Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 1. Daire 2011/1337 Esas 2012/274 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYüksekİdareMahkemesi
Dairesi: 1. Daire
Esas No: 2011/ 1337
Karar No: 2012 / 274
Karar Tarihi: 13.03.2012

(1602 S. K. m. 63) (Subay ve Astsubay Atama Yönetmeliği m. 27)

Davacı, 14.11.2011 tarihinde kayıt altına alınan dava dilekçesi ile cevaba cevap dilekçesinde özetle; kadrosuzluktan emekli edilmesine bir yıl kala 2010 yılı atamaları ile İstanbul 1'nci Or.K.lığı emrindeki görevinden Tuzla P.Ok.K.lığı emrindeki bir göreve atandırıldığını, bu atama işleminin AYİM 1'inci Dairesinin 08.03.2011, 2011/466 Esas ve 2011/531 Karar sayılı kararı ile iptal edildiğini, iptal kararının gereği olarak eski görev yerine atandırılması gerektiğini, ancak davalı idarenin atama işlemini hukuka aykırı biçimde gecikerek (özel bir düzenleme yapılmaksızın) 2011 yılı genel atamaları ile beraber gerçekleştirdiğini, bu durumun kendisine çok büyük üzüntü ve elem verdiğini, manevi acı yaşattığını, iptal kararının gecikerek yerine getirilmesi nedeniyle 40.000,00 TL. manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile beraber ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

Dava dosyasının incelenmesinden: Davacının 2010 yılı genel atamaslarında 1'inci Or.K.lığı Kur. Bşk. Hrk. Kur. Ybşk. Uzm. Ldr. Eğiticisi Ks. (Uzm.Ldr.Eğiticisi) görevinden Tuzla P.Okl.K.lığı Emrine (Snf.Dnş.Ol.Gör.Üz.) atanmasına dair işlemin iptali istemiyle açtığı davada Dairemizin 08.03.2011 tarihli ve 2011/466-531 E.K. sayılı kararı ile atama işleminin iptaline karar verildiği; iptal kararının 29.03.2011 tarihinde davalı idareye tebliğ edildiği; davalı idare tarafından bu kararın icrası cümlesinden olarak davacının eski görev yerine 2011 yılı genel atamaları kapsamında 20.05.2011 tarihinde tesis edilen işlem ile atandığı; ilişiği 22.07.2011 tarihinde kesilin davacının, kararın davalı idarece gecikerek yerine getirildiğinden bahisle manevi tazminat istemiyle işbu davayı açtığı anlaşılmıştır.

1602 sayılı Kanunun Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin Kararlarının Sonuçları başlıklı 63'üncü maddesi (Değişik madde: 25/12/1981 - 2568/1 md.) Daireler ve Daireler Kurulu kararları kesin olup, kesin hükmün bütün hukuki sonuçlarını hasıl eder. Bu kararlar aleyhine, ancak bu kanunda yazılı kanun yollarına başvurulabilir. / Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare, altmış gün içinde işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur. /Mahkeme ilamlarının icaplarına göre eylem ve işlem tesis etmeyen idare aleyhine Askeri Yüksek idare Mahkemesinde tam yargı davası açılabilir. / Tam yargı davaları hakkındaki kararlar, genel hükümler dairesinde infaz ve icra olunur. hükmünü amirdir.

Görüldüğü üzere kanun koyucu idareyi, mahkemenin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının gereklerine göre altmış gün içinde işlem tesis etmekle (veya eylemde bulunmakla) yükümlü kılmıştır. Aksi bir tutum idarenin sorumluluğunu gerektirmektedir. Somut olay bakımından idarenin tazmin sorumluluğunun doğabilmesi için, idarenin kusuruna dayanan bir gecikmenin söz konusu olması ve bu gecikme nedeniyle manevi zarar doğması gerekmektedir.

Yapılan incelemede: Dairemizin iptal kararının davalı Milli Savunma Bakanlığına 29.03.2011 tarihinde tebliğ edildiği; 21.02.2011 tarihinde 1,5 ay süre ile istirahat alan davacının bu sırada raporlu olduğu; keza davacının, istirahatın bitiminde 15.04.2011 tarihinde yeniden 1,5 ay istirahat aldığı; Subay ve Astsubay Atama Yönetmeliğinin 27'nci maddesinde personelin atandıkları görevlere katılmaları için tanınan (24 saat ve 15 günlük) sürenin, atamaya tabi tutulan personelin mazeretlerinin (izin, rapor, tutukluluk, açıkta olmak vb.) bitiminde başlayacağına dair hükmü nazara alındığında, ikinci istirahatı 0.06.2011 tarihinde sona erecek (ve bu nedenle en erken anılan tarihte ilişik kesebilecek) olan davacı hakkında iptal kararının icrası zımmında yapılması gereken atamanın, ayrı bir işlemle ve derhal değil de 20.05.2011 tarihinde yayımlanan genel atamalar kapsamında (genel atama emri içinde) yapılmasında idarenin sorumluluğunu gerektiren bir gecikmesinden söz edilemeyeceği değerlendirilmiştir. Diğer taraftan davacının 30.08.2011 tarihinde yaş haddinden emekli olacak olması nedeniyle ilkin önceki görevine, bilahare ikinci bir işlemle Komutanlık emrine değil de, genel atama emrinde davacıdan boşalacak kadronun doldurulması için doğrudan Komutanlık emrine atanmasında da iptal kararının gereklerine aykırılık bulunmadığı kanısına varılmıştır.

Davacının ilişiğinin 20.05.2011 tarihinde tesis edilen atama işleminden çok sonra 22.07.2011 tarihinde kesilmesi olgusu ile ilgili olarak yapılan değerlendirmede ise; hakkındaki atama işlemi Dairemizin verdiği iptal kararının icrası zımmında tesis edildiği için davacının, genel atamalara ilişkin ilişik kesme tarihleri ile bağlı olmadığı, bu bağlamda davacıya,

Birlik K.lığınca KKK.lığının genel atama emrinde yer verilen (nihai ilişik kesme tarihi olan) 24.06.2011 tarihinin ileri süremeyeceği kuşkusuzdur. Ne var ki davacının, ikinci istirahatının bitiminde, 01.06.201 tarihinde ilişik kesmek istediğini Birliği K.lığına bildirdiğine dair bir belge (dilekçe vb.) sunmadığı nazara alındığında, dilekçesindeki 01.06.2011 tarihinde ilişiğinin kesilmesini istediği ve Birlik K.lığınca izin verilmediği yönündeki soyut beyanına (bu beyan idarece kabul de edilmediğinden) hukuken itibar etmek mümkün görülmemiştir. Bu itibarla, ikinci raporunda da SMK şerhi bulunan ve 01.06.2011 tarihinde birliğine katılıp, aynı gün sevk alıp, 08.06.2011 tarihinden itibaren 1,5 ay süreli istirahat alan davacının ilişiğinin, istirahatının sonunda 22.07.2011 tarihinde kesilmesinde de idarenin sorumluluğunu gerektiren bir gecikmenin söz konusu olmadığı sonucuna varılmıştır.

Tüm bu nedenlerle koşulları bulunmadığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.

Açıklanan nedenlerle;

Manevi tazminat talebinin REDDİNE,

13 MART 2012 tarihinde OYBİRLİĞİ ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy