Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 1. Daire 2008/716 Esas 2008/898 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYüksekİdareMahkemesi
Dairesi: 1. Daire
Esas No: 2008/ 716
Karar No: 2008 / 898
Karar Tarihi: 28.10.2008

(926 S. K. m. 117, 118) (1602 S. K. m. 2, 44, 45) (2577 S. K. m. 2) (Subay ve Astsubay Atama Yönetmeliği m. 14)

Davacı, 06.06.2008 tarihinde Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde kayda geçen dilekçesinde özetle; 2008 yılı genel atamalarıyla dava konusu atamanın yapıldığını, atandığı görev yerinin kadrosunun piyade sınıfına ait olduğunu, 926 sayılı Personel Kanunu'nun 117 ve 118'inci maddeleri, Subay ve Astsubay Atama Yönetmeliği'nin 14'üncü maddesi ile KKY 52-3 (B) K.K. Subay ve Astsubay Atama Yönergesi'nin ilgili hükümlerine uygun olarak atama yapılmadığını belirterek; işlemin iptalini ve yürütmenin durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davacının yürütmenin durdurulması talebi Dairemizin 15.07.2008 gün ve 2008/1819-716 Gensek-Esas sayılı kararı ile kabul edilerek yürütmenin durdurulmasına karar verilmiştir.

Dava dosyasındaki belgelerin incelenmesinde; davacının kendi isteği ile emeklilik talebinde bulunması üzerine, isteği kabul edilerek başlatılan emeklilik işleminin Milli Savunma Bakanlığı’nın 12 Eylül 2008 tarihli onayı ile kesinleştirildiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle davacının dava konusu hakkında güncel menfaati ortadan kalkmış bulunmaktadır. Davada güncel menfaatin olmaması, dava ehliyetinin sübjektif unsurunu teşkil ettiğinden ve bu unsurun eksikliği davacıda dava ehliyeti yokluğuna neden olduğundan, davanın esası hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir. Başkan Dr. Hâk. Alb. Celâl IŞIKLAR, davacının emekli olarak statü dışına çıkmasıyla, menfaat bulunsun bulunmasın açtığı dava konusuz kaldığından, ehliyetsizlik nedeniyle doğrudan bu sebeple bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin; esâsen güncel menfaatin yokluğu halinde 1602 sayılı AYİM Kanunun 44/c ve 45/A maddeleri uyarınca ehliyet yönünden davanın reddine karar verilmesinin gerektiği şeklinde ayrışık gerekçe bildirmiştir.

Açıklanan nedenlerle,

Davacının güncel menfaati kalmadığından, DAVANIN ESASI HAKKINDA BİR KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, Üye Hâk.Alb.Sedat ÇELENLİOĞLU’nun Karşı Oyu ve OYÇOKLUĞU ile,


KARŞI OY GEREKÇESİ

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2nci maddesinin (1/a) bendinde ve 1602 sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanunu'nun 2 nci maddesinde menfaati ihlal edilenlerin iptal davası açabilecekleri belirtilmiştir. İptal davasının görümü için aranılan ön koşullardan olan menfaat ihlalinin, davanın açılmasından sonra da (yargılama sürecinin her aşamasında ve karar anında) bulunmasının gerekip gerekmediği hususunda yasal bir düzenleme bulunmamaktadır.

Bu durumda; iptal davasının niteliği nazara alınarak bir sonuca gidilmek gerektiği açıktır. İlkin; iptal davası, hukuka aykırı bir idari işlemin idari yargı yerlerince iptal edilmesini sağlayan bir dava türüdür. Bu husus menfaat ihlali koşulunun yargılama süresince aranmamasını, dava açıldığında yada karar esnasında bulunmasının yeterli görülmesini gerekli kılmaktadır.

Zira işlem hukuka aykırı ise başlangıçta mevcut olan menfaat ihlali yargılama sürecinde ortadan kalkmakla işlem hukuka uygun hale gelmez.

İkinci olarak; iptal kararının, iptal edilen işlemin hiç yapılmamış sayılması ve işlemden önceki durumun geri gelmesi sonuçlarını doğurması nedeniyle, menfaat ihlali koşulunun sonradan ortadan kalktığından bahisle davanın görümünden imtina edilerek hukuka aykırı işlemin meydana getirdiği hukuki sonuçların hukuk dünyasında yer almaya devam etmesine izin verilmemelidir.

Son olarak; idari işlemin, dava konusu yapılamadıkça yararlanacağı yasallık karinesi iptal davası açılmakla artık mevcut değildir. Davacının davanın açılması sırasında diğer koşulların yanında menfaat ihlali koşulunu da sağlamış olması nedeniyle dava bir kez ele alınmışsa, diğer bir deyişle yasallık karinesi zedelenmişse artık davayı sonuçlandırmak gerekir.

Yukarıda belirttiğim nedenlerle, menfaat ihlali koşulunun davanın açılması sırasında mevcut olmasının yeterli olduğu dolayısıyla davanın esastan çözüme kavuşturulması gerektiği görüşünde olduğumdan aksi yönde oluşan sayın çoğunluk görüşe katılamadım. 28.10.2008 (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy