğrultusunda uygulama yapılmıştır.

Davacıya olay sebebiyle duyduğu ve duyacağı acı ve ıstırabı kısmen de olsa karşılayabilmek amacıyla olayın meydana geliş şekli, tarihi, davacının askerlik statüsü, davacının sosyal durumu ve paranın alım gücü dikkate alınarak olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte uygun miktarda manevi tazminat verilmesi kabul edilmiştir.

Açıklanan nedenlerle;

1. Bilirkişi raporu uyarınca ve istemine bağlı kalınarak, davacıya 7.500.00 YTL. (YEDİ BİN BEŞ YÜZ YTL) MADDİ TAZMİNAT VERİLMESİNE,

2. Davacıya takdiren 5.000.00 YTL. (BEŞ BİN YENİ TÜRK LİRASI) MANEVİ TAZMİNAT VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin isteminin REDDİNE,

3. Hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarına, okuldan çıkarılma tarihi olan 03 Ekim 2006 tarihinden ödeme tarihine kadar yıllık %9 (YÜZDE DOKUZ) yasal faiz YÜRÜTÜLMESİNE, (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy