Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 1. Daire 2013/1094 Esas 2014/451 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYüksekİdareMahkemesi
Dairesi: 1. Daire
Esas No: 2013/ 1094
Karar No: 2014 / 451
Karar Tarihi: 06.05.2014

(1602 S. K. m. 52) (926 S. K. m. 121)

Davacı vekili, 31.10.2013 tarihinde AYİM’de kayda geçen dava dilekçesi ile 02.01.2014 tarihinde yine AYİM’de kayda geçen cevaba cevap dilekçesinde, özetle; halen K.K.K.lığı emrinde P.Kd.Bçvş. rütbesiyle görev yapan müvekkilinin 2009 - 2013 yılları arasında dört yıl süreyle aile götürülemeyecek yerlerde ailesinden uzak yaşadığını, 2013 yılı genel atamalarında Tekirdağ - Hayrabolu garnizonuna atanmasını müteakip, göreve başladıktan üç ay gibi kısa bir zaman dilimi sonrasında K.K.K.lığının 10.10.2013 tarihli mesaj emri ile Libyalı askeri personele verilecek eğitimlerde tercüman olarak görev yapmak üzere altı ay süreyle geçici olarak Dağ ve Komd. Okl. ve Eğt. Mrk.K.lığı emrine geçici olarak görevlendirildiğini, müvekkilinin, 95’inci Zırhlı Tugay K. Yrd.lığı 2'nci Mknz. P.Tb. Kh.Bl. K.lığı emrine bölük astsubayı olarak atanması işleminin iptali istemiyle AYİM’de dava açtığını, görevlendirme nedeniyle psikolojik sorunlar yaşadığını, bu sebeple kendisine 10 gün istirahat verildiğini, müvekkilinin geçici görevlendirilmesi için zaruri ve idari sebeplerin oluşmadığını, altı ay daha ailesinden uzak kalmasına neden olacak olan görevlendirmenin hakkaniyetle bağdaşmadığını, Arapça tekâmül kursu gören her personelin bu göreve atanması mümkün iken müvekkilinin atanmasının Anayasa’nın ‘ailenin korunması’ ilkesine aykırı olduğunu, belirtilen sebeplerle, dava konusu geçici görevlendirme işleminin şekil, sebep, konu ve maksat unsurları itibariyle hukuka aykırı olduğunu belirterek işlemin yürütmesinin durdurulmasına ve iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Dairemizin 13.11.2013 tarihli ve 2013/1094 Esas sayılı kararı ile yürütmenin durdurulması talebinin reddine karar verilmiştir. Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgelerden ve 1602 sayılı Kanunun 52’nci maddesi kapsamında gönderilen belgelerden; davacının 1998-2009 yalları arasında Genelkurmay ÖZKUV.K.lığı l’nci ÖZKUV.A.K.lığı emrinde görev yaptığı, 2011-2013 yılları arasında TSK ASATŞ’likleri Bağdat ASATŞ’liğinde A.İd.Atş. görevinde bulunduğu, 2013 yılı genel atamaları ile 95’inci Zırhlı Tugay K. Yrd.lığı 2’nci Mknz. P.Tb. Kh.Bl. K.lığı emrine bölük astsubayı olarak atandığı, atamasının ardından, K.K.K.lığının 10.10.2013 tarihli mesaj emri ile Libyalı askeri personele verilecek eğitimlerde tercüman olarak görev yapmak üzere altı ay süreyle geçici olarak Dağ ve Komd. Okl. ve Eğt. Mrk.K.lığı emrine görevlendirildiği, davacının söz konusu bu geçici görevlendirme işleminin iptali istemi ile AYİM’de süresinde vekili aracılığıyla işbu davayı açtığı anlaşılmaktadır.

926 Sayılı TSK. Personel Kanunu’nun “Subayların ve Astsubayların Atanmaları” başlıklı 121 ’inci maddesinin (a) fıkrasında; asteğmen - albay rütbesindeki subayların ve astsubayların atanmalarının Kuvvet Komutanlıklarınca yapılacağı, aynı Kanunun 119’uncu maddesinde de;
atanma ve yer değiştirmelerde dikkate alınacak hususların yönetmelikle düzenleneceği belirtilmektedir.

01.01.2006 yürürlüğe giren Subay ve Astsubay Atama Yönetmeliğinin “Atama Yetkileri” başlıklı 13’ncü madde (a) fıkrasında; asteğmen - albay rütbelerindeki subaylar ile astsubayların atamalarının, Kuvvet Komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığınca yapılacağı belirtilmektedir. Aynı yönetmeliğin 13’üncü maddesinin (f) fıkrasında ise; çeşitli nedenlerle yapılacak görevlendirmelerde; görevlendirmenin 3 aya kadar yapılması durumunda Kuvvet Komutanlığına, Jandarma Genel Komutanlığına ve Sahil Güvenlik Komutanlığına bilgi verilmek suretiyle asgari Tümen/Tugay (ve eşidi), Komutanlıklarınca, görevlendirmenin 3 aydan fazla süreler için yapılması durumunda ise görevlendirmenin ilgili birliğin teklifi ile Kuvvet Komutanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlıklarınca yapılacağı, 12’nci maddesinde de; atanma emri yayınlandıktan sonra; gerek personel, gerekse komutanlıklar tarafından herhangi bir sebeple atamanın geriye bırakılması hususunda başvuru ve teklifler yapılamayacağı belirtilmektedir.

KKY. 52-3(B) Atama Yönergesinin 14’üncü Bölümünün “Genel Esaslar” Başlıklı 1’inci maddesinin a fıkrasında; “Personel görevlendirilmesinin elzem olduğu değerlendirilen görev yerlerine öncelikle geçici görevlendirmeler ile değil, kadrosu var ise atama yapılan kadrolardan tasarruf yeri gösterilerek atama teklifleri ile, kadrosuz ise kadrolarda yapılacak değişiklikler ile çözüm getirilir. ” düzenlemesi yer almaktadır. Görüldüğü üzere; geçici görevlendirmede, işlemi tesis edecek makam, görevlendirme süresine göre farklı belirlenmiştir. Görevlendirmenin üç aydan fazla bir süre için yapılması durumunda görevlendirme yetkisi Kuvvet Komutanlığına, üç aydan az bir süre için yapılması halinde ise görevlendirme yetkisi Tümen/Tugay veya eşidi birlik komutanlıklarına verilmiştir. Diğer yandan zorunluluk olmadıkça da görevlendirme yapılamayacaktır.

Yukarıda belirtilen mevzuat çerçevesinde dava konusu görevlendirme işlemini değerlendirdiğimizde; Genelkurmay Başkanlığınca İç Güvenlik ve Tatbikat Merkez Komutanlığında Libyalı 500 askeri personele 14 haftalık eğitim verilmesinin planlandığı, bu bağlamda yeteri kadar tercüman görevlendirilmesinin istendiği, dolayısıyla tercümanlık yapmak üzere personel görevlendirilmesinin “elzem” bir durum olarak ortaya çıktığı, davacının safahatı incelendiğinde; Arapça Genel Dil sınavından 74, KPDS sınavından 68 aldığı, diğer yandan Ürdün’de 18 hata Arapça lisan eğitimi gördüğü, ayrıca 2 yıl süreyle Irak’ta görev yaptığı, dolayısıyla Arapça tercümanlık hususunda yeterli eğitim ve tecrübeye sahip olduğu, davacının bu durumu gözetilerek 23.10.2013 tarihinden itibaren Dağ.Komd.Okl. ve Eğt.Mrk.K.lığı emrine görevlendirildiği, davacıyla birlikte 2 subay ve 2 astsubayın görevlendirildiği, davacının görevlendirilenler arasında Arapça bilmeyen olduğunu da ileri sürmüş ise de; bu hususunun tek başına davacı hakkındaki görevlendirmeyi hukuka aykırı hale getirmeyeceği, zira asıl olanın görülecek hizmetin gereklerine uygun personelin seçimi olduğu, davacı vekilinin; müvekkilinden daha iyi puana sahip personel olduğunu ileri sürmüş ise de; davalı idare tarafından gönderilen “Arapça dil Notu Listesi” incelendiğinde; davacının Arapça dil notu sıralamasında 11 ’nci sırada yer aldığı, kendisinden üste yer alanlardan A.S’nın daimi görevle yurt dışında olduğu, H.N., M.E.,M.D.,H.A.,M.M.,E.Y. ve H.A.’nın Genelkurmay Başkanlığına bağlı kritik kadro yerlerinde veya hudut bölgesinde görev yaptıkları, A.M.’nin 1’inci Ordu K.lığında krtik kadro yerinde görev yaptığı, V.B’nin Askeri Okul’da kritik kadro yerinde görev yaptığı, bu durumda 95’nci Zırhlı Tugayda Bölük Astsubayı olarak görev yapan ve safahatı itibariyle de tercümanlık yapma konusunda uygulamalı olarak tecrübesi bulunan davacının seçiminde taktir yetkisinin ölçülü kullanıldığı, açık bir taktir hatasının bulunmadığı anlaşılmaktadır.

Davacı vekili, müvekkilin aile bütünlüğünün korunmadığını beyan etmiş ise de; Anayasanın 41/11. maddesinde, Devletin ailelerin korunması için gerekli tedbirleri alacağı belirtilmektedir. Ancak aile bütünlüğünün korunması yükümlüğü koşulsuz bir yükümlülük değildir. Bu yükümlülük atama ve yer değiştirmeyi düzenleyen mevzuat hükümleri çerçevesinde yerine getirilecektir. Diğer yandan yurt dışı kadrolara atama işlemi belirli sınavlar sonrasında ve talep üzerine yapılmaktadır. Davacı da Arapça dilinin konuşulduğu Irak’ta 2 yıl kalmıştır, ayrıca dosyadan anlaşıldığı kadarıyla Irak’taki görevine gitmeme konusunda bir talebi olmamıştır. Diğer yandan askerlik mesleğinin niteliği gereği milli savunma hizmetinin yürümesi açısından zaman zaman dava konusu bu tür görevlerin yapılması da kaçınılmaz bir durum olarak ortaya çıkmaktadır.

Sonuç olarak, ülkeler arasında yapılan işbirliği çerçevesinde yabancı bir ülkenin askerine geçici süreli eğitim verilmesi hizmetinin ortaya çıkması, bunun sonucu olarak tercüman görevlendirilmesinin elzem hale gelmesi, davacının tercümanlık konusunda yeterli donanıma sahip olması, davacından daha iyi nota sahip personelin ise görev yerleri ve kritiklik durumları dikkate alındığında; davacının görevlendirilmesi işleminde hukuka aykırılık bulunmadığı kanaatine varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle;

Hukuki dayanaktan yoksun olan DAVANIN REDDİNE,

06 Mayıs 2014 tarihinde OYBİRLİĞİ ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy