Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 2. Daire 2005/614 Esas 2008/916 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYüksekİdareMahkemesi
Dairesi: 2. Daire
Esas No: 2005/ 614
Karar No: 2008 / 916
Karar Tarihi: 24.09.2008

(2709 S. K. m. 125)

Davacılar vekili, 22 Mart 2005 tarihinde Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nde kayda geçen dava dilekçesinde özetle; davacıların yakını ………….’in Kırşehir-Boztepe İlçe J.K.lığı emrinde askerlik hizmetini yapmakta iken 21.05.2000 tarihinde J.Astsb…………… tarafından hakarete uğrayıp dövülmesi sonucu aynı gün silahla kendisini vurarak intihar ettiğini, davacıların zararlarının hizmet kusuru ilkesi gereğince davalı idarece tazmin edilmesinin gerektiğini belirterek davacı anne ve babaya ayrı ayrı 25.000,00’er YTL.maddi ve 5.000,00’er YTL. manevi tazminatın olay tarihi olan 21.05.2000 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizleriyle birlikte ödenmesini talep ve dava etmiştir.

Dava dosyasındaki belgelerin incelenmesinden; davacılar yakını Er ………….’in Kırşehir-Boztepe İlçe J.K.lığında askerlik hizmetini yerine getirirken 21.05.2000 tarihinde aynı Birlikte görevli Astsb. Üçvş. …………. tarafından haksız yere dövülmesi üzerine Karakola gelen İlçe J.K.nın yanında silahını karnına dayayarak bir el ateş edip intihar ettiği, yapılan müdahalelere rağmen vefat ettiği, olay nedeniyle yargılanan sanık J.Astsb. ……………’nin müteaddit asta müessir fiil suçundan J.Gn.K.As.Mah.nin 26.12.2002 tarih ve E:2002/58, K:2002/926 sayılı kararı ile mahkumiyetine karar verildiği ve hükmün 1.6.2003 tarihinde kesinleştiği, müteveffanın ölümü nedeniyle J.Gn.K As. Savcılığının 04.07.2000 tarih ve 2000/1124-440 E-K sayılı kararı ile Kovuşturmaya Yer Olmadığına karar verildiği anlaşılmıştır.

Davalı idare savunmasında ve Başsavcılık düşüncesinde davada süre aşımı bulunduğu belirtildiğinden bu husus araştırılmış, bu maksatla Jandarma Genel Komutanlığı Askeri Mahkemesi’nden davacıların ceza davasına katılma dilekçesi, verilen kararın müdahillere tebellüğ belgesi istenmiş, ancak bu belgelerin dosyada bulunmadığı bildirildiğinden süre konusundaki ihtilaf davacılar lehine yorumlanarak davada süre aşımı bulunmadığı kanaatine varılarak, yargılamanın esasına geçilmiştir.

Anayasanın 125 nci maddesine göre idare kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararları ödemekle yükümlüdür. Bu açıdan idarenin sorumluluğu Anayasa prensibi olarak kabul edilmiştir. Ancak Anayasada idarenin sorumluluğunun hangi esaslara göre belirleneceği belirtilmemiş olup bu sorunun çözümü öğreti ve yargı kararlarına bırakılmıştır. Genel kabule göre idarenin sorumluluğu hizmet kusuru ve kusursuz sorumluluk esaslarına dayandırılmaktadır. Hangi esas üzerinde temellendirilirse temellendirilsin genel olarak idarenin tazminle sorumlu tutulabilmesi için, bir zararın varlığı, zararı doğuran eylemin idareye yüklenebilir olması, zararlı sonuç ile eylem açısından doğrudan doğruya bir nedensellik bağının bulunması zorunludur. İdarenin hukuki sorumluluğundan bahsedebilmek için bir zararın mevcudiyeti, zarara yol açan eylemin idareye yüklenebilir nitelikte olması ve meydana gelen zararla eylem arasında nedensellik bağının bulunması gerekmektedir. Nedensellik bağının kesilmesi için de zararın tümüyle idareye ve hizmete yabancı unsurlardan doğması gerekmektedir.

J.Er ………….’in ölümü olayını tamamen şahsi sebeplere bağlı bir intihar olayı olarak görmek ve askeri hizmetten soyutlamak mümkün değildir. Müteveffa, Astsb………… tarafından dövülmüştür. Müteveffanın bu dövme olayından sonra aynı gün intihar etmiş olması, intihar olayının kendisine uygulanan kötü muamele ve dayak olayına dayandığını göstermektedir. Bu durumun askeri hizmetten soyutlanması mümkün değildir. Astsb. ………… idarenin, kamu hizmetini yürütmekle görevli bir ajanı olduğundan, eyleminin idareye yüklenebilir bir eylem olduğu açıkça ortadadır. Zararlı sonuç ile idarenin eylemi arasında illiyet bağı mevcuttur. Kamu hizmetini yürüten idarenin hizmetini yürütürken hiç kimsenin zarara uğramamasını sağlamak amacıyla gerekli önlemleri alması zorunludur. Bu zorunluluğun gereği gibi yerine getirilmemesi hizmetin kusurlu işlediğinin delilidir. Davalı idarenin ajanını, astlarını korumak görevini de gereği gibi yapacak şekilde yetiştirmemesi, disipline etmemesi hizmetin kusurlu şekilde işlediğini göstermektedir. Bu nedenle davacıların zararlarının hizmet kusuru ilkesince karşılanması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Ancak müteveffa …………’in kendisine uygulanan müessir fiil neticesinde intihar etme kararını bizzat vermiş olması ve bu kararı icra etmiş olması, diğer bir deyişle zararlı sonucun meydana gelmesinde kendisinin de katkısının bulunması hususu da ağır müterafik kusur olarak değerlendirilmiştir.

Davacıların maddi zararlarının tespiti için resen seçilen bilirkişi tarafından hazırlanarak Mahkememize sunulan 01.06.2006 tarihli bilirkişi raporuna göre davacı anne ………….’in maddi tazminat hak edişinin 4.740,00 YTL. davacı baba ……….’in maddi tazminat hak edişinin 3.689,00 YTL. olduğu bildirilmiştir.

Taraflara tebliğ olunan bilirkişi raporu Mahkememiz içtihatlarına ve ilmi verilere uygun bulunduğundan, bilirkişi raporu doğrultusunda ve müteveffanın müterafik kusuru dikkate alınarak uygulama yapılmasına karar verilmiştir.

Tüm davacılara olay sebebiyle duydukları ve ömür boyu duyacakları acı ve ıstırapları kısmen de olsa telafi edebilmek amacıyla olayın oluş şekli, tarihi, müteveffanın askerlik statüsü, müterafik kusur, paranın alım gücü, olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz dikkate alınarak uygun miktarlarda manevi tazminat verilmesi kabul edilmiştir.

Açıklanan nedenlerle;

1. Bilirkişi raporu uyarınca ve müteveffanın müterafik kusuru dikkate alınarak takdiren, davacı anne ………’e 1.500,00 YTL. (BİNBEŞYÜZ YENİ TÜRK LİRASI), davacı baba ………….’e 1.000,00 YTL. (BİN YENİ TÜRK LİRASI) MADDİ TAZMİNAT VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin istemlerinin REDDİNE,

2. Takdiren ve müteveffanın müterafik kusuru dikkate alınarak davacı anne …. ile davacı baba ………….’e ayrı ayrı 1.000,00’er YTL. (BİNER YENİ TÜRK LİRASI) MANEVİ TAZMİNAT VERİLMESİNE,

3. Hükmolunan maddi tazminat miktarlarına müteveffanın yaşasaydı yeniden gelir elde etmeye başlayacağı varsayılan 21.04.2001 tarihinden 30.06.2002 tarihine kadar yıllık %60 (YÜZDE ALTMIŞ), 01.07.2002 tarihinden 30.06.2003 tarihine kadar yıllık %55 (YÜZDE ELLİBEŞ), 01.07.2003 tarihinden 31.12.2003 tarihine kadar yıllık %50 (YÜZDE ELLİ), 01.01.2004 tarihinden 31.12.2004 tarihine kadar yıllık %15 (YÜZDE ONBEŞ), 01.01.2005 tarihinden 31.12.2005 tarihine kadar yıllık %12 (YÜZDE ONİKİ), 01.01.2006 tarihinden ödeme tarihine kadar yıllık %9 (YÜZDE DOKUZ) yasal faiz YÜRÜTÜLMESİNE,

4. Hükmolunan manevi tazminat miktarlarına olay tarihi olan 21.05.2000 tarihinden 30.06.2002 tarihine kadar yıllık %60 (YÜZDE ALTMIŞ), 01.07.2002 tarihinden 30.06.2003 tarihine kadar yıllık %55 (YÜZDE ELLİBEŞ), 01.07.2003 tarihinden 31.12.2003 tarihine kadar yıllık %50 (YÜZDE ELLİ), 01.01.2004 tarihinden 31.12.2004 tarihine kadar yıllık %15 (YÜZDE ONBEŞ), 01.01.2005 tarihinden 31.12.2005 tarihine kadar yıllık %12 (YÜZDE ONİKİ), 01.01.2006 tarihinden ödeme tarihine kadar yıllık %9 (YÜZDE DOKUZ) yasal faiz YÜRÜTÜLMESİNE, (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy