Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 1. Daire 2014/1211 Esas 2014/1025 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYüksekİdareMahkemesi
Dairesi: 1. Daire
Esas No: 2014/ 1211
Karar No: 2014 / 1025
Karar Tarihi: 19.11.2014

(1602 S. K. m. 52, 66) (3269 S. K. m. 5, 12, 16) (211 S. K. m. 39) (Uzman Erbaş Yönetmeliği m.12, 13, 19) (Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Yönetmeliği m. 86)

Davacı vekili, 31.07.2014 tarihinde Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde kayda geçen karar düzeltme istemli dilekçesinde özetle; İdari işleme konu olayın 2008 yılında meydana geldiği ve müvekkilinin anılan olayla ilgili ifadesinin alınmasına rağmen herhangi bir cezai işleme tabi tutulmadığını, bu bakımdan 2008 yılında meydana gelen fiillerden dolayı 2013 yılında tesis edilen yaptırım mahiyetindeki fesih işleminin idari istikrar ve ölçülülük ilkeleriyle bağdaşmadığının açık olduğunu beyanla, anılan kararın düzeltilmesini ve Dairemizin 10.06.2014 tarih ve 2013/942 Esas, 2014/586 Karar sayılı Kararının kaldırılarak, hakkında tesis edilen sözleşmenin feshi işleminin iptalini talep etmiştir.

Davalı idare, karar düzeltmeye karşı cevap dilekçesinde özetle; karar düzeltme isteminin AYİM Kanununun 66’ncı maddesinde belirtilen şartları taşımadığından reddine karar verilmesini talep etmiştir.

1602 Sayılı AYİM Kanununun 66’ncı maddesinde; “a) Kararın esasına etkisi olan iddia ve itirazların kararda karşılanmamış olması, -b) Bir ilamda birbirine aykırı hükümler bulunması, -c) Kararın usul ve kanuna aykırı bulunması” sebeplerinin varlığı halinde karar düzeltmenin talep edilebileceği belirtilmiştir.

AYİM l’inci Dairesinin 10.06.2014 tarih ve 2013/942 Esas, 2014/586 Karar sayılı davanın reddi yönündeki kararının; aşağıda açıklanacak nedenlerle hukuka uygun olmadığı değerlendirildiğinden, davacı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile anılan kararın kaldırılması davacı hakkında tesis edilen sözleşmenin feshi işleminin iptali cihetine gidilmiştir.

Davacı vekili, 06.09.2013 tarihinde Eskişehir Nöbetçi İdare Mahkemesinde kayda geçen ve bu kanaldan AYİM’e ulaşan dava dilekçesinde ve aşamalardaki dilekçelerinde özetle; müvekkilinin 11.05.1998 tarihinde uzman çavuş naspedildiğini, Balıkesir, Diyarbakır ve Eskişehir’de görev yaptığını, yıllık izinde iken 05.08.2013 tarihinde acele çağrılarak 02.08.2013 tarihi itibariyle ilişiğinin kesildiğinin tebliğ edildiğini, görevi sırasında hiçbir cezai müeyyideye maruz kalmadığını, kendisinden savunma dahi alınmadığını, buna rağmen bir bilgi verilmeden ve sebep gösterilmeden ilişiğinin kesildiğini, oysa idarenin sebepsiz hiçbir işleminin olamayacağını ve bu sebebin bildirilmesinin ve yargı organınca denetlenmesinin gerektiğini, sözleşme feshi işleminin hukuka aykırı olduğunu beyanla, işlemin iptaline ve öncelikle yürütmenin durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Dava dosyası ile kıt’a özlük dosyasında mevcut bilgi ve belgelerin incelenmesi sonucunda; 1998 yılında imzaladığı sözleşmeye istinaden Hv.K.K.lığı bünyesinde uzman erbaş statüsünde göreve başlayan ve son sözleşmesi 2012 yılında 3 yıl süreyle yenilenen davacının, Hv.K.K.lığına ulaşan isimsiz bir ihbar mektubuna istinaden yürütülen idari tahkikat kapsamında 15.11.2011 tarihinde ifadesinin alındığı, isimleri geçen diğer personellerin de ifadelerinin alınmasıyla tamamlanan tahkikat sonucunda düzenlenen rapora istinaden, l’inci Ana Jet Üs K.lığının 02.08.2013 tarihli işlemiyle; 3269 sayılı Uzman Erbaş Kanununun 12 ve 16’ncı maddeleri, Uzman Erbaş Yönetmeliğinin 13’üncü ve 19’uncu maddeleri, Hv.K.K.lığı Uzman Erbaş Yönergesinin Dördüncü Bölüm 3’üncü maddesi uyarınca sözleşmesinin feshedildiği, 07.08.2013 tarihinde yapılan tebligatı müteakip süresinde işbu davayı açtığı anlaşılmaktadır.

Uzman erbaşların sözleşme fesih ve yenileme işlemleri 3269 Sayılı Uzman Erbaş Kanunun 5, 12 ve 19’uncu maddeleri ile Uzman Erbaş Yönetmeliğinin 12 ve 13’üncü maddelerinde düzenlenmiştir.

3269 sayılı Kanunun 5'inci maddesi; “Uzman erbaşlar; iki yıldan az, beş yıldan fazla olmamak şartıyla sözleşme yaparak göreve başlar ve Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı ile ilgilendirilirler. Bunlardan;

a) İstihdam edildikleri kadronun görev özelliklerine göre sınıf ve branşları ile ilgili sağlık nitelikleri uygun olanların,

b) 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamında malul olanlardan istekleri, bilgi ve tecrübelerinin sınıfı için faydalı olması ve fiziki noksanlıklarını kapatabilmesi şartıyla mensup olduğu kuvvet komutanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı veya Sahil Güvenlik Komutanlığı ile Genelkurmay Başkanlığınca uygun görülenlerden, istihdam edilecekleri kadronun sağlık niteliklerini taşıyanların, müteakip sözleşmeleri, bir yıldan az, beş yıldan fazla olmamak şartıyla azami kırk beş y aşına girdikleri yıla kadar uzatılabilir....” hükmüne,

12’nci maddesi; “...Görevde başarısız olanlarla, ...kendilerinden istifade edilemeyeceği anlaşılan uzman erbaşların, barışta sözleşme sürelerine bakılmaksızın Türk Silâhlı Kuvvetleri ile ilişikleri kesilir....” hükmüne,

19’uncu maddesi; “Personelde aranacak nitelikler, müracaat şekli ve zamanı, müracaatın kabul edilmesi, sözleşmenin yapılması ve feshedilmesi sebepleri, verilecek sicilin şekil ve usulleri görevde başarısız olma ve kendilerinden istifade edilememe halleri ve bunlara yapılacak işlem şekli, sözleşmenin uzatılmasında uygulanacak esaslar, uzman onbaşıların uzman çavuş olabilmeleri için gerekli şartlar, astsubay sınıfına geçirilecekler için uygulanacak esaslar, astlık üstlük münasebetleri ile bu hususlardaki işlem şekli ve ilgili diğer hususlar kanunun yürürlüğe girmesini takip eden 6 ay içerisinde Milli Savunma Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığınca müştereken çıkarılacak bir yönetmelikte gösterilir.” hükmüne amir bulunmaktadır.

Uzman Erbaş Yönetmeliğinin 13'üncü maddesi de; “Sözleşmenin imzalanmasından sonra ilk beş aylık intibak dönemi içerisinde göreve intibak edemeyenler ile ayrılmak isteyenlerin sözleşmeleri feshedilerek, Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilişikleri kesilir. Peşin olarak ödenen aylık ve aylık ile birlikte ödenen diğer tüm özlük haklarının çalışılmayan günlere ait kısmı geri alınır.

Görevde başarısız olanlar ile kendisinden istifade edilemeyeceği (atış, spor, eğitim, operasyon ve istihdam edildikleri kadro görev yerlerinde ve davranışlarında askerlik mesleği değerlerini sergilemede, ikazlara rağmen istenen düzeye ulaşamayan ve aşırı derecede borçlananlardan bu durumu rapor, tutanak ve her türlü belge ile kanıtlananlar, mazeretsiz olarak bir sözleşme yılı içerisinde yedi gün ve daha uzun süre ile göreve gelmeyenler) anlaşılan, atandıkları kadro görev yerleri ile ilgili olarak üç ay ve daha uzun süreli bir kurs veya eğitime gönderilenlerden kurs veya eğitimde başarısız olan uzman erbaşların, barışta sözleşme sürelerine bakılmaksızın Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilişikleri kesilir...” hükmünü içermektedir.

TSK İç Hizmet Kanunun 39’uncu maddesinde; “Silahlı Kuvvetlerde askeri eğitim ile beraber ahlak ve maneviyatın yükseltilmesine ve milli duyguların kuvvetlendirilmesine bilhassa itina olunur. /Cumhuriyete sadakat, vatanını sevmek, üste itaat, hizmetin yapılmasında sebat ve gayret, cesaret ve atılganlık, icabında hayatını hiçe saymak, bütün silah arkadaşları ile iyi geçinmek, birbirlerine yardım, intizam severlik, yapılması men edilen şeylerden kaçınmak, sıhhatini korumak, sır saklamak her askerin esas vazifesidir.” hükmü yer almaktadır.

İç Hizmet Yönetmeliğinin 86’ncı maddesinin ikinci fıkrasının (h) alt bendinde de, her askerde bulunması lazım gelen ahlaki ve manevi vasıflardan “iyi ahlak sahibi olmak” vasfı; “Askerin ahlakı ve yaşayışı kusursuz ve lekesiz olmalıdır. Asker, esrarkeşlikten, sarhoşluktan, yalancılıktan, borçtan ve kumardan, dolandırıcılıktan, ahlaksız kimselerle düşüp kalkmaktan, hırsızlıktan, yağmadan, yakıp yıkmaktan ve sair bütün fenalıklardan sakınmalıdır. Bunlar vazifenin yapılmasına mani olurlar, yaşayışı, sıhhati, azim ve cesareti bozar, namusu lekeler, manevi şahsiyeti öldürür ve her biri ayrı ayrı cezaları üstüne çeker. ” şeklinde tanımlanmıştır. Görüldüğü üzere asker şahıslar için ahlaki değerlerin ve yaşam biçiminin özel bir önemi bulunmaktadır.

Açıklanan mevzuat hükümlerinde; uzman erbaşların sözleşme süresinin bitiminde terhis edilecekleri ancak ilgilinin talebi olması ve belirlenen şartları taşıdığının anlaşılması durumunda sözleşmenin süresinin uzatılacağı ve nihayetinde sözleşmesinin uzatılması uygun görülenlerin, yeni bir taahhütname imzalayarak göreve devam edecekleri belirtilmektedir. Bunun yanında görevde başarısız olduğu ve kendisinden istifade edilemeyeceği anlaşılan uzman erbaşların sözleşme sürelerine bakılmaksızın her zaman Türk Silahlı Kuvvetlerinden ilişiklerinin kesileceği hüküm altına alınmıştır. Uzman erbaşların görevde başarısız olma ve kendisinden istifade edilememe durumları açısından idareye takdir yetkisi tanındığı görülmektedir. İdare, başarısızlık ve kendisinden istifade edilememe nedeniyle sözleşme feshi işlemini veya sözleşme yenilememe işlemini gerek ilk sözleşme süresi içinde gerek müteakip sözleşme süreleri içinde herhangi bir zamanda veya sözleşme bitim tarihlerinde tesis edebilir. Ancak idarenin sahip olduğu bu takdir yetkisini hukuk ilkeleri çerçevesinde objektif gerekçelerle kullanmak zorunda olduğu ve takdir yetkisinin bu çerçevede kullanılmasının yargı denetimi içinde kaldığı tüm tartışmalardan uzaktır.

Bu açıklamalar ışığında; dava dosyası ile kıt’a özlük dosyası ve davalı idarece savunma ekinde 1602 sayılı Kanunun 52’nci maddesi kapsamında gönderilen bilgi ve belgelerin de incelenmesi suretiyle davacının durumu değerlendirildiğinde; davalı idarece, davacı hakkında TSK personeline yakışmayacak derecede gayri ahlaki yaşantı içerisinde olduğu iddiasıyla yapılan ihbarı müteakip idari tahkikat heyeti kurulduğu ve idari tahkikat sonucunda tespit edilen hususlara nazaran sözleşme feshi işlemi tesis edilmiş olduğunun anlaşıldığı, ancak, sözü edilen ihbara konu olayların davacının konu ile ilgili ifadesinin alındığı 15.11.2011 tarihinden önce gerçekleşmiş olduğu ve davalı idarenin de bu olaylardan en nihayet ifadenin alındığı tarih itibariyle haberdar olduğunun görüldüğü, davacının bu olay nedeniyle disiplin amirlerince herhangi bir disiplin işlemine de gerek görülmediğinin anlaşıldığı, bu duruma nazaran; davacının uzman erbaşlık sözleşmesinin 2012 yılında 3 yıl süreyle yenilenmiş olması itibariyle davalı idarece takdir yetkisinin davacının göreve devam etmesi yönünde kullanılmış olduğunun anlaşıldığı, keza, olay öncesi ve sonrasında davacının sicil eğiliminin çok yüksek olduğu, 1999 yılında verilen 3 gün izinsizlik disiplin cezası dışında başka bir disiplinsizliğinin bulunmadığının belirlendiği, dava dosyası kapsamında; davacının benzer davranışlarını belirtilen tarihlerden sonra da devam ettirip sürdürdüğüne dair herhangi bir yeni bilgi, belge, beyan ve iddia ise bulunmamasına rağmen bu kez 02.08.2013 tarihi itibariyle sözleşme feshi yoluna gidilmiş olmasında “hukuki güvenlik” ve “idari istikrar” ilkeleri ihlal edilip davalı idarece takdir yetkisinin objektif bir şekilde kullanılmamış olduğu, bu yönüyle işlemin hukuka aykırı olduğu anlaşılmakla işlemin iptaline karar verilmiştir.

Açıklanan nedenlerle;

1. 1602 Sayılı AYİM Kanununun 66’ncı maddesi uyarınca davacı vekilinin karar düzeltme talebinin KABULÜ ile AYİM l’inci Dairesinin 10.06.2014 tarih ve 2013/942 Esas, 2014/586 Karar sayılı Kararının KALDIRILMASINA,

2. Hukuka aykırı bulunan uzman erbaş sözleşme feshi işleminin İPTALİNE,

19 KASIM 2014 tarihinde Üye Hv.S/S Kur.Alb.Turgay AKGÜL ve Üye Topçu Kur. Alb. Salih BUÇUKOĞLU’nun karşı oyları ve OYÇOKLUĞU ile karar verildi.

KARŞI OY GEREKÇESİ

Dava dosyası ile kıt’a özlük dosyasında mevcut bilgi ve belgelerin incelenmesi sonucunda; 1998 yılında imzaladığı sözleşmeye istinaden Hv.K.K.lığı bünyesinde uzman erbaş statüsünde göreve başlayan ve son sözleşmesi 2012 yılında 3 yıl süreyle yenilenen davacının, Hv.K.K.lığına ulaşan isimsiz bir ihbar mektubuna istinaden yürütülen idari tahkikat kapsamında 15.11.2011 tarihinde ifadesinin alındığı, isimleri geçen diğer personellerin de ifadelerinin alınmasıyla tamamlanan tahkikat sonucunda düzenlenen rapora istinaden, l’inci Ana Jet Üs K.lığının 02.08.2013 tarihli işlemiyle; 3269 sayılı Uzman Erbaş Kanununun 12 ve 16’ncı maddeleri, Uzman Erbaş Yönetmeliğinin 13’üncü ve 19’uncu maddeleri, Hv.K.K.lığı Uzman Erbaş Yönergesinin Dördüncü Bölüm 3’üncü maddesi uyarınca sözleşmesinin feshedildiği anlaşılmaktadır.

Uzman erbaşların sözleşme fesih ve yenileme işlemleri 3269 Sayılı Uzman Erbaş Kanunun 5, 12 ve 19’uncu maddeleri ile Uzman Erbaş Yönetmeliğinin 12 ve 13’üncü maddelerinde düzenlenmiştir.

3269 sayılı Kanunun 5'inci maddesi; “Uzman erbaşlar; iki yıldan az, beş yıldan fazla olmamak şartıyla sözleşme yaparak göreve başlar ve Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı ile ilgilendirilirler. Bunlardan;

a) İstihdam edildikleri kadronun görev özelliklerine göre sınıf ve branşları ile ilgili sağlık nitelikleri uygun olanların,

b) 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamında malul olanlardan istekleri, bilgi ve tecrübelerinin sınıfı için faydalı olması ve fiziki noksanlıklarını kapatabilmesi şartıyla mensup olduğu kuvvet komutanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı veya Sahil Güvenlik Komutanlığı ile Genelkurmay Başkanlığınca uygun görülenlerden, istihdam edilecekleri kadronun sağlık niteliklerini taşıyanların, müteakip sözleşmeleri, bir yıldan az, beş yıldan fazla olmamak şartıyla azami kırk beş yaşına girdikleri yıla kadar uzatılabilir....” hükmüne,

12’nci maddesi; “...Görevde başarısız olanlarla, ...kendilerinden istifade edilemeyeceği anlaşılan uzman erbaşların, barışta sözleşme sürelerine bakılmaksızın Türk Silâhlı Kuvvetleri ile ilişikleri kesilir....” hükmüne,

19’uncu maddesi; “Personelde aranacak nitelikler, müracaat şekli ve zamanı, müracaatın kabul edilmesi, sözleşmenin yapılması ve feshedilmesi sebepleri, verilecek sicilin şekil ve usulleri görevde başarısız olma ve kendilerinden istifade edilememe halleri ve bunlara yapılacak işlem şekli, sözleşmenin uzatılmasında uygulanacak esaslar, uzman onbaşıların uzman çavuş olabilmeleri için gerekli şartlar, astsubay sınıfına geçirilecekler için uygulanacak esaslar, astlık üstlük münasebetleri ile bu hususlardaki işlem şekli ve ilgili diğer hususlar kanunun yürürlüğe girmesini takip eden 6 ay içerisinde Milli Savunma Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığınca müştereken çıkarılacak bir yönetmelikte gösterilir. ” hükmüne amir bulunmaktadır.

Uzman Erbaş Yönetmeliğinin 13'üncü maddesi de; “Sözleşmenin imzalanmasından sonra ilk beş aylık intibak dönemi içerisinde göreve intibak edemeyenler ile ayrılmak isteyenlerin sözleşmeleri feshedilerek, Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilişikleri kesilir. Peşin olarak ödenen aylık ve aylık ile birlikte ödenen diğer tüm özlük haklarının çalışılmayan günlere ait kısmı geri alınır.

Görevde başarısız olanlar ile kendisinden istifade edilemeyeceği (atış, spor, eğitim, operasyon ve istihdam edildikleri kadro görev yerlerinde ve davranışlarında askerlik mesleği değerlerini sergilemede, ikazlara rağmen istenen düzeye ulaşamayan ve aşırı derecede borçlananlardan bu durumu rapor, tutanak ve her türlü belge ile kanıtlananlar, mazeretsiz olarak bir sözleşme yılı içerisinde yedi gün ve daha uzun süre ile göreve gelmeyenler) anlaşılan, atandıkları kadro görev yerleri ile ilgili olarak üç ay ve daha uzun süreli bir kurs veya eğitime gönderilenlerden kurs veya eğitimde başarısız olan uzman erbaşların, barışta sözleşme sürelerine bakılmaksızın Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilişikleri kesilir...” hükmünü içermektedir.

TSK İç Hizmet Kanunun 39’uncu maddesinde; “Silahlı Kuvvetlerde askeri eğitim ile beraber ahlak ve maneviyatın yükseltilmesine ve milli duyguların kuvvetlendirilmesine bilhassa itina olunur. /Cumhuriyete sadakat, vatanını sevmek, üste itaat, hizmetin yapılmasında sebat ve gayret, cesaret ve atılganlık, icabında hayatını hiçe saymak, bütün silah arkadaşları ile iyi geçinmek, birbirlerine yardım, intizam severlik, yapılması men edilen şeylerden kaçınmak, sıhhatini korumak, sır saklamak her askerin esas vazifesidir.” hükmü yer almaktadır.

İç Hizmet Yönetmeliğinin 86’ncı maddesinin ikinci fıkrasının (h) alt bendinde de, her askerde bulunması lazım gelen ahlaki ve manevi vasıflardan “iyi ahlak sahibi olmak” vasfı; “Askerin ahlakı ve yaşayışı kusursuz ve lekesiz olmalıdır. Asker, esrarkeşlikten, sarhoşluktan, yalancılıktan, borçtan ve kumardan, dolandırıcılıktan, ahlaksız kimselerle düşüp kalkmaktan, hırsızlıktan, yağmadan, yakıp yıkmaktan ve sair bütün fenalıklardan sakınmalıdır. Bunlar vazifenin yapılmasına mani olurlar, yaşayışı, sıhhati, azim ve cesareti bozar, namusu lekeler, manevi şahsiyeti öldürür ve her biri ayrı ayrı cezaları üstüne çeker.” şeklinde tanımlanmıştır. Görüldüğü üzere asker şahıslar için ahlaki değerlerin ve yaşam biçiminin özel bir önemi bulunmaktadır.

Açıklanan mevzuat hükümlerinde; uzman erbaşların sözleşme süresinin bitiminde terhis edilecekleri ancak ilgilinin talebi olması ve belirlenen şartları taşıdığının anlaşılması durumunda sözleşmenin süresinin uzatılacağı ve nihayetinde sözleşmesinin uzatılması uygun görülenlerin, yeni bir taahhütname imzalayarak göreve devam edecekleri belirtilmektedir. Bunun yanında görevde başarısız olduğu ve kendisinden istifade edilemeyeceği anlaşılan uzman erbaşların sözleşme sürelerine bakılmaksızın her zaman Türk Silahlı Kuvvetlerinden ilişiklerinin kesileceği hüküm altına alınmıştır. Uzman erbaşların görevde başarısız olma ve kendisinden istifade edilememe durumları açısından idareye takdir yetkisi tanındığı görülmektedir. İdare, başarısızlık ve kendisinden istifade edilememe nedeniyle sözleşme feshi işlemini veya sözleşme yenilememe işlemini gerek ilk sözleşme süresi içinde gerek müteakip sözleşme süreleri içinde herhangi bir zamanda veya sözleşme bitim tarihlerinde tesis edebilir. Ancak idarenin sahip olduğu bu takdir yetkisini hukuk ilkeleri çerçevesinde objektif gerekçelerle kullanmak zorunda olduğu ve takdir yetkisinin bu çerçevede kullanılmasının yargı denetimi içinde kaldığı tüm tartışmalardan uzaktır.

Bu açıklamalar ışığında; dava dosyası ile kıt’a özlük dosyası ve davalı idarece savunma ekinde 1602 sayılı Kanunun 52’nci maddesi kapsamında gönderilen bilgi ve belgelerin de incelenmesi suretiyle davacının durumu değerlendirildiğinde; 11.05.1998 tarihinde TSK’da uzman erbaş olarak göreve başlayan davacının meslek safahatında 06.10.1999 tarihinde verilen “3 gün izinsizlik” disiplin cezası dışında disiplin işlemi / adli işlem kaydı bulunmadığı, her yıl kademe ilerlemesine yetecek düzeyde sicil notları aldığı, dolayısıyla geçmiş dönem disiplin kayıtları ve sicil safahatı itibariyle TSK’dan ayrılmasını gerektiren bir durumunun bulunmadığı, ancak; Hv.K.K.lığına gelen bir ihbar sonrasında yetkilendirilen personel tarafından yapılan idari tahkikat kapsamında davacının ve diğer bazı personellerin ifadesine başvurulduğu, bu kapsamda davacının 15.06.2011 tarihinde, Hv.P.Uzm.Çvş. K.G.’nin 01.03.2011 tarihinde ve Hv.İs.Uzm. Çvş.S.K.’nin 11.07.2011 tarihinde alınan ifadelerinde belirttikleri üzere davacının; Diyarbakır’daki görevi sırasında nizamiye kayıt görevlisi olmasının sağladığı imkanları da kötüye kullanarak, silah arkadaşı olan başka bir uzman erbaşın eşinin telefon numarasını ele geçirip onunla ilişkiye girmeye çalıştığı, telefonla amacına ulaşamayınca anılan bayanı evine kadar takip ederek asansörde sıkıştırdığı, kendisiyle birlikte olması için çaba sarf ettiği, bayanın evinin zilini çalması ve kapıyı eşi olan uzman erbaşın açması üzerine ise “kiralık ev aradığı” şeklinde yalan söyleyerek olay yerinden uzaklaştığı anlaşılmakla; görevi gereği icabında canını emanet etmesi gereken silah arkadaşının, eşiyle ilişki kurmaya çalışacak derecede ahlaki çöküntü içindeki davacının bu durumunun TSK’da görev yapmasını engelleyecek derecede vahim olduğu, bu durumuyla TSK’daki görevine yabancılaştığı, kamu hizmetinden uzaklaştığı, artık TSK bünyesinde tutulmasında kamu yararı bulunmadığı, davacının eylemlerinin sözleşmenin feshini gerektirecek nitelikte olmasına rağmen, 2012 yılında sözleşmesinin yenilenmiş olmasının davacı açısından bir kazanılmış hak oluşturmadığı, tesis edilen sözleşme feshi işleminde davalı idarenin takdir yetkisini objektif kriterler içinde kullandığı ve işlemde hukuka aykırı bir yön bulunmadığı kanaatinde olduğumuzdan, AYİM l’inci Dairesinin 10.06.2014 tarih ve 2013/942 Esas, 2014/586 Karar sayılı davanın REDDİ yönündeki kararının hukuka uygun olduğu değerlendirilerek, davacı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile anılan kararın kaldırılması ve davacı hakkında tesis edilen Uzman Erbaş Sözleşmesinin feshi işleminin iptali yönünde oy kullanan sayın çoğunluğun kararına katılamadık. 19.11.2014 (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy