Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 1. Daire 2009/281 Esas 2009/997 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYüksekİdareMahkemesi
Dairesi: 1. Daire
Esas No: 2009/ 281
Karar No: 2009 / 997
Karar Tarihi: 20.10.2009

(926 S. K. m. 94, 107) (5434 S. K. m. 39) (1632 S. K. m. 81, 153) (1076 S. K. m. 23) (Astsubay Sicil Yönetmeliği m. 60, 61)

Davacı vekili, 19.02.2009 tarihinde Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde kayda geçen dava dilekçesinde özetle; davacının 30.08.1995 tarihinde Deniz Astsubay Sınıf Okulu Komutanlığı'ndan mezuniyetini müteakiben uzun yıllar Deniz Kuvvetleri K.lığı emrinde başarılı görev yaptığını, 09.10.2008 tarihinde başkaları ile gayri tabi mukarenette bulunmak suçundan hakkında kovuşturma başlatıldığını, bu süreçte Kasımpaşa Asker Hastanesinde yapılan muayenesi sonucunda düzenlenen 17.10.2008 tarihli raporda 17/D/4 suç tarihi olan 09.10.2008'de, öncesinde ve halen TSK.'da görev yapamaz kararı verildiğini, bu rapora göre sağlık nedeniyle emekliye sevkini beklerken rapordan üç ay sonra disiplinsizlik sebebiyle ilişiğinin kesildiğini, anılan sağlık raporu uyarınca 5434 sayılı Kanunun maluliyet hükümleri uygulanması gerekirken, üç ay sonra disiplinsizlik sebebiyle ilişiğinin kesilmesi işleminin tüm unsurları ile hukuka aykırı olduğunu belirterek, re'sen emeklilik işleminin iptaline ve öncelikle yürütmenin durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Dairemizin 03.03.2009 tarih ve 2009/585-281 Gensek-Esas sayılı kararı ile davacı vekilinin yürütmenin durdurulması talebinin reddine karar verilmiştir.

Dava dosyası, özlük ve sicil dosyalarının incelenmesinden; 30.08.1995 tarihinde Astsubay Çvş. nasbedilen davacının, meslek safahatında yüksek seviyede siciller aldığı, çok sayıda takdirle taltif edildiği, 09.06.2005 tarihinde 3 gün göz hapsi cezası ile cezalandırıldığı, Üsküdar C.Başsavcılığının 21.10.2008 tarih ve E.2008/6504, İdd.No: 2008/2015 sayılı iddianamesi ile Hayasızca hareketlerde bulunmak suçundan cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı, sıralı sicil üstlerince 21.10.2008 tarihinde Astsubay Sicil Yönetmeliği'nin 60'ıncı maddesi gereği Türk Silahlı Kuvvetlerinin itibarını sarsacak şekilde ahlak dışı hareketlerde bulunması nedeniyle Silahlı Kuvvetlerde Kalması Uygun Değildir şeklinde ayırma sicili tanzim edildiği, Dz.K.K.lığınca oluşturulan Komisyon tarafından 31.10.2008 tarihinde davacı hakkında 926 sayılı Kanunun 94/b, 5434 sayılı Kanunun 39/e, Astsb. Sicil Yönetmeliği'nin 60/e maddeleri gereği ayırma işlemi yapılmasının uygun olacağının komutanın tasvibine sunulmasına karar verildiği, kararın Dz.K.Komutanı tarafından aynı gün onaylandığı, Gnkur.Başkanı tarafından 20.11.2008 tarihinde Dz.K.K.lığı kararma göre işlem yapılmasına karar verildiği, M.S.B.nın 25.12.2008 tarih ve S.No: 2008/16 (Astsb.) 327 sayılı kararı ile 926 sayılı Kanunun 94/b, Astsb. Sicil Yönetmeliği'nin 60/e, 5434 Sayılı Kanunun 39/e maddesi gereği sicilen re'sen emekliye sevkine karar verilerek 15.01.2009 tarihinde terhis edilip ilişiğinin kesildiği, Kz.Dz.Saha K.lığı As.Savcılığının 23.01.2009 tarih ve E.2009/54 İMG, K.2009/6 sayılı kararı ile Başkaları ile gayri tabi mukarenette bulunmak suçundan hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiği, 05.02.2009 tarihinde 4916 sayılı kararla adi malul olduğuna karar verildiği, 19.02.2009 tarihinde kayda giren dilekçe ile ayırma suretiyle resen emekliye sevk işleminin iptali istemiyle bu davanın süresinde açıldığı anlaşılmaktadır.

Dava konusu işlemin yasal dayanağını teşkil eden mevzuata bakıldığında; 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu'nun 94'üncü maddesinin Disiplinsizlik veya Ahlaki Durum Sebebiyle Ayırma başlıklı (b) bendinde; disiplinsizlik ve ahlaki durumları sebebiyle Silahlı Kuvvetlerde kalmaları uygun görülmeyen astsubayların hizmet sürelerine bakılmaksızın T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.

926 sayılı Kanuna dayanılarak çıkarılan Astsubay Sicil Yönetmeliği'nin 60'ıncı maddesinde; Aşağıdaki sebeplerden biri ile disiplinsizlik veya ahlaki durumları gereği Türk Silahlı Kuvvetlerinde kalmaları, bulunduğu rütbeye veya bir önceki rütbesine ait bir veya birkaç belge ile anlaşılıp uygun görülmeyenler hakkında, hizmet sürelerine bakılmaksızın emeklilik işlemi yapılır. / a. Disiplin bozucu hareketlerde bulunması, ikaz veya cezalara rağmen ıslah olmaması, / b. Hizmetin gerektirdiği şekilde tavır ve hareketlerini ikazlara rağmen düzenleyememesi, / c. (Değişik:13.6.2003-25137/1 md.) Aşırı derecede menfaatine, içkiye, kumara düşkün olması, / d. (Ek: 13.6.2003-25137/1 md.) Nafaka, trafik kazası, doğal afet, personelin öngöremeyeceği şekilde ülke genelinde yaşanan olağanüstü ekonomik dalgalanmalar, ani devalüasyonlar, sağlık ve tedavi giderleri ile kefillik ve benzeri zorunluluk halleri hariç olmak üzere, Türk Silahlı Kuvvetlerinin itibarını zedeleyecek şekilde aşırı derecede borçlanmaya düşkün olması ve bu borçlarını ödememeyi alışkanlık haline getirmesi, / e. Türk Silahlı Kuvvetlerinin itibarını sarsacak şekilde ahlak dışı hareketlerde bulunması, / f. Tutum ve davranışları ile yasa dışı siyasi, yıkıcı, bölücü, irticai ve ideolojik görüşleri benimsediği, bu gibi faaliyetlerde bulunduğu veya karıştığı anlaşılanlar düzenlemesi mevcuttur. Aynı Yönetmeliğin 61'inci maddesinde ise disiplinsizlik ve ahlaki durum nedeniyle ayırma sicil belgesinin düzenlenme ve uygulanacak usuller ayrıntılı bir şekilde hüküm altına alınmıştır.

Öncelikle belirtelim ki, Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli bir personelin emekliye sevki, memur ve diğer kamu görevlilerine göre özellik arz etmektedir. Zira, Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarma/ayırma işlemi yapılanlar hariç emekli edilen muvazzaf personel, hem kamu görevlileri gibi genel emeklilik statüsüne (ve buna ilişkin çerçeve haklara), hem de Türk Silahlı Kuvvetleri emeklisi statüsüne (ve buna ilişkin askeri kimlik kartı, askeri hastanelerden ve orduevi gibi sosyal tesislerden yararlanma, yedekte subaylık ve münferit hakların tamamına) sahip olmaktadır. Başka bir ifadeyle, Türk Silahlı Kuvvetlerinden ayırma öyle bir şart işlemdir ki, 657 Kanuna tabi olanlar gibi sadece genel emeklilik değil, ilgiliyi bununla birlikte ikincil ve farklı bir statüye de sokmaktadır.

Türk Silahlı Kuvvetlerinden disiplinsizlik ve ahlaki durum sebebiyle resen emekliye sevk (yaş, kadrosuzluk vb. sebeple resen emekliye sevkten farklı olarak), yaptırım benzeri bir işlemdir. Somut olayda veya kendini elverişsiz hale getirme fiillerinde olduğu gibi, kamu görevlisinin bazı hal ve hareketleri aynı zamanda malulen emekliliğini gerektirdiği gibi, ceza hukuku, disiplin hukuku, idari ceza hukuku vb.) yaptırımlar hukukunda düzenlenen müeyyidelere muhatap olmasına elverebilir. Bu bağlamda, kendini yaralayan veya gayrı tabi mukarenette bulunan askeri şahsın aynı: fiille hem Türk Silahlı Kuvvetleri Sağlık Yeteneği Yönetmeliği hükümlerine göre askerliğe elverişsizliğinin ortaya çıkması, hem de Askeri Ceza Kanunu'nun 81'inci veya 153'üncü maddelerindeki hükümlere tabi tutulması örnek verilebilir.

Öte yandan, Türk Silahlı Kuvvetlerinden (istifa, emeklilik gibi) çeşitli sebeplerle ayırılması kararlaştırılanların, ilişiği tamamen kesilene dek hizmetle ilgi kurulduğu ve bağdaştığı ölçüde, disiplin hukukuna ilişkin genel sorumluluk ve yükümlülükleri devam eder. Kaldı ki, mevzuatımıza göre, bazı suçları işleyen Türk Silahlı Kuvvetleri emeklisi (yedek) personelin, emekliliğinde dahi Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarılması mümkündür. (926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu m. 107, 1076 sayılı Yedek Subaylar ve Yedek Askeri Memurlar Kanunu m. 23) Zira, bu yedek subay/astsubayların seferberlikte ve savaşta, bulundukları statü ve rütbeye göre orduya kabulleri söz konusudur.

İşlemin yetki ve şekil unsurları yönünden yapılan incelemede: yukarıda belirtildiği üzere, ayırma işleminin, Astsubay Sicil Yönetmeliği'nin 61'inci maddesinin (a) fıkrasında öngörülen usule uygun olarak; sıralı sicil üstlerince düzenlenen sicile dayanılarak başlatıldığı, Dz.K.K.lığı bünyesindeki Komisyonun incelemesinden geçirilip, Komisyonun işlemin uygun olduğuna dair kararı, Kuvvet Komutanının tasvibi ve Bakan'ın oluru alınarak tesis edildiği, dolayısıyla dava konusu işlemde yetki ve şekil unsurları yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı saptanmıştır.

İşlemin diğer unsurları yönünden yapılan incelemeye gelince; Türk Silahlı Kuvvetlerinden ayırma sebepleri birtakım soyut kurallar şeklindedir. Bunların ne şekilde uygulandığı idarenin bu konudaki hareket tarzının kamu yararının öncelikli düşünülerek dikkate alınıp alınmadığı, kamu yararı ile kişilerin yararının dengelenip dengelenmediği önem arz etmektedir. İdareye bu yetki, kendi kuralları ile bağdaşmayan, menfi bir takım düşünce ve hareketleri ile kamu gücünü kullanması sakıncalı sayılan kişilerin kurum içinde bırakılmaması ve bu tür kişilerin hizmet içinde yer almasının önlenmesi maksadı ile tanınmıştır. İdarenin kamu hizmetini yürütecek olan ajanlarını alırken bir takım özelliklere sahip olmasını araması gibi, statüye alındıktan sonra da bunları verimli biçimde kullanması, hizmeti aksatacak kendisinden artık verim alınması imkanı kalmamış aksine idare mekanizmasına ve kamu hizmetinin yürütülmesine zararlı olacak ajanlarını bünye dışına çıkarma yetkisi ile donatılması da kaçınılmazdır. Bu yetkinin ilgilinin durumunun TSK.'da görev yapmasını engelleyecek nitelik göstermesi halinde kullanılabileceği de tüm tartışmalardan uzaktır.

Dava ve özlük dosyalarında yer alan bilgi ve belgeler ile Üsküdar C.Başsavcılığının 21.10.2008 tarih ve E.2008/6504, İd. No: 2008/2015 sayılı iddianamesi ve Kz. Dz. Saha K.lığı As. Savcılığının 23.01.2009 tarih ve E.2009/54 İMG, K.2009/6 sayılı kovuşturmaya yer olmadığı kararıyla ortaya çıkan, davacının eylemleri (09.10.2008 günü saat 01.15 sıralarında İstanbul Harem otogarı karşısında bulunan park içinde üzerinde kırmızı mini etek, ten rengi bayan çorabı ve bayan atleti olduğu halde polis memurları tarafından fark edildikten sonra kaçmaya başladığı, takip esnasında dur ihtarına uyarak durduğu, askeri kimlik kartını göstererek özel bir görevde olduğunu söylediği, bunun üzerine durumundan şüphelenen polis memurlarının olay yerinde bulunan eşofmanları giymesine müsaade ederek darp cebir raporu için Haydarpaşa Numune Hastanesi Baştabipliğine getirdikleri, muayene sonrasında içinde tanga tabir edilen bayan iç çamaşırının da bulunduğu bahsi geçen bayan kıyafetlerinin muayene odasındaki çöp kutusundan polis memurlarınca alınarak davacının askeri inzibata teslim edildiği anlaşılmıştır.) incelendiğinde; Silahlı Kuvvetler mensubu bir personele yakışmayacak, toplumca hoş karşılanmayan, toplumun genel ahlaki değerleriyle örtüşmeyen karşı cinsin giymesi gereken kıyafetler giydiği, hemcinslerine karşı cinsel ilgi duyduğu, hizmetin gerektirdiği tavır ve hareketlerden uzaklaştığı, uygunsuz tutumlarının Türk Silahlı Kuvvetleri'nin itibarını sarstığı ve kendisinin bu kurumda görev yapmasını engelleyecek ahlaki düşüklük derecesinde olduğu anlaşılmakla, TSK Personel Kanunu'nun 94/b ve Astsubay Sicil Yönetmeliği'nin 60'ıncı maddesinin e fıkrası uyarınca tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

Davacı vekili tarafından, davacı hakkında Kasımpaşa Asker Hastanesi Sağlık Kurulu'nun 17.10.2008 gün ve 1845 sayılı, raporu ile; ileri derecede psikoseksüel bozukluk tanısı ile 17/D F/4 suç tarihi olan 09.10.2008'de öncesinde ve halen TSK'da Görev Yapamaz raporu olduğu, dolayısıyla davacının, disiplinsizlik ve ahlaki durum nedeniyle resen değil, sağlık nedeniyle emekli edilmesi gerektiği belirtilmektedir.

Davacının 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre adi malul sayılması, göreve devamında disiplinsizlik ve ahlaki durum nedeniyle ayırma işlemi tesisine engel teşkil etmemektedir. Davacının maluliyet durumu, Sosyal Güvenlik Kurumunca incelenecek ve karara bağlanacak bir husustur. Nitekim davacı hakkında 05.02.2009 tarihinde 4916 sayılı kararla adi malullük kararı verilmiştir. Dolayısıyla işlemde idarece yapılmış bir usul saptırmasının söz konusu olmadığı sonucuna varılmıştır. Dairemizin konuya emsal kararı da aynı doğrultudadır. (AYİM 1'inci D.nin 16.06.2009 tarih ve E.2008 / 922, K.2009 / 655 sayılı kararı) Özetlemek gerekirse, davacının kolluk tarafından umuma açık bir alanda travesti kılığında yakalandığı, bunu kamu görevi icabı yaptığını ileri sürdüğü, ancak şüphe üzerine durumunun ortaya çıktığı, adli makamlarca sevk üzerine sağlık kurumunca psikoseksüel yönden Türk Silahlı Kuvvetlerinde görev yapamaz nitelikte bulunduğunun tespit edildiği, bu durumun davacının disiplin ve ahlaki ehliyetini ortadan kaldırmadığı, zira salt cinsel yöneliminin bir muvazzaf ve üniformalı kamu görevlisinin Türk Silahlı Kuvvetlerinin itibarını sarsacak davranışlarda bulunmasına cevaz vermeyeceği, davacının münhasıran bu eyleminin disiplin ve ahlak kurallarına aykırılık oluşturduğu, daha önce kamu hizmetine kabulü mümkün olmayan bir kişinin buna dayanarak hak iddia edemeyeceği, bu takdirde de geçmişe yürürlü olarak Türk Silahlı Kuvvetleri emeklisi statüsünü kazanamayacağı anlaşılmaktadır.

Açıklanan nedenlerle;

Hukuki dayanaktan yoksun bulunan DAVANIN REDDİNE, Üye Hak. Alb. Mustafa OKŞAR'ın Karşı oyu ve OYÇOKLUĞU ile.

KARŞI OY GEREKÇESİ

Dava ve özlük dosyalarının incelenmesi neticesinde; 30 Ağustos 1995 tarihinde Astsubay Çvş. nasbedilen davacının, meslek safahatında yüksek seviyede siciller aldığı, çok sayıda takdirle taltif edildiği, 09 Haziran 2005 tarihinde 3 gün göz hapsi cezası ile cezalandırıldığı, Üsküdar C.Başsavcılığının 21 Ekim 2008 tarih ve E.2008/6504, İdd.No: 2008/2015 sayılı iddianamesi ile Hayasızca hareketlerde bulunmak suçundan cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı, sıralı sicil üstlerince 21 Ekim 2008 tarihinde Astsubay Sicil Yönetmeliği'nin 60'mcı maddesi gereği Türk Silahlı Kuvvetlerinin itibarını sarsacak şekilde ahlak dışı hareketlerde bulunması nedeniyle Silahlı Kuvvetlerde Kalması Uygun Değildir şeklinde ayırma sicili tanzim edildiği, Dz.K.K.lığınca oluşturulan Komisyon tarafından 31 Ekim 2008 tarihinde davacı hakkında 926 sayılı Kanunun 94/b, 5434 sayılı Kanunun 39/e, Astsb.Sicil Yönetmeliği'nin 60/e maddeleri gereği ayırma işlemi yapılmasının uygun olacağının komutanın tasvibine sunulmasına karar verildiği, kararın Dz.K.Komutanı tarafından aynı gün onaylandığı, Gnkur. Başkanı tarafından 20 Kasım 2008 tarihinde Dz.K.K.lığı kararına göre işlem yapılmasına karar verildiği, M.S.B.nın 25 Aralık 2008 tarih ve S.No: 2008/16 (Astsb.) 327 sayılı kararı ile 926 sayılı Kanunun 94/b, Astsb. Sicil Yönetmeliği'nin 60/e, 5434 Sayılı Kanunun 39/e maddesi gereği sicilen re'sen emekliye sevkine karar verilerek 15 Ocak 2009 tarihinde terhis edilip ilişiğinin kesildiği, Kz.Dz. Saha K.lığı As. Savcılığının 23 Ocak 2009 tarih ve E.2009/54 İMG, K.2009/6 sayılı kararı ile Başkaları ile gayri tabi mukarenette bulunmak suçundan hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiği, 05 Şubat 2009 tarihinde 4916 sayılı kararla adi malul olduğuna karar verildiği, 19 Şubat 2009 tarihinde kayda giren dilekçe ile ayırma işleminin iptali istemiyle bu davanın süresinde açıldığı anlaşılmaktadır.

926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununun 94'üncü maddesinin Disiplinsizlik veya Ahlaki Durum Sebebiyle Ayırma başlıklı (b) bendinde; Disiplinsizlik ve ahlaki durumları sebebiyle Türk Silahlı Kuvvetlerinde kalmaları uygun görülmeyen astsubayların hizmet sürelerine bakılmaksızın T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümleri uygulanır. hükmü düzenlenmiştir.

926 sayılı Kanuna dayanılarak çıkarılan Astsubay Sicil Yönetmeliğinin 60'ncı maddesinde; Aşağıdaki sebeplerden biri ile disiplinsizlik veya ahlaki durumları gereği Türk Silahlı Kuvvetlerinde kalmaları, bulunduğu rütbeye veya bir önceki rütbesine ait bir veya birkaç belge ile anlaşılıp uygun görülmeyenler hakkında, hizmet sürelerine bakılmaksızın emeklilik işlemi yapılır. / a. Disiplin bozucu hareketlerde bulunması, ikaz veya cezalara rağmen ıslah olmaması, / b. Hizmetin gerektirdiği şekilde tavır ve hareketlerini ikazlara rağmen düzenleyememesi, / c. (Değişik:13.6.2003-25137/1 md.) Aşırı derecede menfaatine, içkiye, kumara düşkün olması, / d. (Ek: 13.6.2003-25137/1 md.) Nafaka, trafik kazası, doğal afet, personelin öngöremeyeceği şekilde ülke genelinde yaşanan olağanüstü ekonomik dalgalanmalar, ani devalüasyonlar, sağlık ve tedavi giderleri ile kefillik ve benzeri zorunluluk halleri hariç olmak üzere, Türk Silahlı Kuvvetlerinin itibarını zedeleyecek şekilde aşırı derecede borçlanmaya düşkün olması ve bu borçlarını ödememeyi alışkanlık haline getirmesi, / e. Türk Silahlı Kuvvetlerinin itibarını sarsacak şekilde ahlak dışı hareketlerde bulunması, / f. Tutum ve davranışları ile yasa dışı siyasi, yıkıcı, bölücü, irticai ve ideolojik görüşleri benimsediği, bu gibi faaliyetlerde bulunduğu veya karıştığı anlaşılanlar düzenlemesi mevcuttur. Aynı Yönetmeliğin 61'inci maddesinde ise disiplinsizlik ve ahlaki durum nedeniyle ayırma sicil belgesinin düzenlenme ve uygulanacak usuller ile ayırma işleminin iki şekilde yapılabileceği ayrıntılı bir şekilde hüküm altına alınmıştır.

926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununun Sıhhi izin süresi başlıklı 128'nci maddesinin (b) bendinde Kanser, verem, akıl ve ruh hastalıkları gibi uzun süreli bir tedaviye ihtiyaç gösteren hastalığa yakalananlar, Sağlık Kurulları raporlarında gösterilecek lüzum üzerine, aynı rütbede toplam olarak ve fiilen üç yılı geçmemek şartıyla tedavi, istirahat veya hava değişimine tabi tutulabilirler hükmüne amirdir.

Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, dava konusu uyuşmazlık, davacı hakkındaki ayırma işleminin tesis tarihinden önce Türk Silahlı Kuvvetlerinde görev yapamaz sağlık raporu bulunmasına rağmen disiplinsizlik ve ahlaki durumu nedeniyle ayırma işlemi tesis edilip edilemeyeceği noktasında odaklanmaktadır.

Öncelikle belirtmek gerekir ki davacı hakkında Kasımpaşa Asker Hastanesi Sağlık Kurulunun 17 Ekim 2008 gün ve 1845 sayılı raporu ile ortaya konan ve davacının Türk Silahlı Kuvvetlerinde görev yapmasına engel olan tanı İleri derecede psikoseksüel bozukluk tanışıdır. Davalı idare tarafından tesis edilen ayırma işleminin hukuki ve maddi sebebi de davacının bu psikolojik rahatsızlığına bağlı olan veya sonuçları çerçevesinde değerlendirilebilecek olan eylemdir. Sayın çoğunluk gerekçesinde belirtilen ve davacının ayırma işlemine tabi tutulmasına neden olan tek eylem hakkında mahkumiyetle sonuçlanan bir ceza yargılaması söz konusu olmadığı gibi, bu eylem dışında da davacıya affedilebilecek başka herhangi bir olumsuzluk söz konusu değildir.

Genel sicil safahatı mükemmele yakın çok iyi seviyede olan, disiplinsizlik ve ahlaki durum açısından ayırma işlemi tesis edilmesine yol açacak başka herhangi bir durumu ve eylemi bulunmayan davacı hakkında mevcut mevzuat hükümleri nedeniyle psikolojik bozukluk olduğu tespit edilen durumun sonucu olarak kabul edilmesi gereken eylemin, ayırma işlemine esas alınmasında davalı idarenin ölçülülük ilkesine sadık kaldığını kabul etmek hukuken mümkün gözükmemektedir.

Hakkında TSK.'de görev yapamaz kesin sağlık raporu bulunan davacının, sonradan tesis edilen bir işlemle Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarılması durumu davalı idarenin usul saptırması içinde bulunduğunun bir göstergesidir. Mevzuat hükümleri çerçevesinde psikolojik bozukluk içinde olduğu sağlık kurulu raporu ile tesis edilen davacı hakkında takip edilmesi gereken usulün ve tesis edilmesi gereken işlemin disiplinsizlik nedeniyle değil sağlık nedeniyle olması gerektiği hukuki bir zorunluluk olarak ortaya çıkmaktadır.

Davacının, içinde bulunduğu psikolojik rahatsızlığının (sağlık kurulu raporuna göre) sonucu içinde kabul edilmesi gereken tek bir eyleme dayanılarak ayırma işleminin tesis edilmesinde davalı idarenin ölçülülük ilkesine sadık kalmadığı ve usul saptırması içinde bulunduğu dolayısıyla işlemin iptaline karar verilmesinin gerektiği kanaatinde olduğumdan aksi yönde oluşan sayın çoğunluk kararına katılamadım. 20.10.2009 (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy