Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 2. Daire 2006/1352 Esas 2008/1043 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYüksekİdareMahkemesi
Dairesi: 2. Daire
Esas No: 2006/ 1352
Karar No: 2008 / 1043
Karar Tarihi: 22.10.2008

(2709 S. K. m. 125)

Davacı vekili 20.02.2007 tarihinde Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Başkanlığı’nda kayda geçen dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 6 ncı Hudut Alayı 2 nci Hudut Tb. 6 ncı Hd.BI………….. Hd.Tk.K.lığl emrinde askerlik yapmakta iken, 06 Mart 2005 günü koğuş temizliğinden sonra Nöbetçi Topçu Çavuş ………….'ın emri üzerine koridordaki kumları temizleyerek, tenekeye doldurup dışarı çıkardığı ve güçlükle taşırken bir ara yere bırakarak dinlendiğini, bu sırada 3-5 metre ileride nöbet tutmakta olan P .Er ……………'i gördüğünü, arkadaşının kendisine kimsin diye sormasına rağmen kendisiyle dalga geçtiğini düşünerek benim şeklinde cevap verdiğini, yine bu sırada yere bıraktığı kovayı almak için eğildiğini ve tam bu sırada ………………'in silahının ateş alması sonucu yaralandığını, halihazır durumda yaralanma nedeniyle mağdur olduğunu, olayda idarenin kusuru bulunduğunu, bu nedenle müvekkilinin uğradığı zararların tazmini maksadıyla önce 1.000.000 YTL maddi ve 500.000 YTL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesi talep edilmiş olup, daha sonra davacı vekili tarafından tazminat miktarı ıslah edilerek 250.000 YTL maddi, 50.000 YTL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekilinin Harçtan Muafiyet ve Adli Yardım İstemi AYİM Nöbetçi Dairesinin 31 Ağustos 2007 gün ve GENSEK NO:2006/2532 ESAS NO:2006/236 sayılı kararıyla reddedilmiştir.

Dava dosyasına mevcut bilgi ve belgelerin incelenmesi sonucunda; Van/Özalp 2 nci Hudut Taburu 6 ncı Hudut Bölüğüne bağlı …………… Hudut Karakolunda görev yapan P.Er ………….’in 06 Mart 2005 tarihinde P .Er ………….. ile beraber 21:00 -23:00 2 nolu mevzi nöbetçisi olduğu, nöbet esnasında mevziinin yaklaşık 50-60 metre uzağında kurtların görünmesi üzerine kurtlardan çok korkan Er …………in, silahını tam dolduruşa getirdiği, bilahare hava şartları nedeniyle nöbet hizmetleri birer saate indirildiğinden saat 22:00 sıralarında nöbet değişiminin yapıldığı ve değişimi müteakip Er …………. ile beraber diğer nöbetçi P.Er ………..'in Topçu Çvş. ………….'ın emir ve komutasında doldur-boşalt işlemi için karakol binasının önüne gelince Topçu Çvş, ………..'ın, doldur-boşalt işlemini yaptırması için takım komutanına haber vermek üzere Er ……….. ile P .Er ………..'in yanından ayrıldığı, bu sırada davacının, temizlikte kullanılan yangın kovasını yangın istasyonuna bırakmak için binadan dışarı çıktığı ve müteakiben dışarıda bekleyen Er ……….’i görüp ona doğru gelerek, karşısındaki insanların yaptıklarını taklit etme tiki olan Er ………….. karşısında çeşitli hareketler yaptığı, Er …………‘in de hareket yapmaması konusunda davacıyı ikaz ettiği, Er …………… ile davacı arasında karşılıklı konuşmalar yaşanırken Er ……….’in bir şekilde çapraz tutuşta taşıdığı 275108 seri numaralı G-3 piyade tüfeğinin tetiğine dokunduğu ve silahın bir el ateş aldığı, çıkan merminin davacının, sağ ön kol dirsek bölgesine müteakiben de dirsekten çıkıp batın bölgesine isabet ederek yaralanmasına neden olduğu, bu nedenle davacının uğradığı zararların tazmini maksadıyla maddi ve manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesi talep edilmiş olup, istemin davalı idarece reddedilmesi üzerine AYİM’de iş bu davanın süresinde açıldığı anlaşılmaktadır.

İdare hukuku ilkelerine ve T.C.Anayasasının 125 inci maddesine göre; idare kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararları ödemekle yükümlüdür. Bu suretle idarenin sorumluluğu Anayasa prensibi olarak kabul edilmiştir. İdarenin sorumluluğunun hangi esaslara göre belirleneceği Anayasada belirtilmemiş olup bu meselenin halli doktrin ve yargı kararlarına bırakılmıştır. Bugün idarenin sorumluluğu hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkelerine dayandırılmaktadır. İster hizmet kusuru ister kusursuz sorumluluk ilkelerine dayandırılsın idarenin tazminle sorumlu tutulabilmesi için bir zararın varlığı, zararı doğuran işlem veya eylemin idareye yüklenebilir nitelikte olması, zararlı sonuçla işlem veya eylem arasında doğrudan doğruya bir illiyet bağının bulunması, zarara yol açan eylemin bir hizmet kusuru teşkil etmesi veya kusursuz sorumluluk ilkelerinin uygulanmasına elverir nitelikte olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi zorunludur. Maddi olguda bu koşullardan birinin yokluğu, idarenin tazmin sorumluluğunu kaldırır. Ortada bir zarar yoksa veya meydana gelen zarar idari eylem ya da işlemden doğmamış ise, yahut zararla idari eylem veya işlem arasında nedensellik bağı kurulamıyorsa idarenin tazmin sorumluluğundan söz edilemez.

Davacının yaralanması olayının bir kamu görevi olan askerlik hizmetinin ifası sırasında aynı birlikte görevli Er …………..in silahıyla ateş etmesi suretiyle gerçekleşen suç teşkil eden eylemi sonucunda meydana geldiği, sanık …………..n yargılaması sonucu cezalandırıldığı, nöbet hizmetinin devamı niteliği şeklinde olan doldur boşalt işlemleri esnasında meydana gelen zararla eylem arasında illiyet bağının bulunduğu, bu nedenle zararın zarar gören üzerine bırakılmayarak ajanın görev kusuru nedeniyle, hizmet kusuru ilkesi uyarınca idarece karşılanması gerektiği, ancak mahkeme kararındaki anlatımdan da anlaşıldığı üzere, davacının olayın meydana gelmesindeki müterafik kusurunun da göz önüne alınması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

Mahkememizin yerleşmiş uygulamalarına göre T.C. Emekli Sandığı iştirakçisi olmayan kimselere olay sebebiyle bağlanan aylıklar ve ödenen tütün ikramiyeleri maddi zararın hesaplanmasında sağlanan yarar kabul edildiğinden, bu husus araştırılmış, T.C. Soysal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Sosyal Sigortalar Genel Müdürlüğü Kamu Görevlileri Emeklilik İşlemleri Dairesi Başkanlığının dosyada mevcut 08.05.2008 tarih ve SAYI: B.07.1.EMS.0.10.01.01/84.868.005 sayılı yazısıyla davacıya vazife malulü maaşının bağlandığı anlaşılmıştır.

Maddi tazminat isteminde bulunan davacının maddi zararlarının tespit amacıyla bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, resen seçilen bilirkişi tarafından düzenlenerek Mahkememize ibraz edilen 08.07.2008 tarihli bilirkişi raporunda; davacının 10,564,00 YTL maddi tazminat hak edişinin bulunduğu belirtilmiştir.

Taraflara tebliğ edilen bilirkişi raporuna davacı vekili tarafından zararın eksik hesaplandığı ve yeniden başka bilirkişiye hesaplattırılması gerektiği belirtilerek itiraz edilmiş, düzenlenen rapor Mahkememizce kabul edilen kıstaslara, ilmi verilere ve yerleşmiş içtihatlara uygun bulunduğundan bilirkişi raporu doğrultusunda uygulama yapılmıştır.

Davacının olay nedeniyle duyduğu ve ömür boyu duyacağı acı ve ıstırabı kısmen de olsa karşılayabilmek amacıyla, olayın meydana geliş şekli, davacının askerlik statüsü, paranın alım gücü ve işleyecek yasal faiz ve davacının müterafik kusuru da dikkate alınarak uygun miktarda manevi tazminat verilmesi kabul edilmiştir.

Davacının maddi tazminatın reddedilen kısmı ile ilgili olarak, red sebebinin davacının haksız oluşundan değil, dava açıldığı tarihte maluliyet aylığı bağlanmamış olması, bu işlemin beklenmesi halinde dava açma süresinin kaçırılabilecek olması sebebiyle, dava duruşmalı görülmekle birlikte reddedilen tazminat miktarı üzerinden davalı idare lehine avukatlık ücretine hükmedilmemesine karar verilmiştir.

Açıklanan nedenlerle;

1. Davacı ………….’ya bilirkişi raporu uyarınca, müterafik kusuru da dikkate alınarak, 8,000,00 YTL. (SEKİZ BİN YENİ TÜRK LİRASI), MADDİ TAZMİNAT VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,

2. Davacı ………’ya takdiren, müterafik kusuru da dikkate alınarak, 20,000,00 YTL. (YİRMİ BİN YENİ TÜRK LİRASI), MANEVİ TAZMİNAT VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,

3. Hükmedilen maddi tazminat miktarına davacının yeniden gelir elde edebileceği varsayılan muhtemel terhis tarihinden iki ay sonraki 21 Ocak 2006 tarihinden ödeme tarihine kadar yıllık %9 (YÜZDE DOKUZ) yasal faiz YÜRÜTÜLMESİNE,

4. Hükmedilen manevi tazminat miktarına olay tarihi olan 06.03.2005 tarihinden 31 Aralık 2005 tarihine kadar yıllık %12 (YÜZDE ONİKİ), 01 Ocak 2006 tarihinden ödeme tarihine kadar yıllık %9 (YÜZDE DOKUZ) yasal faiz YÜRÜTÜLMESİNE, (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy