Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 1. Daire 2008/345 Esas 2008/812 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYüksekİdareMahkemesi
Dairesi: 1. Daire
Esas No: 2008/ 345
Karar No: 2008 / 812
Karar Tarihi: 07.10.2008

(926 S. K. m. 94, 128) (Astsubay Sicil Yönetmeliği m. 60, 61) (Türk Silahlı Kuvvetleri Sağlık Yeteneği Yönetmeliği m. 31, 32)

Davacı vekili, 03 Mart 2008 tarihinde Askeri Yüksek İdare Mahkemesi kayıtlarına geçen dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin birliği ile ilişiğinin kesilmesi işleminin açıkça hukuka aykırı olduğunu, yaklaşık bir yıldır raporlu olduğunu ve rahatsızlığı ile ilgili tedavi gördüğünü, istirahatlı birisinin ordu ile ilişiğinin kesilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, müvekkili hakkında düzenlenen Silahlı Kuvvetlerde Kalması Uygun Değildir sicilinin de yasal temelinin bulunmadığını, raporlu olan ve kurum nezdinde tedavi gören birisine böylesi ağır bir ceza verilemeyeceğini ve TSK. ile ilişiğinin kesilemeyeceğini belirterek müvekkili hakkında tesis edilen ayırma işleminin iptali ile tüm özlük haklarının yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davacı vekilinin yürütmenin durdurulması yönündeki talebi AYİM 1. Dairesinin 11 Mart 2008 gün ve Gensek No:2008/734, Esas No:2008/345 sayılı kararı ile reddedilmiştir.

Dava özlük dosyalarındaki bilgi ve belgelerin incelenmesi neticesinde; 30.09.1999 tarihinde Astsubay Çavuş nasbedilen davacının, 2004 yılı içerisinde muhtelif tarihlerde ve muhtelif kurum ve kişilere olan borçlarından dolayı Gölcük İcra Müdürlüğünce Altı ve Marmaris 1’inci İcra Md.lüğünce iki icra takibine maruz kaldığı, çeşitli kurum ve kişilere karşı olan borçlarından dolayı Gölcük İcra Md.lüğünce iki, Üsküdar 2’nci İcra Müdürlüğünce bir ve Kocaeli 5’inci İcra Müdürlüğünce bir adet icra kesintilerinin devam ettiği, borçlanma alışkanlığı nedeniyle 24 Eylül 2006 ve 21 Ocak 2005 tarihlerinde uyarıldığı, 02 Kasım 2005 tarihli saç traşı nizami olmamaktan uyarı cezası; 14.01.2003 tarihli savunmasını askeri terbiye kurallarına göre yapmamaktan 7 gün oda hapsi cezası; 14.01.2003 tarihli gemiye geç gelerek izin aşımında bulunmaktan 7 gün oda hapsi cezası; 31.12.2002 tarihli, gemiye geç dönerek izin aşımında bulunmaktan 7 gün oda hapsi; 01.09.2002 tarihli nöbet yerinde uyumaktan 7 gün oda hapsi cezası; 01.09.2002 tarihli geminin güvertesinde içki içmekten 7 gün oda hapsi cezası; 12.06.2002 tarihli mesai taburuna geçmemekten 1/20 aylıktan kesme cezası; 27.06.2002 tarihli sabah mesai taburuna geçmemekten 5 gün göz hapsi cezası; 30 Mart 2001 tarihli eğitimlere katılmamaktan 3 gün göz hapsi cezası; 18.04.2001 tarihli gemiye geç dönmekten 3 gün göz hapsi cezası bulunduğu, Donanma K.lığı Askeri Mahkemesinin 18.09.2001 tarih ve 2001/764 Esas, 2001/462 Karar sayılı kararı ile 05.05.2001-26.07.2001 tarihleri arasında işlediği izin aşımı suçu nedeniyle 10 ay hapis cezası ile mahkumiyetine, yine aynı Mahkemenin 15.05.2001 tarih ve 2001/333 Esas, 2001/224 Karar sayılı kararı ile 01.12.2000-13.12.2000 tarihleri arasında işlediği firar suçu nedeniyle 10 ay hapis cezası ile mahkumiyetine karar verildiği, 31.07.2007 tarihinde sıralı sicil üstlerince Astsubay Sicil Yönetmeliğinin 60’ncı maddesi (d) fıkrası gereğince Silahlı Kuvvetlerde Kalması Uygun Değildir sicilinin düzenlendiği, gerekli prosedüre uyularak anılan re’sen ayırma kararının 11.01.2008 tarihinde Milli Savunma Bakanı tarafından onaylanarak ayırma işleminin tesis edildiği anlaşılmaktadır.

926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununun 94 ncü maddesinin Disiplinsizlik veya Ahlaki Durum Sebebiyle Ayırma başlıklı (b) bendinde; Disiplinsizlik ve ahlaki durumları sebebiyle Türk Silahlı Kuvvetlerinde kalmaları uygun görülmeyen astsubayların hizmet sürelerine bakılmaksızın T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümleri uygulanır. hükmü düzenlenmiştir.

926 sayılı Kanuna dayanılarak çıkarılan Astsubay Sicil Yönetmeliğinin 60’ncı maddesinde; Aşağıdaki sebeplerden biri ile disiplinsizlik veya ahlâkî durumları gereği Türk Silâhlı Kuvvetlerinde kalmaları, bulunduğu rütbeye veya bir önceki rütbesine ait bir veya birkaç belge ile anlaşılıp uygun görülmeyenler hakkında, hizmet sürelerine bakılmaksızın emeklilik işlemi yapılır. / a. Disiplin bozucu hareketlerde bulunması, ikaz veya cezalara rağmen ıslah olmaması, / b. Hizmetin gerektirdiği şekilde tavır ve hareketlerini ikazlara rağmen düzenleyememesi, / c. (Değişik:13.6.2003-25137/1 md.) Aşırı derecede menfaatine, içkiye, kumara düşkün olması, / d. (Ek:13.6.2003-25137/1 md.) Nafaka, trafik kazası, doğal afet, personelin öngöremeyeceği şekilde ülke genelinde yaşanan olağanüstü ekonomik dalgalanmalar, ani devalüasyonlar, sağlık ve tedavi giderleri ile kefillik ve benzeri zorunluluk halleri hariç olmak üzere, Türk Silahlı Kuvvetlerinin itibarını zedeleyecek şekilde aşırı derecede borçlanmaya düşkün olması ve bu borçlarını ödememeyi alışkanlık haline getirmesi, / e. Türk Silâhlı Kuvvetlerinin itibarını sarsacak şekilde ahlâk dışı hareketlerde bulunması, / f. Tutum ve davranışları ile yasa dışı siyasî, yıkıcı, bölücü, irticaî ve ideolojik görüşleri benimsediği, bu gibi faaliyetlerde bulunduğu veya karıştığı anlaşılanlar düzenlemesi mevcuttur. Aynı Yönetmeliğin 61’nci maddesinde ise disiplinsizlik ve ahlaki durum nedeniyle ayırma sicil belgesinin düzenlenme ve uygulanacak usuller ile ayırma işleminin iki şekilde yapılabileceği ayrıntılı bir şekilde hüküm altına alınmıştır.

Kamu hizmetinin sağlıklı bir şekilde yürütülmesi için araç olan idarenin bu hizmeti iyi yürütmesi için gerekli tedbirleri alma yetkisi ile donatılmasının zorunlu olduğu kuşkusuzdur. Bu nedenle idarenin kamu hizmetini yürütecek olan ajanlarını statüye alırken birtakım özelliklere sahip olmasını araması ne kadar doğal ise statüye aldıktan sonra ajanlarını verimli biçimde kullanması, hizmeti aksatacak, kendisinden artık verim alınması imkanı kalmamış, aksine idarenin mekanizmasına ve kamu hizmetinin yürütülmesine zarar veren ajanlarını bünye dışına çıkarması da o kadar doğaldır. İşte, bu bağlamda idareye Türk Silahlı Kuvvetlerinden ayırma yetkisi tanınmıştır.

Yukarıda belirtilen açıklamalar çerçevesinde; davacının 5 yılık meslek safahatı boyunca toplam 1/20 maaş katı”, 11 gün Göz Hapsi ve 35 gün Oda Hapsi disiplin cezaları ile cezalandırıldığı, ayrıca Firar suçundan dolayı Donanma Komutanlığı Askeri Mahkemesinin 15 Mayıs 2001 gün ve E:2001/333, K:2001/224 sayılı kararı ile 10 ay hapis cezası ve izin aşımı suçundan dolayı aynı Askeri Mahkemenin 18 Eylül 2001 gün ve E:2001/764. K:2001/462 sayılı kararı ile 10 ay hapis cezasına mahkûm edildiği; toplam 7.379,70-YTL (Yedi Bin Üç Yüz Yetmiş Dokuz Yeni Türk Lirası, Yetmiş Yeni Kuruş) borçtan dolayı, 11 Nisan 2005, 05 Temmuz 2006, 29 Haziran 2007 ve Temmuz 2007 tarihlerinde farklı icra Müdürlükleri tarafından icra takibine uğradığı, buna bağlı olarak aylığından kesinti yapıldığı, davacının dokuz ayrı kişi ve kuruma olan 13,631,00-YTL(On Üç Bin Altı Yüz Otuz Bir Yeni Türk Lirası) borcu nedeniyle icra takibine uğradığı ve aylıktan kesinti yoluyla anılan borçlarının ödendiği, davacının bu borçlanmalarından dolayı 21 Ocak 2005 ve 24 Eylül 2006 tarihlerinde uyarıldığı anlaşılmakla, meslek safahatı boyunca disiplinsiz davranışlar içinde bulunan davacının aşırı derecede borçlanmaya düşkün olduğu, anılan borçların mevzuatta belirtilen herhangi zorunlu bir nedene dayanmadığı, yapılan uyarılara rağmen durumunda herhangi bir düzelme olmadığı, çok sayıda ve farklı kişilere borçlanıp borçlarını ödememeyi alışkanlık haline getirmesinin TSK.’nin itibarını sarsacak vehamete ulaştığı, davacının TSK.’deki kamu hizmetine yabancılaştığı ve anılan hizmeti devam ettirmesine olanak kalmadığı değerlendirilmekle; davalı idare tarafından takdir yetkisinin objektif sınırlar içinde kullanılmasıyla tesis edilen ayırma işleminde hukuka aykırı bir yön bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

Diğer yandan davacı vekili tarafından, davacının psikolojik rahatsızlığı nedeniyle raporlu iken ve tedavisi sonuçlandırılmadan TSK.’den ilişiğinin kesilmesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmüş ise de; davacı hakkında düzenlenen 08 Ekim 2007, 03 Mart 2007 ve 16 Ocak 2008 tarihli sağlık raporlarında davacının askerliğe elverişli olmadığı veya görevini yapamayacağına ilişkin herhangi bir karar bulunmadığından bu konudaki itirazına itibar edilmemiştir.

Açıklanan nedenlerle;

Hukuki dayanaktan yoksun bulunan davanın REDDİNE, tarihinde Üye Hâk.Alb. Mustafa OKŞAR’ın Karşı oyu ve OYÇOKLUĞU ile karar verildi.

KARŞI OY GEREKÇESİ

Dava ve özlük dosyasındaki bilgi ve belgelerin incelenmesi neticesinde; davacının 5 yılık meslek safahatı boyunca toplam 1/20 maaş katı 11 gün Göz hapsi ve 35 gün Oda hapsi disiplin cezaları ile cezalandırıldığı, ayrıca Firar suçundan dolayı Donanma Komutanlığı Askeri Mahkemesinin 15 Mayıs 2001 gün ve E:2001/333, K:2001/224 sayılı kararı ile 10 ay hapis cezası ve izin aşımı suçundan dolayı aynı Askeri Mahkemenin 18 Eylül 2001 gün ve E:2001/764. K:2001/462 sayılı kararı ile 10 ay hapis cezasına mahkûm edildiği; toplam 7.379,70-YTL(Yedi Bin Üç Yüz Yetmiş Dokuz Yeni Türk Lirası, Yetmiş Yeni Kuruş) borçtan dolayı, 11 Nisan 2005, 05 Temmuz 2006, 29 Haziran 2007 ve Temmuz 2007 tarihlerinde farklı icra Müdürlükleri tarafından icra takibine uğradığı, buna bağlı olarak aylığından kesinti yapıldığı, davacının dokuz ayrı kişi ve kuruma olan 13,631,00-YTL(On Üç Bin Altı Yüz Yeni Türk Lirası) borcu nedeniyle icra takibine uğradığı ve aylıktan kesinti yoluyla anılan borçlarının ödendiği, davacının bu borçlanmalarından dolayı 21 Ocak 2005 ve 24 Eylül 2006 tarihlerinde uyarıldığı anlaşılmaktadır.

Davacı vekili, rahatsızlığı nedeniyle tedavisi devam etmekteyken sağlık işlemlerinin sonucu beklenmeksizin tesis edilen ayırma işleminin hukuka aykırı olduğunu öne sürmüştür. Davacının sağlık durumu incelendiğinde, davacı hakkında 08 Ekim 2007 gün ve 519 sayılı sağlık raporunda 15/C, F 28 Organik olmayan psikotik bozukluklar, 3 ay istirahat + ilaç kullanımı; 03 Mart 2007 gün ve 144 sayılı sağlık raporunda Organik olmayan psikoz, 3 ay istirahat ve 16 Ocak 2008 gün ve 19 sayılı sağlık raporunda 15/C F 28 Organik olmayan psikoz tanımlanmamış, 3 ay istirahat + ilaç kullanımı sağlık kararlarının bulunduğu görülmektedir.

926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununun Sıhhi izin süresi başlıklı 128’nci maddesinin (b) bendinde Kanser, verem, akıl ve ruh hastalıkları gibi uzun süreli bir tedaviye ihtiyaç gösteren hastalığa yakalananlar, Sağlık Kurulları raporlarında gösterilecek lüzum üzerine, aynı rütbede toplam olarak ve fiilen üç yılı geçmemek şartıyla tedavi, istirahat veya hava değişimine tabi tutulabilirler denilmekte; aynı hüküm Türk Silahlı Kuvvetleri Sağlık Yeteneği Yönetmeliğinin 31 ve 32’nci maddelerinde de tekrarlanmaktadır. Dairemizin bu konudaki emsal kararlarında da; idarenin, müdebbir bir idare olarak, kendi personelinin hakkını koruma yükümü nedeniyle, ruhi rahatsızlığa düçâr olan ve bu durumu tıbbi raporlarla saptanan personelin sağlık durumunu takip altına alması, tıbbi tedavi ve istirahat evresinde bulunuluyorsa bu aşamanın sonucunu beklemesi, sıhhi izin süreleri içerisinde sürdürülecek bu takibin sonucunda ilgili hakkında verilecek kesin sağlık kurulu raporunun alınmasından sonra, rapor sonucuna göre ilgili hakkında ya sağlık nedeniyle emeklilik veya tıbben buna lüzum görülmemişse, ayırma işlemi tesis etmesi gerekirken; bu hukuki yola uyulmayıp, kısa ve kolay olan disiplinsizlik nedeniyle ayırma işlemine tevessül etmesi durumunda, ilgili personelinin özlük haklarının ihlaline sebebiyet vereceği, bu durumun ise kişi yararı-kamu yararı dengesini bozması itibariyle hukuka aykırı düşeceği vurgulanmaktadır.

Davacı hakkında TSK.’den ilişik kesme işleminin 07 Şubat 2008 tarihinde tesis edildiği, bu tarihten önce davacının psikolojik rahatsızlığına ilişkin üç adet sağlık raporu bulunduğu ve davacının tıbbi tedavisinin devam ettiği açıktır. Bu bağlamda, davacının psikolojik rahatsızlığı nedeniyle tedavisinin devam ettiği ve istirahatte bulunduğu süre içinde, davalı idare tarafından bu süreç sonuçlandırılmadan ve kesin sağlık raporu alınmadan TSK.’den ayırma işlemi tesis edilmesinin hukuka aykırı olduğu kanaatinde olduğumdan aksi yönde oluşan sayın çoğunluk kararına katılamadım. 07.10.2008 (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy