Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 1. Daire 2013/414 Esas 2013/426 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYüksekİdareMahkemesi
Dairesi: 1. Daire
Esas No: 2013/ 414
Karar No: 2013 / 426
Karar Tarihi: 10.04.2013

(1602 S. K. m. 52) (3269 S. K. m. 12) (Uzman Erbaş Yönetmeliği m. 13)

Davacı vekili, 04.07.2012 tarihinde Bursa Nöbetçi İdare Mahkemesinde, 10.07.2012 tarihinde AYİM'de kayda geçen dava dilekçesinde ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin 1993 yılında uzman erbaş olarak K.K.K.lığı bünyesinde göreve başladığını, sözleşmesi feshedilinceye kadar özverili bir biçimde çalıştığını, birçok kez takdire layık görüldüğünü, sadece bir kez uyan cezası ile cezalandırıldığını, Muharebe Hizmet Destek Eğitim K.lığı Askeri Savcılığının 06.04.2012 tarih ve 2012/215 - 215 E-K sayılı iddianamesi ile hakkında zincirleme memuriyet nüfuzunu kötüye kullanmak suçu nedeniyle kamu davası açıldığını, müvekkilinin üzerine atılı suçu işlemediğini, yargılamanın henüz sonuçlanmadığını, bu durumun hukuk devleti ile bağdaşmadığını, müvekkilinin emekliliğini hak edeceği 22.01.2013 tarihinin dahi beklenmediğini, subay ve astsubayların bu suçu işlemeleri halinde ilişiklerinin kesilmediğini, müvekkilinin eylemi nedeniyle sözleşmesinin feshedilmesinin ölçülülük ilkesine aykırı olduğunu, yargılamanın sonucunun beklenmesi gerektiğini, uyarı cezasının savunma alınmadan verildiğini belirterek, dava konusu işlemin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Dava dosyasından ve 1602 sayılı Kanunun 52'nci maddesi kapsamında gönderilen belgelerden; davacının 22.01.1193 tarihinde sözleşme imzalayarak uzman erbaş statüsünde Türk Silahlı Kuvvetlerinde göreve başladığı, son olarak 01.01.2012 tarihinde sözleşmesini 1 yıl süreyle yenilediği, son görev yeri olan Askeri Veteriner Okulu ve Eğitim ve Merkezi K.lığı Eğt. Bl. K.lığı 2'nci Er Eğ.Tk.K.lığında görev yaptığı sırada Muharebe Hizmet Destek Eğitim K.lığı Askeri Savcılığının 06.04.2012 tarih ve 2012/215-215 E-K sayılı iddianamesi ile hakkında zincirleme memuriyet nüfuzunu kötüye kullanmak suçu nedeniyle kamu davası açıldığı, bunun üzerine Muharebe Hizmet Destek Eğitim K. lığının 04.05.2012 tarihli emriyle sözleşmesinin fesh edilerek TSK'dan ilişiğinin kesildiği, 07 Mayıs 2012 tarihinde terhis edildiği, davacının vekili aracılığıyla süresinde işbu davayı açtığı anlaşılmaktadır.

Dava konusu mevzuata baktığımızda; "Görevde başarısız olma" ve "kendisinden istifade edilememe" sebebiyle feshi düzenleyen Uzman Erbaş Kanunu'nun 12'nci maddesinin 2'nci fıkrasında; "Görevde başarısız olanlarla, atandıkları kadro görev yerleri ile ilgili olarak üç ay ve daha uzun süreli bir kurs veya eğitime gönderilenlerden kurs veya eğitimde başarısız olan veya kendilerinden istifade edilemeyeceği anlaşılan uzman erbaşların, barışta sözleşme sürelerine bakılmaksızın Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilişikleri kesilir. Bunlar, yedekte er kaynağına alınırlar." hükmü, 3 'üncü fıkrasında ise; "Görevde başarısız olma, göreve intibak edememe ve kendilerinden istifade edilememe halleri ve bunlara yapılacak işlemler, çıkarılacak Yönetmelikte düzenlenir" hükmü yer almaktadır. Bu bağlamda, Uzman Erbaş Yönetmeliği'nin 13'üncü maddesinin 2'nci fıkrasında ise; "Görevde başarısız olanlar ile kendisinden istifade edilemeyeceği (atış, spor, eğitim, operasyon ve istihdam edildikleri kadro görev yerlerinde ve davranışlarında askerlik mesleği değerlerini sergilemede, ikazlara rağmen istenen düzeye ulaşamayan ve aşırı derecede borçlananlardan bu durumu rapor, tutanak ve her türlü belge ile kanıtlananlar, mazeretsiz olarak bir sözleşme yılı içerisinde yedi gün ve daha uzun süre ile göreve gelmeyenler) anlaşılan, atandıkları kadro görev yerleri ile ilgili olarak üç ay ve daha uzun süreli bir kurs veya eğitime gönderilenlerden kurs veya eğitimde başarısız olan uzman erbaşların, barışta sözleşme sürelerine bakılmaksızın Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilişikleri kesilir. Bunlar yedekte er kaynağına alınır. " hükmü düzenlenmiştir.

Görüldüğü üzere yukarıda belirtilen düzenlemelerden; kendisinden istifade edilememe halinin gerçekleşip gerçekleşmediği hususunda idareye takdir yetkisi tanınmaktadır. Kuşkusuz diğer bütün kamusal yetkilerde olduğu gibi bu konuda da idarenin, takdir yetkisini hizmet gereklerine göre ve kamu yararı amacına yönelik olarak kullanması gerekmektedir.

Bu açıklamalar çerçevesinde dava konusu işlem değerlendirildiğinde; davacıya 30 Ocak 2012 tarihinde acemi erlerden para toplamak ve bir erden hediye istemek eylemleri nedeniyle bir uyarı cezası verildiği, 1994, 2000, 2002, 2003, 2004, 2005, 2007, 2008, 2009, 2010 ve 2011 yıllarında "çok iyi" seviyesinde, 1993, 1997, 1998, 2006 ve 2012 yıllarında "iyi" seviyesinde, 1995 ve 1996 yıllarında "yeterli" seviyede sicil notları verildiği,

25 Ocak 2012 tarihinde acemi erleri yanına toplayarak isimlerini vermediği maddi durumu kötü olan üç askerin yol parası olmadığı için kendisinden yardım istediklerini söyleyerek gönüllülük esasına göre yardım yapmak isteyen olup olmadığını sorduğu, acemi erleri tek tek yanına çağırarak görüştüğü ve yardım yapan erlerin isimlerini bir kağıda yazdırdığı, bu şekilde 25 erden farklı miktarlarda toplam olarak 165 TL. para topladığı, paraları ihtiyacı olan erlere vermediği, şikayet edilmesi üzerine de iki askeri yanına çağırıp yardım paralarını kendilerinin aldığını söylemelerini, aksi taktirde kendisini yakacaklarını beyan ettiği iddiasıyla davacı hakkında Muharebe Hizmet Destek Eğitim K.lığı Askeri Savcılığı tarafından 06.04.2012 tarihinde hakkında zincirleme memuriyet nüfuzunu kötüye kullanmak suçundan kamu davası açıldığı, yargılamanın Kocaeli Muharebe Hizmet Destek Eğitim K.lığı Askeri Mahkemesinde devam ettiği, duruşmanın 26 Haziran 2013 tarihine bırakıldığı anlaşılmaktadır.

Sonuç olarak, son sözleşme döneminde verilen uyarı cezası ve yargılamaya konu eylemleri birlikte dikkate alındığında; davranışlarında askerlik mesleği değerlerini sergilemede istenen düzeyde olmadığı anlaşılan davacıdan istifade edilemeyeceği yönündeki değerlendirmenin somut olgulara dayandığı, dolayısıyla davacı hakkında tesis edilen işlemde takdir yetkisinin adil ve nesnel ölçütlerle objektif olarak kullanıldığı, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı kanaatine varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle;

Hukuki dayanaktan yoksun olan DAVANIN REDDİNE,

10 NİSAN 2013 tarihinde OYBİRLİĞİ ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy