Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 1. Daire 2007/974 Esas 2008/804 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYüksekİdareMahkemesi
Dairesi: 1. Daire
Esas No: 2007/ 974
Karar No: 2008 / 804
Karar Tarihi: 08.10.2008

(2709 S. K. m. 125) (Astsubay Sicil Yönetmeliği m. 5, 28)

Davacı 17.08.2007 tarihinde İskenderun 3’üncü Asliye Hukuk Mahkemesi’nde, 22.08.2007 tarihinde de Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nde kayda geçen dava dilekçesinde özetle; 2007 yılı sicil işlemlerinin tamamen art niyetle ve usulsüzlükle tesis edildiğini, 2’nci sicil üstünün 1’inci sicil üstünden olumsuz etkilenerek yanlış kanaate varmış olduğunu öne sürerek 2007 yılı 1’inci ve 2’nci sicil üstü sicil işlemlerinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davacının, dava ve özlük dosyaları ile sicil defter ve belgelerinin incelenmesinde; 1998 yılında Astsubay Çavuş nasbedilen davacının 1999 yılından itibaren sicil almaya başladığı, ortalamaları yüksek seviyede sicil safahatı sergilediği, dava konusu 2007 yılı sicil döneminde 15.02.2007 tarihinde 1 ve 2’nci sicil üstlerince görevden ayrılma sicili düzenlendiği, 1’inci sicil üstü sicil notunun iyi seviyede olduğu, Özel ve Ayırt Edici Hususlar başlığı altındaki niteliklerden 36’ncı niteliğe olumsuz kanaat oluşturan kıstasın işaretlendiği, 2’nci sicil üstünce de çok iyi seviyede sicil notu sonucunu doğuran işaretlemeler yapıldığı, herhangi olumsuz kanaat bildirilmediği, 3’üncü sicil üstünün ise sicil düzenlemediği, 02.05.2007 tarihinde de 1 ve 2’nci sicil üstlerince 3 ay çalışma süresi şartı oluşmadığından Henüz Bir Kanaat Edinemedim işaretlemesinde bulunulduğu, mesleki safahatında toplam 25’ten fazla takdir ile taltif edildiği, kayıtsızlık tedbirsizlikle tutuklunun kaçmasına sebebiyet vermek suçundan dolayı 27.12.2001 tarihli 1(bir) adet tecilli mahkûmiyet hükmünün ve 18.03.2004 tarihli uyarı disiplin cezasının mevcut olduğu, dava konusu sicil döneminde bir adet takdirle taltif edildiği, cezasının bulunmadığı anlaşılmıştır.

28.12.1998 tarihli Resmi Gazete de yayınlanan Astsubay Sicil Yönetmeliği’nin Sicil üstlerinin görev ve sorumluluğu başlıklı 5’inci maddesinde; Sicil üstleri; emri altındakiler hakkında sicil düzenlerken; üstlük ve komutanlığın en önemli olan özel yetkilerinden birini kullanırlar. Sicil üstleri; bu görevin önemini göz önünde tutarak, sicil belgelerindeki nitelikleri tam bir tarafsızlık, adalet ve vicdani kanaatle değerlendirmekten sorumludurlar. Aksi durum, ehliyetli olmayanların layık olmadıkları rütbe ve makamlara yükselmelerini, dolayısıyla Türk Silahlı Kuvvetlerinin yetenekten yoksun kişilerin elinde görevini yapamaz duruma düşmesi sonucunu doğurur. Hissi ve aşırı merhamet duygusuyla verilecek sicillerin, hak eden başka personelin hakkını ihlal edeceği, daima göz önünde bulundurulur… denilmektedir.

Bilindiği üzere, özünde değerlendirme unsurunu barındırdığı ve bir değerlendirme sürecinin sonunda ortaya çıktığı için, sicil işlemleri, idarenin diğer işlemlerine nazaran takdir yetkisini yoğun olarak kullandığı işlem grubu içerisinde yer alır. Bu bağlamda sicil işlemlerinin denetimi, takdir yetkisinin eşit, adil, objektif ve hizmet gereklerine uygun olarak kullanılıp kullanılmadığı, bu yetkinin kullanımında hukuka aykırı bir durumun bulunup bulunmadığı yönünden yapılmak durumundadır. Sicil üstünün, ast’ı hakkında sicil düzenlemesi işleminin, tamamen üst’ün hareket alanı içinde kaldığını varsaymak da mümkün değildir. Zira Anayasa’nın 125’inci maddesinin 4’üncü fıkrasında takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı verilemeyeceği belirtilmiş, takdir yetkisinin denetlenmesi konusunda bir kısıtlama getirilmemiştir. Buna göre; yargı yerince denetlenemeyecek olan, hukuka uygun kullanıldığı tespit edilen takdir yetkisi olup, bu yetkinin kullanılma sürecindeki hukuka aykırılık halleri ise denetlenebilecektir.

Sicil işlemlerinde, takdir yetkisinin kullanılma sürecindeki hukuka aykırılık hali ise; uzun yıllar, belirgin bir çoğunlukla çok yüksek sicil notları ve olumlu kanaatler ile takdir edilmiş personele, genel safahatına ve uygulamaya istisna teşkil edecek ve göze çarpacak nitelikte (birden bire düşüşü izah eden makul ve kabul edilebilir nedenler öne sürülmeksizin) çok düşük sicil notları takdir edilmesi ve hakkında olumsuz kanaatler belirtilmesi durumunda ortaya çıkar.

Yukarıda belirtilen ölçütler doğrultusunda dava konusu sicil işlemleri değerlendirildiğinde; davacı hakkında 1’inci sicil üstü tarafından yapılan işaretlemelerin nota tahvili sonucu ortaya çıkan iyi seviyesindeki sicil notunun safahatındaki en düşük notu olduğu, genel sicil alma eğilimine uygun olmadığı, ayrıca 36’ncı niteliğine yapılan olumsuz işaretlemenin, takdir olunan notla çeliştiği ve bu işaretlemeyi haklı kılan bir nedenin de (ceza, uyarı v.s) bulunmadığı, dolayısıyla 2007 yılı 1’inci sicil üstü sicil işleminin hukuka aykırı olduğu ve iptalinin gerektiği, 2’nci sicil üstü tarafından yapılan işaretlemelerin nota tahvili sonucu ortaya çıkan çok iyi seviyesindeki sicil notunun davacının genel sicil alma eğilimine uygun olduğu, ani açık bir düşüş göstermediği işlemin hukuka uygun olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Davacı, 2007 yılı sicil döneminde görev performansına yönelik niteliklerin kendisine tebliğ edilmediğini öne sürmüş ise de, sicil dosyasında yapılan incelemede söz konusu belgenin kendisine tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Bir an için belgede hata olduğu, diğer bir deyişle anılan niteliklerin davacıya tebliğ edilmediği kabul edilse dahi; Astsubay Sicil Yönetmeliği’nin Geri beslemenin yapılması başlığı altındaki 28’inci maddesinden tebliğden güdülen amacın; kişinin eksikliklerini görmesi ve gidermesi, keza iyi yönlerini de geliştirmesi olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Bu bakımından, tebliğ işleminin yapılmamasının, Yönetmelik hükümlerine göre tesis edilen sicil işleminin hukuki geçerliliğine tek başına bir etkisi olmadığı değerlendirilmiştir.

Açıklanan nedenlerle;

1. Hukuka aykırı bulunan 2007 yılı (15.02.2007 tarihli) 1’inci sicil üstü sicil işleminin İPTALİNE,

2. Hukuki dayanaktan yoksun bulunan 2007 yılı 2’nci sicil üstü sicil işleminin iptali isteminin REDDİNE, (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy