Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 1. Daire 2010/333 Esas 2010/1199 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYüksekİdareMahkemesi
Dairesi: 1. Daire
Esas No: 2010/ 333
Karar No: 2010 / 1199
Karar Tarihi: 07.12.2010

(926 S. K. m. 50) (1632 S. K. m. 30, 31, 131) (1076 S. K. m. 23)

Davacı vekili, 15 Mart 2010 tarihinde Askeri Yüksek İdare Mahkemesi kaydına geçen dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin 1983 neşetli olarak TSK'da göreve başladığını, meslek hayatında başarılı olan müvekkili hakkında Dolandırıcılık suçundan Ankara 8'inci Asliye Ceza Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen 13 Aralık 2006 tarihli ve Esas No:2001/1224, Karar No:2006/761 sayılı karar ile para cezasına hükmedildiğini, müvekkilinin ceza kararından önce emekli olduğunu ve emekli statüsüne geçtiğini bu nedenle müvekkili hakkında TSK.'den çıkarma işlemi uygulanamayacağını, çünkü asker şahıs olmadığını emekli statüsünde bulunduğunu 926 Sayılı TSK. Personel Kanununun 50/d ve As.C.K.nunun 30 ve 31'inci maddelerinin müvekkiline uygulanamayacağını ve dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğunu belirterek emeklilik statüsünde iken TSK.den çıkarılma işleminin iptalini talep ve dava etmiştir.

Davacı vekilinin yürütmenin durdurulması yönündeki talebi, AYİM 1'inci Dairesinin 30 Mart 2010 gün ve Gensek No:2010/932, Esas No:2010/333 sayılı kararı ile reddedilmiştir.

Dava ve özlük dosyasındaki bilgi ve belgelerin incelenmesi neticesinde; davacı hakkında Dolandırıcılık suçunu işlediği iddiasıyla yapılan yargılama sonucunda verilen Ankara 8'inci Asliye Ceza Mahkemesinin 13 Aralık 2006 tarihli ve Esas No:2001/1224 Karar No:2006/761 sayılı kararına dayanılarak 926 Sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununun 50/d ve 1632 sayılı Askeri Ceza Kanununun 30/1-B maddeleri gereğince Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarılma işlemi tesis edildiği, davacı hakkında tesis edilen ayırma işleminin 12 Ocak 2010 tarihinde İçişleri Bakanı tarafından onaylandığı ve davacının 16 Şubat 2010 tarihinde tebliğ ettiği, davacının Jandarma İstihkam Ana Depo Komutanlığında görevli iken 04 Mayıs 2000 tarihinde Dolandırıcılık suçunu işlediği iddiasıyla Ankara 8'inci Asliye Ceza Mahkemesinde yargılaması devam ederken 12 Şubat 2007 tarihli dilekçesi üzerine J.Gn.K.lığının 27 Şubat 2007 tarihli ve PER.:4184-163-07/Mrk. D.Em. İşl.Ş. Sb.İşl. (67213) sayılı ve Emekliye Sevk konulu Bakanlık Onayı ile 16 Mart 2007 tarihinde emekliye sevk edildiği, davacı hakkında Ankara C. Başsavcılığı tarafından Dolandırıcılık suçunu işlediği iddiasıyla 25.10.2000 tarihli ve Esas No:2001/43875 sayılı iddianame ile kamu davası açıldığı ve yapılan yargılama sonucunda Ankara 8'inci Asliye Ceza Mahkemesinin 13 Aralık 2006 tarihli ve Esas No:2001/1224 Karar No:2006/761 sayılı kararıyla Dolandırıcılık suçundan 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, neticeten bu cezanın 34.941,00 TL adli para cezası çevrilmesine karar verildiği, kararın Yargıtay 11'inci Ceza Dairesinin Esas No:2007/3286 Karar No: 2007/7058 sayılı kararı ile onandığı anlaşılmaktadır.

926 Sayılı TSK Personel Kanunu'nun Çeşitli nedenlerle Silahlı Kuvvetlerden ayrılacak subaylar hakkında yapılacak işlem başlıklı 50'inci maddesinde 1'inci fıkra (d) bendinde (Ek bend: 28/06/2001-4699 S.K./7. md.) Aşağıda belirtilen suçlardan hükümlü olma nedeniyle ayırma:/ Ertelenmiş, para cezasına veya tedbire çevrilmiş, affa uğramış olsalar bile, Devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlarla, 1632 sayılı Askeri Ceza Kanununun 131 inci maddesinin birinci fıkrasının az vahim hali hariç basit ve nitelikli zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas, iftira gibi yüz kızartıcı veya şeref ve haysiyet kırıcı nitelikteki suçlardan veya istimal ve istihlak kaçakçılığı hariç kaçakçılık, resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma suçlarından hükümlü olan subaylar hakkında, hizmet sürelerine bakılmaksızın Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu hükümleri uygulanır. hükmünü içermektedir.

1076 sayılı Yedek Subaylar ve Yedek Askeri Memurlar Kanunu'nun Yedek subaylık ve memurluk hakkını gaip ettiren sebepler başlıklı (Değişik: 27/7/1970 -1316/1 md.) 23'üncü maddesinde; Türk Silahlı Kuvvetlerinde subaylıktan çıkarmayı gerektiren bir suçtan mahkum olmak yedek subay ve yedek askeri memurluktan çıkarılma ve Askerlik Kanunu'nun uygulanmasını gerektiren sebepler arasında sayılmıştır.

Davacı, hakkında ceza yargılaması devam ederken isteği üzerine emekliye ayrılmış bir personeldir. Emekli olunca 1076 sayılı Yedek Subaylar ve Yedek Askeri Memurlar Kanunu'na tabi olacaktır. 1076 sayılı Kanunun 23'üncü maddesinin (a) bendinde, TSK'da subaylıktan ayrılmayı gerektirecek bir suçtan (yedeklik statüsünde iken) mahkum olanların yedek subaylık statüsüne son verileceği ve haklarında 1111 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. Bu nedenle yedeklik statüsünde bile olsa, askeri personelin, TSK'den çıkarmayı gerektirecek bir suçtan mahkum olması halinde, yedek subaylık statüsüne son verilecek ve 1111 sayılı Kanun hükümleri uygulanacaktır.

Davacı hakkında Dolandırıcılık suçundan dolayı yapılan ceza yargılaması sonucu, Ankara 8'inci Asliye Ceza Mahkemesinin 13 Aralık 2006 gün ve E:2001/1224, K:2006/761 sayılı kararı ile 1 (Bir) yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına ve neticeten bu cezanın 34.941.00 TL. adli para cezasına çevrilmesine karar verildiği, anılan kararın Yargıtay 11'inci Ceza Dairesinin 24 Ekim 2007 gün ve E:2007/3286, K:2007/7058 sayılı kararıyla onanarak kesinleştiği maddi bir olgudur. Davacı hakkında mahkumiyetine yol açan suçun nitelik olarak Dolandırıcılık suçu olduğu ve buna bağlı olarak 926 Sayılı Kanunun 50/d maddesi uyarınca paraya çevrilmiş olsa bile ayırma işlemi tesis edilmesini zorunlu kılan bir suç olduğu açıktır. Bu bağlamda davalı idarenin 926 Sayılı TSK. Personel Kanununun 50/d maddesi ve 1076 Sayılı Yedek Subay Kanununun 23/a maddesi uyarınca, davacının yedek subay statüsünü kaldırarak 1111 sayılı Askerlik Kanununa tabi tutmak yükümlülüğü altında ve bu yönde işlem tesis etmek zorunda olduğu tartışmasızdır. Bu çerçevede kendi isteğiyle emekli olan davacının statüde iken işlediği dolandırıcılık suçundan dolayı yedeklikte 1111 sayılı kanun hükümlerine tabi tutulmasında hukuka aykırı bir yön bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

Öte yandan davacı vekili tarafından 1632 sayılı Askeri Ceza Kanununun 31/A maddesinin Anayasaya aykırılığı ileri sürülmüş ise de anılan maddenin işlemde uygulanan ve dairemiz tarafından yargısal denetimde dikkate alınan bir hüküm olmadığından davacı vekilinin bu yöndeki talebine itibar edilmemiştir.

Açıklanan nedenlerle;

Hukuki dayanaktan yoksun bulunan davanın REDDİNE,

07 ARALIK 2010 tarihinde OYBİRLİĞİ ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy