Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 1. Daire 2011/1390 Esas 2012/719 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYüksekİdareMahkemesi
Dairesi: 1. Daire
Esas No: 2011/ 1390
Karar No: 2012 / 719
Karar Tarihi: 05.06.2012

(1602 S. K. m. 52) (4678 S. K. m. 6, 25) (Sözleşmeli Subay ve Astsubay Yönetmeliği m. 14)

Davacı vekili, 21.06.2011 tarihinde AYİM'de kayda geçen dava dilekçesinin reddi üzerine 08.08.2011 tarihinde kayda geçirdiği (yenileme) dava dilekçesi ve aşamadaki cevaba cevap dilekçesinde özetle: Müvekkilinin 14.08.2007 tarihinde onaylanan ve 30.08.2007 tarihinde yürürlüğe giren 4 yıllık sözleşme ile KKK.lığı bünyesinde Teğmen olarak görev yapmaya başladığını; 06.05.2011 tarihinden itibaren 45 günlük istirahat raporunu kullandığı sırada, 17.06.2011 tarihinde sözleşmesinin yenilenmemesine karar verildiğini, yazılı tebligatın istirahat sonrasında birliğine katıldığında yapılacağını öğrendiğini; geçmiş sicil notlarının mükemmel seviyesinde olmasına rağmen 2010 yılında sicil üstlerince sübjektif ve haksız değerlendirmelerle düşük sicil verildiğini; müvekkilinin göreve başladığı andan itibaren başta Ütğm. Ş.C. ve Yzb. A.K.Ş. olmak üzere bazı üstleri tarafından sözleşmeli subaylık statüsü dolayısı ile dışlandığını, hor görüldüğünü ve hakarete maruz kaldığını; şikayette bulunduğu bu kişiler hakkında yasal işlem yapıldığını; keza sicil üstlerini de şikayet ettiğini; tüm bu nedenlerle müvekkiline haksız ve yersiz olarak disiplin cezaları verildiğini; hakkında suç dosyaları tanzim edildiğini; bunlardan bir kısmından yargılamanın devam ettiğini; bir kısmının beraat ettiğini; onanan hüküm için de yargılamanın iadesi yoluna gidildiğini; tüm bu nedenlerle sözleşmenin yenilenmemesi işleminin sebep ve amaç unsurları yönünden açıkça hukuka aykırı olduğunu belirterek işlemin iptaline ve öncelikle yürütmenin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

AYİM Nöb. Dairesinin 24.08.2011 tarihli kararı ile yürütmenin durdurulması isteminin reddine karar verilmiştir.

Dava dosyası ve 1602 sayılı Kanunu 52'nci maddesi kapsamında savunmaya ek olarak gönderilen gizlilik dereceli belgelerin incelenmesinden: 14.08.2007 tarihinde onaylanan ve 30.08.2007 tarihinde yürürlüğe giren 4 yıl süreli sözleşme ile teğmen naspedilmesini müteakip Piyade Okul Komutanlığı emrine atanan davacının, burada Subay Temel Kursunu tamamlamasını müteakip 09.06.2008 tarihli emirle Sarıkamış/Kars 9'uncu Mot. P. Tug. 1'inci Mot. P. Tb. Muh. Des. BI. K.lığı emrine atandığı; üç yıl süre ile bu görevi sürdüren davacının 23.05.2011 tarihinde yayımlanan 2011 yılı genel atamaları ile 4'üncü Zh. Tug. Mknz. Tb. Muh. Des. BI.K.lığı (Erzurum)'na takım komutanı olarak ataması çıktığı ve fakat 9'uncu Mot. P. Tug. 1 'inci Mot. P. Tb. Muh. Des. BI. K.lığı emrindeki görevine devam ederken K.K.K.hğının 31.05.2011 tarihli işlemi ile 29.08.2011 tarihinde sona erecek olan sözleşmesinin yenilenmemesine karar verildiği, bilahare davacının, sözleşmenin yenilenmemesi işleminin iptali istemiyle işbu davayı açtığı anlaşılmıştır.

4678 sayılı TSK'da İstihdam Edilecek Sözleşmeli Subay ve Astsubaylar Hakkındaki Kanunun (R.G.21.06.2001/24439) Sözleşme Süreleri başlıklı 6'ncı maddesinde; yönetmelikte belirlenen şartları taşıyan sözleşmeli subayların talepleri halinde sözleşmelerinin yenilenebileceği, buna ilişkin işlemlerin Kuvvet Komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığınca yapılacağı belirtilmiştir.

Aynı Kanunun 25'nci maddesi uyarınca çıkarılmış olan Sözleşmeli Subay ve Astsubay Yönetmeliğinin 14/a maddesinde de; sözleşmeli subay ve astsubaylardan, sözleşmesini yenilemek isteyenlerin sözleşme süresinin sona erme tarihinden 6 ay önceden başlamak suretiyle dilekçe ile ilk amirine müracaat edecekleri, bu dilekçelerin Yönetmelik ekinde (EK-A) belirtilen nitelik belgesi ile beraber silsileler yolu ile Kuvvet Komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığına gönderileceği, sözleşmenin yenilenip yenilenmemesi konusundaki nihai kararın bu sayılan komutanlıklar tarafından verileceği; uygun görülenlerin sözleşmelerinin yenileneceğinin sözleşmenin bitiminden önce bildirileceği; sözleşmenin, ilgili subay ve astsubayın talebinin kabul edildiğinin bildirilmesi ile yenilenmiş olacağı belirtilmektedir.

Görüldüğü üzere, sözleşmeli subay sözleşmesinin yenilenip yenilenmemesi hususunda idareye takdir yetkisi tanınmıştır. Kuşku yok ki, diğer bütün kamusal yetkilerde olduğu gibi idarenin takdir yetkisi de kamu yararı amacı ve hizmet gerekleriyle sınırlı bulunmaktadır.

Gerek davalı idarenin savunmasından gerekse dosya kapsamından, davacının sözleşmesinin, Sözleşmeli Subay ve Astsubay Yönetmeliğinin 14'ncü maddesinin (a) bendinde belirtilen nitelik belgesinin sıralı sicil üstlerince menfi olarak düzenlenmesi nedeniyle yenilenmediği anlaşılmaktadır. O halde söz konusu nitelik belgesi düzenlenirken nazara alınan/alınması gereken olguların irdelenmesi ve bunların nitelik belgesinde menfi kanaat belirtilmesini objektif olarak haklı kılıp kılmadığının değerlendirilmesi gerekir.

Yapılan incelemede: Davacı hakkındaki 2010 yılı sicil işleminde sicil belgesinin 2 numaralı niteliğine sıralı sicil üstlerince disiplininin zayıf olduğu ve takip gerektirdiğine ilişkin işaretleme yapıldığı, keza, 1 ve 2'nci sicil üstü tarafından hakkında ilave menfi kanaat bildirildiği; söz konusu sicil işleminin iptali istemiyle açılan davanın, Dairemizin 15.11.2011 tarihli ve 2011/1740 sayılı kararıyla reddine karar verildiği; diğer taraftan sınıf okulunu müteakip dava konusu işlemin tesis edildiği tarihe kadar kıtasında yaklaşık üç yıl görev yapan davacının bu süre içerisinde 8 ayrı disiplin suç ve tecavüzü nedeniyle beş değişik disiplin amiri tarafından bir kez ikaz edildiği, iki kez ikaz cezasıyla ve toplam 10 gün göz, 7 gün oda hapsi cezasıyla cezalandırıldığı; keza 9'uncu Kor. Disiplin Mahkemesinin (üst disiplin mahkemesi sıfatıyla) 11.06.2010 tarihli kararıyla amire ve üste saygısızlık suçundan 2 gün göz hapsi cezasıyla, 9'uncu Mot. P. Tug. Disp. Mahkemesinin (üst disiplin mahkemesi tarafından onanan) 28.12.2010 tarihli kararıyla ast'a hakaret suçundan 15 gün oda hapsi cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği görülmüştür.

Öte yandan 9'uncu Mot. P. Tug. K.lığı Askeri Mahkemesinin (As. Yrg. 1'inci Dairesinin 01.02.2012 tarihli kararı ile onanmak suretiyle kesinleşen) 03.03.2011 tarihli ve 2011/152-32 E/K sayılı kararıyla davacının ast'a müessir fiil suçundan 500 TL. adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, müdafii tarafından yargılamanın yenilenmesi isteminde bulunulduğu anlaşılmıştır.

Diğer taraftan aynı Mahkemenin 03.03.2011 tarihli ve 2011/102-33 E/K sayılı kararıyla memuriyet nüfuzunu sair surette kötüye kullanmak suçundan davacının 500 TL. adli para cezasıyla mahkumiyetine hükmedildiği, kararın müdafi tarafından temyiz edildiği; aynı Mahkemenin davacının ast'a müessir fiil suçundan 500 TL. adli para cezası ile Mahkumiyetine dair 29.12.2010 tarihli ve 2010/744 sayılı kararının ise As. Yargıtay tarafından noksan soruşturma nedeniyle bozulduğu; 9'uncu Mot. P. Tug. K.lığı Askeri Savcılığının 10.09.2009 tarihli iddianamesiyle müteaddit ast'a müessir fiil suçundan açılan kamu davasına ilişkin yargılamanın ise halen devam ettiği anlaşılmıştır.

Davacının yukarıda özetlenen sicil ve disiplin durumu nazara alınarak, sıralı sicil üstlerince, davacının nitelik belgesinde sözleşmesinin yenilenmesinin uygun olmadığı yönünde kanaat bildirilmesinde ve buna dayanılarak yetkili makam tarafından davacının sözleşmesinin yenilenmemesine karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

Davacının, aralarında kendisine disiplin cezası ve sicil veren kimi amirlerini şikayet ettiği ve bunlardan kiminin ceza aldığı, kimi hakkında da soruşturmanın devam ettiği dosyada bulunan tarihsiz şikayet dilekçelerinden ve davacı vekilinin anlatımından anlaşılmış ise de, bu durumun, dava konusu işlem tesis edilene kadar itiraz edilmemiş ya da itiraz edilmekle birlikte itirazın reddedilmesi suretiyle kesinleşmiş disiplin mahkemesi kararları ile disiplin ceza kararlarının hukuki geçerliğini etkilemeyeceği açıktır. Esasen kişi hakkında bir disiplin yaptırımı uygulamak için koşulların bulunması halinde, amirin saikının bir önemi bulunmamaktadır, zira asıl olan maddi olgulardır.

Bu bağlamda davacı vekilinin, sicil ve disiplin amirlerinin davacıya, kendilerini şikayet etmiş olması nedeniyle ceza ve olumsuz sicil verdikleri için dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu yönündeki iddialarına itibar etmek hukuken mümkün görülmemiştir. Bu veriler ve değerlendirme çerçevesinde de, davacı vekilinin, davacı hakkındaki disiplin cezalarının kaldırılması, yargılamanın yenilenmesi, kanun yararına bozma talepleri ile şikayet olunan kişiler hakkındaki soruşturmalarının sonucunun beklenmesi yönündeki talebine iştirak edilmemiştir.

Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Hukuki dayanaktan yoksun bulunan davanın REDDİNE,

05 HAZİRAN 2012 tarihinde OYBİRLİĞİ ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy