Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 1. Daire 2012/287 Esas 2013/250 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYüksekİdareMahkemesi
Dairesi: 1. Daire
Esas No: 2012/ 287
Karar No: 2013 / 250
Karar Tarihi: 26.02.2013

(3466 S. K. m. 15)

Davacı vekili, 24.02.2012 tarihinde AYİM'de kayda geçen dava dilekçesinde ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin hiçbir disiplinsiz davranışta bulunmadığını, 2001 yılı sicil notunun orta diğer tüm sicillerinin iyi ve çok iyi seviyede olduğunu, sicil amirlerince düzenlenen sicil belgelerinde hakkında olumsuz kanaatler yazılmadığını, 2011 yılı sicil döneminde kendisine tebliğ edilen görev performansına yönelik niteliklerin A kıstası ile değerlendirildiğini, meslek hayatı boyunca disiplinli ve çalışkanlığı nedeniyle müteaddit defalar takdirnameler ile ödüllendirildiğini, tüm bunlara rağmen Düzce İl J.K.lığı emrinde Trafik Tim Elemanı olarak görev yaparken TSK'dan ilişiğinin kesildiğini, ilişik kesme işleminin; planlı yol kontrol aramalarını M.....isimli şahsa haber verdiği şifreli mesaj ve konuşmalar yaptığı ve bu şekilde menfaat karşılığı görevini kötüye kullandığı iddia edilerek hakkında tarihsiz olarak düzenlenen araştırma tutanağına dayandırıldığını, tarihsiz araştırma tutanağının usule aykırı ve gerçek dışı olduğunu, bu araştırma tutanağı kapsamında Düzce Cumhuriyet Başsavcılığınca rüşvet almak suçundan kamu davası açıldığını, ilişik kesme işleminin yargılama sonucu beklenmeden tesis edildiğini, yargılama süreci devam ederken iddianame esas alınarak ayırma işleminin tesis edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, iddianamedeki iddiaların gerçekleri yansıtmadığını, isnat edilen rüşvet almak suçunun maddi ve manevi unsurlar yönünden gerçekleşmediğini, tesis edilen ayırma işleminin hukuka aykırı olduğunu belirterek müvekkili hakkında hukuka aykırı bir şekilde tesis edilen TSK'dan ayırma işleminin iptaline ve yürütmenin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

Yürütmenin durdurulmasına dair talep, Dairemizin 06.03.2012 tarihli, 2012/287 Esas sayılı kararıyla reddedilmiştir.

Dava dosyası ve özlük dosyalarının incelenmesinden; Jandarma Okullar Komutanlığı Uzman Jandarma Okulundan 2000 yılında mezun olan ve 30.08.2000 tarihinde Uzm.J.Çvş. nasbedilen davacının Düzce İl J.K.lığı emrinde görevli iken 04.11.2011 tarihinde sıralı sicil üstlerince Uzm. J. Atama ve Sicil Yönetmeliği'nin 70'inci madde c ve e fıkraları uyarınca hakkında ayırma (Silahlı Kuvvetlerde kalması uygun değildir) sicili düzenlenmesini müteakip durumu Uzman J. Atama ve Sicil Yönetmeliği'nin 71'inci maddesine göre oluşturulan komisyonda incelenen davacı hakkında Komisyonun 27.12.2011 tarihli ve 29 sayılı kararı ile Silahlı Kuvvetlerden disiplinsizlik ve ahlaki durumu nedeniyle ayırma işlemine tabi tutulmasının uygun olacağı hususunun Komutanın tasvibine sunulmasına karar verildiği, bu kararın 28.12.2011 tarihinde Jandarma Genel Komutanı tarafından onaylandığı ve davacının 30.12.2011 tarihinde ilişiğinin kesildiği, davacı vekilinin de söz konusu ayırma işleminin iptali istemiyle süresinde işbu davayı tesis ettiği anlaşılmaktadır.

Davacının sicil, taltif ve disiplin durumunun ayrıntılarına bakıldığında; sicil notları genel ortalamasının "çok iyi" düzeyde gerçekleştiği, ancak 2001, 2002 ve 2004 yılları sicil dönemlerinde sicil üstlerince hakkında çeşitli menfi kanaatler belirtildiği, şimdiye kadar çeşitli başarıları nedeniyle üst ve amirleri tarafından 6 kez takdirname ile taltif edildiği, askeri mahkemelerden veya adliye mahkemelerinden şimdiye kadar herhangi bir ceza almadığı, buna karşın; 21.05.2009 tarihindeki bir disiplinsizlik eylemi nedeniyle 29.05.2009 tarihinde uyarı cezası ile cezalandırıldığı, bunlara ek olarak Düzce Cumhuriyet Başsavcılığının 19.08.2011 tarihli, 2011/3087-189 Esas-iddianame sayılı İddianamesi ile hakkında kamu davası açıldığı ve 11.06.2011 tarihinde işlediği iddia olunan "Zincirleme Şekilde Rüşvet Almak" suçundan dolayı cezalandırılmasının istendiği, soruşturma sırasında 06.07.2011 tarihinde tutuklandığı, bilahare Düzce Ağır Ceza Mahkemesinde 2011/268 sayılı dosya üzerinden yürütülmekte olan yargılama sırasında 03.11.2011 tarihinde tahliye edildiği, tahliyesinin ardından da 24.11.2011 tarihinde açığa alındığı, "Trafik" ihtisasında olmasına karşın bu yargılama nedeniyle ihtisas kapsamından da çıkarıldığı, mahkûmiyet karari ile sonuçlanan davanın Yargıtay'da temyiz aşamasında olduğu görülmektedir.

3466 Sayılı Uzman Jandarma Kanunu'nun "Ayırma" başlıklı 15'inci maddesinde; "Disiplinsizlik ve ahlaki durumları nedeniyle 'Silahlı Kuvvetlerde Kalması Uygun Değildir' şeklinde sicil düzenlenen uzman jandarmalar meslekten hemen çıkarılır ve haklarında Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu hükümleri uygulanır", şeklinde hüküm yer almaktadır.

Uzman Jandarma Atama ve Sicil Yönetmeliği'nin "Disiplinsizlik ve ahlaki durumları nedeniyle ayırma usulleri" başlıklı 70'inci maddesi ise;

"Aşağıdaki sebeplerden biri ile disiplinsizlik veya ahlaki durumları gereği Silahlı Kuvvetlerde kalmaları, bulunduğu rütbeye veya bir önceki rütbesine ait bir veya birkaç belge ile anlaşılıp uygun görülmeyen uzman jandarmalar hakkında, hizmet sürelerine bakılmaksızın emeklilik işlemi yapılır:

a. Disiplin bozucu hareketlerde bulunması, ikaz ve cezalara rağmen ıslah olmaması,

b. Hizmetin gerektirdiği şekilde tavır ve hareketlerini ikazlara rağmen düzenleyememesi,

c. Aşırı derecede menfaatine, içkiye, kumara düşkün olması,

d. Nafaka, trafik kazası, doğal afet, personelin öngöremeyeceği şekilde ülke genelinde yaşanan olağanüstü ekonomik dalgalanmalar, ani devalüasyonlar, sağlık ve tedavi giderleri ile kefillik ve benzeri zorunluluk halleri hariç olmak üzere, Türk Silahlı Kuvvetlerinin itibarını zedeleyecek şekilde aşırı derecede borçlanmaya düşkün olması ve bu borçlarını ödememeyi alışkanlık haline getirmesi,

e. Türk Silahlı Kuvvetlerinin itibarını sarsacak şekilde ahlak dışı hareketlerde bulunması,

f. Tutum ve davranışları ile yasa dışı siyasi, yıkıcı, bölücü, irticai ve ideolojik görüşleri benimsediği, bu gibi faaliyetlerde bulunduğu veya karıştığı anlaşılanlar." hükmünü içermektedir.

Yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri ile Türk Silahlı Kuvvetlerinden ayırma sebeplerinin soyut normlar çerçevesinde belirlendiği; uygulamada, bu hallerden birine uyan bir durumun bulunup bulunmadığının takdirinin idareye bırakıldığı anlaşılmaktadır. İşlem tesis edilirken, idarece kamu yararının öncelikli olarak dikkate alınıp alınmadığı, kamu yararı ile kişilerin yararının dengelenip dengelenmediği aydınlatılmalıdır. İdareye bu konuda takdir yetkisi tanınmasının sebebi, hukuk kuralları ile bağdaşmayan, menfi bir takım düşünce ve hareketleri ile kamu gücünü kullanması sakıncalı sayılan kişilerin kurum içinde bırakılmaması ve bu tür kişilerin hizmet içinde yer almasının önlenmesidir. Bu sebeple, bu tür bir işleme ilişkin her somut olayda, davacının, mesleki yaşantısı itibariyle hakkında bu tür kanaati uyandırıp uyandırmadığının, kamu hizmetinde ve kamu gücünü kullanmasında sakıncalı bir durum bulunup bulunmadığının saptanması gerekmektedir. Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin konu ile ilgili müstakar ilamlarında da belirtildiği üzere; disiplinsizlik ve ahlaki durum nedeniyle ayırma işleminin uygulanabilmesi için ilgilinin disiplin durumunun vahamet derecesi itibarıyla artık Türk Silahlı Kuvvetlerinde görev yapmayı engelleyici nicelik ve nitelikte bulunması, personelin bu disiplin durumuyla kamu hizmetini devam ettiremeyecek hale gelmiş olması gerekmektedir.

İdarenin, kamu hizmetinin iyi bir şekilde yürümesi için gerekli tedbirleri alma yetkisi ile donatıldığı ve kamu gücünü bu amaca matuf olarak kullanması gerektiği dikkate alındığında; kamu hizmetini yürütecek olan ajanlarını alırken bir takım özelliklere sahip olmasını araması doğaldır. Kamu görevlisi statüsüne girmeyi müteakip, kamu hizmetinin yürütülmesine zarar vermeye başlayan, taşıması gereken nitelikleri zaman içerisinde kaybetmiş kamu görevlilerinin, idarece bu statülerine son verilmesi de kamu gücünü kullanmanın doğal bir sonucudur. Bu kapsamda, Silahlı Kuvvetlerden ayırma yetkisi de, askeri idarece titizlikle kullanılması gereken bir yetkidir.

İç Hizmet Yönetmeliği'nin 86'ncı maddesinin ikinci fıkrasının (h) alt bendine göre, her askerde bulunması lazım gelen ahlaki ve manevi vasıflardan "iyi ahlak sahibi olmak" vasfı; "Askerin ahlakı ve yaşayışı kusursuz ve lekesiz olmalıdır. Asker, esrarkeşlikten, sarhoşluktan, yalancılıktan, borçtan ve kumardan, dolandırıcılıktan, ahlaksız kimselerle düşüp kalkmaktan, hırsızlıktan, yağmadan, yakıp yıkmaktan ve sair bütün fenalıklardan sakınmalıdır. Bunlar vazifenin yapılmasına mani olurlar, yaşayışı, sıhhati, azim ve cesareti bozar, namusu lekeler, manevi şahsiyeti öldürür ve her biri ayrı ayrı cezaları üstüne çeker." şeklinde tanımlanmış bulunmaktadır. Görüldüğü üzere her askerin yaşayışının kusursuz ve lekesiz olması gerekmektedir. Bu vasıflara sahip olunmadığı takdirde ise Türk Silahlı Kuvvetlerinin itibarının zedeleneceği çok açıktır.

Yukarıda belirtilen yasal durum ve açıklamalar çerçevesinde davacının durumu değerlendirildiğinde; Geçmiş sicil ve taltif durumu itibariyle başarılı bir personel görüntüsü vermesine karşın, zaman zaman disiplin amirlerince hakkında çeşitli menfi kanaatler bildirilen davacı hakkında, son olarak "zincirleme şekilde rüşvet almak" suçundan dolayı Düzce Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen iddianame ve dosyaya yansıyan delil durumu gözetildiğinde, eyleminin TSK'nin güvenilirliğini sarsacak derecede kötü nitelik arz ettiği ve hizmetin gerektirdiği şekilde tavır ve hareketler sergilemediği; idarenin, dava konusu işlemi tesis ederken, takdir yetkisini kişi yararı ile kamu yararı arasındaki dengeyi gözeterek, ölçülü ve nesnel olarak kullandığı; davalı idarece, davacının yargılamaya konu fiilleri nedeniyle işlem tesis etmesinde herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığı; tüm bu nedenlerle, davacının TSK'da kalmasının uygun olmadığına dair görüşe ulaşılmasını haklı kılacak nesnel ve yeterli derecede bilgi ve belgelere dayanılarak tesis edilen işlemde hukuka aykırı bir yön bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle;

Hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine,

26 ŞUBAT 2013 tarihinde OYBİRLİĞİ ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy