Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 1. Daire 2008/546 Esas 2008/941 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYüksekİdareMahkemesi
Dairesi: 1. Daire
Esas No: 2008/ 546
Karar No: 2008 / 941
Karar Tarihi: 04.11.2008

(2709 S. K. m. 125)

Davacı:.............

Vekili:..................

Davalı: ..................

Davanın Konusu: Davacı hakkında tesis edilen atama işleminin iptali kararına bağlı olarak 8.480 YTL (Sekiz Bin Dört Yüz Seksen Yeni Türk Lirası) maddi ve 10.000 YTL (On Bin Yeni Türk Lirası) manevi tazminat istemi.

Savunmanın Özü: İdarenin kusurlu sorumluluğunun oluşabilmesi için ağır kusurunun gerekli olduğunu, içtihadı hata, takdirde hata ve her idarenin yapabileceği doğal ve olağan beşeri hatalardan dolayı tazminata hükmedilemeyeceğini, ayrıca davacının atama nedeniyle maddi zararı konusunda yeterli belge ibraz edemediğini, soyut iddiaların maddi tazminat davasına konu olamayacağını, iptal edilen idari işlem nedeniyle kişilik hakları ihlal edilmediğinden manevi tazminat isteminin de yerinde olmadığını, öte yandan talep edilen manevi tazminat miktarının yüksek olduğunu, manevi tazminata hükmedilmesi durumunda hakkaniyet ve adalet ilkelerine uygun ve dava tarihinden itibaren faiz yürütülmek suretiyle bir miktarın verilmesi gerektiğini belirterek davanın REDDİNE karar verilmesi yönünde savunma yapmıştır.

Başsavcılığın Düşüncesi: Davacının hukuka aykırılığı mahkeme kararı ile tespit edilen atama işlemi nedeni ile uğramış olduğu maddi zararların karşılanması amacıyla tespit edilecek miktarın MADDİ TAZMİNAT olarak, uğramış olduğu manevi zarara karşılık olmak üzere takdir edilecek bir miktarın MANEVİ TAZMİNAT olarak ÖDENMESİNE karar verilmesinin gerektiği yönünde düşünce bildirmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Yargı yetkisini kullanan Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Birinci Dairesince, Raportör Hâk.Bnb. Dr. Ali Tanju SARlGUL'ün açıklamaları dinlendikten ve dava dosyası incelendikten sonra,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Davacı Vekili, 11.04.2008 tarihinde Askeri Yüksek İdare Mahkemesi kayıtlarına geçen dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Mersin İl Jandarma Komutanlığı emrinde görev yapmakta iken Jandarma Genel Komutanlığının 17.08.2007 tarih ve 18 sayılı atama onayı ile Afyon Emirdağ 3. J Eğt. Tb. K. lığı emrine atamasının yapıldığını, söz konusu atama işleminin iptali istemi ile açılan dava sonucunda AYİM 1.D.nin 19 Şubat 2008 tarih ve 2007/934 E., 2008/198 K. sayılı kararı ile bu atama işleminin iptaline karar verildiğini ve 12 Mart 2008 tarihinde müvekkiline tebliğ edildiğini, bu atama işlemi nedeniyle müvekkilinin ailesinden ayrı yaşadığını, Emirdağ'da kiralamış olduğu ev için aylık (elektrik, su, kira, yakıt, aidat, kaloriferci ücreti dahil) 300 YTL olmak üzere toplam 2400 YTL, beslenme ve iaşe giderleri için günlük 20 YTL olmak üzere toplam 4.800 YTL, iki haftada bir Mersin'e ailesinin yanına gitmesi nedeniyle yol masrafı olarak 1,280 YTL harcadığını ve toplam olarak 8480 YTL maddi zarara uğradığını, ayrıca atamanın davacıyı psikolojik çöküntüye maruz bıraktığını, ailesinin huzurunun bozulduğunu, böylece manevi zarara uğradığını belirterek 10.000 YTL. manevi tazminatın işlem tarihinden geçerli olarak yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Dava dosyasındaki bilgi ve belgelerin incelenmesi neticesinde; davacının Jandarma Genel Komutanlığının 17.08.2007 tarih ve 18 sayılı atama onayı ile Afyon Emirdağ 3 üncü J. Eğt. Tb. K.lığı emrine atamasının yapıldığı, işlemin tesisini müteakip açılan davada, AYİM 1.Dairesinin 19 Şubat 2008 tarih ve 2007/934 E, 2008/198 K. sayılı kararı ile bu atama işleminin iptaline karar verildiği, iptal kararının 12 Mart 2008 tarihinde davacı vekiline tebliği üzerine 11 Nisan 2008 tarihinde kayda giren dilekçe ile süresinde iş bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Anayasanın 125'inci maddesine göre, idare kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararları ödemekle yükümlüdür. Bu açıdan idarenin sorumluluğu Anayasa prensibi olarak kabul edilmiştir. Ancak Anayasada idarenin sorumluluğunun hangi esaslara göre belirleneceği belirtilmemiş olup bu sorunun çözümü öğreti ve yargı kararlarına bırakılmıştır. Genel kabule göre, idarenin sorumluluğu hizmet kusuru ve kusursuz sorumluluk esaslarına dayandırılmaktadır. Hangi esas üzerinde temellendirilirse temellendirilsin genel olarak idarenin tazminle sorumlu tutulabilmesi için, bir zararın varlığı, zararı doğuran eylemin idareye yüklenebilir olması, zararlı sonuç ile eylem veya işlem açısından doğrudan doğruya bir nedensellik bağının bulunması ve ayrıca zararın haklı, makul, gerçek ve tazmini gerekli bir zarar olması gerekmektedir.

Davalı idarenin, davacıyı Mersin İl Jandarma Komutanlığından Emirdağ 3'üncü Eğt Tb. K. lığı emrine atama şeklinde tesis ettiği atama işleminin AYİM 1.Dairesinin 19 Şubat 2008 tarih ve 2007/934 E, 2008/198 K sayılı kararı ile sebep ve amaç unsurları yönünden hukuka aykırı bulunması ile unsurlar açısından hukuka aykırılığı mahkeme kararı ile tespit edilen atama işlemi nedeniyle davalı idarenin hizmet kusuru içinde bulunduğu açıktır. Ancak bununla birlikte; davacının uğradığı iddia edilen maddi zarar somut bir biçimde ortaya konmadığı gibi, ortada belli ve gerçek bir zarar olduğunu söylemek de mümkün değildir. Davacı ailesini atanmış olduğu görev yerine götürmemek şeklinde bir tercihte bulunmuş ve ailesi Mersin'de kaldığından Emirdağ'da ikinci bir ev kirası ödemek zorunda kalmıştır. Davacının Emirdağ'da ödemiş olduğu kira kendi tercihinin bir sonucudur ve idarenin işlemi ile iddia edilen bu zarar arasında doğrudan bir nedensellik bağı bulunmamaktadır. Davacının belirttiği diğer zararların da (iaşe ve yol masrafları) bu kapsamda gerçek zarar olduğunu söylemek mümkün değildir. Kaldı ki davacı gerek ilk atama, gerekse işlemin iptalini müteakip yapılan ikinci atamada sürekli görev yolluğu almıştır. Bu nedenlerle maddi tazminatın koşulları olunmadığından aşağıda yazılı olduğu şekilde karar vermek gerekmiştir.

Davacının, manevi tazminat istemine konu olabilecek manevi bir zarar içinde bulunduğu açıktır Manevi zararın, kişinin bedensel, ruhsal bütünlüğü yanı sıra kişilik haklarının konusuna giren kişisel onur, şeref ve saygınlık gibi değerlere saldırılar sonucu kişinin manevi varlığında oluşan zarara karşılık geldiği hukuki bir olgudur.

Davacının, sebep ve amaç unsurları yönünden hukuka aykırılığı mahkeme kararı ile tespit edilen atama işlemi nedeniyle manevi zarar içinde bulunduğu ve işlemin tesisi yönünden hizmetin iyi işlememesi nedeniyle hizmet kusuru içinde bulunan davalı idarenin tazmin yükümlülüğünün doğduğu açıktır. Bu bağlamda hizmet kusuru içinde bulunan idarenin davacının uğramış olduğu manevi zararlar açısından tazminat yükümlülüğü altında bulunduğu değerlendirilmekle, davacıya 1.000 YTL (Bin Yeni Türk Lirası) manevi tazminat ödenmesi ve davacının talebi doğrultusunda işlem tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi cihetine gidilmiştir.

Açıklanan nedenlerle;

1. Maddi tazminat isteminin reddine,

2. Hukuka aykırı olduğu Mahkeme kararı ile tespit edilen atama işlemi nedeniyle ileri sürülen manevi tazminat isteminin kabulüyle, davacının uğramış olduğu manevi zarara karşılık olmak üzere davacıya 1.000 YTL (Bin Yeni Türk Lirası) MANEVİ TAZMİNATA hükmedilmesine, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,

3. Hükmedilen manevi tazminata işlem tarihi olan 19 Haziran 2007 tarihinden itibaren YASAL FAİZ İŞLETİLMESİNE,

4. Davanın kısmen kabul, kısmen red ile sonuçlanmış olması nedeniyle 1602 sayılı Kanunun 71'inci maddesi uyarınca yargılama giderlerinin taraflar arasında 1/2 oranında paylaştırmasına, buna göre sarf edilen 36,00 YT (Otuz Altı Yeni Türk Lirası) posta gideri ücretinin 1/2 'si olan 18,00 YTL (On Sekiz Yeni Türk Lirası) ile başvurma ve ilam harcının 1/2 'si olan 25,45 YTL (Yirmi Beş Yeni Türk Lirası, Kırk Beş Yeni Kuruş)'un davacı üzerinde bırakılmasına, bu miktarın davacının peşin yatırmış olduğu 275,00 YTL (İki Yüz Yetmiş Beş Yeni Türk Lirası) harçtan mahsubu ile artan 249,55 YTL (İki Yüz Kırk Dokuz Yeni Türk Lirası, Elli Beş Yeni Kuruş) harcın isteği halinde davacıya iadesine, genel bütçeye dahil davalı idare 492 sayılı Harçlar Kanununun 13/j maddesi uyarınca harçtan muaf olduğundan ayrıca harca hükmedilmesine yer olmadığına, sarf edilen posta giderinin geriye kalan 1/4'si olan 18,00 YTL (On Sekiz Yeni Türk Lirası)'nın davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,

5. Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifeleri uyarınca saptanan 500,00.YTL. (Beş Yüz Yeni Türk Lirası) vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,

04.11.2008 tarihinde OYBİRLİĞİ ile karar verildi. (¤¤)




Full & Egal Universal Law Academy