Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 1. Daire 2012/1327 Esas 2013/419 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYüksekİdareMahkemesi
Dairesi: 1. Daire
Esas No: 2012/ 1327
Karar No: 2013 / 419
Karar Tarihi: 10.04.2013

(2709 S. K. m. 125) (2803 S. K. m. 24) (Jandarma Teşkilatı Görev ve Yetkileri Yönetmeliği m. 78, 183) (Subay ve Astsubay Atama Yönetmeliği m. 5, 43, 75)

Davacı, 18.07.2012 tarihinde Van bölge İdare Mahkemesine sunduğu, 1 Ağustos 2012 tarihinde AYİM’de kayda geçen dava dilekçesi ile cevaba cevap dilekçesinde özetle; 2010 yılında atandığı Van garnizonundan 2012 yılında Malatya’ya atandırıldığını, bu atamanın hukuka aykırı ve idarenin kendisine yönelik olumsuz yaklaşımının bir tezahürü olduğunu, ayrıca bu atama ile idarenin emrindeki personel arasında ayrım yaptığının da ortaya çıktığını, atandığı lojistik şube müdürlüğü kadrosunun her sınıftan subayın yapacağı bir kadro olarak belirlendiğini, bunun yanlış olduğunu, kendisi iki kez sıralı hizmet garnizonuna gittiği halde henüz SHG’ye gitmemiş personel bulunduğunu, eşleri tabip subay olanlara ayrıcalık yapıldığını, Malatya’ya yapılan atamanın ceza maksatlı yapıldığını, atamadan manevi olarak zarara uğradığını belirterek 10.000 TL manevi tazminatın yasal faizi ile beraber ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Dava dosyasının ve ilgili belgelerin incelenmesinden; davacının 2002- 2004 yıllan arasında Ankara’da görev yaptığı, 2002 yılında eşi J.Yzb. S.... (1999-78) ile evlendiği, evlilik sonrasında eşi J.Yzb.S....’nın da atamasının Ankara’ya yapıldığı, davacının eşinin 2004 yılında SHG’ye atanması üzerine davacının da talebi doğrultusunda SHG’ye atandığı, 2004-2006 yılları arasında Şırnak’ta, 2006-2010 yılları arasında Ankara’da değişik birliklerde görev yaptığı, 2010 yılında eşi dolayısıyla talebi üzerine Van’a SHG’ye atandığı, 2012 yılı genel atamalarıyla da Malatya garnizonuna atandırıldığı, davacının yapılan bu son atama işleminden dolayı uğramış olduğu zarara karşılık 10.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi için işbu davayı açtığı anlaşılmaktadır.

Dava konusu atama işlemiyle ilgili mevzuata baktığımızda;

2803 sayılı Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu’nun 24’üncü maddesi uyarınca çıkarılmış olan Jandarma Teşkilatı Görev ve Yetkileri Yönetmeliği’nin “Atama Ve Yer Değiştirmede Uygulanacak Esaslar” başlığı altındaki 183’üncü maddesinde; atanma ve yer değiştirmelerin, hizmetin aksatılmadan yürütülmesi esasına bağlı olarak, memleketin ekonomik, sosyal, iklim, ulaştırma, kültür ve sağlık durumları ve bunlara benzer yer ve bölge şartları göz önüne alınarak tespit edilecek bölgelere ve garnizonlara; meslek programları, meslek içi eğitim esasları, kadro ihtiyacı, kıt’a hizmeti zorunluluğu, terfi durumu, sınıf ve ihtisasları, sağlık durumu, idari, asayiş, zaruri sebepler ve istekli bulunulan yerler göz önünde bulunarak Türk Silahlı Kuvvetlerine Mensup Subay ve Astsubayların Atanma ve Yer Değiştirmeleri Hakkındaki Yönetmelik ile buna dayalı olarak çıkartılacak yönerge esaslarına göre yapılacağı belirtilmektedir.

“Sıralı hizmet garnizonuna atama” başlıklı 78’inci maddesinin (a) fıkrasında da; “Sıralı hizmet garnizonları Jandarma Genel Komutanlığı Atama Yönergesinde belirtilir. Subay ve astsubaylar sıralı hizmet garnizonlarına idare tarafından belirlenecek bir sıraya göre atanır, “düzenlemesi,

Eş durumuyla ilgili olarak, Subay ve Astsubay Atama Yönetmeliğinin 43’üncü maddesinde; “Eşleri muvazzaf/sözleşmeli Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu askeri personel olan subay ve astsubaylar istekli olmaları durumunda hizmet ve kadro imkanları nispetinde eşleri ile aynı garnizona atanmaları dikkate alınır. ” hükmü,

Yönetmeliğin 5’inci maddesinde; “Atamalarda kadro görev yerinin özellikleri esas alınır. Bu Yönetmelikte ve bu Yönetmeliğe dayalı olarak çıkarılan Kuvvet Komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı atama yönergelerinde gösterilen istisnalar hariç olmak üzere, kadrosu olmayan bir görev yerine atama yapılmaz. Barışta kıta, karargah ve kurumlara kadrolarda belirtilen rütbelerden ast rütbe ile asil olarak kimse atanamaz. ” düzenlemesi yer almaktadır.

Subay ve Astsubay Atama Yönetmeliği’nin “J.Gn.K.lığına Ait Hükümler” Bölümünde yer alan “Garnizon Dereceleri” başlıklı 75’inci maddesinde, “Jandarma Genel Komutanlığı birliklerinin konuşlu bulunduğu garnizonlar atama açısından 5 ayrı dereceye (1, 2, 3, 4 ve 5 inci) ayrılmıştır. Garnizonların Jandarma Genel Komutanlığınca belirlenen puan ve dereceleri ile hizmet süreleri Jandarma Genel Komutanlığı Atama Yönergesinde belirtilir.” Düzenlemesi, Aynı Yönergenin “Bütün Garnizonlarda Görev Yapma Esasları” başlıklı 76’ncı maddesinde; “Subay ve Astsubayların atama ve yer değiştirmeleri, hizmetin aksatılmadan yürütülmesi kadro, rütbe, branş ve ihtisaslı astsubay ile personelin safahatı esas olmak üzere Jandarma Genel Komutanlığı Atama Yönergesinde belirtilen değişik garnizonlar arasında görev yapmaları esastır. ” Düzenlemesi yer almaktadır.

Jandarma Genel Komutanlığı Atama Yönergenin Dokuzuncu Bölümünün “Eşleri Subay, Astsubay, Uzman Jandarma ve Uzman Erbaş Olan Personele Uygulanacak Esaslar:” başlıklı 1’inci maddesinin a. Fıkrasında; “Subay, astsubay, uzman jandarma ve uzman erbaşlarla evli bayan subay ve astsubaylar, hizmet ve kadro imkanları nispetinde eşleri ile aynı garnizona atandırılırlar. Aynı garnizonda kadro görev yeri bulunmayanlar, kadro görev yeri bulunan en yakın garnizona veya eşinin bulunduğu garnizondaki herhangi bir birlik emrine atandırılabilir.” Düzenlemesi,

ç. Fıkrasında, “Her ikisi de J.Gn.K.lığı mensubu olan eşlerden birinin sıralı hizmet garnizonuna atandırılması halinde, sırası gelmese dahi, diğer eşin atama işlemi isteğine bağlıdır. ” Düzenlemesi,

Yönergenin “Genel Prensipler” Başlıklı İkinci bölümünün “Teşkilat ve Kadro Değişiklikleri” başlığı altında -“Teşkilat/kadro değişikliklerinin genel atamalarda planlamaya alınabilmesi için Uygulama/Kadro Değişiklik Emrinin 15 Mart tarihine kadar yayımlanması gerekir. 15 Mart tarihinden sonra yayımlanan değişiklik emirlerinden intibak ataması gerektirenler hariç, garnizon değişikliği gerektiren atamalar bir sonraki genel atamalarda planlamaya alınır.” Düzenlemesi yer almaktadır.

Manevi tazminat talebiyle ilgili mevzuata baktığımızda; Anayasanın 125’inci maddesine göre idare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararları ödemekle yükümlüdür. Bu açıdan idarenin sorumluluğu Anayasa prensibi olarak kabul edilmiştir. Ne var ki idarenin sorumluluğunun hangi esaslara göre belirleneceği öğreti ve yargı kararlarına bırakılmıştır. Genel kabule göre idarenin sorumluluğu hizmet kusuru ve kusursuz sorumluluk esaslarına dayandırılmaktadır. Elangi esas üzerinde temellendirilirse temellendirilsin genel olarak idarenin tazmin yükümlülüğünün doğması için öncelikle bir zararın varlığı, zararı doğuran eylemin/işlemin idareye yüklenebilir olması, zararlı sonuç ile eylem veya işlem arasında nedensellik bağının bulunması gerekmektedir.

Yukarıda belirtilen mevzuat çerçevesinde davacının manevi tazminat talebini değerlendirdiğimizde; Jandarma Genel Komutanlığı mensubu olan subayların atamalarında; eşlerden ikisi de jandarma mensubu ise birisinin SHG sırası gelmesi halinde diğer eşin durumu, SHG sırası gelen subayın atamasına etki etmemektedir. Ancak istemesi halinde aile bütünlüğünün sağlanması açısından diğer eşin ataması da SHG’ye yapılabilmektedir. Aksi bir durumun olması halinde ise SHG sırası geldiği halde, eş durumu nedeniyle atama yapılamayacak ve bu durumda SHG’ye atanan diğer personele karşı avantaj sağlanmış olacaktır. Davacı her ne kadar birçok personeli örnek vererek onların daha yeni SHG’ye gittiklerini belirtmişi ise de, emsal gösterdiği personelin eşleri, kendi eşi gibi muharip jandarma sınıfından değildir. Dolayısıyla kendisine emsal teşkil etmemektedirler. Davacının birden fazla SHG’ye atanması ise eşinden dolayıdır. Kaldı ki kendisi de dilekçe vermesi üzerine aile bütünlüğünü sağlamak maksadıyla SHG’ye atandığını belirtmiştir. Eşinden dolayı fazla tayin görmesi ve SHG’ye atanması, yukarıda belirtilen mevzuata uygun düşmektedir. Davacı eşiyle birlikte Malatya’ya atanıncaya kadar 1’inci derece ve SHG olan garnizonlarda görev yapmıştır. Safahatlarında 2’nci dereceli garnizon bulunmamaktadır. Dolayısıyla değişik garnizonlarda sıralı şekilde görev yapma esası da dikkate alındığında davacının Malatya garnizonuna yapılan atama işleminde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

Diğer yandan 15 Marttan sonra yapılan kadro çalışmaları sonrasında; kadro/teşkilat değişikliği yapılması nedeniyle garnizon dışından yapılacak atamaların ancak bir sonraki atama döneminde yapılabileceği anlaşılmakta ise de; idare davacının eşini; safahatı gereği Malatya garnizonuna atamıştır. Davacının atandığı kadronun 15 Marttan sonra oluşturulması nedeniyle bu kadroya atamaması halinde bu sefer davacıyı Malatya’ya yakın bir garnizona veya herhangi bir birlik emrine atama yoluna gidecektir ki bu da davacının aleyhine bir durum olacaktır.

Ayrıca davacının emsal gösterdiği SHG tebligatı almalarına rağmen SHG’ye atanmayan jandarma sağlık sınıfı personellerin atamalarının; eş nedeniyle SHG’ye atanmak için dilekçe veren diğer personellere öncelik verilmesi nedeniyle yapılmadığı anlaşılmaktadır.

Sonuç olarak, davacının safahatı, eşi dolayısıyla kendi isteği üzerine SHG’ye atanması, SHG’den çıkarken de 2’nci derece garnizonlarda görev yapmaması nedeniyle 2’nci derece garnizon olan Malatya’ya atanması, atandığı kadronun rütbe ve sınıfına uyumlu olması dikkate alındığında; yapılan atama işleminin hukuka uygun olduğu, atama nedeniyle davacının manevi olarak zarara uğramış olsa bile bu zararın idareye yüklenebilir nitelikte olmadığı, davalı idarenin tazmin yükümlülüğünü gerektiren hukuka aykırı bir durumun mevcut olmadığı, hizmet kusurunun bulunmadığı, dava konusu işlemin idarenin kusursuz sorumluluğunu gerektiren bir yönünün de bulunmadığı kanaatine varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle;

Hukuki dayanaktan yoksun bulunan davanın REDDİNE,

10 NİSAN 2013 tarihinde OYBİRLİĞİ ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy