Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 1. Daire 2012/874 Esas 2013/288 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYüksekİdareMahkemesi
Dairesi: 1. Daire
Esas No: 2012/ 874
Karar No: 2013 / 288
Karar Tarihi: 12.03.2013

(1602 S. K. m. 52) (926 S. K. m. 133) (Subay ve Astsubay Atama Yönetmeliği m. 28)

Davacı 08.05.2012 tarihinde AYİM'de kayda geçen dava dilekçesinde özetle; 2001 yılında Hava Harp Okulundan mezun olduğunu, 2007 yılında ABD'de yüksek lisan yaptığını, Almanya'ya yurt dışına atandığını, bu görev için gerekli kursları aldığını, gerekli harcırahı aldığını, ilişiğini keserek hazırlıklarını tamamladığını, ancak Genelkurmay Başkanlığının 8.03.2012 tarihli emri ile görevlendirmenin iptal edildiğini, idareye müracaatta bulunduğunu ancak cevap alamadığını, Yurt Dışı Sürekli Görevlendirme Yönergesinde atamanın iptal edilmesi şartlarının belirtildiğini, ancak iptal nedeninin kendisine bildirilmediğini, ifadesinin alındığını, ifadesinin alınmasının bir ihbar nedeniyle olduğunu, ifadesinin alınmasının hukuka aykırı olduğunu beyan etmiştir. Davacı vekili de cevaba cevap dilekçelerinde, aynı hususları tekrarlamış, ayrıca müvekkilinin daha önce de TSK'yı yurt dışında temsil ettiğini, müvekkilinin disiplin suçu dahi olmadığını, idari tahkikat heyeti raporunun somut verilere dayanmadığını, müvekkilinin kendisine güvenmesinin olumsuz bir durum olmadığını, alkol almak ile alkolik olmanın aynı olmadığını, temsil yeteneği olmadığına ilişkin iddiaların somut verilere dayanmadığını belirterek sürekli görevin iptali işleminin iptaline ve öncelikle yürütmenin durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Yürütmenin durdurulması talebi AYİM Nöb.D.nin 01.08.2012 gün ve 2012/14 E. sayılı kararıyla reddedilmiştir.

Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgelerden ve 1602 sayılı Kanunun 52'inci maddesi kapsamında gönderilen belgelerden, davacının 2001 yılında pilot adayı olarak İzmir/Çiğli'ye atamasının yapıldığı, 24.04.2002-14.08.2003 tarihleri arasında yurt dışı görevi olarak ABD/Teksas'a gönderildiği, 2006 yılında kuvvet nam ve hesabına yurtdışında yüksek lisans yapma başvurusunun Hava Kuvvetleri Komutanlığınca uygun bulunmadığı, 2007 yılındaki başvurusunun ise sicil amirlerinin olumlu değerlendirmeleri sebebiyle uygun bulunduğu, bunun üzerine 2007-2009 yılları arasında ABD'ye yüksek lisans yapması için gönderildiği, 2011 yılında yurt dışı göreve seçiminde hakkında Kuvvet Komutanlığınca olumlu kanaat bildirilmesi üzerine NAEW E-3A Unsur K.Hrk.K.2 nci Uçş.Fl.Uçş.Ekb.Plt. kadrosuna 05 Mart 2012-25 Temmuz 2012 tarihleri arasında görev yapmak üzere seçildiği, atamasının yapıldığı, ancak hakkında iki adet şikayet mektubu gönderilmesi üzerine İdari Tahkikat Heyeti Kurulduğu, akabinde Genelkurmay Başkanlığı tarafından davacının yurt dışı atamasının 01 Mart 2012 tarihinde ikinci bir emre kadar durdurulduğu, davacının 30.03.2012 tarihli idari müracaatına cevap verilmemesi üzerine işbu davanın açıldığı, davacının yurt dışı ataması işleminin iptal edildiğinin 20 Haziran 2012 tarihinde de davacıya tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.

Dava konusu ile ilgili mevzuata baktığımızda, 926 Sayılı TSK. Personel Kanunu'nun 133'üncü maddesinde; "Yabancı memleket ordularında hizmet yapmak üzere gönderilecek subaylara, Milli Savunma Bakanlığınca; Jandarma ve Sahil Güvenlik subaylarına, İçişleri Bakanlığınca dört yıla kadar aylıklı izin verilebilir. Bu şekilde görevlendirilenlerin aylıkları Milli Savunma, Jandarma Genel Komutanlığı veya Sahil Güvenlik Komutanlığı bütçelerinden ödenir. Bunların yabancı memleketlerde geçen hizmet süreleri, fiili hizmetlerinden ve kıdemlerinden sayılır. " hükmü yer almaktadır.

Subay ve Astsubay Atama Yönetmeliğinin 28'inci maddesinin birinci fıkrasında; askerî ataşeliklere ve milletlerarası anlaşmalara göre yurt dışında açılmış kadrolara atanacak personelin seçimlerinin özel yönergelere göre yapılacağı, buralarda geçen hizmet sürelerinin 1 inci derece garnizon hizmet sürelerinden sayılacağı belirtilmektedir.

Yurt Dışı Sürekli Görevler Yönergesinin (MY 52-1 (B)) Yurt Dışı Sürekli Göreve Seçilecek Personelde Aranan Nitelikler başlıklı İkinci Bölümünün 5'inci maddesinin a.-(2) bendinde; "Temsil yeteneğine sahip olmak, seçilmek için temel esastır." düzenlemesi, a.(3) bendinde, "Temsil yeteneği aileyi de kapsar" düzenlemesi yer almaktadır.

Aynı Yönergenin Yedinci Bölümünün seçim veya atamanın iptal edilmesini düzenleyen 18'inci maddesinin a. Fıkrasında; "Yurt dışı sürekli görevlere aday olarak seçilen personelden, yurt dışı sürekli görevine başlamadan önce veya başladıktan sonra seçim şartlarını taşımadıkları anlaşılanların, adaylıkları veya atamaları iptal edilir." düzenlemesi,

ç. Fıkrasının (7)'inci bendinde; "Personelin seçim şartlarını ve temsil kabiliyetini kaybettiğinin belirlenmesi durumunda seçim, atamanın veya yurt dışı sürekli görevin iptal edilebileceği" düzenlemesi yer almaktadır.

Görüldüğü üzere, yurt dışı sürekli görev seçim ve atama koşulları içerisinde TSK'yı temsil yeteneğine sahip olmak başlıca şart olarak aranmaktadır. Atanan personelin bu koşulu taşımadığının sonradan anlaşılması halinde idare atama işlemini iptal edebilecektir. Diğer yandan atama işlemi yapıldıktan ve personel göreve başladıktan sonra da görev süresince bu koşulun kişide bulunması gerekmektedir. Bu koşulun sonradan kaybedilmesi halinde de görev süresine bakılmaksızın atama işlemi iptal edilebilecektir.

Yukarıda belirtilen mevzuat çerçevesinde dava konusu işlem değerlendirildiğinde: Davacının 2003 yılında yurt dışı görevde ABD'de bulunduğu sırada; ENJJPT Uçuş Okulu Yönergesi gereği askeri gözetim statüsüne alınmak istendiği ancak bu durumun Kıdemli Türk Temsilcisinin girişimleriyle önlendiği, o dönem Kıdemli Türk Temsilcisi Hv.Pl.Yzb.... tarafından davacının disiplin noktasındaki menfi durumunun ayrıntılı bir şekilde Washington Silahlı Kuvvetler Ataşeliğine bildirildiği, akabinde durumun Hava Kuvvetleri Komutanlığı Personel Başkanlığına bildirildiği, davacının 2011 yılında yurt dışı sürekli göreve seçilip atandıktan sonra hakkında iki adet e-posta gönderildiği, e-posta içeriklerinde; davacının alkol düşkünü olduğunun, sınavları kötü olmasına rağmen kendisine torpil yapıldığının, ABD'de bulunduğu sırada gayri ahlaki hareketlerde bulunduğunun, bekler nöbetçisi olan arkadaşlarının evine giderek bira içtiğinin belirtildiği, davacı hakkındaki iddialar üzerine İdari Tahkikat Heyeti oluşturulduğu, 18.01.2012 tarihinde düzenlenen İdari Tahkikat Heyeti Raporunda; davacının 24.09.2011 tarihinde iç güvenlik harekâtı kapsamında "uçuş bekler nöbeti" olan personelin evine alkollü içeceklerle giderek bira içtiği, 22.11.2011 tarihinde iç güvenlik uçuşu sırasında uçak içi küfürlü konuşmaların kayıt edilmemesi için VTR kaydını 11 dakika durdurduğu, 24.11.2011 tarihinde uçuş sonrasında uçakta bomba kalmasına rağmen bomba olmadığını beyan ettiği, uçuş sırasında uçuşlarının bazı kısımlarında uçucuya yakışmayacak küfürlü konuşmalar yaptığı belirtilerek "mesleki ve dil bilgisi iyi, verilen görevleri iyi seviyede yapmakla birlikte, bulunduğu ortamda astlarına ve üstlerine karşı zaman zaman gerektiği şekilde davranmadığı ve genel olarak lakayt olduğu, çenesini tutamadığı, kendisine aşırı derecede güvendiği, alkol aldığı ve alkolün kendisine herhangi bir tesir etmediğini değişik ortamlarda belirttiği, bu nedenlerle çevresiyle sorun yaşadığı" şeklinde değerlendirme yapıldığı, hakkında düzenlenen 20.04.2012 tarihli raporda da benzer hususlara yer verildikten sonra; ABD'ye uçuş okulu için gittiği dönemde birçok bayanla ilişki yaşadığı, mesaiye alkol alarak geldiği, ABD'ye yüksek lisans için gittiği dönemde Tayland'a giderek burada yabancı bayanlarla ilişki yaşadığı, eşinin de aşırı derecede alkol aldığı gibi hususlar detaylı belirtilerek sonuç olarak; "davacının İKK zafiyetine yol açacak, TSK'nın ve kendisinin itibarını zedeleyecek şekilde ahlaki zafiyetleri ile içkiye ve karşı cinse düşkünlüğü olduğu tespit edildiğinden... Personel Güvenliği Değerlendirme Esasları kapsamında PERGİN başlatılması, ...personel hakkında yurtdışı görevde bulunduğu dönemde TSK'nın itibarını zedeleyici davranışlarının tespit edilmiş olması ve son dönemdeki disiplinsizliklerinin yurtdışı seçim aşamalarında dikkate alınması..." şeklinde değerlendirme yapıldığı, davacı hakkındaki tüm tespitler dikkate alındığında; davacının TSK'yı yurtdışında temsil edemeyeceği ve temsil yeteneğini kaybettiği yönündeki değerlendirmelerin maddi olgulara dayandığı, dolayısıyla davacının yurt dışı sürekli göreve atama işleminin iptal edilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı kanaatine varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle,

Hukuki dayanaktan yoksun bulunan davanın REDDİNE,

12 MART 2013 tarihinde OYBİRLİĞİ ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy