Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 2. Daire 2007/434 Esas 2008/1069 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYüksekİdareMahkemesi
Dairesi: 2. Daire
Esas No: 2007/ 434
Karar No: 2008 / 1069
Karar Tarihi: 22.10.2008

(2709 S. K. m. 125) (5434 S. K. m. 72)

Davacılar vekili, 18.04.2007 tarihinde AYİM’de kayda geçen dava dilekçesinde özetle; davacılar yakını ………….’in 3 ncü Hv.İs.İnş.Tb.K.lığı emrinde askerlik hizmetini İfa etmekte iken görev gereği bulunduğu yerde yanan F5A tipi uçağın parçalarının üzerine düşmesi sonucu yaşamını yitirdiğini, olay nedeni ile desteklerini yitiren anne için 20.000 YTL., baba için 18.000 YTL.destekten yoksun kalma tazminatı ve 15.000’er YTL manevi tazminat ile kardeşleri için ise 10.000’er YTL. manevi tazminatın ve ayrıca defin için yapılan 5.000 YTL. masraf karşılığı maddi tazminatın işletilecek yasal faizleriyle birlikte ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş duruşma isteminde bulunmuştur.

Dava dosyasındaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; davacıların oğulları ve kardeşleri olan Hv.Ulş.Er …………..’in 3 ncü Hava İstihkam İnşaat Tabuz K.lığı emrinde askerlik hizmetini yapmakta iken 27.06.2006 tarihinde 3 ncü Ana Jet Üs K.lığında Beton onarım ve derz temizliği yapılması faaliyetlerinin icrası için görevlendirilen personel kafilesi içinde yer aldığı, 27.06.2006 tarihinde saat 15.30 sıralarında 133 ncü hatta derz temizliği ve bakımı yapmakta iken pistten kalkış yapmakta olan F5 tipi jet uçağının kuzey pist başına yaklaşık 900-1000 metre mesafe kala kontrolden çıkarak yanmaya başladığı, bu kaza sırasında kopan uçak parçalarının davacıların yakını Hv.Ulş.Er …………… ile Hv.İs.Er ………..’e isabet etmesi sonucunda bahsi personelin vefat ettikleri, bu olay nedeniyle zarara uğrayan müteveffa Hv.Ulş…………..’in yakınlarının uğradıkları zararların tazmini için 05.02.2007 tarihinde idareye ön müracaatta bulundukları, cevap verilmemesi üzerine 18.04.2007 tarihinde AYİM kaydına geçen dilekçe ile iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.

İdare Hukuku İlkelerine ve T.C.Anayasası’nın 125 nci maddesine göre idare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür. Bu suretle idarenin sorumluluğu Anayasa prensibi olarak kabul edilmiştir. Ancak idarenin sorumluluğunun hangi esaslara göre belirleneceği Anayasada belirtilmemiş olup bu meselenin halli doktrin ve yargı kararlarına bırakılmıştır. Bugün idarenin sorumluğu hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkelerine dayandırılmaktadır. İster hizmet kusuru, ister kusursuz sorumluluk ilkelerine dayandırılsın, idarenin hukuki sorumluluğu için bir zararın mevcudiyeti, zarara yol açan eylemin idareye yüklenebilir nitelikte olması, zararla eylem arasında illiyet bağının bulunması yeterlidir. İlliyet bağının kesilmiş sayılması için zararın tümüyle hizmete ve idare tüzel kişiliğine yabancı unsurlarından doğması gerekmektedir.

Davacıların oğulları ve kardeşleri olan müteveffa Hv.Ulş.Er ………….’in askerlik hizmetinin ifası sırasında Tb.K.lığınca kendisine tevdi edilen Beton onarım ve derz temizliği görevinin icrası sırasında vefat etmesi ile sonuçlanan olayda, hizmetin kurulması ve işletilmesinden kaynaklanan idareye atfı kabil bir hizmet kusurundan söz edilemez ise de; zararlı sonucun askerlik hizmetinin ifası sırasında pistin bakım ve temizliği görevinin icrası esnasında meydana geldiği, müteveffanın herhangi bir kusurunun da bulunmadığı anlaşılmakla davacıların uğradıkları zararın kusursuz sorumluluk ilkesi uyarınca davalı idare tarafından karşılanmasının gerektiği sonucuna varılmıştır.

Mahkememizin yerleşik içtihatları uyarınca T.C.Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı iştirakçisi olmayan kimselere olay sebebiyle T.C.Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı’nca bağlanan aylıklar ve ödenen tütün ikramiyeleri yarar kabul edilerek davacıların maddi zararlarından düşüldüğünden, bu husus araştırılmış T.C.Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Sosyal Sigortalar Genel Müdürlüğü Emekli Sandığı Tahsisler Dairesi Başkanlığı’nın 01.05.2008 tarih ve B.07.1.EMS.0.10.01.01/86.374.027 sayılı yazılarıyla Yönetim Kurulunun 15.03.2007 tarih ve 127 sayılı kararı ile hakkında 5434 sayılı Yasanın vazife malullüğü hükümlerinin uygulanmasına dair karar verildiği, ancak davacılar anne ve babanın durumunun 5434 sayılı Yasanın 72 nci maddesi kapsamına girmediğinden (Samsun Gazi Devlet Hastanesi’nin 07.03.2008 tarih ve 573 sayılı raporuna istinaden davacı babanın 65 yaşından küçük olup geçimini sağlayamayacak derecede malul olmaması, davacı annenin de dul olmaması nedenleriyle) vazife malullüğü aylığı bağlanamadığı ve dolayısıyla tütün ikramiyesinin de ödenmediğinin bildirildiği görülmüştür.

Davacılara yakınlarını kaybetmeleri nedeniyle maddi zararlardan düşülmesi gereken Devletçe hiçbir yarar sağlanmadığı anlaşılmıştır.

Davacı anne ve babanın maddi zararlarının tespiti için bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, resen seçilen bilirkişi tarafından düzenlenerek Mahkememize ibraz edilen 09.06.2008 tarihli bilirkişi raporunda; davacı anne …………..’in, maddi tazminat hak edişinin 16.074,00 YTL. olduğu, davacı baba ………………..’in ise maddi tazminat hak edişinin 14.330,00 YTL. olduğu bildirilmiştir.

Taraflara tebliğ edilen ve itiraz edilmeyen bilirkişi raporu, Mahkememizce kabul edilen kıstaslara, ilmi verilere ve yerleşmiş içtihatlara uygun bulunduğundan bilirkişi raporu doğrultusunda uygulama yapılmıştır.

Tüm davacılara, yakınlarını kaybetmeleri nedeniyle duydukları ve ömür boyu duyacakları acı ve ıstıraplarını kısmen de karşılayabilmek amacıyla olayın meydana geliş şekli, tarihi, müteveffanın askerlik statüsü, davacıların sosyal durumu ve paranın alım gücü dikkate alınarak, olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte uygun miktarda manevi tazminat verilmesi kabul edilmiştir.

Diğer yandan davacılar vekilince defin ve cenaze masrafları sebebiyle davacı anne ve baba için 5.000,00 YTL maddi tazminat talep edilmiş ise de ; 31 Ekim 2007 tarih ve Esas No.:2007/434 sayılı ara kararımız ile davacılar vekilinden bu giderlere ilişkin masraf belgelerinin gönderilmesi istenilmesine rağmen ibraz edilemediğinden gerçek maddi zararın hesaplanmasında bu hususlar dikkate alınmamıştır.

Açıklanan nedenlerle;

1. Davacı baba …………’e bilirkişi raporu uyarınca 14.330,00 YTL. (ONDÖRTBİNÜÇYÜZOTUZ YENİ TÜRK LİRASI) MADDİ TAZMİNAT VERİLMESİNE, fazlaya ait isteminin REDDİNE,

2. Davacı anne ………….’e bilirkişi raporu uyarınca 16.074,00 YTL. (ONALTIBİNYETMİŞDÖRT YENİ TÜRK LİRASI) MADDİ TAZMİNAT VERİLMESİNE, fazlaya ait isteminin REDDİNE,

3. Davacı baba …………. ile davacı anne ……….’e takdiren ve ayrı ayrı 10.800,00’er YTL. (ONBİNSEKİZYÜZER YENİ TÜRK LİRASI) MANEVİ TAZMİNAT VERİLMESİNE, fazlaya ait istemlerinin REDDİNE,

4. Davacı kardeşler …………. ve …………..’e takdiren ve ayrı ayrı 4.000,00’er YTL. (DÖRTBİNER YENİ TÜRK LİRASI) MANEVİ TAZMİNAT VERİLMESİNE, fazlaya ait istemlerinin REDDİNE,

5. Hükmedilen maddi tazminat miktarlarına davacılar yakını müteveffanın yeniden gelir elde edebileceği varsayılan 21.07.2007 tarihinden, ödeme tarihine kadar yıllık %9 (YÜZDE DOKUZ) yasal faiz YÜRÜTÜLMESİNE,

6. Hükmedilen manevi tazminat miktarlarına olay tarihi olan 27.07.2006 tarihinden ödeme tarihine kadar yıllık %9 (YÜZDE DOKUZ) yasal faiz YÜRÜTÜLMESİNE, (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy