Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 1. Daire 2013/987 Esas 2014/706 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYüksekİdareMahkemesi
Dairesi: 1. Daire
Esas No: 2013/ 987
Karar No: 2014 / 706
Karar Tarihi: 02.07.2014

(1602 S. K. m. 48)

Davacı, 24.09.2013 tarihinde Marmaris Asliye Hukuk Mahkemesinde kayıt altına alınan ve 26.09.2013 tarihinde AYİM’de kayda geçen dava dilekçesinde özetle; 2011 yılı genel atamaları ile Marmaris Askerlik Şube Başkanlığı görevine atandığını, sivil memur olan eşinin de aynı şubeye VHKİ olarak atandığını, göreve katıldığı 14.07.2011 tarihinde şubede gerek erbaş ve erlere davranış şekli, gerek sivil memurların mesai saatlerindeki hal ve hareketleri ile görev anlayışları yönünden sorunlar bulunduğunu tespit ettiğini, aksaklıkları gidermek maksadıyla söz konusu personeli defalarca ikaz edip iki kez uyarı cezası ile cezalandırdığını, bu personelin şikayeti üzerine yapılan idari tahkikatlar sonrasında kendisinin ve sivil memurların ikaz edildiğini, bu tahkikatlar neticesinde herhangi bir ceza almadığını, asılsız şikayette bulunanlar hakkında herhangi bir yasal işlem yapılmaması nedeniyle olumsuz tavırlarının arttığını, 04.06.2013 tarihinde şubedeki bazı usulsüzlüklere ilişkin BİMER’e müracaatta bulunduğunu, şikayetinin 17.06.2013 tarihinde MSB ASAL D.Bşk.lığına ulaşmasına rağmen idari tahkikat yapılmadığını, kendisinin ASAL D.Bşk.lığının 24.06.2013 tarihli yazısı ile ikaz edildiğini, Aydın ASAL Bölge Başkanlığının 01.07.2013 tarihli yazısı ile savunmasının alınarak 08.07.2013 tarihinde Bölge Başkanı tarafından uyarına cezası ile cezalandırıldığını, cezaya itirazının reddedildiğini, bu disiplin cezasının iptaline yönelik AYİM’ de dava açtığını, herhangi bir atama talebi bulunmamasına rağmen 14 Eylül 2013 tarihinde Amasya 15’inci P.Eğt.Tug.Mrk.Şb.Md.lüğüne atamasının yapıldığını, atamasının, talebi olmadan yapıldığını, eşinin rahatsızlığının dikkate alınmadığını, atamanın safahatına uygun olmadığını, Marmaris Askerlik Şube Başkanı olarak taktir ile ödüllendirildiğini, Şubenin 2011 - 2012 yılı denetlemelerde en başarılı kurum şildi almış olduğunu, mesleki safahatında 45 adet taktir ve 1 şerit rozet ile ödüllendirilmiş olduğunu, bunlara rağmen görevde verimli olmadığına karar verildiğini, BİMER’e şikayeti sonrası yapılan idari tahkikatlarla atamaya esas alınmak üzere cezalar verildiğini belirterek dava konusu atama işleminin iptaline ve öncelikle yürütmenin durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

AYİM 1’inci Dairesinin 08.10.2013 tarih ve 2013/3378 - 987 Gensek - Esas karar sayılı kararı ile yürütmenin durdurulması talebinin reddine karar verilmiştir.

Dosyanın replik-düplik aşamaları tamamlandıktan sonra, AYİM Başsavcılığının düşüncesinin alınması için dosyanın Başsavcılığa gönderildiği aşamada, 04.03.2014 tarihinde davacı, 05.03.2014 tarihinde de davacı vekili dilekçe vererek duruşma yapılmasını talep etmişler ise de, 1602 sayılı AYİM Kanununun 48’nci maddesinde;

“Daireler ve Daireler Kurulunda inceleme, evrak üzerinde yapılır./İptal davalarında ve miktarı ikiyüzbin lirayı aşan tam vargı davalarında taraflardan birinin isteği üzerine duruşma yapılır./Duruşma, dava dilekçesi ve cevap layihalarında istenebilir./Daireler ve Daireler Kurulu yukarıdaki kayıtlara bağlı olmaksızın duruşma yapılmasına kendiliğinden de karar verebilir./Davetiyeler duruşma gününden en az otuz gün önce taraflara gönderilir. ” düzenlemesi yer almaktadır.

Görüldüğü üzere bu düzenleme ile taraflardan birinin talebi halinde duruşma yapılması zorunluluğu getirilmektedir. Ancak Yasa Koyucu bu hakkı davanın derdest olduğu her aşamada tanımamış, ya dava dilekçesinde ya da cevap layihalarında istenmesiyle sınırlandırmıştır. Davacı ve vekili ise replik-düplik aşamaları geçtikten sonra dosyanın Başsavcılığa gönderilmesi aşamasında talepte bulunmuştur. Davacının ve vekilinin cevap verme aşmalarını geçirdikten sonra duruşma talep etmeleri, ayrıca Dairemizce resen duruşma yapmaya gerek görülmemesi nedeniyle, duruşma yapılması taleplerinin reddine karar verilmiştir.

Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgelerin incelenmesinden; davacının 1996 yılında subay naspedildiği, 1997 yılında subay temel kursundan sonra 1997-1998 yılları arasında Adana’da (1-B), 1998-1999 yılları arasında İskenderun’da (1-B), 1999-2001 yılları arasında Kocaeli/Kandıra’da (1-C), 2001-2003 yılları arasında Erzurum/Hınıs’ta (2- E), 2003-2011 yılları arasında Kayseri/Develi’de (1-C), 2011-2013 yılları arasında Marmaris’te (2.Drc.) görev yaptığı, Marmaris Askerlik Şubesi Başkanı olarak 2 yıl görev yaptıktan sonra 14.11.2013 tarihinde 2’nci dereceli garnizon olan Amasya 15 nci P.Eğt.Tug.Erkan Bşk.Mrk.Ş.Md.ü olarak atandığı, davacının yapılan bu son atama işleminin iptali istemiyle AYİM’de süresinde işbu davayı açtığı anlaşılmaktadır.

926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununun 118’inci maddesinde ve aynı kanunun 119’uncu maddesi uyarınca çıkarılan ve 01.01.2006 tarihinde yürürlüğe giren Subay ve Astsubay Atama Yönetmeliğinin (RG.18.12.2005/26027) 14’üncü maddesinde “hizmetin aksatılmadan yürütülmesi”nin temel esas olduğu belirtildikten sonra “İdari, asayiş ve zaruri sebepler” atama işlemlerinin tesisinde nazara alınacak kriterler arasında sayılmaktadır. Aynı Yönetmeliğin “Garnizon Hizmet Süresim Tamamlamadan Atandırılmayı Gerektiren Haller başlıklı 24’üncü maddesinin (h) bendinde de “idari, asayiş ve zaruri sebepler” bir atama nedeni olarak belirtilmektedir.

Yukarıda belirtilen mevzuat hükümlerinden açıkça anlaşıldığı üzere idare, atama işlemini tesis ederken “hizmetin aksatılmadan yürütülmesi” ilkesini gözetmek durumundadır. Dolayısıyla hizmetin gerektirdiği ve “idari, asayiş ve zaruri sebeplerin” mevcut olması durumunda garnizon hizmet süresini tamamlamasa dahi personelin görevinden alınıp başka bir garnizona atanması mümkün olmaktadır.

Yasal ve idari düzenlemelerde hizmetin zorunlu kıldığı durumların (idari, asayiş ve zaruri sebeplerin) neler olduğu belirtilmemiştir. Dolayısıyla bunların hukuki ve maddi olay olarak ne zaman gerçekleşmiş sayılacağı ve böylece atama işlemi tesis etmenin gerekip gerekmediği konusunda idareye takdir yetkisi tanındığı anlaşılmaktadır. Ancak diğer bütün kamusal yetkilerde olduğu gibi idare takdir yetkisini kamu yararı amacı ve hizmet gerekleriyle sınırlı kullanması gerekmektedir.

Bu bağlamda davacının atama işlemini değerlendirdiğimizde; davacının Marmaris Askerlik Şubesi Başkanı olarak görev yaparken, eşinin de aynı Şubede sivil memur olarak görev yaptığı, davacının görev yaptığı ilk yıl başarılı olmasına ve taktir edilmesine rağmen Şubede bir takım huzursuzlukların yaşanmaya başlandığı, bu bağlamda Aydın ASAL Bölge Başkalığınca hakkında üç defa, MSB ASAL Daire Başkanlığınca iki defa idari tahkikat yapıldığı, hakkında yapılan 25.05.2012 tarihli idari tahkikat raporunda şubede huzursuzluğun hakim olduğunun, bunun gerçek kaynağının davacıyla eşinin aynı şubede görev yapmasından kaynaklandığının belirtildiği, yapılan şikayetler sonrası incelemeler ve tespitler sonucu davacının Aydın ASAL Bölge Başkanlığı tarafından 19.12.2012 tarihinde ikaz edildiği, yine şikayetler üzerine 03.06.2013 tarihinde düzenlenen idari tahkikat raporunda aynı mahiyette tespitlere yer verildiği, akabinde davacının Aydın Asal Bölge Başkanı tarafından 04.06.2013 tarihinde tekrar ikaz edildiği, şikayetler üzerine yapılan son tahkikat sonrasında 24.06.2013 tarihinde Milli Savunma Bakanlığınca; “alınan tüm komutanlık tedbirlerine, ikaz, tavsiye ve telkinlere rağmen askerli şubesinde memur olarak görev yapan eşinin ağır tesirinde kalarak personelini sevk ve idarede yetersiz kaldığı, çalışan bazı sivil memurların atama istemelerine, pisikaytri raporu almalarına, ücretsiz izne ayrılmalarına sebep olduğu, bu durumun memur eşlerini de etkileyerek olaylara müdahil olma durumuna getirdiği, bunun da ileride telafisi mümkün olmayacak sonuçlara sebebiyet verebileceği” belirtilerek atama teklifinde bulunulduğu, davacının 24.06.2013 tarihinde MSB ASAL Daire Başkanı tarafından ikaz edildiği, 01.07.2013 tarihinde “uyarı” disiplin cezasıyla cezalandırıldığı anlaşılmaktadır.

Sonuç olarak, davacı hakkında yapılan idari tahkikatlar, verilen ikazlar, hakkındaki şikâyet dilekçeleri, personel arasındaki huzursuzluklar ve davacıya verilen disiplin cezası birlikte değerlendirildiğinde; hizmetin aksamadan yürütülmesi açısından davacının bulunduğu görev yerinden alınması için “idari-zaruri” neden koşulunun oluştuğu, dolayısıyla atanma işleminin alınma ayağı açısından hukuka aykırılık bulunmadığı, davacının bulunduğu garnizonda atanacağı rütbe ve sınıfına uygun başka bir görev yerinin bulunmaması nedeniyle başka bir garnizona atanması gerektiği, buna göre rütbe ve sınıfına uygun, aynı dereceli ve eşinin de atanabileceği Amasya Garnizonuna yapılan atamasında hukuka aykırılık bulunmadığı kanaatine varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle;

Hukuki dayanaktan yoksun bulunan davanın REDDİNE,

02 TEMMUZ 2014 tarihinde OYBİRLİĞİ ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy