Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 1. Daire 2008/762 Esas 2008/1085 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYüksekİdareMahkemesi
Dairesi: 1. Daire
Esas No: 2008/ 762
Karar No: 2008 / 1085
Karar Tarihi: 02.12.2008

(2709 S. K. m. 125)

Davacı: ................

Vekil:..................

Davalı: ...............

Davanın Konusu: İptal edilen atama işlemi nedeniyle 5.640 YTL maddi, 5.000 YTL manevi tazminatın yasal faizi ile birlikte hükmen tazmini istemi.

Savunmanın Özü: Bir işlemin herhangi bir yönden mevzuata ve hukuk kurallarına aykırı görülerek iptal edilmesi halinin hizmet kusurunun varlığı için yeterli olup olmadığı konusunda öğretide tam bir birliktelik bulunmadığı, davacı hakkında tesis edilen atama işleminin idarenin kamu yararı amacını gerçekleştirmeye yönelik olarak mevzuat hükümlerini iyi niyetle ve ciddi surette farklı yorumlanmasından doğan ve bilahare yargı organınca hukuka aykırı olarak nitelendirilmiş bir işlem olduğu, bu nedenle iptal edilen atama işlemi nedeniyle idarenin herhangi bir tazmin sorumluluğu bulunmadığı, idarenin manevi tazminatla sorumlu tutulabilmesi için davacının şahsına yönelik, kişilik haklarına ağır bir tecavüzün bulunması gerektiği, ancak iptal edilen atama işleminde davacının kişilik haklarının ihlal edilmediği belirtilerek davanın reddine karar verilmesi gerektiği doğrultusunda savunma yapılmıştır.

Başsavcılığın Düşüncesi: Davacının hukuka aykırı atama işlemi nedeniyle uğradığı tespit edilecek miktarın yasal faizi ile birlikte maddi tazminat olarak, davacının hukuka aykırı atama işlemi nedeniyle uğradığı manevi zarar karşılığı takdir edilecek bir miktarın da yasal faizi ile birlikte manevi tazminat olarak ödenmesine karar verilmesi gerektiği yönünde düşünce bildirilmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Yargı yetkisini kullanan Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Birinci Dairesince, Üye Dz. Hâk. Alb. Levent ÖZÇELİK'in açıklamaları dinlendikten ve dava dosyası incelendikten sonra;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Davacı vekili yenilenerek süresinde ve 4.6.2008 tarihinde Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde kayda geçen dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin İzmir İl J. K.lığı emrinde görev yapmakta iken sağlık nedeniyle sınıf değişikliğine tabi tutulması üzerine Kırşehir İl J. K.lığına atamasının yapıldığını, bu atama işleminin AYİM 1.Dairesinin 23.01.2008 gün, 2007/728 Esas 2008/58 Karar sayılı kararı ile iptal edildiğini, davacının hukuka aykırı atama işlemi nedeniyle İzmir'den Kırşehir'e atandıktan sonra askeri garnizonda kaldığını ve bu sürede 1095 YTL yemek ve 146 YTL oda masrafı yaptığını ayrıca atama işlemine tabi tutulmadan önce 2006 yılında İzmir'de Bosch bayiinden bir buzdolabı ve bir çamaşır makinesini 1970 YTL karşılığı satın aldığını, bekar olan davacının Kırşehir'de yeni bir ev kiralamayacağı düşüncesiyle bu eşyaları ve bunlara ilaveten televizyon, yemek odası ve yatak odası takımlarını sattığını, bu eşyaların bu günkü değerinin 2800 YTL olduğunu, atama işlemine karşı açılan davada yürütmenin durdurulması kararı verilmesi üzerine İzmir'e iade edilen davacının eşyalı bir ev kiralamak zorunda kaldığını ve 15.10.2007 tarihinde kiraladığı evi aylık 400 YTL'den kiraladığını 4 ayda 1600 YTL kira ödediğini ve bu nedenle toplam 5640 YTL maddi zarara uğradığını, ayrıca atama işlemi nedeniyle davacının mesai arkadaşları ile ilişkilerinin zarara uğradığını, psikolojik çöküntüye maruz kaldığını ve ruh halinin olumsuz etkilendiğini ifade ederek 5640 YTL maddi ve 5000 YTL manevi olmak üzere 10.640 YTL zararın hukuka aykırı işlemin tesis tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle bu davayı açtığı görülmektedir.

Dava dosyasındaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; 2005 yılı genel atamalarında İzmir garnizonuna atanarak İl J. K.lığı Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü emrinde görev yapmakta olan davacı hakkında İzmir Askeri Hastanesinin 08.05.2006 gün ve 1430 sayılı sağlık kurulu raporu ile epilepsi teşhisiyle 12/B/F2 sınıfı görevini yapamaz. TSK. SYY 2 Nolu Çizelge Maddesinin Karşılığında + işaretli olan sınıflarda görev yapar kararı verildiği, bu karar uyarınca davacı hakkında Jandarma Genel Komutanlığınca sınıf değişikliği yapılarak 05.03.2007 tarihinde levazım sınıfına geçirildiği, levazım sınıfına geçirilmesini müteakip yeni sınıfı göz önüne alınarak 2007 yılı genel atamalarıyla 1 'inci derece garnizon statüsünde olan İzmir garnizonundan 3'üncü derece garnizon statüsünde olan Kırşehir garnizonunda İl J. K.ılığı emrine atandırıldığı, davacının da bahse konu atama işleminin iptali istemiyle AYİM'de açtığı dava sonucu 8.8.2007 tarihinde de yürütmenin durdurulmasına karar verildiği, 23.1.2008 tarih ve E:2007/728, K:2008/58 Nolu kararla işlemin iptaline karar verildiği, davacının da vekili marifetiyle 5640 YTL maddi ve 5000 YTL manevi tazminata hükmedilmesi istemiyle bu davayı açtığı görülmektedir.

İdarenin sorumluluğu ilkesi Anayasanın 125/7 nci maddesinde yer almıştır. Bu hükme göre İdare kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararları ödemekle yükümlüdür. Bu suretle idarenin sorumluluğu anayasa prensibi olarak kabul edilmiştir. Ancak idarenin sorumluluğunun hangi esaslara göre belirleneceği belirtilmemiş, bu meselenin halli Doktrin ve yargı kararlarına bırakılmıştır. Bugün idarenin sorumluluğu, hizmet kusuru ve kusursuz sorumluluk ilkesine dayandırılmaktadır. Ancak ister hizmet kusuru isterse kusursuz sorumluluk ilkelerine dayandırılsın genel olarak idarenin tazmin borcunun doğabilmesi için bir zararın mevcudiyeti, zararı doğuran işlem veya eylemin idareye yüklenebilir nitelikte olması ve zararlı sonuçla idari işlem veya eylem arasında uygun bîr illiyet bağının bulunması ve Bu şartların birlikte tahakkuku gerekmektedir. Bu şartlardan birinin yokluğu, davalının sorumluluğunu ortadan kaldırır. Bu nedenle ortada bir zarar yoksa veya meydana gelen zaafın idari işlem veya idari eylemle bir ilgisi bulunmuyorsa veya idari faaliyet zararın gerçek nedenini teşkil etmiyorsa, arada uygun illiyet bağı mevcut değilse, idarenin tazmin sorumluluğu ortadan kalkmaktadır.

Bir idari işlemden dolayı hizmet kusuru na dayalı olarak tazmin sorumluluğundan söz edilebilmesi için hukuka aykırılığın varlığı şarttır. Bir başka deyimle, hizmet kusuru sebebiyle idare aleyhine tazminata hükmolunabilmek için, idarenin ifaya mecbur olduğu hizmetin idarece yapılmaması, geç yapılması veya kusurlu ifası gereklidir. Genelde, AYİM'in bu konudaki yerleşik kararları da sorumluluğu ortadan kaldıran nedenlerin (tazmini gereken zarar bulunmaması zararın zarar gören kişinin kendi kusurlu davranışından kaynaklanması, zararın üçüncü kişilerin işlem ve eylemlerinden doğması, zararla idari işlem arasında illiyet bağının olmaması, içtihadı hata, ilmi takdir yetkisinin kullanılması sonucu verilen zarar, her idarenin işleyebileceği türden olağan nitelikteki hukuki yanlışlık ve aykırılıklar sebebiyle verilen zarar, hukuka uygun idari işlemler sebebiyle verilen zarar) bulunmadığı hallerde, iptal kararı ile saptanan hukuka aykırılığın yol açtığı tüm zararların tazmini doğrultusundadır.

Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde davacının maddi ve manevi tazminata hükmedilmesine yönelik taleplerinin değerlendirilmesine geçilmiştir.

Davacı vekilinin maddi zarar olarak ileri sürdüğü masraflar tek tek değerlendirildiğinde;

1) Davacının 2006 yılında 1970 YTL karşılığı aldığı bir adet buzdolabı ve bir adet çamaşır makinesini atama nedeniyle satmak zorunda kaldığı ayrıca evindeki televizyon, yemek odası ve yatak odası takımını da satarak Kırşehir İline gitmek zorunda kaldığı ve bu eşyaların bugünkü değerinin 2800 YTL olduğu ifade edilerek bu zararların tazmini istenmektedir Öncelikle belirtilmesi gereken husus davacının bu eşyalarını sattığı kabul edilse dahi (ki iddia dışında somut bir bilgi yoktur) bu husus kendi tercihi olup bunu atama işlemi ile ilişkilendirmeye ve gerçek zarar olarak kabule de hukuken imkan bulunmamaktadır.

Zira bekâr olan ve bu eşyaları İzmir'de ikamet ettiği evde hayatını idame ettirmek için veya ileride kuracağı evlilik için almış olan davacının bu eşyaları alım gerekçelen Kırşehir garnizonuna atanma işlemi ile değişmemekte dolayısıyla atama işlemi ile ifade edilen zarar arasında bir illiyet bağı kurulamamaktadır.

2) Davacının İzmir İlinden Kırşehir İline atandıktan sonra askeri gazinoda kalarak 146 YTL oda masrafı yaptığı ve 1095 YTL yemek masrafı yaptığı ifade edilerek bu masrafların maddi tazminat olarak tazmini talep edilmişse de, davacının atama işlemi olmadan İzmir'de kalması halinde yemek yemeden hayatını sürdüremeyeceği gerçeği karşısında Kırşehir garnizonunda bulunduğu sürede yediği yemek bedellerin karşılığı 1095 YTL talep edilmesi gerçekçi bulunmamış, atama işlemi ile illiyet bağı görülmemiş ve gerçek zarar olarak kabulüne hukuken imkân olmadığı değerlendirilmiştir.

3) Davacı vekili davacının Kırşehir garnizonunda görev yaptığı sürede 146 YTL askeri gazinoda oda masrafı yaptığını ifade etmişse de, İzmir'de görevli iken kaldığı evde veya misafirhanede masraf yapmadan mı kaldığını, yani gerçek zararı ortaya koyamamış olup ifade edilen bu harcamayı da gerçek zarar olarak kabule imkan görülmemiştir.

4) Davacı vekili davacının atama işleminin durdurulması kararından sonra İzmir'e iade edilince 15.10.2007 tarihinden itibaren 400 YTL ücretle eşyalı ev kiraladığını ve 4 aylık süre için 1600 YTL ödediğini ifade etmişse de, davacının İzmir'den atama görmemiş olması halinde de ikamet edeceği bir evde kalacağı ve buraya kira ödeyeceği gerçeği karşısında, zarar olarak ifade edilen bu harcamada gerçek zarar olarak değerlendirilmemiştir. Neticeten davacının maddi zarar olarak ileri sürdüğü hususlardan bazılarının yukarıda ifade edildiği gibi atama işlemi ile illiyet bağının bulunmayışı, bazılarının hayatın doğal akışı gereği hangi garnizonda olursa olsun zorunlu yapılacak masraflar olması ve özellikle gerçek zarar olduklarının ortaya konamaması karşısında maddi zarara yönelik taleplerin reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

Öte yandan Dairemizin 23.1.2008 tarih ve E:2007/728, K.2008/58 nolu kararı ile iptal edilen atama işlemi nedeniyle ortada idarenin bir hizmet kusuru mevcut olduğundan ve bu işlem nedeniyle davacının üzüntü içinde kalacağı dolayısıyla manevi zarara uğradığı açık olduğundan davacıya 1000 YTL (Bin Yeni Türk Lirası) manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi yoluna gidilmiştir.

Açıklanan nedenlerle;

1. 5640 YTL maddi tazminata hükmedilmesi yönündeki hukuki dayanaktan yoksun DAVANIN REDDİNE,

2. 1000 YTL (Bin Yeni Türk Lirası) manevi tazminat verilmesine, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,

3. Hükmedilen manevi tazminat tutarına iptal edilen atama işleminin tesis tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine,

4. Davanın kısmen kabul kısmen red ile sonuçlanmış olması nedeniyle 1602 sayılı Kanunun 71'inci maddesi uyarınca yargılama giderlerinin taraflar arasında 1/2 oranında paylaştırmasına, buna göre sarf edilen 32,00 YTL (Otuz İki Yeni Türk Lirası) posta giden bedelinin 1/2 'si olan 16,00 YTL (On Altı Yeni Türk Lirası) ile davacının peşin yatırmış olduğu 178,00 YTL (Yüz Yetmiş Sekiz Yeni Türk Lirası) harcın 1/2 'si olan 89,00 YTL (Seksen Dokuz Yeni Türk Lirası)'nın davacı üzerinde bırakılmasına, genel bütçeye dahil davalı idare 492 sayılı Harçlar Kanununun 13/j maddesi uyarınca harçtan muaf olduğundan ayrıca harca hükmedilmesine yer olmadığına, 1/2 'ye tekabül eden 89,00 YTL (Seksen Dokuz Yeni Türk Lirası) harcın istemi halinde davacıya iadesine, sarf edilen posta giderinin 1/2 'si olan 16.00 YTL (On Altı Yeni Türk Lirası)'nın davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,

5. Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifeleri uyarınca saptanan 500,00. YTL. (Beş Yüz Yeni Türk Lirası) vekâlet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,

02.12.2008 tarihinde OYBİRLİĞİ ile karar verildi. (¤¤)




Full & Egal Universal Law Academy