Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 1. Daire 2008/518 Esas 2008/1152 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYüksekİdareMahkemesi
Dairesi: 1. Daire
Esas No: 2008/ 518
Karar No: 2008 / 1152
Karar Tarihi: 23.12.2008

(926 S. K. m. 14, 35, 68, 109)

Davacı, 04 Nisan 2008 tarihinde Askeri Yüksek İdare Mahkemesi kaydına geçen dava dilekçesinde özetle; 25 Kasım 1991- 26 Şubat 1993 tarihleri arasında askerlik hizmetini yerine getirdikten sonra 24 Ağustos 1994 tarihinde Uzman Jandarma Okuluna girerek 30.08.1995 tarihinde Uzm.J.Çvş., 30 Ağustos 1998 tarihinde J.Astsb.Çvş. ve 30 Ağustos 2007 tarihinde de Teğmen nasbedildiğini, Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu’nun 109’ncu maddesi (d) fıkrası 4’üncü paragrafının son cümlesinde Astsubaylıktan subay olan personele, rütbe, rütbe normal bekleme süreleri, yaş hadleri de dahil diğer hususlar için muvazzaf subaylar hakkında ki hükümler uygulanır hükmü bulunduğunu, söz konusu kanunun 11-66 ncı maddelerinde muvazzaf subayların haklarından bahsedildiğini, aynı kanunun 35/e maddesinde askerlik hizmeti esnasında veya terhisini müteakip muvazzaf subaylığa geçirilmesi uygun görülenlerin askerlik hizmetlerinde geçen süreleri nasıp tarihine eklenerek bekleme süresinden sayılır şeklinde hüküm bulunduğunu, muvazzaf subaylar için tanınan bu hakkın 109 uncu madde gereğince astsubay kaynaklı subaylara da uygulanması gerektiğini, söz konusu kanun hükmünde belirtilen esaslar doğrultusunda yaptığı askerlik hizmeti süresinin nasbına eklenmesi hususunda 13 Ocak 2008 tarihinde dilekçe ile yaptığı başvurunun 2’nci J.Eğt.Tug.K.lığı tarafından reddedildiğini, subayların nasıp ve terfi işlemleri J.Gn.K.lığına yapılmasına rağmen, nasıp düzeltme istemine Tug.K.lığınca cevap verilerek yetkisi olmayan makam tarafından müracaatının olumsuz sonuçlandığını, Fakülte ve Yüksek Okul mezunu subayların yararlanabildiği bu maddeden yararlandırılmamasının Anayasanın eşitlik ilkesine aykırı olduğunu belirterek nasıp düzeltilmesi talebinin reddine dair işlemin iptalini talep ve dava etmiştir.

Dava dosyasındaki bilgi ve belgelerin incelenmesi neticesinde; 1995 yılında Uzman Jandarma Okulunu bitirerek, 30 Ağustos 1995 tarihinde UzmJ.Çvş. nasbedildiği ve 3466 sayılı Uzman Jandarma Kanununun 12'nci maddesine göre askerlikte geçen hizmet süresi ile paralel olarak nasıp tarihinin düzeltilerek 30 Nisan 1994 tarihine götürüldüğü, 1998 yılında Astsubay Sınıf Okulunu bitirerek, 30 Ağustos 1998 tarihinde 926 sayılı TSK Personel Kanununun 68/a maddesine göre Astsb.Çvş. nasbedildiği ve o tarihte yürürlükte olan TSK Personel Kanununun 18'inci maddesi gereğince askerlik ve uzman jandarmalıkta geçen hizmet süreleri kıdeminden sayılarak nasıp tarihinin 30 Ağustos 1994 olarak düzeltildiği, 2007 yılında Jandarma Subay Temel Kursunu bitirerek 926 sayılı TSK Personel Kanununun 109'uncu maddesine göre 03 Ağustos 2007 tarihinden geçerli olarak J.Tğm.liğe nasbedildiği, kursta geçen süreleri bekleme süresinden sayılarak nasıp tarihinin de 18 Eylül 2006'ya götürüldüğü, terfi ve kademe ilerlemelerine esas nasıp tarihi olarak 30 Ağustos 2006 tarihinin esas alındığı davacının 13 Ocak 2008 tarihli dilekçesi ile müracaat ederek yapmış olduğu askerlik hizmeti süresinin nasbına eklenmesi talebinde bulunduğu, Bilecik 2’nci J.Eğt.Tuğ.K.lığının 07 Mart 2008 tarihli yazısı ile davacının talebinin reddedildiği, söz konusu cevabı yazısının 13 Mart 2008 tarihinde davacıya tebliği üzerine Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nde işbu davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Anayasanın 128/2’nci maddesinde Memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri kanunla düzenlenir hükmü bulunmaktadır.

926 sayılı Personel Kanunun 14’üncü maddesi; En az dört yıl süreli fakülte veya yüksek okulları bitiren bayan veya erkeklerden muvazzaf subay olmak için başvuranlar; düzeltilmemiş nüfus kaydına göre yirmiyedi yaşından, lisansüstü öğrenimi tamamlamış olanlar ise otuziki yaşından büyük olmamak, yedek subay olma koşullarını taşımak ve diğer nitelikleri de haiz bulunmak şartıyla Genelkurmay Başkanlığınca gösterilecek lüzuma göre Türk Silâhlı Kuvvetleri tarafından harp okullarında yetiştirilemeyen veya yeterince yetiştirilemeyen sınıflarda muvazzaf subaylığa nasbedilebilirler. En az dört yıl süreli fakülte veya yüksek okulları bitirip Türk Silâhlı Kuvvetlerinde askerlik hizmetine başladıklarında düzeltilmemiş nüfus kaydına göre yirmiyedi yaşından, lisansüstü öğrenimini tamamlamış olanlarda ise otuziki yaşından büyük olmayanlardan muvazzaf subaylığa geçmek isteyenler, birinci fıkrada yazılı şartlar dahilinde muvazzaf subaylığa nasbedilebilirler. Bunlardan, terhislerini müteakip başvuranlar ile askerlik hizmeti esnasında veya terhislerini müteakip en az dört yıl süreli fakülte veya yüksek okulları bitirip başvuranlar da birinci fıkra hükümlerine göre muvazzaf subaylığa nasbedilebilirler. Bu madde hükümlerine göre subay nasbedilenler, 15’inci maddede öngörülen askerî eğitimi müteakip atandıkları görevlerde bir yıllık deneme (adaylık) süresine tâbi tutulurlar. Bunlardan; askerî eğitimde başarı gösteremeyenler, eğitimi başarı ile bitirdikten sonra atandıkları görevde bir yıllık deneme süresi sonunda Türk Silâhlı Kuvvetlerine uyum sağlayamayan veya subaylığa engel hali görülenler ile deneme süresinin bitimine kadar kendi istekleri ile ayrılmak isteyenlerin Türk Silâhlı Kuvvetlerinden ilişikleri kesilir ve aldıkları aylıkları dışında Devletçe bunlara yapılan masraflar, kanunî faizleriyle birlikte kendilerinden tahsil olunur. 357 sayılı Askerî Hâkimler Kanunu hükümleri ile sözleşmeli subay istihdamına ilişkin hükümler salkıdı. hükmü mevcuttur.

Aynı Kanunun 35’inci maddesi (e) bendi Askerlik hizmeti esnasında veya terhisini müteakip muvazzaf subaylığa geçirilmesi uygun görülenler, subaylığa nasıp kararnamesinin onayı tarihinden geçerli olarak muvazzaf subay nasbedilirler. Bunların askerlik hizmetinde geçen süreleri nasıp tarihine eklenerek bekleme süresinden sayılır ve üst rütbeye terfileri, bu şekilde bulunan nasıplarına ve (d) bendi ile 31, 32 ve 64’üncü maddelere göre yürütülür. Nasıp düzeltilmesinden dolayı maaş, maaş farkı ödenmez ve diğer özlük hakları verilmez. hükmüne amirdir.

Davacının ise 926 Sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunun astsubaylıktan subay olma şartları başlığı altındaki 109’uncu madde hükmü uyarınca subay nasbedilen personel statüsünde olduğu anlaşılmaktadır.

İlgili mevzuat hükümleri doğrultusunda davacının istemi değerlendirildiğinde; 926 Sayılı Kanun 35/e maddesi açık hükmüne göre, askerlik hizmeti esnasında veya terhisini müteakip muvazzaf subaylığa geçirilmesi uygun görülenlerin askerlik hizmetinde geçen sürelerinin nasıp tarihine eklenerek bekleme süresinden sayılabileceği, esasen söz konusu düzenlemenin yapıldığı 926 Sayılı Kanunun 35’inci maddesinin ilk fıkrasında yer alan Harp Okullarını veya Fakülte Yüksekokulları bitirenlerin subaylığa nasıpları aşağıdaki esaslara göre yapılır şeklindeki hüküm nazara alındığında, söz konusu askerlik hizmetinde geçen sürelerin, ancak 926 sayılı Kanunun 14’üncü maddesinde belirtilen muvazzaf subay kaynaklarından olan fakülte ve yüksekokul mezunlarının subay nasbedilmesi halinde, askerlik hizmetinde geçen sürenin nasıp tarihine eklenebileceği anlaşılmaktadır.

Davacı ise 926 Sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu’nun 109’uncu maddesi hükmü uyarınca astsubaylıktan muvazzaf subaylığa nasbedilmiştir. 926 Sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu’nda astsubaylıktan muvazzaf subaylığa nasbedilenlerin, askerlik hizmetinde geçirdikleri sürelerin nasıplarına ekleneceğine ilişkin bir düzenlemeye yer verilmemiştir. 926 Sayılı Kanun 35’inci maddesi ile 109’uncu maddesi kıyaslandığında, farklı esas ve haklara yer verildiği açıkça görülmektedir. Bu farklılık kişilerin subay nasbedilmeden önceki statülerinden kaynaklanmaktadır. 926 sayılı Kanun 35’inci maddesi ve 109’uncu maddesi kapsamında subay nasbedilen kişilere uygulanan esaslar ve tanınan hakların farklı olması statü hukukundan ve her iki madde esaslarına göre subay nasbedilen kişilerin subay nasbedilmeden önce farklı statülerde bulunmalarından kaynaklanmaktadır.

Anayasanın 128/2’nci maddesi hükmü uyarınca, astsubaylıktan subay nasbedilen kişilerin askerlik hizmetinde geçirdikleri sürelerin nasbına ekleneceğine ilişkin 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu’nda bir düzenleme bulunmaması nedeniyle, 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu’nun 35/e maddesi hükmü ile fakülte yüksekokul mezunu olan ve askerlik hizmeti esnasında veya terhisini müteakip muvazzaf subay nasbedilen kişilere sağlanan, askerlik hizmetinde geçirdiği sürelerin nasbına eklenmesi hakkının astsubaylıktan subay nasbedilen davacıya da tanınmasına yasal imkan bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

Davacı her ne kadar fakülte ve yüksekokul mezunu subayların yararlanabileceği bu haktan yararlandırılmamasının Anayasanın eşitlik ilkesine aykırı olduğunu ileri sürmüş ise de; Anayasa Mahkemesinin birçok kararında belirtildiği üzere, Anayasa’nın 10’uncu maddesinde düzenlenen eşitlikten amaç eylemli değil hukuki eşitliktir. Hukuki eşitlik ise aynı hukuki durum ve konuma sahip kişiler arasında eşitliği ön görmekte, benzer durumda olan kişilerin aynı hukuk kurallarına tabi olmaları anlamına gelmektedir. Yasa önünde eşitlik ilkesi tüm yurttaşların mutlaka her yönden her zaman aynı kurallara bağlı tutulması zorunluluğunu getirmez. Aynı statüde olanlara farklı hükümlerin uygulanması durumunda eşitlik ilkesine aykırılıktan söz edilebilir. Astsubaylıktan subaylığa nasbedilen davacı ile fakülte yüksek okulu mezunu olarak subay nasbedilen kişilerin statülerinin farklı olduğu, bu nedenle davacının askerlik hizmetinde geçirdiği sürelerin nasbına eklenmemesinin eşitlik ilkesine aykırı olduğu yönündeki itirazının ciddi olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

Açıklanan nedenlerle;

Hukuki dayanaktan yoksun davanın REDDİNE (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy