Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 2. Daire 2007/263 Esas 2008/1059 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYüksekİdareMahkemesi
Dairesi: 2. Daire
Esas No: 2007/ 263
Karar No: 2008 / 1059
Karar Tarihi: 15.10.2008

(2709 S. K. m. 125)

Davacı vekili 05.03.2007 tarihinde Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nde kayda geçen dava dilekçesinde özetle; davacının 70 nci Mknz.P.Tug.1 nci Tnk.Tb.K.lığında (Cizre/ŞIRNAK) görev yaparken 04.03.2006 tarihinde aynı Tugay Komutanlığına bağlı 1 nci Mknz. P. Tb. K.lığı (Midyat/MARDİN)'na göreve gönderildiği, bu görev sırasında güvenli yol gününün beklenmediği, davacıya askeri araç ve muhafız verilmediği, bu nedenle davacının kendi özel aracı ile göreve gitmek zorunda kaldığı, ancak görev dönüşü trafik kazası geçirerek malul olduğu, Milli Savunma Bakanlığına idari müracaatta bulunarak tazminat talep edildiği ve söz konusu talebin zımnen reddedildiği belirtilerek, 20.000,00 YTL maddi ve 20.000,00 YTL manevi tazminat ile 6.000,00 YTL araç bedeli olmak üzere toplam 46.000,00 YTL'nin olay tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte ödenmesini talep ve dava etmiştir.

Dava dosyasındaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; davacının 70 nci Mknz.P.Tug.1 nci Tnk.TGK. 3 ncü Mknz.P.BI.K.lığı-Cizre/ŞIRNAK emrinde görevli iken 03 Mart 2006 tarihinde Midyat 1 nci Mknz.P.Tb.K.lığındaki 3 ncü Mknz.P.BI.K.lığına ait malzemelikteki malzemeleri başka bir depoya aktarmak üzere Midyat'a görevlendirildiği, bu görevlendirmeye istinaden davacının 04 Mart 2006 tarihinde şahsi otomobili ile Cizre-İdil-Midyat yolunu kullanarak Midyat'a gittiği, görevini tamamlamasını müteakip Cizre'ye dönüşü sırasında İdil-Cizre karayolunun Kuştepe mevkiinde saat 19.30 civarında kendisinin kullandığı otomobilin hakimiyetini kaybetmesi sonucu kaza geçirerek yaralandığı, olay sonrası tutulan kaza tespit tutanağında davacının aracının hızını yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uygun şekilde ayarlamadığı ve bundan dolayı kazada davacının 1 nci derecede kusurlu olduğunun belirtildiği, davacı hakkında emre itaatsizlikte ısrar suçunu işlediğinden bahisle soruşturma emri verildiği, yapılan soruşturma sonucunda 7 nci Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı’nın 28 Şubat 2007 gün ve 2007/2005 Esas, 2007/7 Karar sayılı kararıyla Kovuşturmaya Yer Olmadığına karar verildiği, davacının yapılan muayene ve tedaviler sonucunda düzenlenen heyet raporuna göre; askerliğe elverişli olduğu, 90 gün iş ve güç kaybı olduğu, çehresinde sabit eser bulunduğu uzuv zaafı ve tadilinin bulunmadığı, Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğüne göre vücut fonksiyon kayıp oranının %13.1 olduğu anlaşılmıştır.

Anayasa’nın 125 nci maddesine göre İdare kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür. Bu suretle idarenin sorumluluğu Anayasa prensibi olarak kabul edilmiştir. Ancak Anayasada idarenin sorumluluğunun hangi esaslara göre belirleneceği belirtilmemiş, bu meselenin halli doktrin ve yargı kararlarına bırakılmıştır. Bu gün idarenin sorumluluğu hizmet kusuru ve kusursuz sorumluluk ilkelerine dayandırılmaktadır. İster hizmet kusuru, isterse kusursuz sorumluluk ilkelerine dayandırılsın genel olarak idarenin tazmin borcunun doğabilmesi için bir zararın mevcudiyeti, zarar yol açan eylemin idareye yüklenebilir nitelikte bulunması, zarar ile eylem arasında illiyet bağının bulunması zorunludur.

Her ne kadar davalı idare savunmasında davacının yaralanmasına sebep olan kazanın, davacının verilen emirlere riayetsizliğinden meydana geldiğini, davacının kazanın meydana geldiği karayolunun kullanılmaması ve hava kararmasından sonra intikal yapılmaması yönünde verilen emre aykırı davranması sebebiyle oluştuğunu iddia etmiş ise de; 7 nci Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı’nın KYOK kararında da belirtildiği gibi davacının emniyetli olan yol günlerinden birinde Midyat’a gönderilmediği, kendisine askeri araç ve muhafız verilmediği, depo taşınması konusunda verilen emri yerine getirmek amacıyla şahsi otosu ile Midyat’ta gittiği anlaşılmış olup, verilen emre uygun olarak emniyetli olan günde kendi şahsi arabasıyla verilen görevi yerine getirmeye çalışması, her iki yolun da güvenli olmaması, Cizre-Nusaybin-Mardin-Midyat yolunun yol süresini uzatması ve ek bir mali külfet yüklemesi, özelliği de dikkate alındığında, davacının emre itaatsizlikte ısrar kastı ile davranmadığı, ancak trafik tespit tutanağında belirtildiği gibi; davacının aracın hızını yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uygun şekilde ayarlamadığı için müterafik kusurunun bulunduğu, davacının yaralanması ile sonuçlanan olayın hizmetin ifası sebebiyle gerçekleştiği, meydana gelen zararla eylem arasında uygun illiyet bağının bulunduğu, meydana gelen zararın davacı üzerinde bırakılmayarak kusursuz sorumluluk ilkesi uyarınca davalı idarece karşılanması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.

Davacının efor kaybı nedeniyle maddi zararının tespiti için bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, resen seçilen bilirkişi tarafından düzenlenerek Mahkememize ibraz edilen 22.09.2008 tarihli bilirkişi raporunda; davacının efor kaybı nedeniyle maddi zararlarının 47.095 YTL olduğu bildirilmiştir.

Taraflara tebliğ edilen bilirkişi raporuna davalı idare tarafından raporun yetirince açık olmadığı ve olayda davacının kusurlu olduğu belirtilerek itiraz olunmuş, bilirkişi raporunun Mahkememizce kabul edilen kıstaslara, ilmi verilere ve yerleşmiş içtihatlara uygun olduğu kanaatine varılarak bilirkişi raporu doğrultusunda ve davacının müterafik kusuru dikkate alınarak uygulama yapılmıştır.

Olay nedeniyle davacıya ait araç hurda haline geldiğinden, aracın cinsi, modeli ve tipi dikkate alınarak olay tarihi itibarıyla kasko bedeli üzerinden yapılan değerlendirme sonucunda, aracın kaza öncesi ortalama değerinin 8.000 YTL olduğu, olaydan sonra hurda olarak 1.250,00 YTL’ye satıldığı, bu nedenle araç hasarı dolayısıyla davacının zararının 6.750,00 YTL olduğu kabul edilmiştir.

Davacının olay nedeniyle çektiği acı ve ıstıraplarını kısmen de olsa karşılayabilmek amacıyla olayın vukua geliş şekli, olay tarihi, paranın alım gücü, davacının statüsüyle sosyal durumu ve olaydaki müterafik kusuru göz önünde bulundurularak uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmiştir.

Açıklanan nedenlerle;

1. Davacı ……………’e bilirkişi raporu uyarınca ve davacının müterafık kusuru da dikkate alınarak istemi gibi 26.000,00 YTL. (YİRMİALTIBİN YENİ TÜRK LİRASI) MADDİ TAZMİNAT VERİLMESİNE,

2. Davacıya takdiren ve müterafık kusuru da dikkate alınarak 8.000,00 YTL. (SEKİZBİN YENİ TÜRK LİRASI) MANEVİ TAZMİNAT VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,

3. Hükmedilen maddi tazminat miktarına, davacının Yeniden göreve başladığı 14.08.2006 tarihinden ödeme tarihine kadar yıllık % 9 (YÜZDE DOKUZ) yasal faiz YÜRÜTÜLMESİNE,

4. Hükmedilen manevi tazminat miktarına, davacının yaralandığı 04.03.2006 tarihinden ödeme tarihine kadar yıllık % 9 (YÜZDE DOKUZ) yasal faiz YÜRÜTÜLMESİNE. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy